Bayındır köyü Ilıca Mahallesi’nde Mustafa Ergen (75)
tarafından çevreden toplanan taşlarla 1966 yılında yapılan su değirmeni,
köylünün un ve hayvan yemi ihtiyacını karşılamaya devam ediyor.
Eşi Ayşe Ergen ile değirmenin çarkını döndüren Mustafa
Ergen, yaptığı açıklamada, tarihi değirmenlerin son günlerini yaşadığını
belirterek, “Eskiden hemen hemen her derede değirmen vardı. Şimdi
traktörlerin arkasına takılan değirmenlerle insanlar kendi ihtiyaçlarını
karşılıyor. Eskisi gibi su değirmenlerine iş kalmadı.” diye konuştu.
“PARA DEĞİL,
HAK ALIYORUM”
Değirmene öğütülmek için getirilen üründen para
almadığını anlatan Ergen, “Ürünler değirmene çuvallarla getiriliyor. Su
yardımı ile dönen değirmen taşının içerisine boşaltılıyor. Çıkan ürünler tekrar
çuvallara dolduruluyor. Doldurulan ürünlerden öğütme ücreti olarak bir ölçek
ürün alınıyor. Yani yapılan çalışma karşılığında para talep etmiyoruz. Ben
hakkımı az alıyorum ancak motorlu değirmenler hak çok alıyorlar. Eskisi gibi
öğütmeye kimse gelmiyor artık.” diye konuştu.
Değirmenin elektrik olmadığı için her zaman
kullanılmadığını belirten Ergen, yağmurların olduğu zamanlarda, dere sularının
yükseldiği zamanlarda çalıştıklarını, yazın ise dere sularının azalması
nedeniyle değirmenin yaklaşık 3 ay çalıştığını ifade etti.
“ESKİDEN
EKMEKLERİN BİR TADI VARDI”
Su değirmenlerinin eskiden çok kazandırdığını anlatan
Ergen, “Şu an o kadar kazanç sağlamıyor. Zevkli bir yanı da kalmadı. Bizim
değirmenden başka bölgede su değirmeni de kalmadı. Kurulduğu günden beri bu
değirmende uğraşıyoruz. Eskiden çuvallar dolusu ekmeklik buğday öğütülüyordu.
Şimdi ise tarla sahipleri buğdayları tüccarlara veriyor. Buğday verip fırından
hazır un ve ekmek alıyor. Eskiden ekmeklerin bir tadı vardı şimdi o tat da
kalmadı.” dedi.
Ergen, su değirmenlerinde öğütülen buğdaydan yapılan
ekmeklerin buram buram koktuğunu belirterek, “Ama şimdiki satın aldığımız
unlar kokmuyor. Bizim unlarımız tarladan geldiği gibi öğütüldüğünden hiçbir
katkı maddesi bile bilinmezdi. Vatandaş buğdayı yıkardı, getirir ve öğütürdük.
Çok güzel ekmek olurdu, ekmekler buram buram kokardı.” şeklinde konuştu.
“BU İŞİ
YAPACAK KİMSE KALMADI”
Ayşe Ergen de eşiyle yıllardır değirmende çalıştığını,
eşine çay ve yemek yaptığını anlatarak, eskiden iş yoğunluğu nedeniyle geç
saatlere kadar çalıştıklarını, şimdi ise bu yoğunluğun olmadığını,
kendilerinden sonra bu işi yapacak kişinin de bulunmadığını kaydetti.