Haber: Ömer
Çetinaslan
Boluspor
Teknik Direktörü Osman Özköylü, Boluspor Karaçayır Tesisleri’nde haftalık basın
toplantısı düzenledi. Özköylü, Giresunspor ve Keçiörengücü maçını
değerlendirerek, Boluspor’un durumu hakkında önemli açıklamalar yaptı.
“MAALESEF HİÇ
SEVMEDİĞİMİZ ALIŞKANLIKLAR ORTAYA ÇIKIYOR”
Boluspor
Teknik Direktörü Osman Özköylü’ şöyle konuştu:
“Kazanılan
2 tane maç. Moral-motivasyon olarak daha iyi durumdayız. Birazcık daha birkaç
sıra atlayarak sıralamada da yerimizin değişmesi bizim adımıza pozitif
gelişmeler. Oynamış olduğumuz iki maç yoğun tempoda geçen zorluk derecesi
yüksek olan iki tane takıma kazanılmış olan ve kısa sürede kazanılmış iki tane maç,
5 gün arayla kazanılmış iki tane maç. Tabi bu maçların bizde fiziksel olarak ciddi
bir sıkıntıya düşürdüğünü söyleyebilirim. Özellikle Keçiören maçında
60.dakikada Umut’un atılmasıyla beraber son 35 dakikayı 10 kişi oynamak, bir
önceki Giresun maçımızı 5 gün önce oynamış olmak bizim gibi hali hazırda
fiziksel anlamda gelişim gösteren hala tam olarak hazır olmayan beklediğimiz seviyenin
altında olan bir takım için çok zorlayıcı oldu. Bu anlamda bunun sıkıntılarını
hafta içi zaten yaşıyoruz. Her şeye rağmen kazanılan iki maçın morali
motivasyonu bize gelecek adına umut verdi. Sahadaki futbolcularımızın gerçekten
özverili mücadelesi ortaya koydukları performans çok sevindiriciydi. Özellikle Giresun
maçının ikinci yarısı, Keçiören maçının ilk 30-35 dakikası bizim sahada görmek
istediğimiz Boluspor için önemliydi. Keçiören maçının ilk 30 dakikasında tam
anlamıyla ne istediğimizi nasıl oynamamız gerektiğini ortaya koyarak oynadık. Rakibin
analizini çok doğru bir şekilde yaptık. Rakip stoperleriyle oyunu başlatan ve
bütün ataklarını onlarla birlikte kuran bir takım görüntüsüydü. O dakika
itibariyle onları yaptırmadık. Topu doğru ve sağlıklı bire şekilde
aktarmalarına engel olduk. Yakaladığımız iyi pozisyonlarda da 2-0 öne geçtik. Ama
oyuncularda her zaman şu oluyor. Öne geçmenin verdiği bir psikolojiyle tekrar
geriye yaslanma, eskiden kalan alışkanlıklara geri dönme gibi maalesef hiç
istemediğimiz ve sevmediğimiz alışkanlıklar ortaya çıkıyor. 30.dakikadan
sonraki süreç bizim adımıza iyi değildi. İkinci yarıda farklı bir oyun tertibi
ile sahaya çıktık. Ama Umut’un atılması bizim bütün planlarımızı bozdu. 10 kişi
kalınca bütün üstünlüğü rakibe verdik. Böyle olunca tamamen savunma yapan bir
takım görüntüsüne bürünmek zorunda kaldık. Bu kaçınılmaz bir durumdu. Ama her
şeye rağmen iyi mücadele ettik, son dakikada bulduğumuz golle de kazandık.
“KREDİMİZİN
OLMADIĞINI BİLİYORUZ”
Bundan
önce oynadığı 8 karşılaşmada sadece 3 gol yemiş ve hiç mağlup olmamış bir
takımı yenmek ve bir maçta 3 gol atmak çok önemli bir hadise. Bu anlamda kendi
adımıza ben çok sevinçliyim. Gösterdiğimiz gelişimin ne kadar olgun bir
seviyeye geldiğini açık ve net ortada olduğunu görebiliyoruz. Bundan sonraki
süreçte amacımız bunu devam ettirmek. Gelişime devam etmek zorundayız. Hala çok
eksiğimiz var. Hala bu eksikleri tamamlamak için çok çalışmak zorundayız. Kısıtlı
kadromuzun oluşu, çok alternatifli oyuncu kadromuzun olmamasıyla çok dikkatli
olmak zorundayız. Bu dönemde yapacağımız antrenmanlar, yüklemeler bizim için
çok dikkat edilmesi gerekiyor. O yüzden mümkün olduğu kadar doğru bir
planlamayla hafta için iyi geçirip, hafta sonu oynayacak olduğumuz maçlara mümkün
olduğu kadar diri ve dinamik çıkmaya çalışıyoruz. İnşallah bundan sonraki
süreçte oynayacağımız maçlarda da başarılı sonuçlar almaya devam etmek
istiyoruz. Çünkü kredimizin olmadığını biliyoruz.
“KAYBEDECEĞİNİZ
İKİ MAÇ SİZİ KAOS ORTAMINA GERİ GÖTÜRÜR”
Bu
ligde herkes herkesi yenebiliyor. Kazanılacak maçlarla çok iyi yerlere
gelebilirsiniz ama kaybedeceğiniz iki maç sizleri olmak istemediğiniz o kaos
ortamına tekrar geri götürür. Biz bunu hiç istemiyoruz. Bundan sonraki süreçte daha
iyi oynayıp, daha iyi mücadele edip kendimizi geliştirerek iyi bir takım olma
yolunda ilerliyoruz. Bundan sonraki süreçte en büyük amacımız ilk yarıya kadar
olan süreçte toplayabildiğimiz kadar maksimum puan toplamak. Bizim en büyük
hedefimiz bu. Ondan sonraki süreci oturup değerlendireceğiz. Bakacağız, bununla
alakalı neler yapabiliriz. İkinci yarıyla ilgili neler düşünebiliriz. Ama özellikle
şu milli maç arasına kadar olan süreçte oynayacağımız Adanaspor ve Bursaspor maçlarından
inşallah istediğimiz galibiyetleri alarak ayrılmak istiyoruz. Milli maç
arasında biraz daha kendimizi toparlamak için zamanımız olacak. Kalan süreci nasıl
geçireceğimiz konusunda planlamak için bir fırsatımız olacak. İnşallah bu
gelişimimiz devam ettiği sürece ben oyuncu arkadaşlarımızın göstermiş olduğumu
özverili çalışmayla beraber iyi yolda olduğumuzu düşünüyorum, iyi yerlere
geleceğimize inanıyorum. İnşallah taraftarımızında, camiamızında desteğini daha
fazla istiyoruz ve bekliyoruz. Bu zor süreçte onların enerjisi, desteği bizim
için çok çok önemli. Sahada o mücadeleyi takımımız gösterirken, tribünden o
enerjiyi ve desteği almak istiyor. Bunu da taraftarlarımız ve bizi sevenler
esirgemesinler.
“HEM HAZIRLIK
SÜRECİ GEÇİRİYORUZ HEM LİG MAÇLARI OYNUYORUZ”
Keçiören
takımı stoperlerini çok iyi kullanabilen, bütün atak başlangıçlarını
stoperleriyle yapan ve orta merkezde oynayan takım kaptanları Süleyman ile bu
bağlantıyı kuran topu öne aktaran 3 oyuncusu onlar için çok kritikti. Bizde o
isimleri doğru bir şekilde kapattık. Bunlara b başlangıçları yaptırmadık. Geri oynamalarına
sebep olduk. Geriye oynadıklarında da birçok pozisyonda kaleci topu aktarırken
hatalar yaptı. Biz geride doğru duruşumuzla, doğru pozisyon alarak topa sahip
olduk. Düşen topları alıp, ön tarafta pozisyon yaratmaya ve topa sahip olmaya
çalıştık. Bu bizim adımıza doğru bir tespit, doğru bir analizdi. Teknik
ekipteki arkadaşlarımızla beraber gün içinde uyumadığımız, yemek yemediğimiz ve
antrenmanda olmadığımız süre içerisinde her anımızı oynayacağımız rakipleri
videodan izliyoruz, analizlerini yapıyoruz. Onların kötü yanlarını izliyoruz.
Kendi maçlarımızı izliyoruz. Yaptığımız hataları, eksiklikleri, doğruları çıkarıyoruz.
Bunları oyuncularımızla paylaşıyoruz. Mümkün olduğu kadar eksik yönlerimizi
düzeltip, iyi yanlarımızı daha da arttırmaya çalışıyoruz. Bütün zamanımızı buna
harcıyoruz. Bizim işimiz bu. Bunu da yapmak zorundayız. Burada yapmış olduğumuz
analizler, çıkaracağımız tespitler çok çok önemli. Bununla ilgili her maçta
farklı şeyler olabilir. Ama bizim kendi oyun felsefemiz var. Bunu mutlak
suretle oynamak istiyoruz. Ama bunu oynamak istiyoruz. Bunu oynamak için yeterlilik
seviyesi, hem fiziksel, taktiksel hem de bireysel anlamda ne kadar müsaade
ederse bunu yapmaya çalışacağız. İşin ilginç tarafı hem hazırlık süreci
geçiriyoruz hem de lig maçları oynuyoruz. Tekrar oyuncuları belli bir sistem
üzerinde belli bir antrenman düzeni içerisinde belli bir noktaya getirmeye
çalışıyoruz. İnşallah bu gelişim devam ettiği sürece çok daha iyi yerlere
geleceğiz. Aldığımız sonuçlar iyi olduğu müddetçe bu süreç daha hızlı olur. Herkes
ise daha fazla dört elle sarılır. Burada hem iyi çalışacağız hem iyi
hazırlanacağız hem de iyi sonuçlar, iyi galibiyetler alarak takımımız bir an
önce daha rahat nefes alabileceğimiz noktaya ulaştırmaya gayret edeceğiz.
“‘ÇANAKKALE
GEÇİLMEZ’İ OYNADIK”
Bilal’in
saha içinde rolü hem lider olarak hem de oyun kalitesi olarak çok çok önemli. Bunun
maalesef sakatlığı bizi olumsuz etkiledi. Bütün oyun planımızı bozdu
değiştirmek zorunda kaldık. Yerine koyduğumuz Umut’ta kısa sürede kırmızı
kartla oyun dışında kalınca artık her şey plan dışı kaldı. Tabiri caizse
‘Çanakkale Geçilmez’i oynadık. Bu benim antrenörlük hayatımda hiç sevmediğim
istemediğim hiç beni mutlu etmeyen bir durum. Ama bazen bu tür mecburiyetler
sizi istemediğiniz şeylerle karşı karşıya bırakıyor. O yüzden neticesi olumlu
oldu.
“BENİM BİR OYUN
FELSEFEM VAR..”
Sistem
olmazsa olmaz. Doğru planlama, saha içi yerleşim, saha içindeki oyun kurgusu oyuncuların
buna olan adaptasyonu ve buna olan disiplini bunu uygulama noktasındaki benim
bir oyun felsefem var gayreti çok çok önemli. Planı ve belli felsefesi olmayan hiçbir
zaman başarılı olamaz bence.
Saha
içindeki oyuncuların kafasına göre oynadığı bir takımda sonuçların gelmeyeceği
muhakkaktır. Ne kadar kaliteli oyunculardan kurulu olursanız olun, ama bana
göre sistem her şeydir. Oyuncular sistemin bir parçasıdır. İlla çok mükemmel çok
yetenekli oyuncular olması değil doğru oyuncular ve sisteme uygun oyuncular
olması benim için çok önemlidir. O yüzden ben sezon başında bulunduğumu
takımlarda planlamayı yaparken ki, hep ben yapmışımdır. Çünkü benim bir oyun
felsefem var, bir oyun planım var. Sahadaki sisteme uygun oyuncuları hep tercih
etmişidir, almışımdır. Ve Allah’a şükürler olsun bu takımların 6 tanesi de şampiyon
olup süper lige çıktılar. Bu çok önemli bir durum. Bu anlamda sezon başı
yapılan planlama ve doğru çalışma, doğru tercihler, kurulan sistemin sezon
içerisinde doğru oyuncularla oynanması çok önemlidir. Bunun en basit örneği, belki
çok yüksek örnekler olacak. Oyuncu gurubunun bu sisteme bağlılığı anlamındaki farkı
ortaya çıkaran Manchester City gibi, Liverpool gibi takımları çok net bir
şekilde görebilirsiniz. Manchester City’deki bir çok oyuncu daha önce o
kulüpteydi. Ama bu denli iyi oynamıyorlardı. Veya bu denli ön plana çıkmıyorlardı.
Liverpool takımında daha öncede bazı oyuncular vardı. Ama Jürgen Klopp’un
gelişinden sonra çok farklı bir takım ortaya çıktı. Tamamen sistemi oynayan, en
kreatif en mükemmel oyuncusu bile o sistemin bir parçası olan top rakipteyken,
top kendilerindeyken ne yapmasını iyi bilen ve bunu uygulayan oyuncular olduğu
için sistem her zaman başarılı olur. O yüzden bizde bir sistem doğrultusunda doğru
çalışıp ama en önemlisi de güçlü olmanız lazım. Fiziksel olarak güçlü olduğunuz
zaman kaliteniz de ortaya çıkar. Böyle olduğu zaman başarıda kaçınılmaz olur.”