Dolar
ABD Doları 32.4507
Euro
Euro 34.8293
Sterling
Sterling 40.7962
Altın
Altın 2438.6703
BOLU HAFİF SAĞANAK YAĞIŞLI
11,1
HAFİF SAĞANAK YAĞIŞLI

Uğur ÖZKOÇ

Uğur ÖZKOÇ (Kar Palas Otel Genel Müdürü)

 

Doğum: 1979
Bolu

Okul: Bolu
Atatürk İlkokulu, Bolu Atatürk Ortaokulu, Mahalli İdareler Lisesi…

Meslek: Genel
Müdür

Bulunduğu Görevler: Turizm
Yöneticileri Derneğinde görevli, Türkiye Otelciler Birliğinde görevli. Turizm
Yazarları Derneği üyesi. Bir dönem TÜRSAB’da görevli idi. Profesyonel Otel
Yöneticileri Derneğinde imzası var…

 

BAŞARILI BİR TURİZMCİ

 

Köroğlu Mahallesinde dünyaya geldi, bu yüzden mahalle
kültürüyle büyüdü…

Lise eğitimini bitirir bitirmez soluğu Bodrum’da aldı
ve yazlık otellerde çalışmaya başladı…

Turizmciliğe Bolu’da devam etmek istedi, memleketine
geri döndü…

Bolu’da birçok otelde çeşitli görevler aldı…

Bir ara kendi organizasyon şirketini kurdu; tanıtım,
reklam, organizasyon, açılış, temel atma, festival, tören gibi birçok işe imza
attı…

İlk esnaflık işiydi ama başarılı olamadı…

Şimdi tekrar turizm sektöründe başarılı çalışmalara
imza atıyor…

Futbolu ve mesleğinden de anlaşılacağı üzere yemek
yapmayı çok seviyor…

Bolu’nun başarılı turizmcilerinden, Kar Palas Otel’in
genç genel müdürü Uğur Özkoç’un hayat hikayesi…

 

1979’da
Bolu’da dünyaya gelen Uğur Özkoç, hayat hikayesini şöyle özetliyor;

MAHALLE KÜLTÜRÜ
İLE BÜYÜDÜ












































Köroğlu
Mahallesi’nde doğdum, hep de orada yaşadım. İlkokul, ortaokul, yine aynı
mahallemizde Atatürk Ortaokulunda geçti. Liseye Mahalli İdareler Lisesinde
başladım. Mahalli İdareler Lisesi Bolu’da olmayan bir liseydi. Oradaki kobaylar
da bizdik zaten. Türkiye’de beş tane denendi, denenen şehir de Bolu’ydu, okul
beş mezun verdi bunlardan biri de benim. Temelinde muhasebe olan bir yapıydı
ama tüm dersleri İngilizce gördük. Mahalle kültürü ile büyüdük. Mahalle
maçları, mahalleler arası kavgalar, bütün grupların içinde var olduk, hep a
takımında bulunan birisi oldum. 

LİSE BİTTİ
BODRUM’A GİTTİ

Lise
Cuma günü bitti, Cumartesi günü ben Bodrum’daydım. Orada meslek hayatım
başladı. 1996 yılının Haziran ayının 15’inci günü. Meslek hayatıma önce
mutfakta başladım. Burada Bolu’da aşçı olan bir abimizin aracılığı ile
Bodrum’da. Üç ay sonra üniversite sınavlarına girmiştim. Anadolu Üniversitesi
Muhasebe Finansman bölümünü kazandım. İki sene orada okudum. Beraberinde de
çalıştım. Bodrum’da 1998 yılına kadar devam ettim. Mutfaktan kısa bir süre
sonra 3 – 4 ay sonra resepsiyona geçiş yaptım. O yıllardan sonra hep,
resepsiyon, satış pazarlama, ön büro ve yönetim kademelerinde çalıştım hiç
bırakmadım hep aynı alanda devam ettim. 1998 yılında Bolu’ya döndüm. Bolu’da
Koru Otel’de göreve başladım. Ege, Akdeniz’in yapısı biraz daha çalışma odaklı
olduğu için, Koru Otel’deki resepsiyonist arkadaşların üzerinde bir iş bilgim
vardı. Kısa süre içinde orada resepsiyon şefi oldum. Bu dönemde muhasebe
finansman bölümünü bitirmiştim, işletmeye geçiş yaptım. 2001 yılının sonunda
askere gittim. Şırnak’ta bir yıl kaldım. 23. Jandarma Sınır Tümen
Komutanlığında tümen komutanı ile beraberdim. Altı ay bir paşa ile ikinci altı
ay diğer paşamızla görevimizi tamamladık. Döndüğümde Kastamonu Ilgaz’da
Kastamonu Holdingin bir iştirakinde satış pazarlama ve ön büro müdürü olarak göreve
başladım. Yaklaşık iki yıl orada çalıştım, sonrasında Bolu’da Göynük’te beş
ortaklı bir yatırım iştirakimiz oldu. Burayı Eskişehir Anadolu
Üniversitesinden, Bolu Valiliğine devrini yapıp, il özel idare aracılığıyla
kiralamasını yapıp burada bir yatırım yaptık. 65 odalı yaklaşık 117 dönüm bir
arazi üzerinde il özel idaremizin bir binasının otele çevirdik. Yaklaşık 4 – 5
yıl kadar burayı çalıştırdık. Aynı zamanda Bolu’da yine bir seyahat acentesi
açtım. Bolu Organizasyon ve Papatya Turizm diye. Yine belediyemizin,
valiliğimizin, ticaret odamızın, ilgili kurum kuruluşların tamamının, tanıtım,
reklam, organizasyon, açılış, temel atma, festival tören tarzında bütün
işlerini yaptım. Daha sonra oteli Fenerbahçe Spor Kulübüne sattık. Fenerbahçe
Spor Kulübü o dönemde Topuk Yaylasındaki yatırımını da devam ettiriyordu. Aziz
Yıldırım’ın içeriye alınması bir iki yıl cezaevinde yatması, bizden aldıkları
otelin yatırımını durdurdu. Onun projesiydi o. Fenerbahçe Voleybol Kulübüne
devrettiler, daha sonra da satılmış diye biliyorum.

KENDİ İŞİNDE
BAŞARILI OLAMADI








Bolu
Merkez’de farklı turizm seyahat acentesi ve organizasyon firması üzerine farklı
organizasyonlar üzerine yoğunlaşmaya başladık. Bu şahsi olarak benim ilk
esnaflık deneyimimdi. Çok da başarılı olduğum söylenemez. Bitişi şu tarih
itibarıyla 10 yıl oldu. 2009 yılının sonu, 2010 yılının başında çok
beceremediğim için kapatmıştım. Batmanın ne demek olduğunu o yıllarda orada
öğrendik. Büyük işler yaptık ama biz bugüne kadar hep başkasının parasını
yönetmeyi iyi öğrenmişiz, kendi paramızı yönetemedik. Başkasının parası olunca
doğru yönetiyoruz, son kuruşuna kadar çıkartmaya çalışıyoruz ama kendi paramız
olunca, çok doğru yönetmedik. Bu bize çok ciddi bir çevre kazandırdı, ciddi bir
ticaretin, esnaflığın ne olduğunu öğretti ama bir yandan da gerileme sürecinde
ciddi zararlar da verdi tabi.  2010 yılında
ben tekrar maaşlı çalışmaya, otelciliğe geri dönüş yaptım. Yaklaşık 2 yıl kadar
Mardin’de Eczacıbaşı ve Procter & Gamble’ın bir projesinde görev yaptım.
Orası yine beş yıldızlı ultra lüks bir oteldi. Oranın satış pazarlama ve
operasyon müdürlüğünü yaptım. Akabinde Dedeman Grubuna geçiş yaptım. Dedeman
Grubunda Zonguldak Merkez’de, Türkiye’deki bir çok otelin satış pazarlama
ağında Dedeman Otelinde etkin faaliyetlerim oldu. Daha sonra Konya ve
Karaman’da iki oteli bulunan bir grubun iki otelinin genel müdürlüğünü teklif
etmişlerdi, tabi, bizde title ve sınıf atlamak parasal değerden ziyade
yaptıklarının bir yere ulaştığını gördüğünü hissettiğin için genel müdürlük
bana avantajlı gelmişti. Mevcut görevimden istifa ettim ve orada genel müdür
olarak göreve başladım. 103 odalı o zaman bir oteldi. Bölgenin en büyük
kapasitesi en yüksek oteldi. İkinci yıl ikinci otelini de yaptık oranın. Her
iki otelin de yaklaşık 3 yıl kadar genel müdürlük pozisyonunda yönetimini
yaptım. 

NARVEN’DE ÇALIŞTI

2016
yılında Bolu’da kurulan Narven Termal Tesislerinin Şubat ayı itibariyle
açılmıştı, açılışından yaklaşık bir 10 – 15 gün sonra işletme müdürü olarak
orada göreve başladım. Orada da bizim alışık olduğumuz bildiğimiz yapının
dışında bir alan. Devremülk yönetimi, devremülk sistemi. Otelciliğe yakın ama
otelcilikten farklı bir yapı idi. Yılsonuna kadar orada görev yaptım. Çok da
bize uyan bir yapı olduğunu düşünmüyorum tamamen farklı bir sektör. Çünkü
misafirler, kendi mülklerinde konaklama yapıyorlar ama sizden hizmet alıyorlar.
Tabi, beklentiler farklı, işletme yapısı farklı, böyle olunca bize çok uyan
bizim alışık olduğumuz sistem değildi. Dolayısıyla çok da uzun sürmedi, bir yıl
bile olmadan oradaki görevimden de ayrıldım.

KAR PALAS OTEL’DE
GENEL MÜDÜR

Yaklaşık
üç ay sonra şu an halen devam ettiğimiz Karpalas Otel’de inşaat aşamasında iken
Mustafa Yaman önderliğinde, Emrah Bey’in yönetim kurulu başkanlığını üstlendiği
şirkette genel müdür olarak göreve başladım. Yaklaşık 17 – 18 aydır, tesisimizi
devam ettiriyoruz. Biz Bolu’da yeni bir marka yarattık, Bolu’ya yeni bir
konaklama kültürünün son trend şeklini getirmeye çalıştık. Gerek kullandığımız
malzeme ve ürünler, beş yıldız konaklama hizmeti sunuyoruz şu an. Online
internet kanallarında şu an dünyanın 125 ülkesinde Bolu adı altında Karpalas
Markasını pazarlamaya devam ediyoruz. Dünyanın birçok kıtasından misafirlerimiz
var. Endonezya’dan, Malezya’dan, Singapur’dan, Tayvan’dan, Ortadoğu ve körfez
ülkelerinin tamamından, Avrupa’nın belli ülkelerinden, spor amaçlı, tatil
amaçlı, gezi amaçlı, iş amaçlı, birçok misafirimiz var. Bunlarla ilgili şehrin
yeni bir destinasyon haline gelmesi ile ilgili gerek bakanlık nezdinde, gerek,
valiliğimiz ilgili kurumlar nezdinde ciddi çalışmalarım ve ciddi projelerim
var. Bunun geçmiş yıllardaki örneklerini Konya’da, Çatalhöyük Neotarım Köyü
projesinde edinmiş olduğum birçok bilgi vardı ki, bunları şehrimize
yönlendirmek için şu an altyapısını hazırladığımız projeler var. Yine, sağlık
turizmi ile alakalı Avrupa’nın birçok ülkesinde ülkemizden sağlık hizmeti almak
isteyen kurum, kuruluş ve seyahat acenteleri ile görüşmelerimiz var. Bunlarla
ilgili de yakın tarihte hayata geçireceğimiz bir projemiz var. Şehrin
ekonomisine katma değer katmak adına gerek şirketimiz, gerek şahsım, sürekli
proje geliştirip, geliştirdiğimiz projeleri hayata geçirmek katma değer
sağlamak adına çalışmalarımız devam ediyor. Bu geçen 23 yıllık süre içinde de
edindiğimiz bilgi beceri ve deneyimlerimize şu an sektöre atılan, sektörde var
olan arkadaşlarımıza aktarıyoruz, öğretiyoruz. Bilgi bizimle mezara gidecek
değil, muhakkak bizim de birilerinden aldık, birilerine aktarmamız gerekiyor.
Bu bilinçle, bu düsturla hareket ediyoruz.

YEMEK YAPMAYI
SEVİYOR














Futbol
bizim için sanki bir yaşam tarzı diyebiliriz. Artık oynamıyorum ama iyi bir
seyirciyim. Ben Galatasaray’ı tutuyorum ama Boluspor da tabi ki ikinci
takımımız diyebiliriz. Hem ticari olarak takip ediyoruz, hem de sevgiden dolayı
takip ediyoruz. İşim haricinde ben yemek yapmayı çok severim. Değişik yemekler
denemeyi severim. İlk başladığım yer mutfak olduğu için, yeni lezzetler, yeni
tatlar. Onla ilgili de otelimizde de bir projemiz vardı. Unutulmuş lezzetler
korumamız altında diye yola çıkmıştık ama tüketici bunu çok benimseyemediği
için o biraz askıda kalan bir proje oldu. Geçmişten günümüze, Osmanlı’dan bugüne
gelen lezzetleri bir korumamız altında tutup burada insanlara o hali ile servis
edelim istedik ama tüketici bunu benimseyemedi. Benim şahsımın da bir
projesiydi bu ama altyapı gerekli. Zemin oluşmadığı için şu an askıda duruyor. 

İŞİNİ SEVİYOR

Katı
ve sert çizgileri olan bir sektörde değiliz. Tamamen eğilmeyi bilen, tamamen
yerinde dönebilen bir sektör olduğumuz için bu ister istemez bizim kişiliğimize
ve karakterimize de yansıyor. Yaşamımıza da yansıyor. Bizim sektörde çok katı
çizgiler, sert duruş olamıyor, böyle olursa memnuniyetsizlik yaratmış
oluyorsunuz. Gerek personelde, gerek misafirde veya son tüketicide o verimi
alamıyorsunuz. Her zaman için güler yüzlü, her zaman için sempatik, her zaman
için temiz, bakımlı, düzgün her an her şeye hazır bir yapıda olmanız gerekiyor.
Dolayısıyla o resmi, kravatlı yapı bize çok uymuyor. Uzun yıllardır da bu
üzerimize yapıştığı için bu karakterimize de işlemiş durumda.

AİLE HAYATI

Ben
üç kardeşim. Baba öğretmen, annem de ilk başlangıçta eğitimci ama daha sonra
sivil taraftan bir emekliliği var. Annem babam emekli. Abim var, abim sanayici,
uzun yıllardır, hatta staj yılından beri hala aynı Organize Sanayide Başoğlu
Kabloda çalışıyor. Kız kardeşim okul öncesi öğretmeni, o da Bolu’da yine. Her
ikisi de evli. Ben de evliyim. Henüz çocuğum yok. Bundan sonraki yaşamımı
Bolu’da sürdürmeye, Bolu’da devam etmeye çalışacağım.

HEDEFLERİ














Çok
hayal kurmayı sevmem. Kurduğumuz hayallerin hiçbiri gerçekleşmediği için daha
gerçekçi olmayı seviyorum. Hedeflerimiz, şu an çalıştığımız yerin daha başarılı
olması. İkinci, üçüncü bir zincir, bir tesis haline gelmesi için elimizden
gelen bilgi ve beceri ile birleştirip emekle bunu çoğaltmanın düşüncesindeyiz.
Böyle bir projenin başında olmak da gurur verici. Demek ki, edindiğimiz
bilgiler boş değilmiş, boşuna kürek sallamamışız diyebileceğiz. Planlarımız da
hep bu yönde. Böyle bir projeyi yönetmek de kesinlikle güzel, anlamlı ve onur
verici. 

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
13 Kasım 2018
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir