HABER: ASLI AKIŞ
Her gün derinleşen
ekonomik kriz, fiyatlardaki sistematik artış, kira ve faturalardaki yükselişin
eğitim emekçisini nefes alamaz, yaşayamaz hale getirdiğini belirten Eğitim İş
Sendikası, Birleşik Kamu-iş Konfederasyonu Bolu İl Başkanı Erkan Korkmaz, Kasım
ayı itibariyle işe yeni başlayan bir öğretmenin aldığı ücretin, vergi
kesintileri yüzünden 8 bin 764 liraya kadar düştüğünü aktardı.
“EĞİTİM EMEKÇİSİ, HER GEÇEN GÜN KREDİ VE
BORÇ BATAĞINA BİRAZ DAHA SAPLANMAKTADIR”
Yıl sonu gelmeden
maaşların açlık sınırına dayandığına dikkat çeken Korkmaz; “Her gün derinleşen
ekonomik kriz, fiyatlardaki sistematik artış, kira ve faturalardaki yükseliş
eğitim emekçisini nefes alamaz, yaşayamaz hale getirmiştir. Bu kaotik ekonomik
iklimde alım gücü her geçen gün biraz daha düşen, yoksulluk sınırının yarısının
bile altında ücret alarak hayata tutunmaya çalışan eğitim emekçisi, bu tablo
yetmezmiş gibi bir de adaletsiz vergi dilimi uygulaması yüzünden senenin sonuna
doğru daha da az ücret almakta, daha da fakirleşmektedir. Konfederasyonumuz
Birleşik Kamu İş’in Ekim ayındaki araştırmasına göre; ekmek, un, bulgur ve
makarnanın 1 yıldaki ortalama fiyat artışı yüzde 137, süt ve süt ürünlerindeki
yıllık ortalama fiyat artışı yüzde 99, sebzelerdeki yıllık ortalama fiyat
artışı yüzde 322’yi bulmuşken, kamu emekçisinin aldığı ücretler gündelik
ihtiyaçları gidermek için bile yetersiz hale gelmiştir. Ücretlerine bakliyata
gelen zam kadar bile artış alamayan eğitim emekçisi, her geçen gün kredi ve
borç batağına biraz daha saplanmaktadır” şeklinde konuştu.
“KAŞIĞIN UCUYLA VERDİĞİNİ KEPÇENİN DOLUSUYLA
ALMAKTADIR”
Erkan Korkmaz, vergide
adaletsizlik olduğunun da altını çizerek; “Hükümet, toplu iş görüşmelerinde
yetki sahibi olan sarı sendikaların da yardımıyla zam bile denemeyecek kadar
küçük miktarlarda ücret artışı yaptığı kamu emekçisine, vergi alırken zengin
muamelesi yapmakta; kaşığın ucuyla verdiğini kepçenin dolusuyla almaktadır. Koca
koca müteahhitlerin, ihale zenginlerinin, vergi konusunda sabıkalı olan yandaş
iş insanlarının vergi borçlarının düzenli olarak silindiği, onlara özel vergi
afları sağlandığı ülkemizde; zaten ay sonunu getiremeyen eğitim emekçisine yıl
sonunu kabusa çevirmenin vicdanla ve mantıkla yan yana gelir bir tarafı yoktur.
“Milletvekili maaşları öğretmen maaşını geçmemeli” vizyonuyla kurulan bu
Cumhuriyet, artık OECD ülkeleri arasında öğretmene en az ücret veren 5.ülke
olduğu halde, üstüne bu vergi adaletsizliğinin sürdürülmesi bıçağın kemiğe
dayandığı değil, kesmeye başladığı safhadır.” dedi.
“EĞİTİM EMEKÇİSİNİN ARTIK DAYANACAK GÜCÜ DE SABRI DA
KALMAMIŞTIR”
“Kasım ayı itibariyle
işe yeni başlayan bir öğretmenin aldığı ücret, vergi kesintileri yüzünden 8.764
liraya kadar düşmüş, 8.223 lira olan açlık sınırına dayanmıştır” diyen Korkmaz;
“Ülkede kira ortalamasının bile 6.500 TL
olduğu düşünülürse bir eğitim emekçisinin aldığı maaşla ihtiyaçlarını
gidermesi, geçinebilmesi imkansıza yakındır. İşte bu yüzden; bu vahim ve acil
sorunu bile Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda işlemeyi düşünmeyen Milli Eğitim
Bakanlığı, öğretmenlerin yeterliliğini ölçmeye kalkmak yerine onların
ücretlerinin yetersizliğini çözmelidir. Önce kendi yetersizliğini ortadan
kaldırmalıdır. Eğitim emekçisinin haklarının ve refahının her zaman savunucusu
olan Eğitim-iş olarak hükümete sesleniyoruz: Ya verdiğiniz ücretler oranında
vergi alın, ya da vergi aldığınız oranda ücret artışı yapın. Sizin kötü
yönettiğiniz ekonominin faturasını eğitim emekçisi ödemeyecektir! Eğitim
emekçisinin artık dayanacak gücü de sabrı da kalmamıştır, bunu bilin!”
ifadelerini kullandı.
“GELİN, BİZE BU REZALETİ REVA GÖRENLERE “DERS”
VERELİM!”
Eğitim İş
Sendikası, Birleşik Kamu-iş Konfederasyonu Bolu İl Başkanı Erkan Korkmaz,
hükümetin eğitim emekçilerinin emeğini görmezden geldiğinin işaret ederek; “Bu
ekonomik cendere içine sokulan ve nefes alamaz hale getirilen
meslektaşlarımıza, eğitim emekçilerine de sesleniyoruz: Kuşkusuz bu tabloda,
toplu iş görüşmelerinde mikrofon açık kaldığında “İşi uzatmadan bağladığımız
iyi oldu” diye bakanlara yalakalık yaptığı ortaya çıkan, emekçinin alın terini
iktidardan gelecek nobran bir “aferin”e satan sarı sendikaların da payı
büyüktür. Eğitim emekçisi için; onun emeğini görmezden gelen bir hükümet, onun
sorunlarını pekiştiren bir Bakanlık ve onun haklarını kendine konfor olarak
tahsil eden sarı sendikacıların oluşturduğu bu Bermuda şeytan üçgeninden tek
kurtuluş, birleşmek ve sesini duyurmaktadır. Gelin, bu haksızlığa birlikte
karşı çıkalım! Gelin insanlık onuruna yaraşır ücretler ve insanca çalışma
koşulları için birlikte mücadele edelim. Gelin, en iyi yaptığımız şeyi yaparak
bize bu rezaleti reva görenlere “ders” verelim! Yalnız ve çaresiz değilsiniz,
Eğitim-İş var!” diye konuştu.