Dolar
ABD Doları 1.000
Euro
Euro 1.000
Sterling
Sterling 1.000
Altın
Altın 1.000
BOLU ÇOK BULUTLU
17,1
ÇOK BULUTLU

Seyfettin NES

Seyfettin NES (Marangoz – Serdar Mobilya İşletmecisi)

 

Doğum: 04
Ocak 1956 Bolu

Okul: İlk
ve Ortaokul eğitimini Bolu’da tamamladı…

Meslek: Mobilyacı

Bulunduğu görevler:

 

BAŞARILI BİR ZANAATKAR


Küçük yaşlarda amcasının mobilya atölyesinde çıraklık yaparak
öğrendi işi…

Askerden geldikten sonra kalfa da olunca kendi iş
yerini açmaya karar verdi ve devam ettirdi çok sevdiği mesleğini…

1992 yılında kurduğu kendi iş yerini şimdi oğlu ile
birlikte işletiyor…

Çocukluğu ailesine tarla, bağ, bahçe işlerinde yardım
etmekle geçti, sade bir çocukluk ve köy hayatı yani…

Gezmeyi, arabasıyla ilgilenmeyi ve en çokta ailesi ile
vakit geçirmeyi seven başarılı bir zanaatkar…

Bolu’nun başarılı marangozlarından Serdar Mobilya
sahibi Seyfettin Nes’in hayat hikayesi…

 

4
Ocak 1956 yılında Bolu’da dünyaya geldi Seyfettin Nes. Ortaokuldan sonra eğitim
hayatını noktaladı ve amcasının mobilya atölyesinde çıraklık yapmaya başladı.
Şimdi çok sevdiği mesleğini oğlu ile birlikte Serdar Mobilya adıyla devam
ettiriyor. Seyfettin Nes hayat hikayesini şöyle özetledi;   

MESLEĞİNİ ÇOK
SEVİYOR

İlkokulu
köyde okudum. Bolu’da ortaokulu tamamladım. Ortaokul mezunuyum. Ondan sonra
devam etmedim, meslek hayatım başladı. Küçük yaşlarda 1966 – 1967 yıllarında amcam
mobilya atölyesi açmıştı onun yanında yetişmeye başladım. Çok uzun süre
çalıştık. Mesleğimi seviyorum, severek yapıyorum. 62 yaşıma gelmeme rağmen hala
seviyorum mesleğimi.

ÇOCUKLUĞU
ÇALIŞARAK GEÇTİ

Çocukluk
hayatım çok şaşalı geçmedi, okuduk. Köyde olduğumuz için köydeki ailemize
yardım ettik, hayvanlara bakardık, bahçelere bakardık, hiç boş durmazdık.
Çocukluğumuz rahat bir şekilde geçmedi çalışarak geçti. Her köy çocuğunun
yapmış olduğu her şeyi biz de yaptık.

AİLE HAYATI




















































Annem
ev hanımıydı, vefat etti. Annem çok çalışkan ve çok iyi bir insandı, çok
becerikliydi. Köye gelen üst düzey kişileri annem karşılar ve ağırlardı. Babam
sağ şu an köyde. Annemin adı Emine babamın adı Muhittin. Biz iki kardeşiz,
benim küçüğüm bir kız kardeşim var Nezaket. Tarım İl Müdürlüğünden emekli oldu
memurdu. Ben de meslek hayatıma devam ettim ve buralara kadar geldik. Kendi
iş yerimden emekli oldum. Oğlumu yetiştirdim. Oğlum lise mezunu, meslek lisesini
bitirdi. O da mesleğini seviyor ve çok güzel ve çok iyi işler yapmakta. Damadım
yanımda usta olarak o da yetişti. Şu an dışarıdan kalfa usta yetişmiyor artık.
Nedense bu meslekte çalışacak kişileri bulmak çok zor ve yetişmiyor. Biz de
karınca kararınca kendi işlerimizi görüyoruz. İşimizi en iyi şekilde yapmak
istiyoruz yapıyoruz da. 

Çocukluk Fotoğrafları

SERDAR MOBİLYA
1992’DE KURULDU

Amcamın
orada askere gidene kadar çalıştık orada kalfa olduk. Askerden sonra yine devam
ettik işimize. 20 – 25 yıl geçtikten sonra emekliliğime de çok az kalmıştı,
kendi işyerimizi kurdum burayı Serdar Mobilya olarak. 1992 yılında işyerimizi
kurduk ve halen çalışıyoruz. Oğlumun üzerine yaptım bu işyerini.

ÜÇ ÇOLCUK BİR
TORUN SAHİBİ

Ben
hanımımla askere gitmeden önce tanıştık ve evlendik. Sonra askere gittim
geldim. O dönemlerde hanımımla tanıştığımız dönemde, herhangi bir telefon yok,
iletişim yok. Sadece hanıma düğünde rastladım, gördüm, beğendim, o da beni
kabul etti ve evlendik. İki kızım bir oğlum var. En büyük kızım 1976 doğumlu
Aynur. Ondan sonra Neslihan isminde bir kızım var, Serdar var oğlum. İşyerimin
adını da Serdar Mobilya koydum. Böyle devam ediyoruz. Çocuklarım evlendi bir
tane torunum var Atahan, çok seviyoruz onu. Eşimin adı Semiha. Bana çok destek
oldu iş hayatında, en büyük desteği o verdi her şeye beraber çaba gösterdik
bugünlere geldik.

MÜŞTERİ
MEMNUNİYETİNİ SAĞLADI














Biz
yaptığımız için en güzelini, en temizini, en sağlıklısını yapmayı gözetiyoruz.
İşin parasal konusunu zaten bir kenara bırakıyoruz. Bir işi yaptığımız zaman
kendimizi o işe adapte ediyoruz. En iyisini yapmaya gayret gösteriyoruz. Ama
biz sanatkar olduğumuz için pazarlama konusunda kendimizi yukarı
çıkartamıyoruz. Biz daha doğrusu kendi kendimizi keşfedemiyoruz. Yaptığımız
işlerde müşteri memnuniyeti olacak. Müşterilerimle akraba gibiyimdir. Bende şu
an kayıtlı 970 tane müşteri var. Hepsi kayıtlı. Bazıları vefat etti, onların
çocukları, torunları ile de iş yaparız. Seyfettin amcalarının tanırlar. Bana
gelirler, elimizden geldiği kadar biz de onlara yardımcı oluruz. 

Okul Fotoğrafları

HOBİLERİ

Ben
gezmeyi çok severim. Mesela Pazar günleri arabamla gezerim. Arabamı çok
severim, titiz bakarım arabama. Hanımla seyahat ederiz biz. Günübirlik gider
gezeriz, dolaşırız hobilerimin içinde bunlar vardır.

ASLA HAK YEMEZ

Benim
en çok mutlu olduğum an, karşımdakini mutlu ettiğim anlardır. Müşterim bir
takım paralar veriyor işini yaptırmak için. O işi layıkıyla yapıp, müşterimin
beğenisini kazandığım zaman çok mutlu oluyorum. Bütün emeğimin karşılını almış
oluyorum. Nasıl bir sanatçı sahneye çıkar da alkış aldığı zaman mutlu olursa
ben de öyle oluyorum. Benim bir özelliğim daha var ben herkesin yüzüne
söylerim. Ama iyi olsun ama kötü olsun içimde bırakmam hak neyse onu söylerim
kesinlikle şaşmam o konuda.

KORKULARI

Allah’tan
başka hiçbir şeyden korkum yok, ölümden de korkmuyorum. Rabbül alemin o nefesi
ne zamana kadar bize nasip ettiyse o çıkıp gidecek, ona boyun eğeceksin. O
gerçek. Ama arkamdan da bu iyi insandı, güzel sanatkar insandı denilmesini de
isterim tabi ki.

BEKLENTİLERİ


























Benim
çocuklarım, torunlarım iyi insanlar olsunlar hayattan bütün beklentim bu. Acı
çekmesinler, memleketimiz iyi olsun, çocuklarımız iyi olsun, sadece bizim iyi
olmamız bir şey ifade etmiyor. Toplum iyi olacak. Toplum, kalkınacak, iyi
geçimleri olacak. Ferah olacak insanlar, sıkıntılı olmayacaklar, benim hayattan
beklentim budur. Şu anki duyduğum haberlerde ve yaşadığımız ortamda benim hiç
onaylamayacağım şeyler oluyor. İnsan ailesini darp ediyor, öldürüyor, çocuğuna
kıyıyor. Bunların sebebi nedir? Bu neden araştırılmıyor. Bu çok acı bir şey.
İnsanın en sevdiği kişi eşidir, çocuklarıdır, bundan daha güzel bir şey var mı?
Ben akşam olsun da torunumun yanına, eşimin yanına gideyim diye çaba
gösteriyorum. Ama bu insanlar niye böyle toplum niye bozuldu bunun sebebini de
şöyle tahmin ediyorum; toplumda çok fazla maddi sıkıntı var. Bu tabi aileleri
zedeliyor. İnsan üzülüyor, neden bir çocuk gözyaşı döksün. Ben çocukları çok
severim. 

İş Fotoğrafları

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
25 Kasım 2018
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir