Dolar
ABD Doları 39,1011
Euro
Euro 44,4609
Sterling
Sterling 53,0381
Altın
Altın 4.202,26
BOLU AÇIK
14,8
AÇIK

BOLUSPOR KALESİ EMİN ELLERDE

BOLUSPOR KALESİ EMİN ELLERDE

Boluspor’un tecrübeli
kalecisi Gökhan Değirmenci kulübün resmi yayın organı olan Boluspor dergisine
açıklamalarda bulundu. Kariyeri ve takım hakkında bilgiler veren Gökhan
Değirmenci “Hiçbir zaman hedefimi kaybetmedim hep mücadelemi hedefler içinde
yaptım” derken Boluspor forması altında milli takıma seçilmek için mücadele
ettiğini de söyledi. ‘Spor toto 1.lig den 
İstanbulspor’dan Okan Koç’u aldılar, demek ki alınabiliyor’ diyen  Gökhan Değirmenci Milli Takımada mesaj
gönderdi    


Boluspor’un tecrübeli
file bekçisi Gökhan Değirmenci ile yapılan röportajdan satır başları şöyle:


BOLUSPOR KALESİ EMİN
ELLERDE…


Futbola Altay altyapısında başlayan Gökhan, bu kulüpte uzun
yıllar altyapıda oynadıktan sonra aynı kulüpte profesyonel olarak 3 yıl daha
görev yaptı. Önce Kayserispor, Erciyesspor, daha sonra Göztepe derken Boluspor
tarafından transfer edildi.


Kaleciliğe Altay altyapısında başladım. O sıralar spor okulu
vardı, 9 yaşımdaydım. Aslında ilk Altay altyapısına forvet olarak girmiştim,
bir gün kaleci gelmemişti, babam da futbolla çok ilgiliydi, her antrenmanı
izlerdi rahmetli. O gün babam da antrenmana gelmemişti, ben de kaleci
olmadığından o gün kaleye geçtim. Sonra baktım kalede rahatım, atlıyorum,
zıplıyorum derken antrenman bitti. Eve akşam gittiğimde babama “bugün kaleye
geçtim, kaleci yoktu, hoca da çok beğendi beni” dedim, aslında hoca bana bir
şey dememişti. Babam da hiç itiraz etmedi, ne gerekiyor dedi. Eldiven, eşofman
alt-üst deyince, tamam dedi. Ertesi gün kaleci olarak gittim antrenmana. Oradan
da spor okulundan Altay altyapısına girdim. Bu şekilde kalecilik hayatım
başlamış oldu.


İlk lisansım Altay’dan çıktı, bugüne geldiğimde de iyi ki
böyle bir şey söylemişim babama ama beyaz bir yalan oldu bu. Babam aslında
fazla kaleciliği sevmiyordu ama böyle bir gelişme karşısında itiraz etmemesi
sayesinde belki de bugünlere geldim.


“BOLUSPOR TERCİHİM
OLDU”


16 yaşımda Altay’da profesyonel oldum, 3 sene sonra Süper
Lig’e Kayserispor’a gittim, belli dönem oynadım en nihayetinde Boluspor’a
geldim. Boluspor beni isteyerek aldı, bir sene önce de Boluspor ile bir
görüşmemiz olmuştu kısmet o zaman olmadı. Boluspor’un beni çok istemesi bir
faktör oldu, çünkü ben Süper Lig’e gitmeyi istiyordum Gaziantepspor’dan sonra
ama gelinen noktada beklemeden Boluspor’un teklifine evet dedim. Bu kulüple
ilgili duyduklarımız, düzgün bir kulüp olduğu, hedefleri olduğu şeklindeydi,
Başkanın çok dürüst ve sözünün eri olduğu, sporu çok sevdiği etken oldu. İyi ki
de gelmişim.


“BOLUSPOR’DA AİLE
ORTAMI VAR”


Diğer kulüplerden farklı olarak Boluspor yönetim olsun,
personel olsun, ağabeylerimiz, ablalarımız, oyuncu grubu buraya gelince bir
aile ortamının içinde buluyor kendini. Başka kulüplerde bu havayı bulamazsınız.
Güzel bir ortamımız var, şehir küçük ancak çok güzel bir kent. Doğa ile iç içe.
Abant, Gölcük, Narven çok güzel yerler. Evliyim 22 aylık bir kız çocuğumuz var,
Nilsu adında. Ailemle Bolu’da çok mutluyuz. Eşim tesislere geliyor, Başkanımız
selam veriyor, aynı şekilde yöneticilerimiz hal hatır soruyor. Bunlar bence çok
önemli şeyler. Basit, normal olması gereken şeyler aslında ama Başkan
seviyesinde birisinin aileme saygı göstermesi, gördüğünde selam vermesi çok
güzel şeyler. Eşim mesela bana söylüyor, Başkan gördü, selam verdi diye. O da
mutlu, ben de mutlu oluyorum tabii. İşte dediğim bu, aile ortamı bu. İnşallah
ilk yarının ortalarından sonuna doğru yakaladığımız çıkışımızı ikinci yarı daha
da fazla gösterirsek, bu mutluluğu daha da güzel yaşarız başarı olarak. En
büyük temennim Süper Lig’e çıkmak. Boluspor formasıyla o lige çıkmak hedefimiz.
Hem takım olarak, hem de şehir olarak yıllardır Boluspor Süper Lig’e çıkma
mücadelesi veriyor. Biraz tarihini okudum, biraz uzun yıllar olmuş Süper Lig’e
çıkamaması. İnşallah bu bizlere nasip olur. Bu açlık inşallah sezon sonunda
taçlanır, bu başarı yakalandığında, tadı, hafızalarda kalması başka hiçbir
yerde olamaz.


“KÖTÜ BAŞLADIK, İYİ
GİDİYORUZ”


Kötü başlamıştık sezona ve kötü günler geçirdik. Başkanından
aşçısına kadar herkes mutsuzdu. Başarı bir türlü gelmeyince güven de kaybı
yaşanıyordu. Sonuçta sezon başında bir hedef konarak yapılanma yapılmıştı.
Bizleri buraya boşu boşuna almamışlardır. Geçen sene play-off yaşamış bir kulüp
çıtayı daha da artırarak transferler yapmıştı. Ancak nedense sezon başı bazı
şeyler oturmadı. Yeni hoca değişimi, onun konuşmaları, oyuncularla bire bir
ikili ilişkileri çok iyi, bir oyuncuya o öz güveni verdiğiniz an, desteği
arkasında hissettiği an oyuncu daha farklı oluyor. Futbolcu olarak bizlerin
kendi aramızda yaptığımız konuşmalar, bu işin şakası olmadığı, bizleri buralara
boşuna getirmediklerini, artık bizlerin de bir şeyler yapması hususunda
konuşmalar gerçekleştirdik. Kenetlendik diyebilirim. Başarılı olursak bundan
herkesin faydalanacağını, başarısızlıkta ise hepimizin bundan zarar göreceği
bilinciyle neticeler alınmaya başladı. Aslında ilk yarı arasına girmeye
üzüldük, ancak takım olarak her şeyin farkına vardık. Neticesinde hedeflerimiz
doğrultusunda sezon sonu Süper Lig’e çıkacağız.


“BAZEN OLMUYOR”


Fuat hocanın kurduğu bir takımız, ancak bazı hocaların bazı
oyuncu gruplarına kendi de takımı kursa başarı gelmeyebiliyor, olmayabiliyor.
Takım iyi çalışsa da başarı sonuçlarla ilgili. Maya tutmuyor yani. Sait hoca
geldikten sonra ikili ilişkileri, değişik antrenman uygulamaları şimdilik
takımda tutmuş görünüyor. Neşeli antrenmanlar yapıyoruz, hocayla iyi bir
iletişim kuruldu oyuncular arasında. Herkes hocayı seviyor, oynayan, oynamayan,
kimse kırılmıyor aksine forma yarışı var takımda. Kendimden örnek vermem
gerekirse, Ben Göztepe’ye transfer oldum, orada olmadı, tutmadı, başka sebepler
de vardı annemin rahatsızlığı derken olmadı.


“BİZ OLDUĞUMUZ SÜRECE
TAKIM BAŞARIR”


Sözleşmem 2 yıl, inşallah bu sene Süper Lig’e çıkarız ve
uzun yıllar Bolu’ya hizmet ederim. Takımımız oyuncu grubu olarak eksikliği yok.
Kadromuz hem zengin, hem de kuvvetli. Genç kardeşlerimiz de yetenekliler.
Baktığımızda kupada ve ligde 2 takım çıkarabiliyoruz. Bu bizim avantajımız ama
bu bilinçle her maça ayrı konsantre olarak çıkmalıyız. Denizli maçında ben
kalede kafayı yedim diyebilirim. Rakibe bakıyorum, bizim takıma bakıyorum,
rahat yenmemiz gerek ancak sahaya bu bilinçle çıkıp takım oyunumuzu sergilersek
yenemeyeceğimiz rakip yok bu ligde. Bencil değil biz olarak hareket etmeliyiz,
her topun kıymeti var. Takım için oynandığında hepimiz kazanacağız, takım kazanacak,
camia kazanacak. Çoğu maçta bunu başardık, her maça yaymalıyız bunu. Boluspor
aslında bu lige fazla. Kalitemiz var, hepimiz “biz” oldukça bu sonuca
yansıyacak inşallah. Son 7 maçta 5 galibiyet, 1 mağlubiyet, 1 beraberliğimiz
var. 4 hafta üst üste gol yemedik, beni eşimi, eski hocalarım, spor adamları
arıyor, bu ligde 4 maç gol yememek zor yani diyorlar. Maçlardan sonra
karşılaşmalarımı izliyorum, özgüven ve konsantrem had safhada, bu da başarının
bir parçasıdır herhalde.


“İYİ Kİ EVLENMİŞİM”


Ben 24 yaşımda evlendim, bir futbolcu için belki erken
denilebilir ama iyi ki evlenmişim, gayet mutluyum, dünya tatlısı bir kız
çocuğum var. Çocuğumu galip geldikten sonra o tribünden almak, kucağıma almak
çok mutlu ediyor beni. Tarifsiz bir duygu bu. Ailen ve çocuğunla birlikte bu
mutluluğu yaşamak muhteşem bir his. Aksi oldu diyelim, yenildin, maç sonunda
eve gittin, çocuğunu görünce yine de her şeyi unutuyor, morali evladınla
yakalıyorsun. Her şeyi unutuyorsun, o nedenle evlilik ve çocuk çok güzel bir
şey bekar arkadaşlarıma tavsiye ederim. Ayrıca sporcunun düzgün bir aile
yaşantısı olması, sahada göstereceği performansı da olumlu etkiliyor. Futbolcu
olduğumuzdan kamplar, antrenmanlar ve deplasman maçları ailemizden biraz uzak
kaldığımız anlar. Sonuçta eşim bunların hepsini bilerek evlendi benimle. Tabii
ki zor oluyor ayrılıklar, ancak işimiz bu, severek yapıyoruz, ekmek paramızı
buradan sağlıyoruz. Bunlar olmazsa olmaz. Fazla sıkıntı olmuyor. Benden önce
futbolla bir ilgisi yokmuş eşimin, benden sonra şimdi yorumlar yapıyor, “şöyle
olsa böyle olsaydı” diye. Ofsayt nasıl oluyor diye bazen ona soruyorum, hakaret
kabul ediyor artık kendine bunu. Biliyor, ilgili yani, yorumları oluyor
maçlardan sonra. Farklı bir düşüncem de var. Herkesin karakteri ve yapısı
farklıdır. Kendini bilen, sorumluluğu olan bir kişi erken evlenmese de olur.
Profesyonelce yaşayan, futbolu mesleği olarak gören, gece hayatlarına kaymayan,
çevre arkadaş ve grubunu iyi insanlardan oluşturan bir insanın evlenmek için
acele etmesine de gerek yoktur diye düşünüyorum.


“HEDEFLERİM SÜPER LİG
VE MİLLİ TAKIM”


Birinci hedefim Boluspor’la Süper Lig’e çıkabilmek ve orada
Boluspor formasını giymek. Çıktığımız zaman yaşayacağımız haz, kariyerimiz
açısından da önemli. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyük takımlar
Bolu’ya gelecekler. Şehir bir renk kazanacak, esnafından taraftarına ayrı
duygular tadılacak. Uzun vadede büyük hedeflerim de var. Kaleci için genç bir
yaşım var, Boluspor’daki performansımla A Milli Takım’a seçilebilirim inşallah.
Eskiden daha zordu, mesela İstanbulspor’dan Okan Koç’u aldılar, demek ki
alınabiliyor. Şansım var diyorum, neden olmasın?


“SABRİ VE CENGİZ ÇOK
YETENEKLİLER”


İki tane takımımızda genç kalecimiz var altyapıdan gelen
Sabri ve Cengiz. Yetenekliler, ben diğer takımlardayken de genç kaleciler
çıkıyorlardı A takımlarına. Kıyaslama yaptığım zaman bu kardeşlerimiz gerçekten
yetenekliler. Hem fiziki yapıları, hem de kaleci teknikleri olarak. İlerleyen
süreçte şans bulduklarında Bolu’da, olmazsa başka takımlarda kiralık olaraktan,
azmedip sabrederek mutlaka başarılı olacaklar. Çok saygılı ve iyi niyetli
kardeşlerimiz. Sürekli fikir alışverişlerimiz oluyor. Boluspor için iki tane
yetenekli kaleci yetiştiğini düşünüyorum.


 

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
07 Şubat 2018
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir