İYİ
Parti Bolu İl Başkanı Ahmet Örnekbaş, yaptığı yazılı basın açıklamasında
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün açıkladığı sığınmacı
rakamlarına değindi. Açıklamasında AK Parti hükümetinin yanlış sığınmacı
politikası uyguladığını ve ülkemizi işin içinden çıkılmaz hale getirdiklerini
belirten İYİ Parti İl Başkanı Örnekbaş, “İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel
Müdürlüğü’nün açıkladığı rakamlara göre kayıt altına alınabilen sığınmacı
sayısı 3 Milyon 605 Bin 615’dir. Ülkemizde kayıt altına alınamayan kişilerde
göz önünde bulundurulursa bu rakam 6 milyonu aşmaktadır” dedi.
“BOLU FİİLİ
OLARAK İŞGAL ALTINDADIR”
İlimiz
Bolu’da resmi rakamlara göre 12 bin civarında sığınmacı olduğuna dikkat çeken
Ahmet Örnekbaş açıklamasında ayrıca, “Bu rakam çok önemli bir rakam değilmiş
gibi gözükse de maalesef Bolu’muzda ülke genelinde yaşanan genel rahatsızlık
durumu boy göstermeye başlamıştır. Bırakın Türkiye’yi dünyada eşine az
rastlanan doğal güzellikleriyle gözbebeği haline gelen bu güzel memleketimizin
yeşil alanları, mesire alanları ve piknik alanları sığınmacıların yoğunluğu
sebebiyle kendi vatandaşlarımız tarafından neredeyse kullanılamaz hale
gelmiştir. Yedigöller, Abant ve Gölcük
ve bir çok gözde mekan aynı durumla karşı karşıyadır. İçinde bulunduğumuz bu
içler acısı tabloyu görmek isteyenler hafta sonu Akkayalar’ı ve saydığımız
alanları gezip görüp ne söylemek istediğimizi çok daha iyi bir şekilde
anlayabilirler. Sözde misafirler, bağdaki ev sahibini kovmuş, memleketin sahibi
olan vatandaşlarımız bu nimet ve güzelliklerden faydalanamaz hale gelmiştir.
Mazluma her zaman kapısı açık olan Türk milletinin, en insani duyguları
kullanılarak bu büyük sorun meşru gösterilmekte ve milletin bu durumu
kabullenmesi istenmektedir. Ülkemizin birçok şehri gibi Bolu da fiili olarak
işgal altındadır” ifadelerini kullandı.
“İŞ BARIŞI
BOZMUŞTUR”
İYİ
Parti İl Başkanı Örnekbaş açıklamasının devamında ise şu sözlere yer verdi :”Ülkede
ekonomik kriz ortamı sebebiyle vatandaşımızın cebindeki para erimiş, çarşı ve
pazara yetemez hale gelmiştir. Memlekette işsiz gençlerimiz kapı kapı dolaşıp
iş ararken, ülkenin yeni istihdam ve üretim alanlarına ve yatırıma ihtiyacı
varken, bu zor zamanda sığınmacılara yapılan harcama toplamı 37 Milyar doları
geçmiştir. Yine kayıt dışı istihdam rakamlarının önemli bir kısmını
sığınmacılar oluşturmaktadır. Devlet tarafından çeşitli destekleri alan bu
kişiler daha ucuza çalışmayı göze almaktadır. Bu durum sosyal güvenlik şartıyla
çalışarak ailesinin sağlık güvencesini garanti altında tutmaya çalışan kendi
vatandaşımızın iş barışını bozmuştur. Çalışma sahalarında sığınmacıları tercih
eden işletmelerle mevcut çalışan işçiler arasında gerginlikler yaşanmakta,
kavgalar meydana gelmektedir.
“HİÇBİR TÜRK
VATANDAŞI GİTTİĞİ ÜLKENİN TOPLUMSAL YAPISINI BOZMAZ”
Kayıtlı
verilere göre ülke genelinde sığınmacılar sürekli çoğalmakta, sayısı giderek
artmaktadır. Resmi rakamlara göre günde 400 adet bebek dünyaya gelmektedir.
Vatandaşlık hakkı verilen bu kişilerle, ülke halkının değer yapısı ve
alışkanlıkları birbirine uymamaktadır. Sığınmacılar artan sayıları ve gün
geçtikçe belirginleşen nüfuslarıyla cennet vatan Türkiye’mizin demografik
yapısını değiştirmekte, toplumsal dinamiklerine zarar vermektedir. Bazı aklı
evveller Dünyanın başka yerlerinde yaşayan, çalışan Türk vatandaşlarımızı da
aynı durum içerisinde gösterip buradaki sığınmacılarla ilgili benzer örnekler
olduğunu savunmaktadırlar. Hiçbir Türk vatandaşı gittiği ülkenin toplumsal
yapısını bozmaz, o ülkede asayiş sorunları meydana getirmez, zaten doğru
yönetilen hiçbir ülkede böyle bir durumun oluşmasına müsaade etmez. Bizim
vatandaşımız gittiği ülkelere zaten davet edilmiş ve orada ekmeğini kazanmanın
peşindedir.
“SIĞINMACILARIN
TÜRKİYE’DE KALMASINI İSTEMEK CEHALET DEĞİLSE İHANETTİR”
Dün
Büyük Ortadoğu Projesi’nin eş başkanlığını yürütenler, emperyalist
patronlarının talimatları doğrultusunda ülkeye soktukları 6 milyonun üzerindeki
sığınmacı ile Türk milletini baş başa bırakmışlardır. Emperyalizmin İslam
ülkelerini dizayn etmek için kullandığı bir takım dini ve siyasi yapılar,
sığınmacıların Türkiye’de kalması için büyük çaba sarfetmektedirler.
Unutulmamalıdır ki sığınmacıların boşalttığı topraklara, Pkk yerleşmekte ve
büyük İsrail planı adım adım hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Ülkemizdeki
sığınmacıların bir an önce yaşadıkları topraklara dönmesi, bu açıdan hayati
önem taşımaktadır. İsrail, Pkk ve emperyalist güçler sığınmacıların Türkiye’de
kalmasını istemektedir. Bu hem sığınmacıların boşalttığı topraklara Pkk
aracığılı ile İsrail’in yerleşmesini sağlayacaktır hem de Türkiye’nin
demografik yapısını bozacaktır. Emperyalist güçler böylelikle bir taşla iki kuş
vurmayı hedeflemektedir. Sığınmacıların burada kalmasını istemek, bu çığ gibi
büyüyerek gelen dev sorunu ensar muhacir gibi kavramlarla örtmeye çalışmak,
cehalet değilse ihanettir. Pkk’ya, İsrail’e ve siyonizme hizmet etmektir.
“ÖNCE KENDİ
VATANDAŞINIZI, ÖNCE KENDİ VATANINIZI DÜŞÜNÜN”
İnsanımız
içinde bulunduğu sıkıntıyla ve hükümetin vazgeçmediği bu yanlış adım sebebiyle
sığınmacılarla vatandaşımız arasında gerginlikler yaşanmakta her gün asayiş
olayları, kavgalar meydana gelmektedir. Buradan yerelden başlayarak bu yanlışın
müsebbiplerine sesleniyoruz. Önce kendi vatandaşınızı, önce kendi vatanınızı
düşünün. Gün geçtikçe ülkemizi, ilimizi, mahallemizi, sokağımızı ve neredeyse
evimizi yaşanamaz hale getiren bu sorun karşısında gelin bu yanlıştan
dönün. Bu yanlışa sebep olanlara, bu
yanlışı sürdürenlere sesleniyoruz, vatandaşımızın tahammülü kalmamıştır. Bu
misafirlik canımıza tak etmiştir, Bolu halkı Bolu’da yaşayamaz hale gelmiştir.
Unutmayın ki Türk milleti egemenliğini kimseye çiğnetmez, hürriyetini hiç bir
güce feda etmez. Gelin bu yanlıştan dönün bu ülkeye daha fazla sorun yaşatmayın.
Türk milletinin feraseti ve kararlılığı ile Türkiye İYİ olacak, Bolumuz İYİ
olacak.”
