Çalıştayın ilk gününde bir konuşma yapan
Bakan Eroğlu, “Tabiat güzellikleri ve zenginlikleri açısından Türkiye dünyada
bir numara ama bizim bunu değerlendirmemiz lazım.” dedi.
Abant Tabiat
Parkı’nda, Bolu Valiliği, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, Bolu
Belediyesi ve Abant İzzet Baysal Üniversitesi tarafından düzenlenen
“Tabiatın Kalbi Bolu” çalıştayı başladı.
İki gün sürecek
olan çalıştayın ilk gün toplantısına Orman ve Su İşleri Bakanı
Veysel Eroğlu, Bolu Valisi Aydın Baruş, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz,
AK Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun, AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa
Alişarlı, AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay, daire müdürleri ve sivil toplum
kuruluşu temsilcileri katıldı.
Burada ilk
konuşmayı yapan Doğa Koruma Ve Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş, genel
müdürlük faaliyetlerini anlattı. Taş, “Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü olarak, temel vazifemiz tabiatın korunması ve gelecek nesillere
aktarılmasıdır. Bu çerçevede, genel müdürlük olarak tür ve alan bazında, milli
park, tabiat parkı, yaban hayatı gibi korunan alanlar ilan ediyor, aynı zamanda
avcılık, sokak hayvanları gibi hayatın içinde yer alan konularda da düzenlemeler
yapmaktayız. Bolu eşsiz tabiat güzelliklerine sahip olan bir ilimiz. Genel
müdürlük olarak temel vazifemiz bu güzellikleri korumak, aynı zamanda da
vatandaşlarımızın hizmetin sunmaktır. Bugün burada tabiatın kalbi Bolu
çalıştayını gerçekleştirerek, Bolu’nun mevcut durumunu konuşacağız ve Bolu’yu
marka haline getirecek çalışmaları kısaca Bolu için bir yol haritası
oluşturacağız. Tabiat temelli turizm anlayışı küresel boyutta da giderek
yükselen bir değerdir. Ülkemizde tabiat turizmi potansiyeli bu beklentiyi tam
olarak karşılayacak düzeydedir. Bu açıdan bakıldığında Türkiye sahip olduğu
tabii güzellikleri ve orman alanları ile değerlendirilmeyi bekleyen büyük bir
eko turizm potansiyeline de sahiptir. Bizim görevimiz de, ülkemizin tabiat
turizmi potansiyelini uluslararası bir marka haline getirerek bütün turizm
alanlarımızdaki yapı ve tesisleri tabiat turizmine uygun hale getirmektir.”
dedi.
Daha sonra
konuşmasını yapan Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Bolu’nun gelecekte
turizm kenti olacağını söyledi. Yılmaz şöyle konuştu; “Bolu, arazisinin %65’i
ormanlarla kaplı bir il. 200 kadar göl ve göleti var. Sayın bakanım her sene
birkaç tane ekliyor. Göller diyarı ve çok az bir tarımsal alanı var yüzde 15.
Yüzde 20 civarında da meraları var böyle bir il Bolu. Böyle bir il gelecekte,
turizm kenti olacak, spor kenti olacak, sporun her branşının kamp merkezi
olacak, üniversite kenti olacak ve sıcak su kaynakları dolayısıyla sağlık kenti
olacak. Bunlar toplandığında, yol turizme çıkıyor. Böyle özel bir coğrafya
olduğu için biz buraya tabiatın kalbi diyoruz. İsviçre daha yeşil ama güneş her
zaman göremezsiniz, Singapur daha yeşil ama rutubetten duramazsınız. İnsanın
sağlığı açısından böyle bir coğrafyayı dünyanın bir başka yerinde göremediğimi
ifade edebilirim. Dünyanın bir çok yerinde tabiat zenginliği fazla ama suni.
Tabi kalmış bir yer var, burasının da Bolu olduğunu bilmek durumundayız.
Bolu, böyle özel
bir coğrafyadır. Böyle özel bir coğrafya ve bu coğrafya ile uyumlu bir kenti de
inşa ettiğimizi bilesiniz. Sanayinin taşınması diye bir projemiz var. Yıllardır
bunun için çalışmaktayız. Aslında bir sanayinin taşınası değil, şehirde bulunan
ve şehri rahatsız eden bütün birimlerin şehir dışına çıkartılması çalışmasıdır.
Dünyada bunu becerebilmiş başka bir ilin olmadığını bilesiniz ama ilk defa Bolu
bunu becerecektir diye düşünüyorum. Ben dünyanın en gözde yerleşim
birimlerinden Melbourne’a gittim, sanayiyi içinden dışarı atamamış, denize de
arkasını dönmüş. Sydney’de yaşamayın denizle iç içe geçmiş. Bolu inşallah bundan
sonraki gelecekte planlamaları gereği dünyada yaşanabilir kentler arasında bu
coğrafyası ile olacak. Bunu yaparken de sadece Bolu merkez değil, ilçe ve
beldeleri ile geleceğe adım adım yürüdüğünü göreceksiniz. Bu konuda ne yapsak,
karşımıza orman ve su çıkıyor.”
Başkan Yılmaz’ın
ardından AK Parti Bolu Milletvekili Ali Ercoşkun katılımcılara hitap etti.
Bakan
Eroğlu’ndan önce son konuşmayı Bolu Valisi Aydın Baruş yaptı. Baruş Bolu
turizminden bahsetti. Vali Baruş yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi;
“Bolu; sahip olduğu zengin tabiatı ve doğal yaşam alanları, binlerce yıl
öncesine giden medeniyet tarihi, Türk Kültür değerlerinin ve geleneklerinin
yüzyıllardır yaşatıldığı sosyal hayatı, yüzyıllardır sofralarımıza lezzet veren
aşçılık sanatı ve gastronomi kültürü ile yurdumuzun dört bir tarafından
vatandaşlarımızın ve dünyanın ilgisine mazhar olmaktadır. Bolu; Yüzölçümünün %
65’ini kaplayan ormanları, 300’ün üzerinde yaylak alanları, 14 doğal göl 147
göleti, Yedigöller Milli Parkı ve aralarında şu an içinde bulunduğumuz Abant’ın
da bulunduğu 9 Tabiat Parkı, 3 Tabiatı Koruma Alanı, 3 Yaban Hayatı Geliştirme
Sahası, Yeniçağa Gölü Sulak Alanı, Akkaya Travertenleri ile daha nice doğal
güzelliklere ev sahipliği yapan eşsiz bir tabiata sahiptir.
Bu güzellikleri
temaşa etmek isteyen, tabiatın sesini dinlemek isteyen her yıl milyonlarca
insan ülkemizin dört bir köşesinden Bolu’ya gelmektedir. 2017 yılında sadece
Abant Tabiat Parkı, Gölcük Tabiat Parkı ve Yedigöller Milli Parkı’nı 1 Milyon
250 Bin kişi ziyaret etmiştir. Diğer doğal alanlarla birlikte bu sayının 2
Milyonun üzerinde olduğunu tahmin ediyoruz.
Bolu; Köroğlu
Dağları’nın zirve noktasında yer alan Kartalkaya ve Gerede İlçesi’nde bulunan
Arkut Dağı ile ülkemizin önemli kış turizm alanlarına sahiptir.
Büyüleyici
güzellikler sunan ormanlar ve yaylalar arasından geçilerek ulaşılan Kartalkaya
Kayak Merkezi; 28 Pisti, 30 Km. Pist Uzunluğu, 5 otel ve 1.600 yatak kapasitesi
ile her yıl ortalama 120.000 konaklamaya ev sahipliği yapmaktadır.
Gerede-Arkut
Dağı; kayak ve özellikle kayaklı koşu yapmak isteyenlere eşsiz doğal
güzellikler arasında spor yapma imkânı sunmaktadır.
Bolu; sahip
olduğu elverişli doğal alanları ve tamamlanmış modern spor tesisleri ile spor
ve kamp turizmi açısından da yoğun olarak tercih edilen bir ildir.
Her yıl, başta
futbol olmak üzere, çeşitli spor dallarında 200’ün üzerinde takım, kamplarını,
antrenman sahaları bulunan tesislerde yapmakta, İlimiz Merkezindeki Spor
Tesislerinde düzenlenen Ulusal ve Uluslararası Spor Müsabakaları İlimiz turizmi
açısından her geçen gün önem kazanmaktadır. Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı
Kamp Merkezleri ile Özel Kamplarda her yıl on binlerce genç ve öğrenci kamp
yapma imkânı bulmaktadır.
Ayrıca başta
göller, yaylalar ve ormanlar olmak üzere İlimiz genelinde doğa yürüyüşü,
kampçılık, dağcılık, kayaklı koşu, su sporları, foto safari, yamaç paraşütü,
off-road, dağ bisikleti gibi çeşitli spor aktiviteleri gerçekleştirilmektedir.
Bu manada; Sayın
Bakanımızın talimatlarıyla düzenlenen “Tabiatın Kalbi Bolu Çalıştayı” nın
Bolu’ya ve turizm sektörüne çok önemli ufuklar kazandıracağına, turizm
konusunda bakış açımıza geniş bir vizyon katacağına inanıyorum.
Bolu ekonomisi
ve istihdamında önemli yeri olan Turizm Sektörü’nün gelişmesinde, yatırımcılar
için uygun ortam hazırlanması ve onları yatırıma teşvik edecek olan
çalışmaların gerçekleştirilmesi ehemmiyet arz etmektedir.
İlimizde Turizm
Sektörünün gelişmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın özellikle turizm
yollarının iyileştirilmesi, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün
Milli Park ve Tabiat Parkları’nda gerçekleştirdiği yatırımlar büyük önem
taşımaktadır. 2018 yılında bu amaçla, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 3,5
Milyon TL, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel
Müdürlüğü’nce 6 Milyon TL yatırım yapılması planlanmıştır.”
Çalıştayın
açılış programında son konuşmayı yapan Bakan Veysel Eroğlu, bu toplantının
önemli olduğunu, çok iyi neticeler çıkacağına inandığını söyledi. Bolu’ya gelen
turist sayısını 400 binlerden 1,5 milyona çıkarttıklarını anlatan Eroğlu,
“Bolu’ya en azından 5 milyon turistin gelmesi gerekir çünkü Bolu müstesna
bir yer, müstesna bir şehir. Ankara’ya 1,5 saat mesafede, İstanbul’a 2-2,5 saat
mesafede. Yani 20 milyon nüfusun tam ortasında. Ayrıca yurt dışından da çok
ciddi bir potansiyeli buraya çekme ihtimali var. Bu yüzden Bolu’nun bahtı
açık.” dedi.
Eroğlu,
Türkiye’nin tabiat turizmi açısından çok önemli bir potansiyele sahip olduğunu
dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti: “Ben dünyada birçok ülkeyi gezdim.
O açıdan gerçekten Türkiye dünyanın en güzel cenneti diyebilirim.
Memleketimizin, vatanımızın kıymetini çok iyi bilmemiz lazım. Mesela
flora-fauna açısından baktığımız zaman bitki çeşitleri açısından kıta Avrupasına
denk. Bütün Avrupa ülkelerine denk bir biyolojik çeşitlilik var. 12 bin 500
bitki türü. Bunun da 3 bin 600’ü endemik. Yani sadece Türkiye’de var. Başka
yerde yok. Bunun içinde de şifalı, hastalıkları yok eden 360 tane tür var ki
bunlardan yeteri kadar istifade edemiyoruz. Tabiat güzellikleri ve
zenginlikleri açısından Türkiye dünyada bir numara ama bizim bunu
değerlendirmemiz lazım.”
Turizm şurasında
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yılda 50 milyon turist, 50 milyar dolar
turizm geliri hedefini belirlediğini anımsatan Eroğlu, “Tabii turizm
denince termal turizmden sağlık turizmine, tabiat turizminden deniz turizmine
kadar hepsi var ama bize de verdiği hedef şu, özellikle tabiat turizminde
dünyada ilk 5’e girme hedefini ortaya koydu. Dolayısıyla biz bu konuda hemen
kolları sıvadık. Tüm Türkiye’de 81 ille ilgili tabiat turizmi master planı ve
bununla ilgili eylem planlarını hazırladık. Bunlarla ilgili çeşitli toplantılar
yapıldı. 81 ille alakalı o kadar çok potansiyel var ki tarif etmem mümkün değil
ama bunu bütün dünyaya tanıtmamız gerekiyor. ” diye konuştu.
Eroğlu, Türkiye
açısından en önemli turizm kolunun tabiat turizmi olduğuna dikkat çekerek,
deniz turizminde gelen turistin en fazla 600 dolar veya bin dolar harcadığını,
tabiat turizmine gelenlerin 6 bin dolardan 10 bin dolara kadar harcama
yaptığını vurguladı.
Bakanlık olarak
Türkiye’de korunan alanların sayısına her geçen gün yenisini eklediklerini dile
getiren Eroğlu, şunları söyledi: “Doğa Koruma Milli Parklar Genel
Müdürlüğü olarak daha önce 175 korunan alan varken biz korunan alanları da
arttırdık 557’ye çıkardık. 4 misli arttırmışız. Daha önce 9 milyon dekarlık bir
alan korunurken şimdi 30 milyon dekar alan koruma altına alındı. Şimdi herkes
konuşuyor. ‘Ormanlar bitiyor mu?’, yok ‘ormanlar yok oluyormuş’, ‘sulak alan
yok oluyormuş.’ Yok öyle bir şey. Koruyan biziz. Ayrıca milli park sayısını
33’ten 43’e çıkardık. En son milli parkımızı da Malazgirt Meydan Muharebesi
Milli Parkı olarak ilan ettik. Sarıkamış Milli Parkı’nı hazırlıyoruz. Sakarya
Meydan Muharebesi Milli Parkı, Çanakkale’deki bütün şehitlikleri hazırlıyoruz.
Çanakkale Geçilmez Destanı Tanıtım Merkezi’ni biz inşa ettik. Kültür
Bakanlığına devrettik.”
Bakan Eroğlu, 16
olan tabiat parkı sayısını da 226’ya çıkardıklarını vurguladı.
“Bolu cennet gibi bir diyar”
Konuşmasının son
bölümünde ise Bolu özelinde yapılan çalışmaları anlatan Eroğlu, şunları
kaydetti: “Bolu gerçekten tabiat güzellikleri bakımından bir inci şehir.
Ben hatta şöyle bir slogan kullanalım diye teklif etmiştim. ‘Cenneti dünyada
iken tecessüm etmek isteyen Bolu’ya gelsin’ demiştim. Hakikaten cennet gibi bir
diyar. Yüzde 65’i orman. Dolayısıyla burayı korumamız gerekir. Bolu’ya ne
yapılsa azdır. Bolu’da 17 mesire yeri kurduk. Korunan alanlar dışında. Normalde
şu an Bolu’da 19 tane korunan alan var. Ayrıca orman teşkilatımızın da mesire
alanları var. Dünya çapında mükemmellik
ödülü almaya 41 tane bizim korunan alan, hak kazandı. Bunların 3’ü de Bolu’da.
Milli Parklar’ı tebrik ediyorum. Dünyadaki en mükemmel, en güzel korunan alanlardan
3 tanesi Bolu’da. Bununla da gerçekten gurur duyuyoruz.”
