Dolar
ABD Doları 32.4507
Euro
Euro 34.8293
Sterling
Sterling 40.7962
Altın
Altın 2438.6703
BOLU ÇOK BULUTLU
11,3
ÇOK BULUTLU

Selim YILDIZ

Selim YILDIZ (Mimar)

 

Doğum: 1988
Ankara

Okul: Ankara Ahmet Cevdet Paşa İlköğretim Okulu, Ankara
İncirli Lisesi, Kayseri Erciyes Üniversitesi Mimarlık Bölümü… 

Meslek: Mimar

Bulunduğu görevler: AK Parti üyesi, Bolu Genç İşadamları Derneği (BOGİAD)
Yönetim Kurulu Üyesi, bir dönem Mimarlar Odası Bolu Şubesi Üyesi…

 

GENÇ, BAŞARILI VE CESARETLİ BİR MİMAR…

 

Çocukluğu Ankara İncirli Mahallesinde geçti…

Mimar olacağı çocukluktan belliydi. Küçükken
kartonlardan ev yapar arkadaşlarıyla oynardı…

Lise dönemlerinde çaycılık yaptı, çorap, çamaşır bile
sattı…

Hayatı boyunca hep yoğun yaşadı…

Dershane öğretmeninin yönlendirmesiyle tanıştığı
mimarlık mesleğini çok seviyor…

Üniversite hayatında katıldığı proje yarışmalarında
derece de aldı…

Aslında Fenerbahçeli ama Ankara’da doğduğu için
Ankaragücü’nü, Bolu’da yaşadığı için Boluspor’u hatta üniversite hayatı
Kayseri’de geçtiği için Kayserispor’u da tutuyor…

Kaliteli ve insanlara faydalı bir hayat sürmek
istiyor…

Genç, başarılı ve oldukça cesaretli bir Mimar, Selim
Yıldız’ın hayat hikayesi…  

 






































Selim
Yıldız 1988 yılında Ankara’da doğdu. 
Ankara’da doğdum ama aslen Dörtdivanlı. Çocukluktan itibaren hayatı Ankara
Keçiören İncirli’de geçti. Ahmet Cevdet Paşa İlköğretim Okulunun ardından İncirli
Lisesinde liseyi tamamladı. Daha sonra üniversite öğrenimi için 2006’da
Ankara’dan ayrılarak Kayseri’de dört yıl geçirdi. Bir sene de Ankara’da eğitimini
tamamladıktan sonra Bolu’ya gelip iş hayatına atıldı. Bolu’nun başarılı mimarlarından
Selim Yıldız hayat hikayesini şu şekilde özetledi;  

Çocukluk Fotoğrafları

ÇOCUKLUK HAYATI

Çocukluk
hayatım Ankara İncirli Mahallesinde Sezgin Apartmanının çevresinde geçti.
Taşlardan kaleler kurduğumuz sahamız vardı. Dikenlerin arasında oynardık, o da
topumuzun patlamasına sebep olurdu. Çocukluk hayatımız sürekli arkadaş
diyalogları ile geçti. Açıkçası, benim çocukken mimar olacağım belliydi. Beyaz
eşya kartonları ile mahallenin çocuklarına ev yapardım. Daha sonraki
hayatımızda ilköğretim bittikten ve lise başladıktan sonra hayatın biraz daha
sert yüzüyle tanıştım. Ben çok varlıklı olmayan ama kendi içinde mutlu olan bir
ailenin içindeydim. İmkanlar çok yoktu. İmkanlarla kendimiz bir şey yapmak
istedik. Ben çorap çamaşır da sattım, çaycılık da yaptım. Tabiri caizse
çantacılık da yaptım. Gençliğim bu şekilde geçti. Okulda başarılı bir
öğrenciydim. Yaramazlığım vardı ama kimse de bana yaramazlığı konduramazdı.
Genelde gizli yaramazlardandım. Okul hayatım boyunca başarılı bir öğrenciydim.
Eğitimimi boyunca hayatımın düsturu olan bir şey vardı. Ben ezberciliğe
karşıyım. Her zaman pratik zekalı olunması taraftarıyım. Anında çözümler
üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çocukluğumdan beri şu anki iş hayatımda
dahi kullandığım metotlardan bir tanesidir.

YOĞUN ÇALIŞMAYI
SEVİYOR

Ben
yaşamım boyuna sürekli yoğun çalışmayı ve sonuna kadar gitmeyi isteyen bir
insanım. Genelce kaderci bir insanım. Benim kendimle ilgili bir sözüm de
vardır. Aklın matematiğine, kaderin matematiğini ne kadar hesap edersen et
boştur. Yaşadığım çevre ve aile düzeninden dolayı mimarlık hakkında çok fazla
bir bilgim yoktu. Daha sonra dershanedeki öğretmenimin yönlendirmesi ile ben
mimarlığı düşündüm hazırlıkta. O vasıta ile tanıştım ben mimarlıkla. Şu an da
iyi ki ben mimar olmuşum Türkiye’nin en iyi konumunda bir iş verseler bana ben
yine mimar olmayı isterim. İşimi kesinlikle severek yapıyorum.

MİMARLIK














Üniversitede
ben bir yıl hazırlık gördüm. Başarılı bir öğrenciydim ama İngilizce namına
hiçbir şey yok. Hazırlığa gittim mesela öğretmenimin sorduğu ilk soru say
günleri oldu. Ben düz liseden çıkışlı çok da kaliteli olmayan ama bilinen bir
okuldan mezunum. Ben saydım, hoca bana İngilizce sormuş ben Türkçe cevap
verdim. O senenin sonunda not ortalamasıyla, sınavlara dahi girmeden geçtim. Üniversite
hayatım boyunca mimarlık eğitiminde özellikle %99’unda başarılıydım. Bunlarla
ilgili burslarım da oldu. Kalıpların dışını sorguluyordum. Bir hocadan 100
alırken, birinden 40 alıyordum aynı jüri içinde, kalıpları sorguladığım için. Mimarlık
bunu ister, herkes gibi düşünürsek deneysel bir çalışma yapamazsın. Mimarlık
Fakültesinde kalıpların dışına çıkmak zorundasın. Üniversitede proje
yarışmasına girdim. Muğla Dalyan’da müze yarışmasına girdim. Onla ilgili ödül
aldım. Yarışmalara katıldım onlarda da başarılarım var. Üniversite hayatımda
başarılı hocalarımla çalışma fırsatım da oldu. Hatta ofislerinde çalıştım.
Öğrencilik hayatımda bu şekilde çalıştım. Ailemden bir destek almadım, kendi
imkanlarımla yaptım. Ama onların varlığı yeter, onlara teşekkür ediyorum Allah
razı olsun. 

Okul Fotoğrafları

AİLE HAYATI

Benim
bir abim var iki kardeşiz, şu anda da zaten beraber çalışıyoruz. Biz Ankara’da
doğduk büyüdük ilk ben geldim. Kendi memleketimde gurbetteyim şu an. Aslında
Boluluyum ama ailem burada değil. Annem babam 4 kişilik çekirdek bir aileydik.
Benim ailem, biraz daha muhafazakar bile aile o kültürde yaşadım. Benim babam
serbest meslek, serbest nakliyecilik yapardı. Annem ev hanımı. Benim Bolu’ya
gelmem de çok garip. Bolu’ya neden geldiğimi ben de bilmiyorum. Nasip oldu. Ben
Ankara’daydım. Bolu’da 2011 sezonu çok hızlıydı. Projeleri dışarıda
çizdiriyorlardı kimse yetişemiyordu. Ankara’da bu duyuluyor tabi, ben de yeni
mezunum her yere girebilecek bir adamım. Bana Bolu’ya git dediler. Ofisi
açtığımda 100 TL param vardı ben 15 gün 100 TL ile geçindim. En sonunda bir iş
aldım.  5 bin TL kapora aldım. Öyle devam
etti. Sevenlerimiz çok fazla oldu bu işte. Bu işte fiziki destek olmuyor. Bizim
işimiz biraz daha farklı. Trilyonlarca yatırım yapıyor vatandaş, ben babamın
oğlu olsa, abim düzgün yapmasa ben bu kadar parayı riske atamam. Sonuçta oğlu
bile mimarken gelip bana çizdirenler vardı. Şu an kriz var ama belirli
imkanlarımız var.

İLK PROJESİNİ
UNUTAMIYOR

Şu
an fazla uyuyorum o zamanlar fazla uyuyamıyordum. Mimarlık eğitiminde günün 24
saat olduğunu çok iyi öğrendim. Günlerce uyumadığımız zamanlar oldu. Ben gündüz
sosyalleşerek, projelerde müteahhitlere yardım ederek öyle bir güven sağladım. Kendimi
gösterebileceğim kendi alanlarımı kendim yaratmayı sağladım açıkçası. İnsanlar
tanıdıkça ilerleme oldu. Çizdiğim binalar referans olunca, isimler oluştukça
ben de adımı duyurmaya başladım. İlk projem bittiğinde karşısına geçtim, bir
sandalye attım bir çay içtim, onun keyfini asla unutamıyorum.

AK PARTİLİ















Ben üniversite hayatımda
AK Parti ile tanıştım. STK’larda bulundum, üniversite hayatında da bulundum.
Siyasi hayatımda AK Parti ile buluştum. Herkesin bir siyasi görüşü olabilir ben
saygı duyuyorum ona. O anki şartlarda, kendim de gördüğüm için orada bulundum.
AK Parti üniversite teşkilatında görev aldım. Daha sonra teşkilat başkanlığı
yaptım. Daha sonrasında vazifem olmadığında, çözülecek sorun olmadığında ben
aktif olarak siyasette bulunmadım. Çünkü siyaset üstü bir insan olunması
gerekiyor, siyaset bir amaç değil araçtır bence. Bunu kötüye kullanmak yerine,
milli çıkarlar için kullanmak gerek. Siyasi hayat o şekilde başladı, daha sonra
buraya gelince merkez ilçede görevde bulundum. İşin aslı, şahıslar çok önemli
değil derler ama ben Kayseri’de bulunduğum dönemde Taner Yıldız, Mehmet Yakut,
Özhaseki gibi siyaseti ılımlı ve sevecen yapan insanlar vardı. Onlar
vasıtasıyla ben bu işi sevdim. Gördüm, tarif edilen siyaset üstü insanlardı
onlar. Benim de düstur aldığım bazı insanlardandır onlar da.

