Bolu Emek ve
Demokrasi Platformu tarafından düzenlenen kutlama programına, sendikalar,
siyasi partiler ve öğrenciler katıldı. Topluluk İzzet Baysal Caddesi boyunca
sloganlar atarak, pankartlar taşıyarak yürüdü.
Kent Meydanında
tamamlanan yürüyüşün ardından kutlama programına geçildi. Buradaki etkinlikte
Bolu Emek ve Demokrasi Platformu adına Serdar Koçyiğit bir açıklama yaptı.
Koçyiğit yaptığı
açıklamada şu ifadeleri kullandı; “1977 Taksim ve 10 Ekim katliamında yaşamını
yitiren Barış karanfillerimizin şahsında tüm barış, emek ve demokrasi şehitlerimizin
anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Siyasal çıkarlar uğruna karanlık
dehlizlerde planlanan, gerçek katillerin halen yakalanmadığı katliamları ve
gerçekleştirenleri bir kez daha lanetliyorum.
Bu yıl da OHAL’i
gerekçe göstererek Taksim’i yasakladılar. Yasaklarla hafızamızı, bilincimizi
sileceklerini sanıyorlar. Ne 1 Mayıs katliamının gerçek katillerini ortaya
çıkaracak kararlılığımızdan vazgeçtik ne de mücadele tarihimize sahip çıkma
sözümüzden zerre kadar taviz vermedik vermeyeceğiz. Er ya da geç emekle
özdeşleşen alanları özgürleştirecek, yasak zincirlerini kıracağız.
Geçen hafta
OHAL’i niçin uzattıklarını bir kez daha itiraf ettiler. AKP Genel Başkanı,
sermayeye seslenerek, “Bir tane fabrikada grev söz konusu mu? Böyle bir
şeyde biz anında müdahalemizi yapıyoruz. Ve OHAL anında bir çözüm kaynağı
oluyor.” diyor. Anayasayı, uluslararası sözleşmeleri OHAL’i fırsata
çevirerek çiğneyenler yargı önünde hesap vermekten kurtulamayacaklar. Grevli
gerçek toplu sözleşme hakkımızın, örgütlenme ve siyaset yapma hakkımızın yok
sayılmasına, grev hakkımızın OHAL gerekçesiyle, idari işlemlerle ortadan
kaldırılmasına izin vermedik, vermeyeceğiz.
Dostlar, Baskın
seçim karan AKP+MHP iktidarının ülkeyi daha fazla yönetemeyeceğinin ilanıdır.
OHAL koşullarında baskın seçimle, hile ile dikta rejimlerini kalıcı şekilde
kurumsallaştırarak, toplumsal ilişkilerimizi gerici, tekçi ve faşizan
politikalar temelinde dizayn etmek istiyorlar.
24 Haziran’da
yapılacak seçim gelecek on yıllarımızı belirleyecek nitelikte ve önemdedir. Bu
nedenle 24 Haziran’a kadar artık her günümüz 1 Mayıs’tır! Her günü 1 Mayıs
ruhuyla karşılayıp, büyük bir mücadele azmiyle, moral ile kapı kapı dolaşıp
faşizme niçin geçit verilmemesi gerektiğini anlatacağız.
Biliyoruz ki,
tüm dikta rejimler yıkılmadan bir gün öncesine kadar iktidarlarını sonsuz
sanırlar ve öyle tanıtırlar. Bu şekilde barışa, özgürlüğe ve demokrasiye olan
inancı zayıflatmak, umudu kırmak isterler. AKP+MHP iktidarı uzatmaları oynuyor.
Yenildiklerini, sonlarının geldiğini gördükçe daha da saldırganlaşıyorlar.
Saldırganlaştıkça eriyorlar.”