Manevi değer eğitimi adı altında dini baskı yapıldığı ifade eden Gezici; “Dün
trajik bir şekilde dünya tiyatro gününde, Güzel Sanatlar Lisemizde, sanat
yerine Ensar vakfı tarafından, ders
saatinde ‘’manevi’’ değerlerimiz
anlatılmıştır. Manevi değer eğitimi adı altında yapılan dini baskı ve telkin olduğunu
hepimiz biliyoruz” dedi.
Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici yaptığı açıklamada
şunları kaydetti: “Kamuoyunun özellikle eğitim camiasının
ve velilerimizin, kaygıyla yakından takip ettiği gibi akademik ve bilimsel
eğitime yönelik saldırılar her gün yeni bir boyut kazanıyor. Maalesef, ilimizde
de eğitim yöneticilerinin yaptığı muğlak ve skandal protokollerle artık
okullarımız yolgeçen hanına dönmüş, laik, bilimsel ve akademik bir eğitimden
bahsetmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir. En son, İl Milli Eğitim
Müdürlüğümüz, MEB’in yaptığı çatı protokollere dayanarak, Ensar vakfı Bolu Şubesiyle bir protokol
imzalayarak ortaokul ve lise öğrencilerine milli ve manevi değer anlatmaya
karar vermişler.
Dün trajik bir şekilde dünya tiyatro gününde, Güzel Sanatlar
Lisemizde, sanat yerine Ensar vakfı tarafından, ders saatinde
‘’manevi’’ değerlerimiz anlatılmıştır. Manevi değer eğitimi adı altında
yapılan dini baskı ve telkin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu protokollerle amacının eğitim olmadığı,
zaten müfredatta, her ders içeriğinde MEB’in belirlediği değerlerin yer
aldığını, formasyonu, eğitimi ne olduğu belli olmayan kişilerin okullarımızda
çocuklarımıza verecek bir şeyi olmadığını, bu uygulamalarla eğitimin sekteye
uğratıldığını ve eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırıldığını belirtmiştik.
Bununla birlikte protokollerle yapılacak uygulamaların ancak ders saati dışında
ve veli izni alınarak yapılabileceğini bunun yönergelerde açıkça belirtildiğini
defalarca hatırlatmıştık. Buradan tekrar hatırlatıyor ve kamuoyuna duyuruyoruz
yasa ve yönetmelik tanımayan eğitim yöneticileri suç işlemektedir.
Diğer yandan Ensar vakfından ‘’değer’’ eğitimini kim talep
etmektedir. Velilerimizin Ensar vakfının okullarda dolaştığından haberi var
mıdır? Öğrencilerimize okul idarecileri, ENSAR vakfından gelindiğini neden
söyleyememiştir? Ensar vakfı kendi kimliğini neden gizlemek zorunda kalmıştır?
Bu verdikleri eğitim ne okullarımızın ne öğrencilerimizin ne de velilerimizin
talebidir. Bu ENSAR vakfının ve kendi koltuk dertleri olan eğitim
yöneticilerinin talebidir.
Protokolü imzalayanlar;
Karamanda, bilinen 45 çocuk!
Yıllarca, sistematik şekilde cinsel istismara uğramış, hayatları
karartılmış 45 çocuğun ifadelerini okudular mı acaba?
‘’Akşam olsun istemiyorduk, yataklarımızdan, uykumuzdan
uyandırılıyorduk. Canımız yanıyordu, arkadaşlarımız birbirimizin yüzüne
bakamıyorduk diyen 45 çocuk. Utançla, korkuyla, acıyla yıllarca yaşayan 45
çocuk. Okumak için tek çaresi, kaderi cemaatlere vakıflara bırakılmış 45 yoksul
çocuk.’’
Hiç düşündüler mi acaba? Mesela çocuklarına iyi geceler
derken hiç aklınız geldi mi bu ifadeler? Bir kişi diyemezsiniz, eğer bir kurumda demokratik bir işleyiş,
güvene, saygıya ve sevgiye dayalı bir iletişim kanalı olsaydı, yıllarca
travmaya maruz kalan bu çocuklardan birisi derdini söyleyecek bir kişi
bulabilirdi. Eğer orda çocuklar korkup sinmeseydi, tek bir kişiye güvenseydi tıpkı rehber
öğretmenlerine anlattığı gibi anlatacak bir kişi bulabilirdi. Hiç düşündünüz mü
bunca çocuk, bunca acıyla, bunca yıl neden susar?
Ya da; Karaman Ensar vakfında çalışanların dertleri çocuklar
olsaydı, biraz çocuk eğitiminden anlasalardı, biraz vicdan sahibi olsalardı
gece gündüz bir arada kaldıkları bu çocukların acılarını, gözlerinde sönen
ışığı fark edebilirlerdi. Korkuyla,
telkinle, ezberle yaratılan bu korkunç karanlık ve suskunluk ve çocuklar.
Şimdi bu protokole imza
atanlar, o çocukların ailelerinin elini sıkabilecekler mi? Yüzlerine bakıp
çocuklarınıza Ensar vakfıyla manevi değer anlatıyoruz, bize güvenin
diyebilecekler mi? Eğitim ve Bilim emekçileri olarak bir kereden bir şey olmaz
diyen ahlaka ve akla tek bir çocuğumuzu dahi feda etmek istemiyoruz. Eğitim Sen
olarak diyoruz ki; Ensar vakfının çocuklarımıza vereceği bir değer yoktur, Ensar vakfının vereceği; Karaman’da ki
çocuklarımıza ve ailelerine ve koca ülkeye yaşattığı utanç ve acının
hesabıdır. Eğitim ve Bilim Emekçileri
Sendikası üyeleri olarak bizler Merkez Yürütme Kurulumuzun almış olduğu
kararla, bu protokollerden kaynaklı ilgili hiçbir görev ve sorumluğu kabul
etmediğimizi, ortak olmayacağımızı,
Çocuklarımıza; Akılla, bilimle, evrensel ahlak ilkeleriyle kuracağımız,
aydınlık ve onurlu bir gelecek mücadelemizdeki kararlılığımızı kamuoyu ile
paylaşıyoruz.”