İş Fotoğrafları

STK’LAR

Ben
buraya geldiğimde, mimarlar odası yönetiminde bulundum, oralarda çalışmalarda
bulundum. Daha sonrasında genel merkezin tutumundan dolayı, bir düzensizlik
gördüğüm için mimarlar odasından ayrıldım tekrar aday olmadım. Sonra da zaten
AK Parti bünyesinde bulundum. BOGİAD’da önce üyelikte bulundum, daha sonra sağ
olsun arkadaşlar bizi uygun gördüler şu an yönetimdeyim. Önce Bolu için sonra
BOGİAD ve kendimiz için olumlu şeyler yapmak istiyorum. Adil kazanç ve bunun
dağılması için elimden geleni yapıyorum.

FENERBAHÇE,
ANKARAGÜCÜ, BOLUSPOR, KAYSERİSPOR…

Ben
sokak maçı yaptım, otobüslerin arkasına takılan çocuklardan biri de bendim.
Diyorum ya, kimse bana konduramaz ama her şeyi de yaptım. Şu anda aktif olarak
haftanın 3 – 4 günü vücut geliştirme ile uğraşıyorum. O da tamamen stres atma
ile ilgili. Çocukluğumdan bu yana hobi niyetine sürekli futbol oynadım. Şu an
sporla ilgilenecek zaman da bulamıyorum. Sadece ağırlık kaldırma, indir
kaldırla uğraşıyorum. Fenerbahçeliyim. Boluspor maçlarına giderim, Ankaragücü’nü
desteklerim. Kayseri’de Galatasaray – Ankaragücü maçı var, üniversite zamanına
o denk geldi. Ben Ankaragücü’nü desteklediğim için kale arkasına Ankaragücü’nü
desteklemeye gittim. Ankaragücü’nü de herkes bilir. Bir kargaşa çıktı,
koltukların hepsi kırıldı. Bir koltuk yere düştü. Ben devlete millete zarar
verecek, oradaki koltuklara zarar verecek bir adam değilim. Destekliyorum,
bağırırsın çağırırsın ama koltuk kıracak adam değilim. Koltuğun biri önüme
düştü, kafama siper edecektim ama polisle göz göze geldim. İki kolumda tuttu,
götürdü. Koltuğu benim kırdığımı zannetti. Abilerimiz sağ olsun beni polisin
elinden aldı. Bunun suçu yok diye. O günden sonra tövbe ettim. Ankaragücü
tarafına.

KORKULARI

Kaderci
bir insan olduğum için çok korkmam. Ne yaparsan yap, ne kadar korkarsan kork
başına gelecek. Pozitif olmak gerekiyor. Allah’a şükür korkum yok ama insanları
mutsuz etmek benim büyük korkum. Fiziken Allah’a şükür korkum yok.

HEDEFLERİ




















Kaliteli
bir hayat sürmek, varlık içinde olmasa da mutlu bir hayat sürmek ve insanlara
faydalı olmak istiyorum. Bunu karşılık beklemeden istiyorum. Hayvanlara
yardımcı olabilmek istiyorum. Mimarlık olarak da, üniversite hayatım boyunca da
deneysel çalıştım. Benim hayal gücüm Türkiye’de ve dünyada bina olaraktan ziyade işlev olarak insanlara faydalı olabilecek yapılar yapabilmek. İcat
edebileceğim, bulabileceğim şeylerle mimarlığın üzerine gidebilmek. Benim
plaket aldığım yarışmadaki projem klimasız havalandırma sistemi ama bunu
yapıyla sağlama üzerineydi. Ben mimarım bunu yapıyla yapmak zorundayım. Bu tarz
projelerle hem ülkeme hem de insanlığa faydalı olmak istiyorum. Bizde zaten
şöyle bir şey var. Bizim en verimli olduğumuz dönemler yaşlılık, yani tecrübeye
sahip olduğumuz dönemlerdir. Bir Mimar Sinan’ın çırağının çırağı olmak isterim
tabi ki. Herkesin bir ütopyası var. Benimkilerden biri de insanlara faydalı
olmak dedim ya, bunun başında doğaya zararlı olmayacak. Hayvanlara zararı
olmayacak ki insanlara faydası olsun. Benim ütopyalarımdan biri de yere temas
etmeyen yapılar yapabilmek. Uçan araba hayal edilebiliyorsa uçan ev niye hayal
edilmesin. Bu proje ile belki de depremden kurtulmuş olacağız. Yapılar derken
yaşam alanları, bunu bir bina olarak algılamamak lazım. 

Aile Fotoğrafları

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
25 Şubat 2019
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir