Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU PARÇALI BULUTLU
26,1
PARÇALI BULUTLU

“BEN ŞEHRİN REKTÖRÜYÜM”

“BEN ŞEHRİN REKTÖRÜYÜM”

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Mustafa Alişarlı göreve başladığı süreden bu yana üniversite de ve
şehirde gerçekleştirmeyi düşündüğü ve programına aldığı projeleri hakkında
bilgiler verdi. 


Üniversitenin şehirle kopuk olduğunu
söyleyen ve bunu kırmak için çaba sarf ettiklerini ifade eden Alişarlı, “Ben
bir rektörüm ama üniversitenin rektörü değil aynı zamanda şehrin rektörüyüm.
Misyonla biz buradayız. Hep biz 2023 hedeflerine doğru yapıyoruz, devletimizin
bir çizdiği vizyon var biz ona yardımcı olmak zorundayız, onu takip etmek
zorundayız.” dedi.


AİBÜ Rektörü
Mustafa Alişarlı üniversite ile şehrin kopuk olmasından kaynaklı bir takım
sıkıntıların olduğuna değinerek kamusal sorunların yanında sosyal anlamda
yaşanan sorunların çözümü için Prof. Dr. K. Nevzat Tarhan’dan yardım
alacaklarını kaydetti.


Bolu’nun doğal
güzelliği ile bir turizm kenti olduğunu ve sağlık kenti olma yolunda adım
atarak markalaşma yolunda ilerlediğini söyleyen Alişarlı, Üniversiteyi sosyal,
sağlık bir arada olmak kaydıyla teknik kısmını ayırarak bir üniversite olması
gerektiğini belirtti.


Köroğlu Yazarlık
Mektebi’nin çıktılarının olumlu etkileri olacağına dikkat çeken Alişarlı,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2017-2018 akademik yıl açılışında “iyi
eğiticiler yetiştirin” sözüne çok büyük katkı sağlayacağını ifade etti ve bu
bağlamda “Medya Günleri” yaptıracağını söyledi.


İmkânı olursa,
Onkoloji ve Sanatoryum hastanesi yapmaya çalışacaklarını müjdeleyen Alişarlı;
spor hastanesini de proje kapsamına aldığını bildirdi.


“BİR GÖREVLE BURAYA GÖNDERİLDİK BUNUN
FARKINDAYIZ”


Atanarak buraya
göreve geldiğini ve 2023 hedeflerine doğru ilerleyip bir misyon ile burada
olduğunu belirten AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Alişarlı;  “Genelde bana iki şey soruyorlar buraya
geldiğimden bu yana hocam Bolu’ya alıştınız mı? Bende kendilerine şunu söylüyorum
benim böyle bir problemim yok Bolu bana alışsın diyorum. Hocam iki aydır
buradasınız yükünüz hafiflemiştir diye ümit ediyoruz diyorlar bende yüküm
hafiflemişse burada ne işim var diyorum. Yani biraz çalışma istekli olduğumu
göstermek istiyorum gelenlere. Zaten biz burada seçilmedik atandık yani bir
görevle biz buraya gönderildik, bunun farkındayız. Bu dönemin çünkü öyle bir
özelliği var.  Yaklaşık 19 aday mı vardı
29 aday mı bilemiyorum belli bir süzgeçten seçildi ve bizi gönderdiler buraya
değerlendirmeden sonra, ben bir rektörüm ama üniversitenin rektörü değil şehrin
rektörüyüm diye kastım oydu tabi misyonla biz buradayız. Hep biz 2023
hedeflerine doğru yapıyoruz, devletimizin bir çizdiği vizyon var biz ona
yardımcı olmak zorundayız, onu takip etmek zorundayız. Zaten bunu
gerçekleştirdiğimiz zamanda tüm Türkiye olduğu gibi ayağa kalkacak sadece Bolu
değil hep beraber milletçe ayağa kalkacağız. Bunun bilincindeyiz. Tüm
programlarımızı buna göre yapıyoruz. Bunu öncelikle söylemek isterim” diye konuştu.


“NEVZAT TARHAN HOCADAN CİDDİ YARDIM
ALACAĞIZ”


Şehrin kendine
has sosyal soruları olduğuna dikkat çekerek; “Geldiğimde küçük bazı kamusal
sorunlar vardı işte onların bazılarına dokunduk şu an yapılıyor, devam ediyor
belediye sağ olsun bize destek veriyorlar. Neredeyse bir dediğimizi iki
etmemeye çalışıyorlar. Bir diğer noktada geldiğimde buraya duyduğum bazı
sorunları var şehrin kendine has, sosyal sorunlarda var birçok yerde olduğu
gibi burada da olabiliyor onunla ilgili bazı şeylerimiz olacak. O noktada
sadece diyeceğim şu, Nevzat Tarhan hocadan ciddi yardım alacağız. Kendisiyle
konuştum. Birkaç kez Bolu’yu bu noktada ziyaret edebilirim, konferans
verebilirim dedi. Onu sağlayacağız” dedi.


“ÜNİVERSİTE İLE ŞEHİR KOPUK”


Her türlü
elimizden gelen desteği kurumlara vermeye hazırız bunu açıkça söyleyebilirim
diyen Alişarlı; “Üniversite ile şehir kopuk. İşte üniversite de bir etkinlik
oluyor haberimiz olmuyor. Biz onu hep kırmaya çalışıyoruz geldiğimizden beri.
Hatta şehir kent konseyi geldi konuştuk kendileriyle, sağ olsunlar bizlere
birkaç nokta pano ilan panosunda yer ayırdılar. Bir şey olduğunda hemen
asıyoruz oraya, hemen büyük bir afiş yapıyoruz üniversitemizde şu etkinlik var
ama her şeyi duyuruyoruz. O noktada açığı kapattık. Gelen STK’lar olsun, müdürlükler
olsun, belediye başkanlarımız olsun, kamu başkanları olsun hepsinin ortak
düşüncesi bazı eksiklikler var. Duyduğumuzda eğer üniversite buna katkı
verecekse hiç düşünmeden ben varım diyorum. Çünkü az çok gücümüzü biliyoruz
burada. Bunlardan biri Boluspor başkanımız gelmişti böyle bir sıkıntımız var,
imkân olduğu içinde evet dedik. Belediye başkanımız, hocam şöyle bir açığımız
var diyor biz varız diyoruz. Her türlü elimizden gelen desteği kurumlara
vermeye hazırız bunu açıkça söyleyebilirim. Onun haricinde bu sefer kendimiz
bir şey yapmamız lazım çünkü Allah ömür verirse 4 yıl bu makamı işgal edeceğiz.
O süreçte eksik ne biz onu tamamlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.


“TEKNİK KISMINI AYIRALIM


YÖK’teki
mülakatında Bolu’nun önemli bir konumu olduğunu ve ikinci bir üniversitenin
olmaması için bir sebep olmadığını kaydeden Alişarlı; “Burada gördüğüm
noktalardan bir tanesi şu evet 33 bin 500 öğrencim var benim. Bu az bir sayı
değil ama buraya da sıkışmış da bir durumdayız bunun genişlemesi lazım. O
noktada biz şunu düşündük. Üniversiteyi sosyal, sağlık bir arada olarak teknik
kısmını ayıralım bir üniversite olsun. Çünkü bu üniversitenin Bolu’da olmaması
için bir sebep yok imkan da var buna veriyor. 
Hatta bunu ben YÖK’teki mülakatta da söyledim yani gidersem eğer olursak
rektör böyle bir şeye Bolu fırsat veriyor bunu da yapacağım diye orada da
söylemiştim. Hakikaten de böyle bir zemini fırsatı da var bunu görmek lazım.
Çünkü hem İstanbul hem Ankara arasında bir yer merkezi bir konumu var her yere
yakın. O noktada öğrenci çekme potansiyeli olan bir yer, turizm şehri, doğal
güzelliği var, sağlık kenti olma yönünde adım atıyor, marka şehir olmaya
çalışıyor. Bunların hepsine destek verecek katkı sağlayacak imkânların varsa
hepsini sunmak istedik” şeklinde konuştu.


“MEDYA GÜNLERİ YAPTIRACAĞIM”


Köroğlu Yazarlık
Mektebinde alınan eğitimler sonucunda bir çıktı sağlamak istediğini ve bunu da
iki dergi çıkartarak sağlayacaklarını açıklayan Alişarlı; “Köroğlu Yazarlık
Mektebi karşıdan gelen bir teklifti ben hiç düşünmeden yaparız dedim bunu. İyi
de yaptığımız kanaatindeyim. Çünkü 130’a yakın öğrencimiz kayıt oldu. Şehirden
de kaydedilen var. Çok alandan seçtik. Güzel Sanatlardan, İlahiyat
Fakültesinden, Eğitimden, Fen-Edebiyattan, İktisat Fakültesinden, Spor
Yüksekokulundan öğrenciler var. Üniversiteyi de temsil eden bir grup var burada
kaydedilen öğrenciler içerisinde. Aldıkları eğitim, karikatür, şiir,
deneme,  öykü yazarlığı, hikâye yazarlığı
var ama oldukça iyi bir ekip olacaklar. Biz bunun çıktıları olsun istedik tamam
bu eğitimi alacaklar ama. Bunu yaparken de öğrencilerin bu eğitimi aldıktan
sonra iki tane dergi çıkarsınlar istiyoruz. Biri karikatür dergisi, bir diğeri
de sosyal ağırlıklı dergi olsun istiyoruz. Aynı öğrenci grubuna medya günleri
yaptıracağım inşallah bir hedefimiz de o. İlerde bunun da çıktıları olacak ümit
ediyorum bunu sağlayacağız. Biz peki buna niye destek verdik? Buna destek
vermekteki amacımızda şu; 2017-2018 yılı akademik açılışta Sayın
Cumhurbaşkanımızın aslında bize verdiği bir sorumluluk oldu bu. Bu dönemki
ödeviniz “iyi eğiticiler yetiştirin” diye bir cümlesi oldu. Bu yapacağımız
yazarlık mektebinden ben buna katkı sağlayacağımızı ümit ediyorum. Çünkü bu
saydığım her alan tamda bunu karşılayacak şekilde. O yüzden ona önem veriyoruz”
diye konuştu.


“SPOR HASTANESİ PROJESİNİ PROGRAMIMIZA
ALDIK”


Bolu’da yeni
stadyum yapılacağını fakat bu projeyi spor hastanesi ve sporcuların kamp
yapması adına bir ortam sunacaklarını ifade ederek; “Bunun haricinde bu spor
kompleksinin yanında birde aynı zamanda spor hastanesi projesini biz
programımıza aldık. Onun için imkanımız, yerimiz var. Onu da sağladığımız zaman
o bahsettiğim spor tesislerinin yanında işte sporcu hastanesi de var büyük
parça kapatacağız aslında biz. O noktada da Bolu iyi bir fırsat sunuyor aslında
yani dediğim gibi birçok gelişim yerine yakın. 
İstanbul’a baksanız birçok futbol kulübü var,  Ankara’da var, Bursa da var. Çoğu yerde kamp
yeri de yok. Tamam, günlük antrenmanlar yapıyorlar ama hadi bir değişlik olsun
diye gelecekleri yer Akdeniz sahilleri var oldukça pahalı ve uzak. Ama burada
çok daha güzel bir ortamı onlara sunacağımızı düşünüyorum. Onun içinde bir
hazırlığımız var” dedi.


“ONKOLOJİ VE SANATORYUM HASTANESİ YAPMAYA
ÇALIŞACAĞIZ”


Düşündüklerimizi
gerçekleştirebilirsek Bolu’ya ve üniversiteye ciddi katkı sağlayacağımız
kanaatindeyim diyen Alişarlı; “Eğer imkân olursa dediğim gibi bazı
bakanlıkların illere ait programları var nüfusa göre dedikleri standartlar var.
Program içerisinde yine biz onkoloji hastanesi ve sanatoryumu da aldık. Bunları
da yapmaya çalışacağız. Eğer tüm bu düşündüklerimizi gerçekleştirirsek hem Bolu
şehrimize hem üniversitemize ciddi katkı sağlayacağımız kanaatindeyim”  şeklinde konuştu.


“BAŞARILI BİR PROJE OLDU”


Son olarak daha
önce çalıştığı Van’da hazırlamış olduğu projesinden de bahseden Alişarlı
sözlerine şu şekilde devam etti: “2007 yılında Van’da yaptığım bir proje onunda
hikâyesi şu; o dönem Doğu Kalkınma Ajansı (DOKAP) kurulmuştu. Daha çok Avrupa
Birliğinden gelen bütçeli bir programdı bu. Kuş Gribi hastalığı Van’da
yaygındı. Vali bey bu alanda bizden bir proje istedi. Ben projeyi hazırladım
kendisine verdim. Hocam siz bunu DOKAP’a değil bana ver biz bunu Sağlık
Bakanlığına gönderelim dedi. Sağlık Bakanlığına verdik. O zaman 78 bin 700 TL
bir destek aldı proje. Proje şu; “ Toplumda Sürdürülebilir Sağlık Bilinci
Oluşturma” yani kişilere biz bu proje kapsamında gıda zehirlenmeleri ne onu
anlatacağız. Onlardan korunma yollarını göstereceğiz. Kişisel hijyen ve bakım
nedir onları anlatacağız, birde bazı beslenme alışkanlıkları vardı oraya ait
tütsüleme, aşırı tuzlama, otlu peynir var onların getirdiği bazı riskler vardı
birde bazı riskler vardı. Bir de bunları göstermekti bunlar risk ama bunları önlemenin
kolay yolları var bunları görün diye. Bir proje yazmıştık. Tabi bu projenin çok
çıktıları var. 12 aylık bir projeydi. Biz 9’uncuyda bıraktık o hedefe ulaştık
kısa bir zamanda. O 78 bin TL’nin 15 bin TL’si de artmıştı. O proje içerisinde
8 eğitmen arkadaştık. Herkes ücret aldı oradan. Mübalağasız o farklı alanda el
broşürü bastık el broşürü de 20 bin adet civarında, kuşe kâğıda, renkli. Şarbon
hastalığından, Brucella hastalığından korunma, kuş gribinden korunma, evde
mutfak hijyeni, markette alışverişte dikkat edilmesi gereken nelerdir, el
yıkama nasıl olmalıdır bu başlıklarda 100 bini aşan broşürler bastık ve
dağıttık ücretsiz bir şekilde. Gıda zehirlenmelerinden korunma diye bir
kitapçık hazırladık renkli kuşe baskılı. Hatta onun üzerindeki tüm karikatürler
orijinaldir. Para karşılığı yaptırdık üniversitemizde bir arkadaş vardı. Hep
orijinal resimler de kullandık sıcak olsun diye.  VTR çekimlerimiz oldu bunları öğretmenlere
dağıttık. Bir zati ben gittim ilkokulları gezdim. Şehir merkezinde devlet tiyatrolarının
yeri vardı orada 20’ye yakın program düzenledik, televizyon programları oldu.
Sonuç itibarıyla ben Van’da çalıştım ama İstanbul’da bir dernek
Gıda Hijyenistleri Derneği 2007 yılında akademi alanında ödül
verdi. Çünkü başarılı bir proje oldu. Özellikle kantinlerde alışveriş özellikle
okullarda 2007’de çalıştık ama. Sağlık Bakanlığı onunla ilgili tedbirleri
2012’de almaya başladı. Artık kantinlerde şu tür gıdalar satılmayacak, satma
şartları şöyle olacak. o yüzden bizim o projenin ciddi bir katkısı oldu
diyebilirim topluma.”

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
30 Kasım 2017
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir