Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU AZ BULUTLU
24,6
AZ BULUTLU

“ADALET İSTİYORUZ!”

“ADALET İSTİYORUZ!”

Zehra Kulalı Gezici, Soma faciasının ardından 5 yıl
geçmesine rağmen, işçilerin mezarda sorumluların dışarıda olduğunu ifade
ederek, adalet istediklerini dile getirdi.


Gezici; “Bundan tam 5 yıl önce, 2014 yılı Mayıs ayında
Soma’da 301 maden işçisini yitirmiştik. Bu süre zarfında acılarımızın
hafiflemesi bir yana, yaraları daha da kanatan gelişmeler yaşandı. Bilindiği
gibi, madenin patronu Can Gürkan ölümünden sorumlu olduğu her işçi için
yaklaşık 5 gün hapis yatmasının ardından geçtiğimiz ay tahliye oldu. Böylece
301 maden işçisi arkadaşımızın ardından adalet de göçük altında kaldı.


“GEREKLİ DENETİMİ
YAPMAYANLAR HESAP VERMEMİŞTİR”


İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu
düzende, insanlık bir kez daha göçük altında kalmış oldu. Bu göçük ülkeyi
yönetenlerin eseri olan hukuki bir göçüktür, politik bir göçüktür, ekonomik bir
göçüktür, ahlaki bir göçüktür. Ülkemizde hukukun çöküşü Soma davasıyla bir kez
daha gözler önüne serilmiştir. Davayı Soma’dan kaçıran, katliamda sorumluluğu
bulunanları yargılama konusu yapmayan, maden patronu ve yöneticilerini “olası
kasıt” üzerinden değil; “bilinçli taksir” ile “cezalandırarak” adeta
ödüllendiren yargı sistemi, bir işçi için 5 gün hapis yatmayı yeterli görmüş;
ülkemizde “hukuk”un geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermiştir.


Başından beri madenlerde gerekli denetimi yapmayanlar,
Soma’daki öldüren çalışma düzenine izin verenler, güvencesiz ve taşeron
çalıştırma biçimlerini egemen hale getirenler, sendikalaşmanın önüne engeller
koyanlar hiçbir biçimde hesap vermemiştir. Aksine bu boyuttaki katliamların
“fıtrat” olduğunu ifade ederek, katliamın politik savunusuna devletin tepesinin
imzasını atmışlardır. Bu düzen, daha fazla kar için daha fazla kan dökülmesini
meşru gören bir düzendir. Soma katliamının ardından “Artık hiçbir şey eksisi
gibi olmayacak” diyenler, hiçbir şeyi değiştirmemiş ve her şey eskisi gibi
devam etmiştir.


“TÜRKİYE İŞ CİNAYETLERİNİN EN FAZLA OLDUĞU ÜLKELERDEN BİRİ OLMUŞTUR”         


Soma katliamından bugüne en az 28 Soma katliamı kadar
daha işçinin yaşamını yitirmesi kaza değil, tesadüf değil, hata değil, ülkeyi
yönetenlerin kasıtlı bir tercihidir. İşçi Sağlığı İş Güvenliği yasasının, İş
Sağlığı ve Güvenliği olarak değiştirilmesi, iktidar için işin ve patronların
güvenliğinin işçinin yaşamından daha öncelikli olduğunu göstermektedir. Sadece
kavramlardaki değişimde bile kendi gösteren bu zihniyetinin sonucu olarak,
Türkiye iş cinayetlerinin en fazla olduğu ülkelerden biri olmuştur. Bugün
içinde bulunduğumuz ekonomik göçükten çıkış için insanı, emeği, doğayı ve
yaşamı değil; kanı, gözyaşını, betonu ve yıkımı güvence altına alan bir yol
tercih edilmektedir. Bu korkunç tercih, 301 işçinin ölümüne sebep olan maden
patronuna yeniden maden işletme hakkı vererek bir kez daha ilan edilmiştir.


İŞÇİLERİ ZORLAMAK
HATA DEĞİL, KASITTIR”


Demokrasi isteyenlerin, basın özgürlüğüne sahip
çıkanların, yaşamı savunanların, barış talep edenlerin, iktidarı eleştirenlerin
hapishaneleri doldurulduğu bir ülkede, 301 kişiyi göz göre göre ölüme
yollayanların serbest olması, dibi görünmeyen derinlikte bir ahlaki göçüktür.
Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak
hata değil, kasıttır. Yıllık üretim planının neredeyse üç katı üretim yapmak
için işçileri zorlamak hata değil, kasıttır. Madenlerdeki taşeron, rodövans,
dayıbaşılık gibi güvencesiz çalıştırma uygulamalarını yaygınlaştırmak,
madenleri özelleştirmek, kamu denetiminden çıkarmak hata değil, kasıttır.


“SOMA’NIN HESABINI
ER YA DA GEÇ SORACAĞIZ”


301 işçi kardeşimiz göz göre göre gelen bir katliam
sonucu hayatını kaybetmiştir. Karşımızda insan hayatına karşı büyük bir tehdit
haline gelmiş; hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bir düzen
vardır. Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Soma’nın
hesabını er ya da geç soracağız. Bu ülkede çalışırken ölmeyeceğimiz, insanca
çalışacağımız, insanca yaşayacağımız güzel günleri elbet göreceğiz” şeklinde
konuştu.


 


                

KESK adına Eğitimsen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici 2014 yılı Mayıs ayında Soma’da 301 maden işçisinin hayatını kaybetmesinin yıldönümü nedeniyle basın açıklamasında bulundu. Gezici; “301 işçi kardeşimiz göz göre göre gelen bir katliam sonucu hayatını kaybetmiştir. Karşımızda insan hayatına karşı büyük bir tehdit haline gelmiş; hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bir düzen vardır. Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Soma’nın hesabını er ya da geç soracağız” dedi.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
13 Mayıs 2019
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir