Ülkemizde ve dünyada
yaşanan, Dünya Sağlık Örgütü’nün de bir pandemi olarak kabul ettiği koronavirüs
nedeniyle tüm dünyada binlerce insan bu salgınla mücadele ediyor. Peki, bu
dönemde nasıl beslenmeliyiz? Fazla kilolardan nasıl kurtulabiliriz?
“SU TÜKETİMİNE DİKKAT ETMELİYİZ”
Diyetisyen İzem Çarıkçı, pandemi
nedeniyle evde fazla kalınması ile birlikte kontrolsüz duygusal yeme
davranışlarının karbonhidrat içeriği yüksek besinler ve atıştırmalıkların
tüketimini arttırdığını bunun sonucunda da kilo artışlarının yaşandığını söyleyerek;
“Öncelikle bu dönemde danışanlarımdan gözlemlediğim kadarıyla daha çok paketli
gıdalara ve fast food gıdalara yönelim oldu. Bunlar bağışıklığımızı olumsuz
etkileyecek besinlerdir. Daha çok taze meyve ve sebze ağırlıklı beslenmemiz
gerekmektedir. Ara öğünlerimizde kuru yemiş tüketebiliriz. Su tüketimine dikkat
etmeliyiz. Herkesin günlük ihtiyacı olan su miktarını almasını öneriyorum.
Bunun dışında suyun yanında ekstra olarak magnezyum açısından zengin olan
sodada tüketilebilir. Suyun günlük tüketimi kilogramımız 30 ile çarparak
bulabiliriz. Yani 70 kilo bir bireyin 2 veya 2 buçuk litre sıvı tüketmesini
istiyoruz. Herkeste bu şekilde günlük su ihtiyacını bu şekilde hesaplayabilir”
dedi.
“SEBZE VE MEYVE TÜKETİMİNİ ARTTIRMALIYIZ”
Diyetisyen Çarıkcı, sadece
zayıflamak değil sağlıklı beslenmeye de dikkat etmek gerektiğini belirterek,
“Pandemi süreci bu dönemi olumsuz etkilediğini düşünüyorum. Herkeste kilo
artışı gözlemliyorum. Gelen herkes daha önce şu kilodaydım, pandemi döneminde 4
kilo ya da 5 kilo aldım şeklinde bana geliyorlar. Bu nedenle tabii ki olumsuz
etkilediğini düşünüyorum. Pandemi dönemi sonrası için hayatımıza girecek
hareketle birlikte kişilerin daha çok bilinçleneceğini düşünüyorum. Daha çok
sağlıklı beslenmeye, harekete yöneleceklerini düşünüyorum. Herkes için olumlu
olmasını diliyorum. Dikkat etmemiz gerekenler tabii ki her zaman olduğu gibi
sağlıklı beslenmemiz gerekmektedir. Kötü besinlerden, bizim için zararlı olacak
besinlerden uzak durmamız gerekiyor. Sebze ve meyve tüketimini arttırmamız
gerekmektedir. Bunların hepsinin metabolizmamızı olumlu olarak etkileyeceğini
düşünüyorum. Ara öğün yapmayı öneriyoruz. Çok fazla vücudu aç bırakmamak
gerekir. Danışanlarımdan çok fazla bu şekilde gelen oluyor. Hocam en ara öğün
yapamadım diye. Açlık hissetmedim şeklinde. Ama bu sefer sabah ve öğle
arasındaki ara öğün atlatıldığında öğle yemeğinde daha fazla aç oluyor. Öğle
yemeğine daha çok saldırım oluyor. Bunu önüne geçmek için kan şekerimizi
dengelemek ve düzenli tutmak için kesinlikle ara öğün yemesi gerekiyor” diye
konuştu.
“SAĞLIKLI BESLENME PROGRAMI İLE YÜRÜYÜŞ ÖNEMLİ ”
Gün aşırı yapılan
yürüyüşlerin beslenme programına olumlu yönde etkileyeceğini ifade eden
Çarıkcı, “Diyet yaparken egzersiz yapmak
kilo kaybı için şart değil. Egzersiz olmadan da kilo kaybedebiliriz. Biz burada
ölçüm yaptığımız zaman önceliğimiz her zaman yağdan kilo verilmesidir. Kas
kaybını en aza indirmemiz gerekmektedir. Bunu da kesinlikle hareketle
sağlamamız gerekiyor. Çok büyük egzersizlerden ve sporlardan bahsetmiyorum. En
azından yapabiliyorsak gün aşırı yarım saat veya bir saat yürüyüşleri sağlıklı
beslenme programı ile hayatımızı olumlu yönde etkileyecektir. Kas kaybını en
aza indirecektir. Haftalık bir veya bir buçuk kilo kaybı diyoruz. Aylık dört
veya beş kilo kaybı istiyoruz. Tabii ki kişiden kişiye değişiyor. Beslenme
programı verdiğimiz zaman diyetin başlarında kilo kaybı fazla görülebiliyor.
Dediğim gibi ortalama bir veya bir buçuk diyebiliriz” şeklinde konuştu.
“ZAYIFLAMA ÇAYI ÖNERMİYORUM”
Zayıflama ilaçları veya
çaylarını kesinlikle önermediğini belirten diyetisyen İzem Çarıkcı, “Çünkü
sürdürülebilir olduğunu düşünmüyorum. Bir yerden sonra bu ilacı veya çayı
bırakmamız gerekiyor ve bıraktığımız zaman aynı kiloyu hatta daha fazlasını
geri alıyor. Zayıflama çayı önermiyorum. Bu sefer tekrardan bizim yazdığımız
sağlıklı beslenme programına yönelmek istiyorlar. Çünkü bizim programımızda
sürdürülebilirlik oluyor. Dengelemeyi öğretiyoruz. Kaçamaklar tabii ki oluyor
tatlı ve ya sağlıksız besinler elbette tüketilebilir. Fakat önemli olan
bunların dozunu ayarlayabilmek, bize zararlı olmayacak şekilde tüketebilmek.
Onu tükettikten sonra nasıl beslenmemiz gerektiğini bilmek gerekir. Zayıflama
ilaçlarının ya da zayıflama çaylarının kişinin hayatında olmazsa olmaz haline gelmesini
kesinlikle önermiyorum. İçeriğine bakmadan net bir şey söylemem mümkün değil
yalnız besinlerden alınan vitamin ve minarelin onlarda olması gerekiyor.
Onlarda da ne kadar oluyor veya olabiliyor mu? Bunlarda soru işareti aslında”
dedi.
“LİF VE POSA AÇISINDAN ZENGİN BESİNLERDEN TÜKETİN”
Kilo almak isteyenlere de
önerilerde bulunan Çarıkcı, “Kilo almak isteyenlere de sağlıklı beslenme
programı öneriyoruz. Onlara da paketli gıdalar ya da fast food tarzı besinler
önermiyoruz. Sadece porsiyonlarını biraz daha artırabiliyoruz. Lif ve posa
açısından zengin besinlerden tüketmelerini istiyoruz. Bunun dışında ev yapımı
sütlü tatlı tüketebilirler. Yine el yapımı kek ve kurabiye tüketebilirler.
Beslenmelerini düzene sokmaları gerekmektedir. Kendilerini kesinlikle aç
bırakmamaları gerekiyor. Çok fazla açlık hissetmiyorlar. Zorlandığımız noktada
zaten burası oluyor. O yüzden mutlaka iki veya üç saatte bir azda olsa
beslenmeleri gerektiğini vurguluyoruz.
Bu tabii ki kişiden kişiye değişmektedir. Kesinlikle kendilerini aç
bırakmamaları gerekiyor” şeklinde konuştu.
“2 ÖĞÜN BESLENME YANLIŞ”
Ara öğünün hayatımızda mutlaka olması gerektiğini
ifade eden Çarıkcı, “Aralıklı oruç ile kilo vermek isteyenler dikkat etmesi
gereken birçok nokta vardır. Öncelikle kişinin saat kaçta kalktığı çok
önemlidir. Biz genelde 8 veya 10 arası kahvaltı veriyoruz. 11 de kalkan bir
bireyin için çok mümkün olmuyor. Tabiî ki sürekli 9 da kalkacaksın diyen
diyetisyenlerde olabilir onları anlayışla karşılıyorum. Ben bir süre sonra
kişinin diyeti bıraktığını gözlemledim. Sürekli 9 da kalkamıyor. Bunun için
mesela onun kalktığı saate göre beslenme programı oluşturuyorum. Saat 11 de
kalkan bir birey için sabah kahvaltısı öğle yemeğine denk geliyor. Ben onlarda
da mutlaka ara öğün veriyorum. Akşam yemeğini veriyorum ve yatmadan da bir
meyve ya da süt veriyorum. Ara öğün yemediklerinde akşam yemeğini çok fazla
tüketiyorlar. Aslında çokta önüne geçmiş olmuyor. Tabii ki az beslenenlerde var
ama dediğim gibi kan şekerini düzeyde tutmak için çok önemlidir. Ve kesinlikle
diyabet hastalarının 2 öğün beslenmelerini kesinlikle önermiyorum. Onlar için
hayati tehlike oluşturabilir” ifadelerini kulandı.
