Ayhan Eren (Erenler Halı ve Mobilya İşletmecisi)
Doğum: 3
Şubat 1989 Malatya/Arguvan
Okul: Canip
Baysal İlköğretim Okulu, Canip Baysal Lisesi, AİBÜ İktisat Fakültesi, halen
Ahmet Yesevi Üniversitesi Yerel Yönetimler Bölümü Yüksek Lisans Öğrencisi
Meslek: Ticaret
erbabı
Bulunduğu görevler: 2 dönemdir MÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi, BOGİAD
Üyesi, AK Parti üyesi, AK Parti Bolu Merkez İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeliği, AK Parti Bolu Belediye Meclis Üyeliği aday adaylığı
Babadan oğula…
Henüz 6 aylıkken geldiği Bolu’dan asla
vazgeçemeyenlerden o. Baba mesleği olan halıcılıkla başlayan iş tecrübesini
şimdi halı ve mobilya sektöründe, Kilim Mobilyanın bayiliği ile sürdürüyor. Bir
ara AK Parti’de siyasetin genç kuşakları arasında da yer aldı. Eski eşyaların
eskidiğine inanmayanlardan. Öyle ki; bu zamana kadar kullandığı tüm cep
telefonlarını atmaya kıyamamış. Hatta yıllar öncesine ait birçok kaset arşivi
var. 1990 yılında Belediye dükkânlarında mağaza açtıklarında kullandıkları ilk
tabela bile halen dükkanın en güzel yerini süslüyor. İşte başarılı genç
işadamlarından Ayhan Eren’in hayat hikayesi…
3
Şubat 1989 yılında Malatya’nın Arguvan ilçesinde doğdum. Sadet ve Hasan Turgut
eren’in ikinci oğlu olarak dünyaya geldim. Abim Mehmet Eren İstanbul’daki
şubemizin başında. Bende lise yıllarımdan beri Bolu’da hem okuyor, hem
çalışıyorum.
HEP TİCARETLE
UĞRAŞMAK İSTEDİ
Okul
yıllarında çok başarılı bir öğrenci değildim. Gözüm hep ticaretteydi. O
zamanlar Fen Lisesi Anadolu Lisesi sınavları vardı hiç birini kazanamadım.
Süper Lise vardı bizim dönemimizde. Ortaokul ortalamasına göre girip 4 yıl okudum.
Daha sonra üniversiteyi de kazandım. Gündüzleri işimizin başında durdum
akşamları okula gidiyordum. Bu yüzden okulu 6 senede bitirdim. Yoğun tempoyu
seviyorum. Onun için hem siyaset hem sivil toplum kuruluşlarında yer aldım.
1985
yılında babam buralarda (Bolu’da) herkesin bildiği 1968 model kırmızı
minibüsüyle halı satarmış. 1990 yılında amcamlarla birlikte Belediye
dükkanlarında mağaza açıyorlar. Halı satarak başlıyorlar. Daha sonra Düzce’de
bir yer açıyorlar. O süreçte mobilya, beyaz eşya ve zücaciyeyi de bünyeye
katıyorlar. Şuanda Bolu’da 3, Düzce’de 2 ve İstanbul’da 1 şubemiz bulunuyor.
İstanbul şubemizin başında abim Mehmet eren bulunuyor. Ben liseyi bitirdikten
sonra bu işe başladım. O günden beri aktif olarak bu işin içindeyim. Halk bizi
sevdi, güvendi. İnsanların güvenini kazanmak çok güzel.
YENİLİK HER
ZAMAN ŞART
Babamız bir noktaya
getirdi bizi. Bayrağı taşımak bize düşüyor. Onun sağladığı güveni, istikrarı
koruyabilmek çok önemli. Bolu küçük bir yer olduğu için zor bir sektördeyiz.
Fakat insanlar uzun süredir tanıdığı için tercihi bizden yana kullanıyorlar.
İnsanlara kolaylık sağladığımız için, yıllardır bu işin içinde olduğumuz için
ve hiç patron havasında olmadığımız için tercih edildiğimizi düşünüyorum. Ticaretle
uğraşıyorsanız sürekli yenilenmek gerekiyor. Babam ilk işe başladığında 60
metrekare dükkanı vardı. Zamanla büyüdü 135 metrekare oldu, yetmedi 675
metrekare oldu. Şuanda 1500 metrekarelik mobilya mağazamız var. Yenilik her
zaman şart. Yenilik olmazsa küçülmek gerekir. Büyümek için yeniliğe her zaman
açık olmamız gerekir.
ERDOĞAN’LA
FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK İÇİN SAATLERCE BEKLEDİ
Bir
Haziran Ayı idi. AK Parti Gurup toplantısına katıldık. Saatlerce Recep Tayyip
Erdoğan ile fotoğraf çektirmek için beklemiştik. Sonunda amacımıza ulaştık. Benim
için çok güzel bir anıydı. O yüzden o fotoğrafı iş yerimin en güzel yerinde
saklıyorum.
‘ESKİ’
KOLEKSİYONU VAR
Evde
kaset koleksiyonum var. Küçüklüğümden beri sakladığım bir arşiv. Küçükken kaset
çalarlarda kullandığım kasetleri hiç atamadım. Kullandığım cep telefonlarını da
hiç atmadım. Onların ayrı bir yeri var. Çünkü çoğunu kendi paramı biriktirerek
aldım. İlk, 2000 yılında evdeki bir telefonu kullanarak başladım. Sonra hep
para biriktirerek telefon aldım. Eskilerimi de atmaya kıyamadım. Çoğu çalışır
durumda 12 telefonum var. Eskilerin yeri çok ayrı bende. Eskileri seviyorum.
Film izlerken bile hep eski filmleri tercih ederim. Yeni dizileri falan
izlemem. Tek pişman olduğum şey; oyuncaklarım hep kaybolmuş, onları
saklayamamışım, üzülüyorum.
2,5 YIL
SİYASETTE YER ALDI
AK
Parti Gençlik Kollarında, 2012 yılında Taha Furkan Sönmezel ile ilk yönetimi
birlikte oluşturduk. 2,5 yıl yönetimdeydim. Küs ya da dargın ayrılmadık ama
belli bir süre sonra nokta koymak gerekti. Gönül bağımız devam ediyor ama aktif
olarak bir görevim yok. Taha Furkan Sönmezel göreve yeni atandığında
tanışmıştık. Geçmişten beri siyasete merakım da vardı. Zaten dedem de Malatya
Arguvan’da Anavatan Partisi ilçe başkanlığı yapmış. 2012 yılında Taha’dan davet
gelince katıldım. Sağ olsun her zaman da fikrimize önem verdi. Bir şeyler
yapmaya çalıştık. Siyasetle bir yerlere gelmek gibi bir niyetim yok. Uygun
görüldüğünde her zaman her teklifi kabul etmeye çalışırım. Ama bir yerlerde
görüneyim ya da reklam olsun gibi bir çabam asla olmadı. MÜSİAD Yönetim
Kurulunda yer alıyorum ki yönetim kurulunda yer almamda Abdullah abinin
(Abdullah Abat) çok etkisi var. Kendisine ne kadar teşekkür etsem azdır.
BOLU’YU ÇOK
SEVİYOR
Bir
hafta tatile çıksam Bolu’yu özlüyorum. Bolu çocukluğumuzda çok büyük değildi,
şimdi de çok değil ama bizim için Bolu’nun yeri ayrı.
Kendime
kısmen zaman ayırabiliyorum. Yılda bir sefer tatile çıkarım. Kışın ufak
kaçamaklar olur ama sürekli işimizin başında olmamız gerekiyor. Masa başında
bir işimiz yok. İnsanları memnun etmek bu işin temelinde yatıyor. Bizde
elimizden geldiğince her müşterimizle yakından ilgilenmeye çalışıyoruz.
