- İlçe: merkez
Serkan
ERKAN (KS PHOTOGRAPHY)
Doğum:21.05.1973/İstanbul
Okul:
İstanbul Şile Balibey İlkokulu, Haydarpaşa Lisesi, Marmara
Üniversitesi İşletme Fakültesi 3. Sınıf terk
Meslek:
Fotoğrafçı
30
Senedir Bolu’da yaşıyorum. Yıllardır gazetecilik habercilik
peşinde koştuk, bunun haricinde fotoğraf işindeyiz, mutluluğun
fotoğrafını çekiyoruz.
ÇOCUKLUK
HAYATI
Çocukluk
hayatım İstanbul’da geçti. Babam asker emeklisiydi annem ev
hanımıydı. Memur çocuğu olarak hayat tabii ki zorluklarla
doluydu. Bende aileme nasıl katkıda bulunurum diye küçük yaşta
çalışmaya başladım. Hayatımı idare ettirebilmem ve daha fazla
yük olmamak için elimden geleni yaptım. Sağ olsunlar beni
büyüttüler okuttular. Sonuç itibariyle o vakit durumlar
farklıydı. Cep telefonu bile yoktu o zamanlar. Ben o dönemde
yaşamış birisi olarak çok şanslıyım. Hem cep telefonlu dünyayı
biliyorum hem telefonsuz. O zaman ki ilişkiler daha güzel içten ve
saygılıydı. Biz o saygıyla ve ailemizin verdiği emekle bu yaşa
kadar geldik.
OKUL
HAYATI
Okul
hayatında çok yaramaz bir öğrenciydim beni kimse tutamazdı.
Saygıda asla kusur etmezdim öğretmenlerimle aram hep iyiydi.
İlkokul hocam Melike Berksan, benim hayatımda onun çok önemli bir
yeri vardır. Çok haşarı bir öğrenciyi düzgün bir öğrenciye
çevirdi. Ağaç yaşken eğilir derler ya. Bunun dışında ortaokul
ve lisede not ortalaması düşük bir öğrenciydim diyebilirim.
Okulu
ailevi sebeplerden dolayı bıraktım. Annem vefat etti. Bende
İstanbul’dan kalkıp öylece Bolu’ya geldim. Eniştem subaydı
ablamda burada çalışıyordu. Önce bir haftalığına gelmiştim
daha sonra burada kaldım diyebilirim. Burada kaldığım içinde çok
memnunum.
İŞ
HAYATI
Bundan
yıllar önce Kadıköy’de Serap Kulvar diye bir yer vardı. O
zamanlar dijital ortam yoktu karanlık odada fotoğraflar basılırdı.
Okul okurken aynı zamanda haftasonları orada çalışıyordum.
Karanlık oda baskısı dahil orada her şeyi öğrenmiştim.
Fotoğrafçılık hep benim içimde olan bir duyguydu. Tabii o zaman
ki makine şartlarında filmli makinelerde kıyamıyordum çekeceğim
poza. Şu an dijital ortamda devamlı basıyorsun, çekiyorsun,
siliyorsun. Orada karanlık odada basıyorsun rengi görüyorsun 36
poz çekerdim 25 pozu çıkardı. Onun heyecanıda vardı hani en
güzel kare yandı mı yanmadı mı diye. Fotoğrafçılık oradan
çıktı. Ardından gazetecilik derken bir dönem ilaç firmasında
çalıştım. Yerli bir firmada çalıştım daha sonra yabancıya
geçtim. Orada ticareti ve pazarlamayı öğrendim. Onunla beraber
fotoğrafçılık gazetecilik derken Koray kardeşimizle dedik ne
yapalım? Biz şu ana kadar hep kaza çektik kaza peşinde koştuk.
Bundan sonra mutluluk çekelim dedik. Böylelikle bu sektöre girdik.
Küçüklüğümden beri fotoğrafçılığa ilgim vardı.
AİLE
HAYATI
Babam
asker emeklisiydi, denizciydi. Annem ev hanımıydı. Biz 3 kardeştik
en ufağı bendim tekne kazıntısı derlerdi. Bir abim bir ablam
var. Şu an evliyim ve 17 senelik bir evlilik hayatım var. 15
yaşında Efe isimli bir çocuğum var. Eşim ev hanımı aynı
zamanda doğum fotoğrafçılığı yapıyor. Onlarda bu sektörün
içinde. Yeni doğan fotoğrafları çekerek bebekleri
ölümsüzleştiriyorlar. Düğünden geriye kalan tek şey fotoğraf.
Biz de bunu mutlulukla yapmak istiyoruz. Çiftlerin bütün yapılan
masrafları gidecek geriye sadece fotoğrafları kalacak. Bilinçli
çiftlerde bize geldiğinde biz elimizden geldiğince en güzel
fotoğrafları çekmeyi çalışıyoruz.
SİYASİ,
STK HAYATI
Ben
doğma büyüme Atatürkçüyüm. Bunun haricinde Gazeteciler
Cemiyetine üyeyim. Fenerbahçeliyim. Oraya bir üyeliğim var.
Fotoğrafçılık grubumuz mevcut. Sosyal bir insanız, bu işte
sosyal olmak gerekiyor. Bu işte siyasi ayrım yapmıyorum. Kim hangi
siyasi partiyi tutuyorsa hangi görüşü düşünüyorsa hepsine
saygımız var. Hangi takımı tutuyorsa da saygım var aşırı
fanatik değilim. Güzel bir Türkiye için elinden geleni yapmaya
çalışan siyasetçilerin her zaman destekçisiyim.
HOBİLERİ
Fotoğraf
çekmek, hobiden para kazanıyoruz. Bunun dışında yüzmeyi, futbol
oynamayı çok severim. Gençliğimde basketbol çok oynadım. Bunu
haricinde bi ara tenise merak salmıştım. Daha sonra bir mola
verdik. Şimdi standart olarak film izlemeyi seviyorum yabancı
ağırlıklı, belgeselleri izlerim. Belgeseller hayatın farklı
açılarını gösteriyor ve daha çok cazip geliyor. Fakat en büyük
hobiniz ne dersen hayat diyorum ben keyif alıyorum hayattan
yaşamaktan.
KORKULARI, ENDİŞELERİ
Yükseklik
korkum var. Bunu haricinde drone uçuruyoruz, düşme korkusu var.
Drone çok maliyetli olduğu için her uçurduğumda bir korku
salıyor içimi. Tabi bir gün kuş gelir düşürür o korkum var.
Böcekten haşarattan korkmam. Bir ara yılan korkumuz vardı. Bunu
da Tayland’a gidip yendik. Yılanla dans ettik orada boynuma
astılar. Bazen üstüne gittiğin zaman korkularını
yenebiliyorsun. Titrerim kalırım öyle diye bir korkum yok.
HAYATA
BAKIŞ AÇISI
Hayata
bakış açım pozitif, enerjik olmayı seviyorum. Tabii yeri
geldiğinde gülerken ağlar insan duygusal yönümde var. Bunun
haricinde ama hayatta en güzel şeyleri nasıl ambiyansa
katabiliriz? Hayat zorluklarla inişlerle çıkışlarla dolu. Bu
inişlerde nasıl destek olabilirim, çıkışlarda nasıl keyfini
çıkarabilirim diye düşünüyorum. O anı yaşıyorum diyebilirim.
O anı yaşıyorum ve güzel yaşıyorum. Güzel yaşadığın zaman
hayat sana güzel şeyler getiriyor. Biraz daha farklı bakıyorum.
Negatiflik tabii ki her zaman olacak bunlardan da ders çıkarmaya
çalışıyorum. Hayata bakış açım artılar ve eksiler. En çok
artılara bakmaya çalışıyorum.