Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi İç Hastalıkları uzmanı
Dr. Ferhan Yılmaz, yaz aylarında tüketilmesi gereken besinler, sıvı kaybının
azaltılması, klimalı ortamın zararları ve sıcak havalarda tercih edilmesi
gereken kıyafetler hakkında konuştu. Kış aylarına göre, yaz aylarında, beslenme
konusunda daha dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Yılmaz; “Sıcak havalarda
beslenme şeklimizi değiştirmemizin sebeplerinden biri de; kışın soğuk
havalarda, vücut sıcaklığını normal tutabilmek için, daha fazla enerjiye
ihtiyacımız olduğu için daha fazla beslenmemiz gerekiyor. Daha fazla kalorili
yememiz gerekiyor. Ancak yazın, vücut sıcaklığını normalde tutmak için bu kadar
enerji harcamak gerekmiyor, arada ki fark buradan kaynaklanıyor. Kışın daha çok
kaloriye ihtiyacımız oluyor, yazın daha az ama yazın da farkı, kıştan daha çok sıvıya ihtiyaç olması.
Öncelikle tavsiyem; yazın hamurlu yiyeceklerden ve kızartmalardan uzak durmak.
Bunlar sindirimi zor gıdalar olduğu için, bunları sindirirken daha fazla
enerjiye ihtiyacımız oluyor, o yüzden zorlanıyoruz. Aynı zamanda vücut
sıcaklığını artıran gıdalar bunlar. Yazın yapmamız gereken; sıvı kaybını
önlemek için fazla sıvı almak, hamurlu gıdalardan uzak durmak, kızartma ve yağlı gıdalardan uzak durmak.
Tabi ki her zaman yağ ihtiyacımız var, yağ ihtiyacını günde bir avuç kuruyemiş
yiyerek giderebiliriz. Özellikle yağlı kuruyemişleri tercih edeceğiz; ceviz,
fındık, badem gibi kavrulmamış, çiğ olarak.” diye konuştu.
“Ne Kadar Sıvı
İhtiyacınız Olduğunu Kendiniz Belirleyebilirsiniz”
Dr. Ferhan Yılmaz şöyle devam etti; “Sıvı kaybını önlemek
için yaz meyvelerini tavsiye ediyoruz. Bunlardan en güzeli; karpuz. Karpuz bir
vitamin deposu, hem B vitaminlerini içeriyor hem de çok sıvı içeriyor;
%90’ından fazlası sudur. Bunun yanında kiraz ve şeftaliyi de öneriyoruz. Her
gün düzenli olarak yaz meyvesi yersek, yazı daha rahat geçiriyoruz.
Sıvı tüketimi kış aylarında, 2-2,5 litre, 24 saat için
yetiyor ama yaz aylarında 3 litreyi geçebiliyor. Kişiye göre değişiyor, kişi
çok sıcakta çalışıyorsa, sıvı kaybı çok fazlaysa, ona göre miktarını artıracak.
Ne kadar sıvı ihtiyacımızın olduğunu idrar rengine göre belirleyebiliriz. İdrar
rengimiz çok açıksa, suya yakın bir berraklığı varsa, yeterince sıvı
tüketiyoruz demektir. Ancak idrar rengimiz koyu sarıya yakınsa ve idrara az
çıkıyorsak, yani günlük 2-2,5 litre alıyorsak, en az 2 litre de idrara çıkmamız
gerekiyor. Buradan, yeterince sıvı alıp almadığımızı anlayabiliriz.”
“Bazı Hastalıklar
Güneş Işığıyla Alevleniyor”
Yaz aylarında güneşten korunmak için yapılması gerekenleri
de sıralayan Yılmaz, “Yaz aylarında dışarıya çıkma saatleri çok önemli; eğer
öğlen saat 11.00 ve öğleden sonra saat 15.00’e kadar dışarıya çıkarsak sıvı
kaybımız artar. Terlemeyle hem mineral kaybı olur hem de sıvı kaybı olur. O
yüzden mecbur değilsek çıkmayalım, ama çıkmak zorundaysak, fazla sıvı takviyesi
alarak çıkalım. Eğer tenimiz hassassa, güneş koruyucu kremlerimizi kullanmayı
unutmayalım. Çünkü bazı insanların güneşe alerjisi oluyor ve bazı hastalıklar
güneşte alevleniyor. Yaz aylarında özellikle kalp hastalığı, yüksek
tansiyon, kalp yetmezliği hastalarının,
hastalıklarının ortaya çıkması ve alevlenmesi artıyor. Sıvı kaybından da bu
hastalılar alevlenebiliyor, bunlara dikkat edilmesi gerekiyor. İlaçların düzgün
kullanılmamasından ve dengesiz beslenmekten de kaynaklanabiliyor. Mesela bu
hastalığı olan kişiler, diyetine dikkat etmezlerse, hamurlu beslenmeye devam
ederlerse, kızartma yerlerse, kışın bu kadar etkilemeyebilir ama yazın
hastalıkları alevlenebiliyor ve tedavileri yetersiz kalabiliyor.” dedi.
“Sıcak havalar stres
ve gerginliği tetikliyor”
Sıcak havaların kişilerde stres, gerginlik ve aşırı
sinirlilik gibi sonuçlar doğurduğunu belirten Yılmaz, “Bunun sebebi sıvı
kaybından kaynaklanıyor. Hastalarımız çok terlediği için sıcakta çalışmak
zorlaşıyor, damarlar genişliyor ve tansiyon düşüyor. Genelde kış aylarına göre
tansiyonumuz daha düşük seyrediyor sıvı kaybından dolayı. Sıvı kaybını dengede
tutarsak ve çalışma saatlerimizi daha serin saatlerde düzenleyebilirsek, tabi
bu her iş yerinde mümkün olmuyor, o zaman bunlardan uzakta durabiliriz.” dedi.
“11.00 ile 15.00
Saatleri Arasında Dikkatli Olalım”
Yaz mevsiminde giyim konusunu da ele alan Yılmaz, “Giyim
tarzı konusunda biliyorsunuz, koyu renkler sıcağı çeker, açık renkler güneş
ışınlarını yansıtır. Yaz aylarında açık renk giymeyi tercih edelim. Güneşin
11.00 ile 15.00 saatleri arasında, direkt dik açıyla geldiği saatlerde,
kolumuzu, bacağımızı, yüzümüzü ve açıkta olan yerlerimiz için güneş koruyucu
kremler kullanalım. Kalın, çok terleten giysiler giymememiz gerekiyor, saten,
sentetik kıyafetler terletiyor, pamuklu kıyafetler daha rahat. Kıyafetimizi
buna göre belirlememiz gerekiyor .”şeklinde konuştu.
“Klimalı Ortamdan,
Klimasız Ortama Sürekli Geçişler Sıcaklık Dengesizliğine Yol Açıyor”
Klimanın bilinçli olarak kullanılması gerektiğine değinen
Yılmaz, “Sabahtan akşama kadar aynı klimanın altında kalsak o kadar zararlı
olmuyor ama klimalı ortamdan, klimasız ortama sürekli geçişler sıcaklık
dengesizliğine yol açıyor. Klimanın açısı önemli, rüzgâr nasıl bize dik açıyla
gelirse zarar verdiği gibi klima da zarar veriyor. Klimanın derecesi
ayarlanabilir, sadece nemi alan klimalar var, onları tavsiye ediyoruz sağlık
açısından. Soğukluk vermiyor ama ortamın nemini alarak serinletiyor. Ancak çok
sıcak olduğu için insanlar klima özelliğini kullanmak zorunda kalıyor o yüzden
klimanın bakımlarının yapılması gerekiyor. Sürekli klimalı ortamdan, klimasız
ortama geçiş yapılacaksa, hiç klima kullanılmaması daha iyi olur.” diye
konuştu.