Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU ÇOK BULUTLU
24,1
ÇOK BULUTLU

ZİHNİYETİN DEĞİŞMESİ LAZIM

ZİHNİYETİN DEĞİŞMESİ LAZIM

CHP Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Tunçel açıklamasında; “Hükümet
tarafından, kadına yönelik şiddetle mücadele çözülmesi gereken devlet sorunu
olarak kabul edilmedikçe, giderek artan toplumsal huzursuzluğu çözmeye yönelik
tedbirler alınmadıkça, kadına bakışımızdaki zihniyet değişmedikçe ne yazık ki
şiddetin giderek artması da kaçınılmaz görünmektedir” dedi.


 


“KENDİ GÖZLERİMİZ
ŞİDDETİN SÜREKLİ OLARAK ARTTIĞINI GÖSTERİYORSA DEMEK Kİ BİR YERLERDE BİR YANLIŞ
VAR”


Kadına şiddetin yıllardır konuşulup çözülemeyen bir konu
olmasına dikkat çeken Tunçel; “Maalesef yıllardır Türkiye’nin gündeminden hiç
düşmeyen, üzerinde çok yazılan, çok konuşulan hatta görevleri arasında bu
konunun da yer aldığı bir Bakanlığı dahi bunulan; ancak bir türlü çözülemeyen
bir konu. Kadına karşı şiddetle ilgili bu kadar konuşulur, yazılır çizilir,
yasal düzenlemeler yapılırken yapılan araştırmalar ve kendi gözlerimiz şiddetin
sürekli olarak arttığını gösteriyorsa demek ki bir yerlerde bir yanlış var. Hepimizin
başvurduğu bir savunma mekanizmasıdır: Bir sorunla karşılaştığımızda o sorunun
kaynağını kendimizde aramaktansa birilerine yahut bir şeylere bağlamaya
çalışırız. Sorunun nedeni hep dışarıdadır ve çözmek için de başkası gerekir;
ama aklımıza kendimize bakmak gelmez. Bizler çözüm isteriz, yakınırız; ama
sorumluluk istemeyiz. Ben istiyorum ki biraz kendimize bakalım” diye konuştu.


 


ACABA BİZLERİN KADINA
YÖNELİK ŞİDDETİ EYLEMLERİNDE HİÇ SORUMLU OLDUĞUMUZ BİR TARAF YOK MU?


Kadının uğradığı şiddet karşısında tepki gösterilmeden
sessiz kalanları eleştiren Tunçel; “Kızını ayıplarla, kısıtlamalarla büyütürken
oğlunun her istediğini yapan, flört eden kızını cezalandırırken bir kıza laf
atan oğlunun davranışını “Erkektir olur o kadar” şeklinde” mazur
gören anne babanın. Kadının dayak yediğini, ağladığını duyduğu halde sadece
oturduğu yerden yazıklanan yahut bu kadının yardım isteğini “Beni
karıştırma kardeşim” diye geri çeviren komşunun. Sokakta hakarete uğrayan,
dövülen bir kadının yanından sadece baka baka geçip giden adamların, kadınların.
Kızının kocasından dayak yediğini, aşağılandığını, aldatıldığım, maaşını her aybaşı
kocasına vermek zorunda olduğunu duyduğu halde “Her evlilikte bunlar olur,
koçandır, hele bir çocuğunuz olsun düzelir” diye katlanmasını salık veren
annenin. Yaptıkları haberlerde olayın mağdurlarından çok eylemin gerçekleştiriş
biçimini ayrıntılandıran yazılı ve görsel basının, kadım yemek yapan, ev
temizleyen bir eş ve anne olarak figüre eden programların dizilerin. Ne kadar
kaliteli olduğu tartışmalı olmakla birlikte çocuklarımızın zihinlerini sadece
tarih, coğrafya, matematikle dolduran; ama ahlakı, öfke yönetimini, sorun çözme
stilini öğretmeyen eğitim sisteminin. Olaya ataerkil bakış açısıyla yaklaşıp
tarafları evlerine göndermeye çalışan polisin, jandarmanın. Televizyonlara
çıkıp hamile kadınların sokağa çıkmasını, dondurma yemesini, toplum içerisinde
kahkahayla gülmesini ahlaksızlık olarak niteleyen sapkınların. Ya da; espri adı
altında analı bacalı küfür edilmesine tepki göstermeyen benim ya da sizin”
şeklinde konuştu.


 


PEKİ YA BU KONUDAKİ
YASAL DÜZENLEMELER?


Tunçel, Kadına bakışımızdaki zihniyet değişmedikçe ne yazık
ki şiddetin giderek artması da kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Tunçel; “Evet,
bizim 1998 yılma kadar kadını şiddete karşı koruyan bir yasamız bulunmuyordu.
Bu bakımdan 1998 yılında çıkarılan 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun,
sadece evli kadınları koruma alması gibi eksiklikleri olmakla birlikte büyük
bir adımdır; ancak bu kez de uygulayıcıları konumundakilerin, bilgi eksikliği
yahut az önce değindiğim ataerkil bakış açıları nedeniyle yasayı amacına uygun
şekilde yorumlayamamaları, örneğin tedbir istekli başvurulan aile hakiminin
duruşma açması ve 5 celse duruşma yapmasına karşılık karara varamaması, yasanın
eksikleri, amaca ulaşılmasına engel olmuş ve şiddet, bozulan ekonomi, kültürel
yozlaşma gibi nedenlerle günden güne artarak devam etmiştir. Arkadan 2012
yılında 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair
Kanun gelmiştir. Bu yasa ile şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi
bulunan kadınlar, çocuklar, aile bireyleri ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru
olan kişiler koruma kapsamına alınmış ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi
amacıyla bir takım koruma tedbirleri sıralanmıştır. İlk yasamıza göre kapsamı
daha da genişlemişse de halen uygulayıcıları yeterince eğitemememiz, teknik
yetersizlikler ve personel yetersizliği gibi nedenlerle amaca ulaşmaktan çok
uzağız. İş, yasa ve yönetmelik çıkartmakla, masa başında bu konuda saatlerce
konuşmakla olmuyor. Hükümet tarafından, kadına yönelik şiddetle mücadele
çözülmesi gereken devlet sorunu olarak kabul edilmedikçe, giderek artan
toplumsal huzursuzluğu çözmeye yönelik tedbirler alınmadıkça, kadına
bakışımızdaki zihniyet değişmedikçe ne yazık ki şiddetin giderek artması da
kaçınılmaz görünmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Başkan Yardımcısı Begüm Tunçel, “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
25 Kasım 2017
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir