Dolar
ABD Doları 39,1011
Euro
Euro 44,4609
Sterling
Sterling 53,0381
Altın
Altın 4.202,26
BOLU AÇIK
13,9
AÇIK

“MEB, MİLLİ EĞİTİM İÇİN EN KARA YILLARDAN BİRİYLE ÖVÜNÜYOR!”

“MEB, MİLLİ EĞİTİM İÇİN EN KARA YILLARDAN BİRİYLE ÖVÜNÜYOR!”

HABER: Yasin Celal Torun


Milli
Eğitim Bakanlığı (MEB), “2022 hedeflerinin tamamını yaptık” dedi. Eğitimiş Bolu
İl Başkanı Erkan Korkmaz bu yılı “eğitim en kara yıllarından biri” olarak
niteledi.


“SÖMÜRÜ DEVAM ETTİ”


Sözleşmeli
ve ücretli öğretmen sömürüsünün devam ettiğini, ataması yapılmayan öğretmen
ordusunun daha da büyüdüğünü vurgulayan Korkmaz; “Ekonomik krizin
derinleşmesiyle neredeyse açlık sınırında ücretler alarak çalışan eğitim
emekçilerinin karşısına bir de uzmanlıklarını yok sayan ÖMK çıkarıldı. Mesleğe
hakaret niteliğindeki bu kanuna karşı itirazı örgütleyen sendikamız hakaretvari
söylemlerle hedef alındı. Güvenceli istihdam Anayasal bir hak olmasına rağmen
sözleşmeli ve ücretli öğretmen sömürüsü devam ettirildi. Ataması yapılmayan öğretmenler
ordusu daha da büyüdü.” Şeklinde konuştu.


“EĞİTİMİN ASIL SORUNLARI
GÖRMEZDEN GELİNDİ”


Erkan
korkmaz, Eğitim sisteminde pek sorunun yaşandığına dikkat çekerek; “Bilimin
yuvası olması gereken üniversitelerde siyasi baskı arttı, antidemokratik
yöntemlerle rektörler atandı; üniversitelerimizin uluslararası eğitim
arenasındaki saygınlığı ve gelişmiş ülkelerdeki üniversitelere kıyasla başarı
oranı, bu sene biraz daha düşürülmüş oldu. Eğitim sistemi de bu kötü gidişattan
payını aldı: İkili ve taşımalı eğitim garabetleri ile kalabalık sınıflarda
eğitim sorunu devam etti. Öğrencilerin pandemi sürecinde yaşadıkları öğrenme
kaybı giderilmedi. Derin yoksulluk yaşayan veli ve öğrenciler, sosyal devlet
ilkesine uygun politikalar belirlemeyen yöneticiler yüzünden çok zor bir yıl
yaşadı. Çocuklarımız musluklardan su içti, aç karnına derslere girdi. Ailesi
varlıklı öğrenci ile ailesi yoksul öğrenci arasındaki makas, kapanması çok zor
bir biçimde açıldı. Ayyuka çıkan onca skandala rağmen dernek/vakıf maskesi
takmış tarikatlar eğitimde cirit atmaya devam etti; mesleki eğitim adı altında
yüzbinlerce öğrenci eğitimden koparılıp sermayeye ucuz işgücü oldu. Tablo bu
iken, Bakanlığın “2022’de tüm hedeflerimize ulaştık” söylemi, kendi içinde
acizlik barındırıyor. Çünkü hem o hedeflerin çoğu eğitimin asıl sorunlarını
görmezden gelerek belirlenmişti hem de hedeflerde gelinen noktaya da başarı
demek için oldukça fazla iyimser olmak gerekir.” İfadelerini kullandı.


Korkmaz,
Milli Eğitim Bakanlığının  “2022’de tüm hedeflerimize ulaştık”
açıklamasıyla ilgili de değerlendirmeyi yaparak;  “Bu yılın hedefleri arasında okul öncesi
eğitimin yaygınlaştırılması vardı. Oysa biz, “okul öncesi eğitim, eğitimin
olmazsa olmazıdır” dememize rağmen bu sürecin zorunlu eğitime dahil
edilmemesinin acı sonuçlarını hala yaşıyoruz. Minik öğrencilerin birçoğundaki
adaptasyon sorununun da, yavrusunu okul öncesi eğitim kurumlarına gönderecek
maddi durumu olmayan ailelerin birçoğuna Diyanet’in ve tarikatın eğitim adı
altında musallat olmasının da ana aktörü olan MEB, kendisini bu konuda başarılı
ilan ediyor!


“OKULLAŞMA ORANI YÜZDE YÜZ
OLMADIKÇA BİR BAŞARIDAN SÖZ EDİLEMEZ”


*“Eğitim
ve eğitim hizmetlerine erişimin artırılması” ise MEB’in kendisiyle övündüğü
başka bir hedefi. Taşrada çocukların okula gitmek için hala dağ tepe aşmak
zorunda olduğu, yeterli okul ve yurt yapılmadığı için yüzbinlerce çocuğumuzun
eğitime ulaşmakta zorlandığı ve tarikatların tam da yöneticilerin boş bıraktığı
bu alanlardan çocuklarımıza musallat olduğu gerçeklerine rağmen MEB, bizden
alkış bekliyor!




*MEB, “okullaşma oranı hedeflerimi de yakaladım” diyor. Yasalarında “zorunlu
eğitim diye bir kavram” bulunan bir ülkede okullaşma oranı yüzde yüz olmadıkça
bir başarıdan söz edilemez. Üstelik daha yakın zamanda 6 yaşındaki bir kız
çocuğunun tarikatçı ailesi tarafından okula gönderilmeyip “evlendirme” adı
altında onlarca yıl istismara sürüklediği ortaya çıkmış ve kamuoyu zorunlu
eğitimin takibinin ne kadar başı boş bırakıldığını öğrenmişken, bu tablodan
başarı çıkarmaya çalışmak büyük çaba ister. Bizim sorularımıza cevap vermeyen
ve her sene okullaşma oranındaki ufak yüzdelik kıpırdanmalarla övünen MEB, hala
açıköğretimdekiler de hesap edildiğinde 1.5 milyonu aşkın kız çocuğumuzun
eğitim sistemi dışında olduğu gerçeğini bile isteyerek görmezden gelmektedir.


“2 MİLYONA YAKIN ÇOCUK İŞÇİ
BULUNMAKTA


*Mesleki
eğitimin güçlendirilmesi başlığı da bir felakete şık bir tabela asmaktan başka
bir şey değil. MESEM denen garabet bile tek başına ortaya koyuyor ki MEB,
mesleki eğitim adı altında çocukları örgün eğitimden koparıyor. Cumhuriyet’in
çocuklara sunduğu “yeteri kadar azimle çalışırsanız bu ülkede her şey
olabilirsiniz” fikri ve umudu, MEB eliyle yok edilmiş durumda. Yoksulluğun ve
işçiliğin aileden evlada geçtiği bir eğitim sistemi kuran, çocukları okullardan
koparıp işyerlerine iterek onlara “işçisin sen işçi kal” diyen, sermayeye “bu
çocukların eti senin, kemiği benim. Üstelik parasını da ben kendi
ödeneklerimden karşılayacağım” diyen Bakanlık, bunun için kamuoyundan takdir
bekliyor. Çalışma hayatında 2 milyona yakın çocuk işçi bulunmakta ve çocuk “
çalıştırılmaktadır. Türkiye’de çocuk işçiliği ve iş cinayetleri raporuna göre,
2013’ten bugüne kadar en az 811 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirmiştir.
İşte MEB’in alkış beklediği tablo bu!




*MEB’in övündüğü diğer bir alan ise 200 milyon yardımcı kaynağı ücretsiz
dağıtmış olmak. Oysa bu kadar yardımcı kaynağa ihtiyaç duyulması bile -son LGS
ve YKS’nin de kanıtladığı üzere- mevcut müfredat ve onun ders kitaplarının ne
kadar yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır. 


“KÖYLERDE EĞİTİMİ NASIL
SAĞLIKLI BİÇİMDE YÖNETECEKSİNİZ?”


*“Köy yaşam merkezleri açtık ve hedefimize ulaştık” diyen Bakanlık, “Peki
ilerici kamuoyunun tüm itirazlarına rağmen köy okullarını neden kapattınız?
Bunca yıl o okulların viraneye dönmesine neden seyirci kaldınız? Şimdi yanlış
sosyal ve ekonomi politikaları yüzünden hayalete dönen köylerde eğitimi nasıl
sağlıklı biçimde yöneteceksiniz?” sorularını hala görmezden gelmektedir.


*Doğrudan
tüm okullara bütçe göndermek de MEB’in övündüğü trajikomik başlıklardan bir
tanesi. Oysa okullara yıllık olarak gönderilen bu bütçenin, okulların aylık
giderlerini bile karşılamadığını; bu yüzden okul yöneticilerinin adeta şirket
yöneticisi gibi gelir kaynakları yaratmak durumunda bırakıldığını ve bunun
ceremesini de en çok velilerin çektiğini sendika olarak defalarca, somut
örnekler vererek ortaya koymuştuk. 


KORKMAZ,  OKULLARIN GÜÇLENDİRME ÇALIŞMALARINI ELEŞTİRDİ


*Diğer
bir rezalet ise okulların güçlendirilme çalışmaları ve kütüphane inşaatları
konusunda MEB’in taktir beklemesidir. İnşaatı/Onarımı bitmeyen okullar yüzünden
büyük şehirlerde bile tek bir okul çatısına birkaç okulu dolduracak kadar
öğrenciyi tıkan, eğitimi adeta vardiyalı hale getiren; yarının geleceği olan
öğrencilerimize sıkış tıkış bir eğitimi, kalabalık sınıfları reva gören; bazı
okullardaki kolon çatlağı ve bakımsızlığa dair fotoğraflara sessiz kalan
Bakanlık, “işimde iyiyim” diyor. Kütüphane konusu da bunun ambalajı
niteliğinde. Devlet okullarının birçoğunda laboratuvar yok, sosyalleşme ve
faaliyet alanı yok, sağlık odası yok, yöneticilerin zorunlu kullandığı
bilgisayardan başka bilgisayarları yok, yeterli tuvaletleri bile yok! Ama iki
raf çaktığınız zaman adına kütüphane diyebildiğiniz için, sadece bununla övünen
bir Bakanlık var.” İfadelerini kullandı.


“TÜM YURTTAŞLARI
İSE MÜCADELEMİZE DESTEK OLMAYA ÇAĞIRIYORUZ”     



Açıklamasının sonunda, 2022 yılında eğitimin kronik
sorunlarının devam ettiğini, eğitimin paydaşlarının bu sorunlar karşısında daha
da çaresiz hale getirildiğini dile getiren Korkmaz; “Şimdi bu sorunların
yaratıcısı olan MEB, iç kanaması olan bir hastaya yara bandı yapıştırmaktan
ibaret olan politikalarıyla bizden alkış ve taktir beklemektedir. Bizden
alacağı tek şey ise gerçekleri yüzüne vuracak olmamız ve ülkenin geleceğini
karartan bu politikalara karşı, 2023 yılında da emeğin onuru, emekçinin hakkı
için kararlılıkla mücadele etmeye devam etmemiz olacaktır.  Bu duygu ve
düşüncelerle tüm eğitim emekçilerini Başöğretmen’in eğitim neferlerinin ortak
çatısı olan Eğitim-İş altında birleşmeye, ülkesi için parlak bir gelecek uman
ve bunun ancak laik, bilimsel, çağdaş, adil ve kamusal bir eğitim sisteminin
inşa edilmesinden geçtiğinin farkında olan tüm yurttaşları ise mücadelemize
destek olmaya çağırıyoruz.”dedi.

Eğitimiş Bolu İl Başkanı Erkan Korkmaz, “Bakanlığın söylemlerinin aksine 2022, eğitim emekçileri başta olmak üzere eğitimin tüm paydaşları için kara bir yıl olarak tarihe geçti” dedi.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
01 Ocak 2023
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir