3. Göz Danışmanlık firması CEO’su Hikmet Baydar’ın sunumu
ile gerçekleşen seminerde; Üretim Yönetimi” balığı adı altında Süreç Yönetimi,
Tedarikçi ilişkileri, Makina yönetimi, İnsan yönetiminde firma sahiplerini,
kurumsallaşmak isteyen firmaları ve genç girişimcileri bilgilendirmek amacıyla
eğitim verildi.
“İNSANLARA NASIL
HİTAP EDECEKLER BİLMİYORLAR”
3. Göz Danışmanlık firması CEO’su Hikmet Baydar, üretimi
gerçekleştiren insanların önceliklerinin belirlenmesi konusuna dikkat çekerek;
“Üretim yönetiminde bu güne kadar yapılan uygulamalara baktığımız zaman
genellikle süreçlerin oluşturulması o süreçler içerisindeki iş aşamalarının
oluşturulması gibi çok standart bazı modeller konuşuluyor. Fakat üretim
yönetmek sadece makineyi ve süreci yönetmek değil daha çok üretimi
gerçekleştiren insanları da yönetmek demek. Dolayısıyla bizdeki en büyük
eksiklik belki üretimi yöneten kişinin finansmandan satışa kadar birçok yerin
de başarılı olmasının temel nedeni dolayısıyla bu insanlar yaptıkları her
harekette ya satın almanın ya satışın ya finansmanın başarısız olmasına da yol
açabiliyorlar. Bu yüzden öncelikle üretimi yönetmek demek şirketin bütün
birimleri koordineli, sağlıklı ilişkiler kurmak demek. Bunun yanında üretimi
yöneten kişi sadece bir makine bandını, üretim bandını yönetmiyor. O işi yapan
insanları da yönettiği için üretimde çalışan insanların motivasyonundan da
sorumlu ama maalesef bizde üretimi yöneten kişiler daha çok üretimin çekirdeğinden
geldikleri için bu konularda oldukça zayıf ve eksikler. Dolayısıyla
karşısındaki insanlara nasıl hitap edecekler bilmiyorlar. O yüzden de
genellikle imalathanelere gidin bakın herkes hayatından bezmiş gibi çalışır.
Hiç kimse keyifli ve mutlu çalışmıyor. Sebebi ne? Üretimi yöneten yöneticiliği
bilmiyor. Kimi nasıl yöneteceğini bilmiyor ve o ekibinin lideri olduğu, motive
etmesi gerektiği farkında değiller” şeklinde konuştu.
“DOKÜMANTASYON VE
DENETİM NASIL YAPILMALI?”
Süreçlerin oluşturulmasından insan kaynakları yönetimine
kadar uzanan hazırlıkta neler yapılması gerektiği anlatan Baydar; “Burada
konuyu üçe ayırdık biz. Süreç yönetimi ki; o proseslerin nasıl oluştuğunu
örneklerle anlatacağız. İkincisi ekip yönetimi insan kaynakları yönetimi ile
özdeşleştirip videolar göstereceğiz. Bunun yanında ki insanlar bazen kendileri
ile yüzleşmesini sağlayacak şekilde bazı sorgulamalar da yapacağız ki;
gittiklerinde olayın etkisinde kalabilsinler. Bir diğeri de bir proses nasıl
hazırlanır o prosesin hazırlanmasında çünkü ISO standarttı olarak bazı şeyler
hazırlanıyor ama çok ezberci hazırlanıyor onun aslında ruhunda ne var ne için
yapılması gerekiyor arkasındaki bunlara değineceğim çünkü bu hiçbir yerde
anlatılmıyor. Direk proses anlatılıyor ama arkasında bir evrak, istatistik bir
denetim olmadığı sürece saçma sapan imalatlar ile karşılaşabiliyoruz. O yüzden
de buradaki konu daha çok üretime ne kadar hakim oldukları ama üretimin
konusunu anlatırken de diğer birimlerle olan koordinasyonunu da etkilerini de
burada konuşacağız” ifadelerini kullandı.
“ÜRETİMİ YÖNETEN
KİŞİNİN SİSTEME HÂKİM OLMASINI SAĞLAMAYACAĞIZ”
Seminer için gelen katılımcılara, çalıştırdıkları insanlar
ile beraber bir ekip oldukları ve başarının da buna bağlı olduğunun altını çizen Baydar; “Buradaki insanlar
öncelikle çalıştırdıkları insanların sonuçta bir varlık olduğunu kendi iç
dünyaları olduğunu onlarla beraber bir ekip olduğunu başarının bir ekip işi
olduğunu iyice hazmederek gidecekler. Bunun yanında üretim bandındaki
aksaklıklara denetim denetçi gözü ile de bakabilecekler. Yanlış makine seçilmiş
mi, üretim bandı doğru dizilmiş mi, prosesler doğru tanımlanmış mı, kalite
kontrol yerinde zamanında doğru yapılabiliyor mu, artı olarak başarısız ise
neden, ben o başarısızlıkta ne kadar rol alıyorum, finansmandaki sıkıntının
sebebi ben miyim acaba ve ya satın alma işini gerçekten düzgün yapıyor mu,
yanlış yapıyorsa o yanlıştan ben nasıl etkileniyorum buradan öğrenerek
gidecekler. Dolayısıyla üretimi yöneten kişinin komple sisteme hakim olmasını
sağlamaya çalışacağız. Gittiklerinde ister istemez kendi dünyalarından çıkıp
belki de daha geniş bir vizyonla görmüş olacaklar. Böylece şirketleri geleceğe
daha iyi hazırlayacaklar diye düşünüyorum” diye konuştu.
“OBJEKTİF VE ADALETLİ
DAVRANMALARINI SAĞLAMAMIZ LAZIM”
Baydar, her firmanın, her yöneticinin farklı eksikliklerinin
olduğunu ifade ederek; “Bir firmaya yönelik bir çözüm bir başka firma için
doğru çözüm olamayabiliyor. Bu yüzden öncelikle birebir iyi tanımamız lazım
birbirimizi. Neden? Çünkü öncelikle o ihtiyacı giderebilecek ilaç bende var mı?
Buna inanmaları gerekiyor, ondan sonra da o şirkette nerede rahatsızlık var,
nasıl çözülmesi gerekiyor bunun bir teşhis edilmesi gerekiyor. Bir nevi
inceleme araştırma dönemi sonra ne yapabiliriz oturup konuşmak lazım. Dolayısıyla
burada birebir ilişkilerle zaten şirketi yönetenlerle bu ilişkiler
sürdürülüyor. Birebir ilişkilerde önce neden şikâyetçi, çünkü başım ağrıyor
diyor ama o baş ağrısı neden kaynaklanıyor gerçekten başın olduğu bölgeden mi,
başka organdan mı onu iyi teşhis etmek gerekiyor. Bazen problemin kaynaklandığı
noktayı bile doğru söyleyemeyebiliyorlar. O yüzden de önce birebir ilişkilerde
onları tanımam lazım. Bazen öyle oluyor ki 3 kişi, 3 ortak üçüne de öncelikleri
sorduğunuzda bambaşka şeyler söylüyor. Demek üçünün de dünyası farklı. Böyle
olunca tabi bu insanların biz öncelikle dünyalarına girmemiz lazım,
birbirlerini çok iyi anlayacak duruma gelmeleri lazım, empati yapmalarını
sağlamamız lazım. Objektif ve adaletli davranmalarını sağlamamız lazım.” Onlar
o standardı sağladıklarında zaten birçok şeyi çözmeye başlıyoruz ve böylece
şirket içerisindeki her sorun herkesin el atmak istediği ve çözmek istediği bir
sorun haline geliyor ki; o sorun ortadan kalıyor. Şirketlerin yöneticileri
bizim için hedefleri ne? Hangi sıkıntılarda bizim yanımızda duracaklar biz ona
bakıyoruz. Onda sonra sıkıntını üzerine gidebiliyoruz” açıklamasında bulundu.