Dolar
ABD Doları 39,0321
Euro
Euro 44,3237
Sterling
Sterling 52,8646
Altın
Altın 4.215,36
BOLU AZ BULUTLU
20,4
AZ BULUTLU

TÜRKİYE EMEKLİ SUBAYLAR DERNEĞİ 39 YAŞINDA

TÜRKİYE EMEKLİ SUBAYLAR DERNEĞİ 39 YAŞINDA

Haber: Nilay Çelik


Çelenk sunma
törenine; Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, İl Jandarma Komutanı Jandarma
Kıdemli Albay Haluk Saygılı,  Bolu Baro
Başkanı Avukat Bengü Akşemsettinoğlu, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Hasan Hakan
Alpaslan, AK Parti Bolu Başkanvekili Uğur Akbay, Milliyetçi Hareket Partisi
Bolu İl Başkanı İlhan Durak, Milliyetçi Hareket Partisi Merkez İlçe Başkanı
Hakan Aydın, Bolu Ülkü Ocakları Başkanı Cihan Özkalem, Türkiye Emekli Subaylar
Derneği Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, Emekli Astsubaylar Derneği
üyeleri, Muharip Gaziler Derneği, Sivil Toplum Örgütleri ve vatandaşlar katıldı.


Türkiye
Emekli Subaylar Derneğinin (TESUD) 39. Kuruluş yıldönümü nedeniyle Anıt Park’ta
tören gerçekleştirildi. Türkiye Emekli Subaylar Derneği Bolu Şube Başkanı Ahmet
Şerafettin Yamaner, tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunulmasıyla başlayan
tören, Saygı duruşunda bulunulması ve istiklal marşının okunmasıyla devam etti.


Yamaner,
konuşmasının başında Bolu Tugay ve Garnizon Komutanlığı emrinde görevli bulunan
askerlerin yapılan denetleme sebebiyle törene katılamamasından dolayı duyduğu
üzüntüyü dile getirdi.


“AMAÇLARIMIZ DOĞRULTUSUNDA HALKIMIZA
HİZMET EDİYORUZ”


Günün anlam
ve önemine ilişkin konuşma gerçekleştiren TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet
Şerafettin Yamaner,
dernek
kuruluşunu ve amaçlarını anlatarak konuşmasına başlayarak; “Bilindiği gibi uzun
süren bir pandemi süreci yaşadık. Salgın hastalık nedeni ile birçoğumuz
yakınlarımızı kaybetti. Büyük bir deprem ve sel felaketi ile elli binden fazla
canımızı kaybettik. Şehit olan ve ölenlerimize rahmet diliyoruz. Mekânları
cennet olsun. Allah yakınlarına sabırlar versin. İnşallah daha büyük
felaketlerle karşılaşmayız. Türkiye Emekli Subaylar Derneği 2847 sayılı yasa
ile 5 Nisan 1984 tarihinde kurulmuş olup bu kanunla kamu yararına çalışan
dernekler kapsamına alınmıştır. Bir sivil toplum örgütü olarak çalışan biz
Emekli Subaylar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, kanunlarla sınırlı haklarının
kamuoyu önündeki sesi durumunda olduğumuzun bilinci içinde, yine kanunlara
saygılı bir şekilde amaçlarımız doğrultusunda halkımıza hizmet ediyoruz” şeklinde
konuştu.  


“ORDUNUN OLDUĞU YERDE KUVVET VARDIR,
GÜVEN VARDIR, HUZUR VARDIR”


Yamaner, Türk
Silahlı Kuvvetlerinin ülke için önemini ve değerinin duyurulmasının amaçları
olduğunu belirterek; “Gazi Mustafa Kemal Paşa 31 Temmuz 1920 yılında
Afyonkarahisar da Milletvekilleri ve Kolordu dairesindeki subaylara hitaben; ‘Millet
bağımsızlığının korunmasını ordudan, ordunun ruhunu teşkil eden subaylardan
bekler. İşte subayın yüce olan vazifesi budur. Düşmanlarımızın birinci taaruz
hedefi ordudur. Orduyu imha etmek için mutlaka zabitini mahvetmek, zelil
etmek lâzımdır. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta mevali ve
müşkülat kalmaz.’ Sivil Toplum Kuruluşu olarak vazifemiz ve amacımız
kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ülkenin ve ulusun, Milletiyle bölünmez
bütünlüğünün korunması ve desteklenmesi, Ulus ve Bayrak sevgisinin
yüceltilmesi, birlik ve beraberliğimizin güçlendirilmesi, çalışmalarının
yapılması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ülkemiz için öneminin ve değerinin
duyurulmasının sağlanması amacımızdır. Türk Silahlı Kuvvetleri, ülkemizi
dışardan yapılacak saldırılardan koruduğu gibi, deprem, yangın ve sel
felaketlerinde yanımızda görmek istediğimiz ilk cankurtaranımızdır. Ordunun
olduğu yerde kuvvet vardır, güven vardır, huzur vardır. Yurdumuzun kurtarıcısı,
Cumhuriyetimizin kurucusu en büyük komutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk; yeri
geldiğinde: ‘Para vardır, para yoktur, ister olsun ister olmasın ordu vardır. ”
dedi.


“ASKERİ OKULLAR SUBAY ATÖLYESİDİR”


Yamaner,
askeri okulların önemine değinerek: “Yine aynı şekilde; ‘Arkadaşlar Türkiye en
zayıf sanıldığı bir zamanda kuvvetli olduğunu ordusu ile kanıtlamıştır.’ diyen
büyük komutanımız, Mustafa Kemal Paşa; 1922 yılında şu sözleri de arkasından
söylüyor: ‘Vatanımıza ve bağımsızlığımıza göz dikenleri yalnız askerlikçe
yenmek yetmiyor. Memleketimiz hakkında istila emelleri besleyecek olanların her
türlü ümitlerini kıracak şekilde siyaseten, idareten ve kuvvetli olmak
lazımdır.’


‘Bir Ordunun
Kudreti zabıtan ve komuta heyetinin kıymeti ile ölçülür.’ diyerek Türk ordusuna
ve komuta eden subaylara seslenmiştir. Subay; Harp Okulundan mezun olurken; ‘Türk
sancağının şanını canından aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife
uğrunda seve seve hayatını feda eyleyeceğime namusum üzerine ant içerim.’
diyerek yemin eder. Türkiye coğrafyasına baktığımızda etrafımızda dost ülke
göremiyoruz. Emperyalist ülkelerin gözü bu bölgeye çevrilmiş durumda. Askeri
okulların önemi buradan başlıyor.  Askeri
Okullar; Çocuğun iliklerine kadar vatan sevgisini, yurt sevgisini, bayrak
sevgisini, sancak sevgisini, şehitliği, Gaziliği, itaati, disiplini bu ülkenin
yokluklar içinde nasıl var olduğunu öğreneceği tek yerdir. Gazi Mustafa Kemal Atatürk
gibi dehaların Askeri okullardan çıktığını görmekteyiz. Askeri okullar Subay
Atölyesidir” ifadelerini kullandı.


“SAVAŞ CERRAHİSİ AYRI BİR İHTİSAS
KONUSU OLUP, NORMAL DOKTORLARIN EĞİTİM KONU KAPSAMI DIŞINDADIR”


Yamaner, askeri
hastanelerinde öneminden bahsederek, “Ben Kuleli Askeri Lisesinden mezun olalı
56 sene oldu. Devre olarak Kuleli askeri Lisesini ziyaret ettiğimizde
sınıflarımızın kapı girişinde Sarı Pirinç Levhalar üzerinde ‘BU SINIFTAN MEZUN
OLAN EN BÜYÜK KOMUTANLARIMIZ’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ten başlayıp tarihe
mal olan bütün büyük komutanlarımızı her sınıfta görebiliyoruz. Türk ordusu
kahraman deniyorsa; Kahramanlık tohumları Askeri okullarda atılmıştır. Askeri
okulların öneminden bahsettiğim gibi; Askeri Doktorlar Ve Askeri Hastaneler’ in
öneminden bahsetmek istiyorum.


Türk Silahlı
Kuvvetleri, Türkiye’nin coğrafi yapısı bakımından harbe her an hazır olmak
durumundadır. Dünyada bütün ülkelerin Askeri Hastane ve Askeri Doktorları
vardır. Çünkü bir ülke istiklalini ve bağımsızlığını korumak için orduya
ihtiyaç vardır. Ordu içinde de Askeri hekimlerin olması muhakkaktır, savaş
cerrahisi ayrı bir ihtisas konusu olup, normal doktorların eğitim konu kapsamı
dışındadır. Savaş tecrübesi olan bir kardeşiniz olarak beyan etmek isterim ki;
savaş meydanında yaralanmış bir askerin ilk yardımı, üst kademeye sevki,
tahliyesi dahil, acilen yerinde yapılması gereken cerrahi müdahale için gerekli
doktor, yardımcı personel ve cerrahi ekipman, birliklerimizin yanında
olmalıdır. Tahliye sürecinde can kayıplarını önlemek için bu konu çok
önemlidir. Mehmetçiğin dilinden ancak Askeri hekimler anlar” dedi.


“KOMUTANINI YANINDA GÖREN ASKERİN
CESARETİ ARTIYOR”


Yamaner, askeri
doktorun görevini sivil doktorun yapabileceğini düşünmek son derece yanlıştır
diyerek, askeri doktorların önemini vurguladı. “Çanakkale Savaşında
birliklerimizde Askeri Doktor olmayışı nedeni ile paralı yabancı Doktor
Subaylar getirilmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtında Lefkoşa’da Yunan Alayı ile
karşılıklı ateş esnasında hemen yakınımda bir patlama oldu. İki askerimizin
yanına düşen mermi askerlerimizin parçalanmasına ve şehit olmasına sebep oldu.
Hemen Askeri Doktorumuza telefon ederek durumu bildirdim. Şehit askerlerimizin
organlarını Askeri doktorumuz etraftan topladı. Yunan alayına girdiğimizde,
Askerlerimizi mevzilerinde devamlı dolaşarak kontrol etmemiz ve görmemiz
gerekiyor. Askerlerde komutanını yanında görmek istiyor. Komutanını yanında
gören askerin cesareti artıyor, morali düzeliyor ve komutanım başımızda diyor.


Kasığımda çıban
çıktı. Yürüyemeyecek durumdayım. Grup Komutanımız Rahmetli Yarbay Cengiz Varol
Komutanımdan bana doktor göndermesini istedim. Yunan Alayı içinde on dakika
sonra Askeri Dr. Binbaşımız en ileri hatta beni bularak çıbanımı temizledi.
Bantladı. Göreve devam ettim. Bir ordunun savaşta başarı kazanması ve moral
bulması ancak arkasında ki sağlık desteği ile olur. Moral savaşma gücünü
artırır. Gelişmiş ülkeler incelendiğinde ordularında Askeri Tabipler vardır.
Askeri doktorun görevini sivil doktorun yapabileceğini düşünmek son derece
yanlıştır. Rütbeli askeri doktorun farklılığı birliklerin göreve sevki ile
başlar. Cephede yaralanan askerin triage denilen sınıflandırılması çok
önemlidir. Yaralanan askerler için dakikalar bile önemlidir. Komando birliklerinde,
hava indirme birliklerinde askerle beraber doktorda paraşütle atlayacaktır.
Sivil hekimlerle sağlık hizmetlerinin sağlıkla yürüyemeyeceği aşikardır”
ifadelerini kullandı.


“YAŞADIĞIMIZ ŞU GÜNLER BİRLİK VE
BERABERLİĞİMİZE EN ÇOK İHTİYACIMIZ OLDUĞU GÜNLERDİR”


Yamaner,
yaşanılan zor günler için birlik ve beraberlik olunmasını gerektiğine dikkat
çekerek,     “Çanakkale savaşında Conk
Bayırı bölgesinde düşmanla savaşırken Askerin cephanesi bitmek üzere iken üstün
düşman kuvveti karşısında daha iyi bir arazide savaşmak için geri çekilmekte
olan askere; ‘Ben size çekilmeyi değil, ölmeyi emrediyorum. Cephaneniz yoksa
süngünüz var.’ diyerek o tarihi emirle Anafartalar’da düşman geri çekilmek
zorunda kalmıştır. İşte bu emri ancak Askeri okullarda okuyup yetişen bir subay
verebilir ve geleceğin kaderini tayin eder. Kuleli Askeri Lisesi ve Kara Harp
okulunda okuyan Gazi bir subay olarak en büyük beklentim Askeri Liselerin bir
an evvel açılmasıdır. Yaşadığımız şu günler birlik ve beraberliğimize en çok
ihtiyacımız olduğu günlerdir. Özellikle devlet adamları ve politika ile
ilgilenen kardeşlerimiz hangi görüşe sahip olurlarsa olsunlar birlik ve
bütünlüğümüzün bozulmaması için birbirlerine karşı daha saygılı ve seviyeli
konuşmaları gerektiğine inanıyorum. Dinimiz, dilimiz, kültürümüz, vatanımız
birken siyasi görüş farklılıkları dolayısıyla insanlarımızın kutuplaşmasından
kaçınmalıyız” şeklinde konuştu.


“HERKES KANUN ÖNÜNDE EŞİTTİR”


Yamaner,
ülkenin birlik ve bütünlüğü için siyasi ve din adamlarına büyük görev düştüğünü
belirterek, “Mustafa Kemal: 19 Mayıs 1919 da Samsuna çıktığında Rum, İngiliz ve
Rus gizli servislerinden kurtulup ülkenin kurtuluş temellerini atacağı yeri
bulmak için çalışırken, Amasya müftüsü Hacı Tevfik Efendi şu telgrafı Mustafa
Kemal Paşaya gönderiyor; ‘Amasya halkı müdafaa-i vatan, muhafaza-i din ve
devlet yolunda mücadele edenleri bağrına basmakla müftekir olacaktır.’ diyerek
bütün din adamlarını ve halkı göreve çağırmıştır. Siyasilerimiz ve din
adamlarımıza ülkenin geleceği, birlik ve bütünlüğünün sağlanmasın da büyük
görev düşmektedir. Parçalanmamız kimin işine yarar? Tabi ki Türkiye’yi
parçalamak, işgal etmek isteyen Emperyalist güçlerin işine yarayacaktır.
Türkiye’nin coğrafi yapısından dolayı Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Abaza’sı,
Gürcü’sü, Alevi’si, Sünni’si bizim için aynıdır. Herkes kanun önünde eşittir.
Biz bu kardeşlerimizle Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında, Kıbrıs’ta savaşa
girdik. Başarı kazandık” diye belirtti.


“BİRLİK BERABERLİK İŞTE BUDUR”


Yamaner,
yaşadığı bir anısına değinerek, “Bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Muharip Gaziler Dernek Başkanları toplantısı Bolu’da yapıldı. Üç tane kalpaklı,
üniformalı, madalyalı Gazi arkadaşım karşıma gelerek asker selamı verdiler. ‘Komutanım
biz sizin askerlerinizdik’ dediler. Birisi Bursa, birisi Trabzon, birisi
Şanlıurfa Muharip Gaziler Dernek Başkanı Olduklarını söylediler. Kendilerini
sırayla tanıtmalarını söyledim. Şanlıurfa Muharip Gaziler Dernek Başkanı Hasan
Arslan; ‘Komutanım ben Şanlıurfalıyım, anam Kürt, babam Kürt, ben Kürt çocuğuyum
ama Türk vatandaşıyım.’ deyip ceketinin sol iç cebine diktirdiği Türk bayrağını
gösterdi. ‘Şanlıurfa’da üç tane büyük Türk bayrağı var. Birisi Valilikte
asılan, diğeri Belediye’de, üçüncü Büyük Türk bayrağı da benim Muharip Gaziler
Derneğinde astığım bayraktır. Sizin emrinizde tekrar Yunana karşı savaşırım.
Siz emredin Şanlı Urfa’dan Bolu’ya kadar koşarak gelmeye çalışırım. Beni PKK ile
bölücülerle karıştırmasınlar’ deyince çok duygulandım. Liselerde verdiğim
konferanslarda birlik beraberlik konusunu işlerken Gazi kardeşim Hasan
Arslan’ın konuşmalarını ses yayını düzeneğinden müdür, öğretmen ve öğrencilere
dinlettim. Dinleyenlerin alkış seslerini de kendilerine duyurdum. İşte Türk
vatandaşı olmanın gururunu yaşayan Kürt Çocuğu.  Birlik beraberlik işte
budur.


 Siyasilerimiz, yazılı ve görsel basınımız
milli menfaatlerimizi şahsi menfaatlerinden önde tutmalı, sağduyulu ve duyarlı
davranmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri daha nice şehitler verse de Yüce Türk
Milletinin birlik ve beraberliğini ve vatanın bütünlüğünü korumada azim ve
kararlıdır. Bu duygu ve düşüncelerle bu güzel yurdu bizlere emanet eden başta
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu en büyük komutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle
anarken yaşayan Gazilerimize de sağlıklı mutlu günler geçirmelerini dilerim.
Katılımınız dolayısıyla bizleri onurlandırdınız. Tekrar teşekkür ederim. Sağ
olun var var olun” şeklinde konuşmasını sonlandırdı.


Tören
Atatürk anıtı önünde hatıra fotoğrafı çekilmesi ile sona erdi. 

Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Bolu Şube Başkanı Em. P. Kd. Bnb. Kıbrıs Gazisi Ahmet Şerafettin Yamaner ve yönetimi Türkiye Emekli Subaylar Derneğinin (TESUD) 39. Kuruluş yıldönümü nedeniyle Anıt Park’ta tören gerçekleştirdi.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
05 Nisan 2023
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir