Dolar
ABD Doları 39,1011
Euro
Euro 44,4609
Sterling
Sterling 53,0381
Altın
Altın 4.202,26
BOLU AZ BULUTLU
24,3
AZ BULUTLU

“SARI ZARF”LA KAYBETTİĞİ İTİBARINI GERİ İSTİYOR

“SARI ZARF”LA KAYBETTİĞİ İTİBARINI GERİ İSTİYOR

Bolu’da, 28 Şubat
post-modern darbe sürecinde, umutla başladığı öğretmenlik mesleğinden atılan,
yurt dışında aldığı ilahiyat eğitimi dolayısıyla askerlikte ve hakkını aradığı
yargı yolunda baskılara maruz kalan Siteler Camisi İmamı Nizamettin Perçin, bu ülkeye
daha fazla hizmet etmesine engel olanlara hakkını helal etmiyor.


— Evine gelen
tebligatla gerekçe gösterilmeksizin mesleğine son verilen Perçin, 28 Şubat
döneminde karşılaştığı maddi-manevi zorluklar ve küçük düşürücü davranışlar
nedeniyle kaybettiği itibarını, darbeye ilişkin görülen davaya müdahil olarak
geç de olsa geri almak istiyor


— Hayatı sarı zarfla
gelen tebligatla altüst olan Perçin: “Öğretmen olarak gittiğim Düzce’de,
çok sevilen biri olmama rağmen mesleğimi yapamamamın ezikliği içerisinde çok
gözyaşı döktüm”


—Herkes yattıktan
sonra abdestimi alıp, yatağımda yorganı kafama çekip o şekilde yatsı namazımı
kılıyordum. Komutan bana, ‘Eğer burada bir vakit namaz kılarsan sana
geçireceğin bütün günleri zindan ederim’ dedi ve etti de”


Bolu’da, 28 Şubat
post-modern darbe sürecinde umutla başladığı öğretmenlik mesleğinden atılan,
yurt dışında aldığı ilahiyat eğitimi dolayısıyla askerlikte ve hakkını aradığı
yargı yolunda baskılara maruz kalan Siteler Camisi İmamı Nizamettin Perçin, bu
ülkeye daha fazla hizmet etmesine engel olanlara hakkını helal etmiyor.


Refah-Yol hükümetinin askeri darbe ile görevden çekilmek
zorunda bırakıldığı dönemde, yurt içinde ve dışında geçirdiği başarılı eğitim
hayatının ardından binbir umutla başladığı öğretmenlik mesleği elinden alınan
Perçin, ilahiyat eğitimi nedeniyle dönemin zihniyeti tarafından fişlenmesi,
askerde gördüğü küçük düşürücü muameleler, ailesini geçindirmek için yıllarca
kamyon şoförlüğü yapması gibi zorlukları gördüğü süreci anlattı.


“Ben bu konuyu ahirete bırakmış bir insandım.”
diyen ancak elinden alınan itibarı ve yaşadığı zorlu süreçlerde çektiği
maddi-manevi sıkıntıların hesabını geç de olsa sormak için 28 Şubat’a ilişkin
görülen davaya müdahil olmak için başvuru yapan Perçin, darbecilere ve o
zihniyeti taşıyanlara, bu ülkeye daha fazla hizmet etmesine engel oldukları
için hakkını helal etmediğini belirtiyor.


“ASKERE GİDERKEN
KELEPÇE VURACAKLARDI”


Bolu’daki ilk, orta ve lise döneminin ardından üniversite
eğitimi için zor şartlar altında 1989’da gittiği Mısır’da, El-Ezher
Üniversitesi’ni 4 yılda başarılı bir şekilde bitirdiğini aktaran Perçin, Türk
öğrenciler arasında en iyi dereceye sahip olduğundan dolayı YÖK’ten takdir
aldığını kaydetti.


Perçin, askerlik tecil işlemlerinin ardından mezun olduğu
imam hatip okulunda 4 yıl ücretli öğretmenlik yaptığını, 1997 Refah-Yol
hükümeti dönemindeki denklik kabulünün ardından başvurduğu öğretmenliğe
Düzce’nin Kaynaşlı ilçesine bağlı Yörükler köyüne başladığını ifade ederek,
hayatının sarı bir zarf içerisinde gelen tebligattan sonra değiştiğini anlattı.


Düzce’de öğretmenlik yaptığı dönem evine gelen bildirimle
meslekten atıldığını öğrendiğini söyleyen Perçin, “Zarfın içerisindeki
kağıtta ‘Öğretmenlik hakkınız iptal edilmiştir’ yazıyordu. Büyük umutlarla ve
sevinçlerle gittiğim o köyden, çoluk çocuğumu göçümü toplayarak, hüzünlü bir
şekilde Bolu’ya geldim.” dedi.


Perçin, yaklaşık bir hafta sonra evine gelen polislerin
“asker kaçağı” olduğunu bildirdiklerini ancak kendisinin o sıralar
yüksek lisans yaptığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:


“Yedek subay rütbesiyle askerlik yapmam gerekirken er
olarak alındım. Düzce Askerlik Şubesi’nde görevli komutan, yardım etmek
istemesine rağmen korkudan bir şey yapamadı. Komutan bana bir hafta müsaade
tanıdı. Görevden alındığımız için onlar da korktular bize yardımcı olma
konusunda. Sonra bizi bir şekilde askere gönderdiler. Sonuçta bu ordum bizim
ordumuz, memleket bizim memleketimiz ama çok tedbirsiz, apar topar gönderdiler.
Askere giderken kelepçe vuracaklardı, oradaki görev yapan memur vicdanından
dolayı kelepçe vurmadı.”


Askerliğinin acemilik dönemini Antalya ve Ankara’da
yaptığını dile getiren Perçin, daha sonra Kahramanmaraş’a gönderildiğini,
askerlik süresince bazı rütbeli askerlerce hor görüldüğünü ve ezildiğini
söyledi.


Usta birliğinde kendisini karşısına alıp “Niçin sen
askere geç ve er olarak geldin?” diye soran bir rütbeli askerin,
“Komutanım ben okudum. Yüksek lisans öğrencisiyim.” yanıtı üzerine
“Senin okuduğun şeriatçı okulmuş. Burada böyle yazıyor.” dediğini
belirten Perçin, “Önünde benim dosyam vardı.” dedi.


Komutanın “Burada namaz kılıyor musun?” diye
sorduğunu ifade eden Perçin, “Kılıyorum desem ceza verecek. Kılmıyorum
desem yalan söylemiş olacağım. Sessiz kaldım çünkü kılıyordum. Herkes yattıktan
sonra abdestimi alıp, yatağımda yorganı kafama çekip o şekilde yatsı namazımı
kılıyordum. Komutan bana, ‘Eğer burada bir vakit namaz kılarsan sana
geçireceğin bütün günleri zindan ederim.’ dedi ve etti de.” diye konuştu.


Nizamettin Perçin, “Bir başka komutan beni eğitimlerde
taciz ediyordu. Eğitimlerde, ‘Şeriatçı koşsana lan.’ gibi ifadeler kullanarak
beni çağırırdı. Beni taciz ederek küçük düşürmeye çalışıyordu.”


“YÜZ İFADESİ
HAKLISIN DEMEYE YETİYORDU AMA..”


Perçin, öğretmenlikten atılması ve diplomasının iptal
edilmesinin ardından hukuki yollara başvurduğunu belirterek, “Danıştay’da
8 hakim karşısına çıktım, bana dediler ki ‘Basın yayın organlarından aldığımız
bilgelere göre orası şeriatçı bir üniversite, sizleri de militan olarak
yetiştiriyorlarmış?’ Ben de ‘Sizin şeriata yüklediğiniz anlamla alakalıdır. Ben
oradan aldığım diploma üzerine Ankara İlahiyat Fakültesi’nin açtığı yüksek
lisans imtihanına girdim. Sınava giren 40 kişiden 10’u alındı, ben de 10 kişi içerisindeydim.
Şu anda yüksek lisans öğrencisiyim.’ dedim. O esnada yüz ifadesi ‘haklısın’
demeye yetiyordu ama bir şeyler ona hep ret cevabını verdirdi. Bunu Allah
biliyor.” ifadesini kullandı.


“Ben bu konuyu ahirete bırakmış bir insandım. Hiç
kimseye hakkımı helal etmemezlik yapmadım ama benim hayatımla oynayan insanlara
hakkımı helal etmiyorum.” diyen Perçin, “Biz bu memlekete hizmet için
geldik. Onun için yetiştik. Bu memleket bize gözyaşı ve kanlarla emanet
edilmiş. Bu ülkeye daha fazla hizmet etmeme engel olanlara hakkımı helal
etmiyorum. Ahirette hakkımı Allah için alacağım.” şeklinde konuştu.


 “EŞİMİ VE ÇOCUKLARIMI BAŞKASININ KARNESİ
İLE MUAYENE ETTİRDİM”


Öğretmen olarak gittiği Düzce’de çok sevilen bir insan
olmasına rağmen  mesleğini yapamamanın
ezikliği içerisinde çok gözyaşı döktüğünü dile getiren Perçin, “Maddi
açıdan sıkıntılar çektim. Eşimi ve çocuklarımı başkasının karnesi ile muayene
ettirmek ve ilaç almak zorunda kaldım. İlaçları alamaz durumda oldum.
Askerlikten 2003’te geldim. Ailemin mesleği olan şoförlük yaptım.”
dedi. 


Perçin, İslam’a hizmet edecek bir kapı vermesi için Allah’a
çok dua ettiğini ve daha sonra imamlık imtihanını kazanarak göreve başladığını
söyledi.


Uzman imam-hatip Nizamettin Perçin, konuşmasını şöyle
sürdürdü:


“28 Şubat döneminde siyasi kararlar hukuk sistemini
tıkamıştı. Siyaset ne diyorsa hukuk onu yapmak zorunda kalıyordu. Birileri
bana, ‘AİHM’e başvur.’ dedi. Ben davamı ahirete bırakmıştım. Bir Müslüman
olarak kendimi Avrupa’daki kanunlara teslim etmeyi uygun görmedim. Memleketimi
ve kurumlarını oralara şikayet etmeyi uygun görmedim. 2013’te, 28 Şubat
mağdurlarına ilişkin açılan dava için arkadaşlarım, ‘Sen çok mağdur oldun,
sıkıntılar çektin, başvur.’ dediler. Ben de davaya müdahil olmak için gerekli
başvuruyu yaptım.”

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
20 Şubat 2018
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir