Dolar
ABD Doları 39,0315
Euro
Euro 44,2410
Sterling
Sterling 52,7519
Altın
Altın 4.213,06
BOLU AZ BULUTLU
24,4
AZ BULUTLU

KANLI NOEL’İN 57. YILDÖNÜMÜNDE HAYKIRIYORUZ: BİR DAHA ASLA!

KANLI NOEL’İN 57. YILDÖNÜMÜNDE HAYKIRIYORUZ: BİR DAHA ASLA!

Yamaner,  Kanlı Noel olarak bilinen 1963 yılında Kıbrıs
Türklerine karşı başlatılan silahlı saldırıların yıldönümünde yaşananlara dair
bir yazı kaleme alarak;
  “AKRİTAS
Planı’nın HİPERİDİS kod adlı kurmay başkanı, Rum Devleti eski Başkanı ve Kıbrıs
Cumhuriyeti’nin Temsilciler Meclisi Başkanı Klerides ile Rum ordusunu kuran
emekli Yunan generali Karayannis’in de yıllar sonra itiraf ettiği gibi,
1960-1963 Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde, Cumhuriyetin Cumhurbaşkanının emri ile
EOKA’cılardan oluşan 5000 kişilik gizli bir terör ordusu oluşturulmuştu.


Başta, ortaklık
Cumhuriyeti’nin Çalışma Bakanı Papadopulos, Meclis Başkanı Klerides ve İçişleri
Bakanı Yorgacis olmak üzere ortaklık Cumhuriyeti’nin Rum Bakanlarının, Meclis
Başkanının ve Cumhurbaşkanı Makarios’un yönettiği gizli AKRİTAS örgütü acımasız
saldırılarını adanın her yanındaki Türk köylerine yöneltti.


Cumhuriyetin polisi ve
ordusu içindeki ellerinde devlete ait silahlar bulunan Rum unsurlar,(ortak ordu
ve polisin yüzde 60’ı) bu örgütün silahlı gücünün ana çekirdeğini meydana
getirmiş ve Türk Halkını 6 saat içinde soykırımdan geçirmek için harekete
geçmişti.


“SOYKIRIMA UĞRADIK”


Kısa sürede 103 Türk köyü
işgal edilerek yakılıp yıkılmış, yağmalanmış, yüzlerce insanımız katledilmiş,
50 bin Türk etnik temizlik sonucu göçe zorlanmış, adanın %97’si işgal edilmiş,
Kıbrıs Türk Halkı, eşit kurucu ortağı olduğu devletten silah zoruyla dışlanarak
adanın %3’ünden oluşan gettolarda 11 yıl sürecek insanlık dışı bir kuşatma
altına alınmıştı…


Garantör güç olarak adada
bulunan 950 kişilik Yunan alayının da fiilen yer aldığı saldırılar sırasında
Ayvasıl’da, Baf’ta, Mağusa’da, Larnaka’da, Rum bölgesinde kalan Lefkoşa Devlet
hastanesinde toplu katliamlar gerçekleşmiş, hasta yatağından alınan 24 Türk
biçerdöğerlerle parçalanarak kör kuyulara atılmış, işlerine giden bir otobüs
dolusu Türk ve yollardan, işyerlerinden alınan yüzlerce Türk katledilerek kör
kuyulara atılmış, ben ve ailem dahil, onbinlerce insanımız çadırlarda,
ağıllarda, mağaralarda, sinema ve okul salonlarında, camilerde, hanlarda,
akrabalarının küçük evlerinde yıllarca sefil bir yaşama mahkum edilmişti…


Özellikle 1964’de Lefkoşa,
Baf ve Erenköy ile 1967 Kasım ayında Geçitkale ve Boğaziçi’nde mutlak bir
soykırım, son anda garantör Anavatan Türkiye’nin Türk Hava Kuvvetleri ile
gerçekleştirdiği sınırlı polis harekatları ile önlenebilmişti…


Bu dönemde, iğneden
ipliğe, çoraptan iç fanilasına, çividen keresteye, bottan yün bereye,
çimentodan demire, 44 çeşit temel tüketim maddesinin Türk bölgelerine girişi ve
halkımızın, kuşatma altındaki Türk bölgeleri arasında özgürce seyahati
yasaklanmış, Türk bölgelerine girişte kurulan utanç barikatlarında, Halkımız
insanlık dışı muamelelere, yoklamalara, işkencelere, tacizlere uğramış,
yüzlerce kişi yollardan, tarlalardan, işyerlerinden alınıp katledilmiş, kör
kuyulara atılmış, Halkımız açlık ve sefalete itilerek teslim olmaya, Rum
egemenliğini ve ENOSİS’i kabul etmeye zorlanmıştı….


Bu süre içinde Türk Halkı,
üretimden koparılmış, bir dilim ekmeğe, bir parça giyeceğe muhtaç hale
getirilmiş, ancak buna rağmen sadece Anavatan Türkiye’den ve Türk Ulusundan
gelen para, giyecek ve Kızılay yardımları ile ayakta durmuş ve yediden yetmişe
silaha sarılarak TMT öncülüğünde ENOSİS’e karşı direnmiştir.


Halkımız, bu süre içinde,
“Genel Komite, Geçici Türk Yönetimi, Türk Yönetimi” adı altında bir devlet
şeklinde örgütlenerek Rum’a teslim etmediği egemenliğini kullanmış ve kendi
kendini yönetmiştir…


O zor ve karanlık günlerde
teslim etmediğimiz egemenliğimizi bugün, denenmişi yeniden deneyerek Rumlarla
federal ortaklık kurmak uğruna, hem de kendi devletimizi kurduktan sonra mı teslim
edeceğiz?


Bütün o saldırıların,
yakılıp yıkılan Türk köylerinin, yağmalanan mal mülkümüzün dökümü ve adaya
getirilen Yunan asker ve silahlarının listesi BM Genel Sekreterlerinin Güvenlik
Konseyi’ne sunduğu Kıbrıs raporları ile BM uzmanı ORTEGA’nın hazırladığı ORTEGA
RAPORU’nda inkar edilemez şekilde kaydedilmiştir…


“BM SADECE SEYRETTİ”


Ne yazık ki, adadaki
İngiliz askerlerinin ve sözde saldırıları durdurmak için Mart 1964’de adaya
gönderilen BM Barış Gücü askerlerinin gözleri önünde gerçekleşen bu soykırıma,
sözde uygar Dünya, BM, ABD, Avrupa ve uluslar arası örgütler büyük bir
sorumsuzlukla seyirci kalmaktan utanmamıştır…


Nitekim, dünyanın bu utanç
verici sessizliğinden cesaret alan Yunanistan, işgali tamamlayarak ENOSİSİ
gerçekleştirmek için 20 bin tam techizatlı askerini gizlice adaya çıkarmış ve
11 yıl sürecek adı konmamış bir işgali gerçekleştirmiştir…


Ve, bu insanlık dışı kuşatma,
bu kanlı işgal, İFESTOS Soykırım Planı çerçevesinde toplu Türk soykırımına ve
ENOSİS’in gerçekleştirilmesine ramak kala, Garantörümüz Anavatan Türkiye
tarafından gerçekleştirilen 1974 Türk Barış Harekatı ile önlemiş, 11 yıl süren
kuşatma parçalanmış, Türk Halkı, kendi geleceğini özgürce belirleyeceği
demokratik ve özgür koşullara kavuşmuştur…


Güney’de 11 yıl Rum
saldırıları, insafı ve kuşatması altında kalan on binlerce Türk, geceleri
dağları aşarak ve 1975’de Nüfus Mübadelesi Anlaşması ile özgürlüğe koşarak,
Anavatanın sağladığı güvenlik şemsiyesi altında yaşamayı seçmiştir…


Ve, Anavatanın
güvencesi-koruması altında, 37 yıl önce kendi bağımsız-egemen devletimizi
kurduk


“DEVLETİMİZE SAHİP ÇIKMAZSAK YENİDEN YAŞARIZ”


Kanlı Noel’in 57.
yıldönümünde bunları hatırlayarak gereğini yapmazsak, Anavatan Türkiye’nin
garantörlüğüne dört elle sarılmazsak, şehitlerimizin, uğruna can verdikleri ve
bize emanet ettikleri bu topraklara, bağımsızlığa, egemenliğe ve özgürlüğümüzün
güvencesi olan devletimize sahip çıkmazsak, o karanlık günleri yeniden
yaşayacağımız ve gelecek kuşaklara da yaşatacağımız açık değil mi?


Ne yazık ki, milli tarih
bilincinden ve milli şuurdan yoksun olan işbirlikçi Rum seviciler,
gençlerimize, Rumları haklı ve mazlum, Türkleri ise suçlu ve saldırgan gösteren
yalan yanlış birçok safsatayı enjekte etmektedirler…


Kıbrıs Türk Halkının
bağrından çıkmış olan nefs-i müdafaa örgütümüz TMT ve TMT’ciler “eli kanlı
faşist terörist katiller” olarak suçlanmaya kalkılmaktadır…Canımızı ve her
şeyimizi borçlu olduğumuz Anavatana ve ordumuza “işgalci” diye
saldırılmaktadır.


Tarihi gerçeklerin bu
şekilde çarpıtılmasına öfkelenmemek, üzülmemek, kahrolmamak, tepki göstermemek
olası mı?..


Türk düşmanı
ırkçı-yayılmacı-hakimiyetçi Rum yönetimine ve ona destek veren emperyalist
güçlere karşı olduğu kadar, milli mücadele tarihimizin çarpıtılmasına ve TMT
ile TMT’cilerin seviyesizce suçlanmasına karşı da mücadele edilmelidir…


Ne yazık ki devleti
yönetenler ve devleti savunma yemini yaparak en yüce makamlarına gelenler bu
mücadeleyi yapmadıkları gibi, tam aksi milli mücadele karşıtlarını en önemli
makamlara getirerek ihaneti ödüllendirmektedir.


Bunlar asla kabul
edilebilecek, sessiz kalınabilecek, görmezden gelinebilecek şeyler
değildir..150 yıllık milli mücadelemizin tüm kazanımlarını yok edecek olan
emperyalist planlara ve Rum işbirlikçilerine, milli mücadele ruhu ile karşı
çıkarak akamete uğratmak herkesin ulusal görevidir…


Bu duygu ve düşüncelerle,
Kanlı Noel’in 57. Yıldönümünde, Rum saldırganlığının kurbanı olan şehitlerimizi
rahmetle anıyor, Rum barbarlığına karşı kahramanca direnen mukavemetçilerimizi,
TMT’cileri, mücahitlerimizi saygıyla selamlıyor, son anda bizi mutlak bir
soykırımdan kurtaran Anavatanımıza ve her zor anımızda yanımızda olan yüce Türk
Ulusuna şükranlarımızı sunuyorum…”şeklinde konuştu.


 

Kıbrıs Gazisi Emekli Piyade Komando Binbaşı ve TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, Kanlı Noel’in yıldönümünde o günlerde yaşananları anlattı. Yamaner; “ENOSİS histerisine kapılan Rum-Yunan ikilisinin AKRİTAS SOYKIRIM PLANI çerçevesinde Türk Halkına yönelik vahşi saldırıları bundan 57 yıl önce 21 Aralık 1963 gecesi başladı” dedi.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
22 Aralık 2020
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir