Mahmut Aytaç ÖZER

Mahmut Aytaç ÖZER (Eczacı – Mina Eczanesi Sahibi)

Doğum: 1
Ekim 1973 Adana

Okul: Adana
Cebesoy İlkokulu, Adana Gazi Ortaokulu, Adana Borsa Lisesi, Hacettepe
Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu…

Meslek: Eczacı

Bulunduğu görevler: Türk Eczacılar Birliği üyesi, ayrıca söz konusu
birlikte yaklaşık 6 sene il temsilciliği yaptı…

BOLU’NUN ECZACI DAMADI

Aslen Adanalı ama eşi Bolulu olduğu için tanışmış
Bolu’yla. Sonra da sevmiş ve mesleğini burada idame ettirmek istemiş…

Eczacılık değil de tıp kazanmak istemiş aslında ama
işini çok seven bir Eczacı…

İki çocuk babası, ailesine düşkün biri…

Yapmak istediği çok şey var. Erken emekli olup onları
hayata geçirmek istiyor bir bir…

Bitki yetiştirmeyi çok seviyor mesela. Onun için
bahçesinde vakit geçirmekten büyük haz alıyor…

Vakit buldukça ney üflüyor, birde saat koleksiyonu ile
ilgileniyor…

Hayattansa sadece ‘sağlık’ bekliyor…

Bolu’da yıllardır Eczacılık yapan Mina Eczanesi sahibi
Mahmut Aytaç Özer’in hayat hikayesi…

1
Ekim 1973 tarihinde Adana’da dünyaya gelen Mahmut Aytaç Özer, dört erkek kardeş
olarak Adana’da iyi bir çocukluk hayatı geçirdi. Annesi Ayten Özer’i henüz
küçükken kaybetti. Baba Bayram Özer büyüttü çocukları. Bir Abisini (Ahmet Miraç
Özer) Adana’da bir kazada kaybetti Özer. Abilerinden birisi Çukurova
Üniversitesinde öğretim görevlisi, küçük kardeşi de Tarım Bakanlığında müfettiş
olarak görev yapıyor. Doktor olmak isterken eczacı olan ama mesleğini de çok
seven Mahmut Aytaç Özer bakın nasıl özetliyor hayat hikayesini; 

Çocukluk Fotoğrafları

NASİP ECZACI
OLMAKMIŞ

Mesleğe
Gaziantep’te 5. Zırhlı Tugay’da askerliğimi bitirdikten sonra Bolu’ya gelerek
eczanemi başladım. Niye Bolu’ya geldim? Eş durumundan. Eşim buralı. 1998’den
beri buradayım. Eczacılık benim çok istediğim bir şey değildi aslında. Ben
Gülhane Askeri Tıp Akademisini tercih ettim, gözüm bozuktu almadılar. Aslında
benim tercihim tıptı. Nasip buymuş, sevdiğim bir meslek şu an. İşe başlayınca
daha çok sevdim. Çok net bir tercih değildi, ama yine dünyaya gelsem bu mesleği
tekrardan isterdim.

AİLE HAYATI

Eşimle
üniversitede tanıştım. Daha sonra okul bittikten sonra evlendik. İki tane oğlum
var. Rüzgar Deniz Özer küçüğü, büyüğü Hazar Özer. Biri 17 yaşında nasipse bu
sene sınava girecek. O da eczacı olmak baba mesleğini devam ettirmek istiyor,
anne de eczacı. Bunu devam ettirmeyi düşünüyor. Belki Allah ömür verirse, erken
emekli olmak istiyorum. Ömür billah çalışmak değil de hobilerim çok fazla
uğraşmak istediğim şeyler çok fazla. Yapmak istediğim şeyler çok fazla. Erken
emekli olup, oğlumla beraber bir eczane işletebiliriz. Hazır meslek olduğu için
o yüzden olmak istiyor belki.

6 YIL TEMSİLCİLİK
YAPTI

Türk
Eczacılar Birliğinde yaklaşık 6 seneden beri il temsilciliği yaptım. Yorgunluk
var sevmiyorum. Tembel bir adam değilim aksine aktifim ama ben görevimi
yaptığımı düşünüyorum. 6 sene boyunca fazlasıyla yaptığımı düşünüyorum. O
yüzden görevi bir arkadaşıma devrettim. O da başarıyla devam ettiriyor. 

Okul Fotoğrafları

TÜRKİYE’DE
SİYASETE İNANMIYORUM

Ben
Türkiye’de siyasete çok fazla inanmıyorum. İnsanlar koltukla buluştuklarında
bambaşka bir insan haline geliyorlar. Siyasi fikir de kabul etmiyorum. Dünyada
iki fikir kabul ediyorum. Dünyada iki ırk var, iki siyasi fikir var, iki dil
var, iyi ve kötü. İki din biliyorum, iki dil biliyorum, iki ırk biliyorum iyi
ve kötü. Kötü insan baban dahi olsa kötüdür, kardeşin dahi olsa kötüdür. İyi
insan düşman dahi olsa iyidir.

HOBİLERİ

Bitki
yetiştirmeyi çok seviyorum. Bu bitki de bahar gelince bostan yapmayı, ciddi
anlamda bir bahçem var bana göre ciddi 800 m² orada ağaçlarım var. Aynı bahçede
tavuklarım var. Bu hobi değil aslında her insanın muhakkak bir bahçesi bir
hayvanı olmalı. Ülkede et sıkıntısı var, gidiyoruz, abuk subuk ülkelerden et
satın alıyoruz. Bundan 20 sene önce dünyanın tahıl deposu iken, dünyanın en iyi
hayvanlarını güneydoğuda doğuda yetiştirirken, şu an yurtdışından et alıyoruz.
Ama sen 10 tane tavuk yetiştirsen, başkası 10 tane yetiştirse, ülkede et sorunu
kalmaz. Hobi sayılırsa bu var. Bunun haricinde ney üflüyorum. Çocukluk
yaşlarımdan beri, aileden gelen bir şey bu. Kendimi rahatlatacak, sevecek
şekilde ney üflüyorum. Dayıdan, daha öteden gelen bir silsile ile ney
üflüyorum. Yaklaşık 20 -25 seneden beridir de Adana’da babamın dükkanı
Kuruköprü’deydi. Orada eski saat tamircisi vardı. Oraya ben gider gelirdim. O
da bana bozuk saatleri verirdi yap diye. Ondan kalma bir eski saat merakı, var.
Gücümüz yettiğince alıyorum. Osmanlı döneminden cep saati dediğimiz ufak tefek
tamirler, camı temizlerim yapılacak ayarlarını yapıyorum. Böyle oluşturduğum
bir saat koleksiyonum var diyebilirim.

HAYATINDAN MEMNUN

Ben
hep hayatımı yaşadım. Kimse beni döndürmedi, dönmek için bir sebep yok. Ben
buradayım, mutluyum. Burada küçük bir dünya kurmuşum. Saat benim için mutluluk,
birini ele geçirdiğim zaman özellikli bir saat bulduğum zaman dünyalar benim
oluyor. Veya dükkanımın arkasında ney üflüyorum yada denizi çok severim, benim
hayatım zaten böyle dönüyor. Hayatın dönüm noktası da bana komik geliyor. Gayet
memnunum hayatımdan sabit olursa hayatın bir kıymeti kalmaz.

KORKULARI

Ben
iftiradan korkarım, başka hiçbir şeyden korkmam. Günümüzde insanlar çok zayıf,
hiçbir insan kuvvetli değil, kuvvetli gibi gözüküyor. Ölümden hiç korkmam,
hepimiz öleceğiz. Hayat çok kısa. Hiçbir şeyden korkmam ben. Hayattan sağlık
beklerim, başka hiçbir şey beklemem. Parayı zaten kazanabiliriz. 

İş Fotoğrafları