Dolar
ABD Doları 32.4507
Euro
Euro 34.8293
Sterling
Sterling 40.4035
Altın
Altın 2438.6703
BOLU HAFİF SAĞANAK YAĞIŞLI
12,2
HAFİF SAĞANAK YAĞIŞLI

Hakkı ÖZTABAĞ

Hakkı Öztabağ (Eski futbolcu, antrenör – müteahhit –
Boluspor yöneticisi)

 

Doğum: 01
Ocak 1968 Bolu/Gerede

Okul: Bolu
Atatürk İlköğretim Okulu, Bolu 50. Yıl Ortaokulu, Bolu Ticaret Meslek Lisesi

Meslek: Müteahhit

Bulunduğu görevler: Boluspor Yönetim Kurulu Üyesi (Profesyonel Futbol
Şube Sorumlusu)

 

 

Kırmızı-Beyaz sevdalısı…

Formasını giydi, hocalık yaptı, şimdi yönetici

 

Boluspor’un en şaşalı döneminde formasını terletti. Dört
büyüklere ve futbolun efsane isimlerine karşı oynadı. Futbolu bıraktıktan sonra
Boluspor’da dahil birçok takımda hocalık yaptı. Şimdi Boluspor’un eski
günlerine kavuşması heyecanıyla yönetici olarak görev yapıyor. Artık inşaat
sektörüne adım atarak Bolu’nun birçok yerinde bina yapsa da futbolu ve tabi ki
Boluspor’u asla bırakamıyor. Futbolcu, antrenör, yönetici ve müteahhit Hakkı
Öztabağ’ın hikayesi…    

 

1
Ocak 1968 yılında Bolu’nun Gerede ilçesinde Rahmetli Şükrü ve Muammer Öztabağ
çiftinin oğlu olarak Dünya’ya geldi Hakkı Öztabağ. İlk, orta ve lise hayatı
Bolu’da geçen Öztabağ’ın 10 yaşında başladı futbol macerası. Başarılarla dolu
hayat hikayesini bakın nasıl özetliyor Öztabağ;

 






























Babam
Yukarı Çarşı’da ayakkabıcılık yapardı. Sonra Ziraat Bankası’na hademe olarak işe
girdi. Memur oldu, müdür yardımcısı oldu. Gayretli, azimli, bir insandı. Oradan
emekli oldu. Emekli olduktan sonra Lassa Ahmet’in (Ahmet Uslu) yanında
muhasebecilik falan yaptı. Sonra erken yaşta rahmetli oldu. Annemde rahmetli. Nur
içinde yatsınlar…

Çocukluk Fotoğrafları

BOLUSPOR’DAN,
GİRESUNSPOR’A GİDEN YOL…

Futbola
Boluspor Alt Yapısında başladı. Bütün kategorilerin hepsinde oynadı. İlk
profesyonel futbol hayatı da yine Boluspor’da başladı, 1986-1987 yılında.
1990-1992 yılları arasında Ankara Telekomspor’da, 1992-1993 yılları arasında Manisaspor’da,
1993-1994 yılları arasında Göztepe’de, 1995 yılından itibaren 1999 yılına kadar
dört sene İzmirspor’da. Sonra kiralık olarak 6 ay Çorluspor’da, 6 ay Düzcespor’da
oynadıktan sonra 2000-2003 yılları arasında Giresunspor’da futbol oynayıp, dizindeki
sakatlığının ardından 33 yaşında bıraktı futbolu. Ama hiç kopamadı futboldan. Antrenörlük
belgesini aldıktan sonra bu kez antrenör olarak çıktı yeşil sahalara.

 

FUTBOLU BIRAKTI,
ANTRENÖRLÜK YOLCULUĞU BAŞLADI

Sonrasını
Hakkı Öztabağ’ın ağzından dinleyelim; 33 yaşında dizimdeki menüsküs nedeniyle
futbolu bırakmak zorunda kaldım. 2005 yılında antrenörlük belgesi aldım. İlk
hocalığa 2007 yılında Ali Beykoz ile birlikte Gölcükspor’da başladım. Sonra 5-6
yıl Boluspor Alt Yapısında çalıştım. Engin Hoca Rizespor’a gidince ‘bizim
ihtiyacımız var, bizimle çalışır mısın?’ dedi ve 6-7 aylık bir maceramız oldu. Sonra
Oğuz Çetin Boluspor’a gelince ‘Hoca Ligi çok bilmiyor gelir misin’ dedi
Abdullah Başkan (Abdullah Abat) ve geri döndüm. Oğuz Çetin’le çalıştık Boluspor’da.
Oğuz Hoca istifa edince bende bıraktım. Mehmet Başaygün geldi sonra, Ali Beykoz
geldi, orada tekrar yardımcılık yaptım. Sonra Çorum Belediyespor’dan bana bir
teklif geldi. Tek başıma son on maçında takımın başında çıktım.

 

FUTBOL MERAKI
ÇOCUKLUKTA BAŞLADI

Futbol
merakım çocukluktan başlıyor. Benim 5 yaşında futbol topuyla bir resmim var.
Mahalle aralarında sürekli top oynardık. Ailemin ‘seni futbola yazdıralım’
talebi oldu. Kendi gayretlerimle gittim minik takıma yazıldım. O zaman ümit
takım denirdi, maçlardan önce bizde oynardık. Bizi yetenekli gördüler ve
profesyonel yapmaya karar verdiler. Ben, Uğur Tekinalp ve Erkan Çakır vardı.
Üçümüzü, hatta kaçmayalım diye Aladağlara götürdüler. Çünkü o zaman her takıma
gidebiliyordun. Sana bonservisini yatırıyordu. Serbest kalabiliyordun, o
dönemlerde öyleydi. Sonra profesyonel yaptılar bizi ve Süper Lig’de Boluspor’da
futbolculuğum başladı. 1986-1987 sezonunda Recep Çetin, İsmail Taviş, Müfit
İkizoğlu, Büyük Şenol (Şenol Çorlu), Küçük Şenol (Şenol Ustaömer), Ethem,
Kaleci Süleyman, Hikmet Abi, Abdullah Abi ile aynı takımdaydık.

 

TELEKOMSPOR,
MANİSASPOR, GÖZTEPE, İZMİRSPOR…

Sonra
Ankara Telekomspor’a transfer oldum. O sene Altan Doyran vardı rahmetli. Takım
başarılı olmuştu, o sene ilk altıya girmiştik biz. O zaman Boluspor’un tek
geliri futbolcu kaynağıydı. Futbolcu satarak Boluspor ayakta kalıyordu. Takım
büyük başarı elde edince takımı lav ettiler. Şenol Abi Beşiktaş’a gitti. Recep Abi
Beşiktaş’a gitti. Şenol Abi Trabzonspor’a gitti. Hayrettin abi Ankaragücü’ne
gitti. Bana da Telekomspor’dan teklif geldi. Kulüp kabul edince bende oraya
gittim. Ben orta saha oynuyordum. Sonra Manisaspor’a transfer oldum. Orada iyi
bir sezon geçirince Göztepe bana talip oldum. Orada bir sezon oynadım. Göztepe’nin
Yardımcı Antrenörü Yıldırım Vural vardı. Göztepe Antrenörü Ümit Turmuş’du. İlk
hocalığıydı onunda. Yıldırım hoca İzmirspor’a geçince, oradan beğendiği birkaç
oyuncuyu davet etti. Sonra İzmirspor maceramız başladı. 4 sene takım kaptanlığı
yaptım.

 

ASKER KAÇAĞI
DİYE STADTAN ALDILAR

Hatta
hiç unutmuyorum. Askerlik dolayısıyla beni stattan aldılar. Benim yoklama
kaçağı olduğumu Manisaspor’dan biliyorlardı. Manisasporlular maçın devre
arasında beni şikayet etmişler. O zaman İsmail abi vardı İzmir’in ünlü işadamı.
‘Ne yapayım?’ dedim. ‘Sakın kaçma’ dedi. Polisler beni aldı bir gece karakolda
kaldım. Sonra askerlik şubesine gittik, kanuna baktılar. Kanuna göre profesyonel
futbolcu sezon sonu kendi hakkıyla gider dediler. Beni bıraktılar. Öyle bir
macera yaşadım.

 

ÇORLUSPOR,
DÜZCESPOR, YİNE BOLUSPOR
































Son
iki sezon Hocamız İlyas Tüfekçi’ydi. Onunla iki sezon çalıştım. Sonra O
Çorluspor’a gitti. Yeni bir oluşumdu. ‘gelir misin’ dedi, gittik 5-6 ay orada
oynadım. Hoca bırakınca bizde bırakmak zorunda kaldık. Sonra Düzcespor’a geldim
6 ay. Erdem Tuhal’dı Hocamız. Hep böyle zincirleme geçti hayatımız. Erdem Hoca da
Giresun’a geçince ‘gel’ dedi, gittim. Orada oynadım. Sonra ayağım müsaade
etmeyince bırakmak zorunda kaldım. 2003 yılında futbolu bırakmış oldum.  2004 yılında antrenörlüğe başvurdum. Samsun’da
kursa katıldım. Belgemi aldım. 2006-2007 yılında Ali Beykoz’un Gölcükspor’la
anlaşmasıyla birlikte yardımcı antrenör olarak bende gittim. 1,5 yıl orada
kaldım. Sonra Boluspor Alt Yapısına geldim. 5-6 yıl hocalık yaptım. Engin Hoca Rizespor’a
gidince ‘ekipte olur musun’ dedi, ‘oluruz’ dedik ve Rize macerası başladı. 6-7
ay orada kaldık. Bizden sonra Mustafa Denizli geldi, hatta takımı şampiyon
yaptı. Sonra Abdullah Başkan (Abdullah Abat) döneminde Boluspor maceramız
başladı. ‘Oğuz Çetin Ligi bilmiyor yardımcı olur musun’ dedi, görev yaptık.
Sonra Mehmet İnceayan Başkan oldu. Ali Beykoz’la birlikte görev yaptık. Sonra
Çorum Belediyespor macerası başladı. Sonra da hocalığı bıraktık.

Okul Fotoğrafları

İNŞAAT SEKTÖRÜNE
BAŞLAYIŞ…

Futbol
oynadığım dönemlerde birikimim vardı. Abim benim inşaat mühendisi. Kendimizin Borazanlar
Mahallesi’nde yerimiz varken bu işe başlayalım dedim. Bende gayrimenkul var, Abimde
para vardı. Abim zor işler dedi ama benim kafamdaydı. Futbol oynadığım dönemde
biraz arsam ve 4 tane evim vardı. Ben bunları satıp arsa ya da dükkan alacağım
dedim. 4 evi sattım. Borazanlar’dan bir arsa aldım. Ben muhiti çok iyi
biliyorum. Alper’le (Alper Altuntaş) birlikte yapalım dedik ve 10 dairelik
inşaat yaptık. Bu işe başlamış olduk. Şimdi devam ediyoruz.

 

İKİNCİ EVLİLİĞİ,
ÜÇ ÇOCUK BABASI

Futbol
oynadığım zaman Bolu’da çok popülerdim. Bahçelievler’in en güzel kızı Aylin
Yayla vardı. Biz bir iddia üzerine tanıştık. Bir cesaretle tanıştık falan. 6-7
sene çıktık. Ben İzmirspor’a gittim, O buradaydı. Sonra İzmir’de üniversiteyi
kazandı. Sonra orada da ilişkimiz devam etti. 1999 yılında evlendik, kızım da
19 yaşında İzmir’de İnşaat Mühendisliği okuyor. 2007’de eşimle ayrıldık. Sonra
ikinci evliliğimi yaptım görücü usulü. Ailelerimiz tanışıyorlardı. İkinci
eşimin adı Ayşe. İki oğlum var ikinci evliliğimden; Mustafa Çağrı 8, Mehmet
Alperen 3 yaşında.

 

ŞİMDİ
PROFESYONEL FUTBOL ŞUBE SORUMLUSU

Necip
Başkan (Necip Çarıkçı) ile ben Alt Yapıda çalıştığım için tanışmışlığım var.
Başkan seçilmeden önce Yönetim için teklifte bulundu ve öyle başladı
yöneticilik. Yöneticilik hocalık gibi değil. Orada bulunan insanlar benim
hocayken yönetici abilerim olan insanlardı. Şimdi onların arasındayım. Profesyonel
Futbol Şube Sorumluluğu görevini aldım. Sefa Abi (Sefa Meral) bu işi gayet
güzel yürütüyordu. Ama vakit ayırmak gereken yorucu bir iş. Boluspor’u iyi
yerlere getirmek için elimizden geleni yapacağız. Buna herkesin destek vermesi
lazım.

 

Boluspor’un o güzel
günleri yaşaması Boluspor Yönetiminin başarısı mıydı, yoksa aldığınız destek miydi?
 




















İkisi
de vardı. O dönemde Boluspor Samsunspor’la beraber aynı şeyi yapıyordu. Neydi
bu; Tüm alt liglerdeki oyuncuları tarıyordu. Oradaki iyi oyunculardan senede
15-20 transfer yapıyordu. Onların 5-6 tanesi mutlaka tutuyordu. Boluspor o
dönemde bunu ilk yapan takımdı. Rıdvan Dilmen, Recep Çetin falan hep o dönemde
geldi. Ondan sonra Gençlerbirliği, Gaziantepspor, Samsunspor devreye girdi. Daha
sonra Boluspor bu futbolcu izleme olaylarını bıraktı. O dönemde futbolcuların
çoğu karın tokluğuna oynardı. Ayakkabı yok, top yok, tesis yok. Şuan oyuncular
lüks içinde yaşıyor. Şimdi sahasından malzemesine, tesisine, yemeğine kadar her
şey var. 

İş Fotoğrafları

UNUTAMADIĞI MAÇ…

İstanbul’da
Beşiktaş’a karşı oynadığımız bir maç vardı. 0-0 bitmişti. Bir gol kaçırmıştım. Kadir
Akbulut (sol bek) arkamdan geliyordu. Vurdum, direğin yanından dışarı çıktı. O
gol olsaydı bambaşka bir maç olacaktı. Beşiktaş’ta Metin-Ali-Feyyaz-Rıza-Zalad’ın
olduğu dönem. O maçlar unutulmuyor. Gözünün önüne geliyor. Çok iyi futbolculara
karşı çok güzel maçlar oynadık.

 

PİŞMAN OLDUĞU AN…

Futbol
hayatımda çok pişman olduğum an yok. Ama iş hayatımda oldu. Ortak olduğum İzmir’de
bir fabrika vardı. İş hayatını bilmiyoruz, birikimiz var. Sevdiğimiz birkaç
abimiz var onlara güveniyoruz. Hayata futbolcu kimliği ile bakıyoruz.
Sevdiğimiz birkaç abimiz bir iş yapıyoruz, sizde olur musunuz dediler. Bize de
cazip geldi. Zafer Biryol, Can, eski Fenerbahçeli Toprak, granür işine girdik. O
dönemde büyük miktarda paramız gitti. Sonra neyin ne olduğunu öğrendik ama
büyük bir bedel ödedik.

 

TUTKUSU…

Balık
tutmayı çok severdim. 10-15 sene boyunca sürekli balık tutmaya gittim. Bir
dönem kitap okuma merakı vardı futbol oynadığım dönemde. Şimdi çok fazla
okuyamıyorum.

 

EN BÜYÜK KORKUSU…




















En
büyük korkum çocuklarıma bir şey olması. O beni çok korkutuyor.     

Aile Fotoğrafları

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
26 Eylül 2018
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir