Yeniçağ Gazetesi
Köşe Yazarlarından Mehmet Faraç’a konuşan Başkan Özcan, 31 Mart seçimlerinden
sonra geçen süreci anlattı.
Mehmet Faraç’ın Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’la
yaptığı röportajdan satır başları şöyle:
AKP’den nasıl bir
belediye devraldınız?
On yıl belediye meclis üyeliği yapmıştım… Milletvekilliği
döneminde de belediyeyi müfettiş gibi denetliyordum. Yani, nasıl bir belediye
devralacağımı biliyordum. ‘Enkaz’ edebiyatı yapmıyorum ama borç tahminimden çok
çıktı. Fütursuzca hareket edilmiş, kaynağı olmayan borçlanmalar yapılmış… Şu
an mali olarak toparlanma içindeyiz… Belediyeye yapılmış icra takibi kalmadı,
çalışanlara tek kuruş borcumuz yok. 2019 yılı Bolu tarihinde, belediyenin bütçe
fazlası vereceği bir yıl olacak. 2020’den itibaren de büyük yatırımlara
başlayacağız…
31 Mart’ta göreve
gelince en çok neye şaşırdınız?
Beni en çok şaşırtan israfın korkunç boyutlara
ulaşması… İhalelerde hiçbir araştırma yapmamışlar, aynı kişilerden hizmet
almışlar, çok ciddi maliyetler ortaya çıkmış. Örnek olarak, 10 adet çöp kamyonu
için kiralama ihalesi açmışlar ve yıllık 4 milyon lira maliyet koymuşlar. Biz
araştırınca gördük ki, aynı işi 1.5 milyon liraya yapabiliyoruz. Yani, 3 yıl
içinde 12 milyon yerine 4,5 milyon ödeyeceğiz.
Peki, bankamatik
memurlarına ne yaptınız?
18 Aralık’ta adaylığımı açıklarken Bolu Belediyesi’nin
1031 personeli vardı. 1 Nisan’dan itibaren 124 kişi daha işe almışlar.
Bankamatik memurlarından biri de AKP kadın kolları başkanıydı!.. Ben başlayınca
bankamatik memurlarının bir bölümü işe geldi, 97 kişiyi ise çıkarttık. Belli
alanlara ihtiyaçtan fazla alım yapmışlar. Bizde çevre mühendisi çok ama iki
inşaat mühendisi var, bir elektrik mühendisi bile yok!.. Muhtarlık işinde
veteriner çalışıyordu. Sağlık teknisyeni destek hizmetlerindeydi, marangoz ise
itfaiye personeli olmuş. Böyle tuhaf uygulamalar vardı.
4.5 ayda en az 45
bin ziyaretçiniz olmuş, ilginç istekler geliyor mu?
Başkan seçilince günde bin kişi ağlıyorduk. İsteklerin
önemli kısmı iş talebi… Çantasını alıp gelen müteahhitler de iş istiyor.
Hatta, ‘bana koca bulur musun’ diye gelen hanımefendiler de oldu..
Bolu’nun en önemli
eksikliği nedir?
Bolu’da maalesef 15 yıldır ufku olmayan bir belediye
başkanı vardı… Oysa şehir Türkiye’nin en avantajlı kentlerinden biri… Günde
50 bin insan buradan geçiyor ama bunları şehre çekemiyoruz. Abant, Yedigöller,
Kartalkaya burada ama turizmden payımızı alamıyoruz. Bozkır olan Eskişehir’e
her yıl 6 milyon insan gidiyor, çok büyük konum avantajı olan Bolu’ya en çok
1,5 milyon insan geliyor. Bunların yüzde 90’ı şehir merkezine gelmiyor. Çünkü
görecekleri bir şey yok?
Kent niçin çekim
merkezi olamıyor?
Bolu planlı bir şehir değil… Turizm, sanayi ve tarım
alanları iyi planlanmamış. Altyapıya 5 yılda 350 milyon liralık yatırım
yapılmış (!) ancak şehir çok büyük altyapı sorunları yaşıyor. Sokak ve caddeler
dar, çünkü yanlış planlama yapılmış. Her taraf orman ama merkezde 50
metrekarelik park yapmışlar! Böyle şey olmaz… Şehri güzelleştirmeye dönük
çalışmalara başladık…
Bolu’nun vizyonunu
değiştirecek hangi projeler var aklınızda?
Çocukluğumda okulda münazaralar olurdu; ‘Bolu sanayi
kenti mi olsun, turizm şehri mi?..’ Bu tartışmaların sonunda Bolu ne sanayi
şehri oldu ne de turizm şehri!.. Ama rahmetli İzzet Baysal sayesinde öğrenci
şehri oldu. Bolu’da 40 bin öğrenci var ancak sosyal hayat yok!.. Bolu hem
sanayi, hem turizm şehri olacak, hem de sosyal yaşamın 24 saat canlı olacağı
bir kent… Burası festivallerin, fuarların, söyleşilerin düzenlendiği şehir
olacak. Sosyal belediyecilik olarak Avrupa’daki belediyelerle yarışmak istiyoruz.
Bolu Türkiye’nin marka şehirlerinden biri olacak. Son 4 ay içerisinde şehirde
canlanma oldu, öğrenciler daha mutlu olduklarını söylüyor…
Şehir sosyo-
ekonomik alanda nasıl gelişecek?
Burası Davos’tan güzel bir şehir ama hak ettiği noktaya
gelememiş… Antalya futbolda nasıl kış kamplarının merkezi ise Bolu da yaz
kamplarının merkezi olacak. Buranın o tür kamplar için büyük avantajları var.
Bunu yapınca Bolu’nun ekonomisine ve tanıtımına büyük katkısı olacak. Bu yıl 82
takım kampa geldi, önümüzdeki dönemlerde bunu yılda 800 takıma çıkarmaya
çalışacağız…
Suriyelilere
yönelik çıkışlarınız halktan destek aldı mı?
Ben seçim öncesindeki vaadime bağlı kalarak, bir
yabancının 3. ve 4. yardımı aldığı kuruluş olmayalım diye talimat verdim. Her
gün 1200 kişiye aşevi hizmeti veriyoruz, oraya kimin geldiğine bakmıyoruz.
Suriyelilere orada bir yasak yok. Ben devletin göçmen politikasının
tartışılmasını istedim. Ve konu tartışılmaya başlandı. Ancak benimle ilgili 47
suç duyurusu oldu, İçişleri Bakanlığı soruşturma açtı hakkımda. Asla geri adım
atmadım. Çünkü kaynaklarımızı kendi çocuklarımıza harcamak yerine, dışarıdan
gelen insanlara dağıtmayı doğru bulmuyorum… Uygulamamız halktan da büyük
destek aldı.
İktidarın
muhalefet belediyelerine bakışıyla ilgili ne söylersiniz?
Yanlış bir algı var Türkiye’de… Örneğin sayın
cumhurbaşkanı ‘CHP demek, çöp demek’ diye ısrarla söylüyor. Ama kimse de dönüp
şunu sormuyor; Ülkede insanların yaşamak istediği, en temiz şehirler CHP’li
belediyelerde… Turizm şehri demek, temiz-
bakımlı demek. Bolu’da böyle… Çok komik gelecek ama AKP’liler, boş çöp
konteynerlerinin yanına, sanki dolmuş- taşmış gibi poşetlerle çöp bırakıp
fotoğraf çekiyorlar, sosyal medyada paylaşıyorlar! Oysa temizlik benim en
hassas olduğum konu… Kimsenin kuşkusu olmasın, Bolu’yu turizmde, sanayide ve
sosyal yaşamda hak ettiği yere getireceğiz.
