Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU ÇOK BULUTLU
3,7
ÇOK BULUTLU

ULUCANLAR CEZAEVİ’NİN ESKİ MÜDÜRÜ 42 YIL SONRA HAFIZASINDAN SİLİNMEYEN İDAM GÜNLERİNİ ANLATTI

ULUCANLAR CEZAEVİ’NİN ESKİ MÜDÜRÜ 42 YIL SONRA HAFIZASINDAN SİLİNMEYEN İDAM GÜNLERİNİ ANLATTI

Bolu’nun Gerede ilçesinde İmamhatip Lisesi’nden mezun
olduktan sonra memurluk hayatına Keskin Cezaevi’nde müdür olarak başlayan Vehbi
Camgöz, 1 Ocak 1980’de dönemin en çok konuşulan ve ilk idamların yaşandığı
Ulucanlar Cezaevi’ne tayin edildi. Mustafa Pehlivanaoğlu, Necdet Adalı ve Erdal
Eren’in idam edildiği dönemde Ulucanlar Cezaevi’nde müdür olan ve idamlarına
şahitlik eden Camgöz, aradan geçen 42 yıla rağmen hafızasından silinmeyen o
günleri üzüntüyle anlattı. Ayrıca Camgöz, yaşanılanların gelecek nesillere de
doğru bir şekilde aktarılabilmesi için “İdamlar ve Olayların Gölgesinde
Ulucanlar” isimli kitabı yazdı.


“Adalı slogan
atarak, Pehlivanoğlu Kelime-i şehadet getirerek gitti”


İdamlara ilk şahitlik ettiği isimler Necdet Adalı ve
Mustafa Pehlivanoğlu’yla ilgili o anları anlatan Vehbi Camgöz, “1 Ocak 1980
tarihinde Ulucanlar’a başladım. Ulucanlar’da çalışırken 12 Eylül 1980 darbesi
oldu. Darbe sonrası yaşanan olayların içerisindeydim. İdamlar başladı. İlk
idamlar Ulucanlar’da oldu. Necdet Adalı ve Mustafa Pehlivanoğlu. Necdet Adalı
sol görüşlüydü. Mustafa Pehlivanoğlu da ülkücüydü. Onları bir gecede astık.
Necdet Adalı idam sehpasında slogan atarak gitti. Aynı gece astığımız Mustafa
Pehlivanoğlu da gördüğüm kadarıyla hiçbir şeyden haberi olmayan, saf temiz
çocuktu. Ben bir şeye karışmadım diye yemin ediyordu. Kelime-i Şehadet
getirerek gitti. Bunlar 21-22 yaşında gençlerdi. Ben o güne kadar amansız bir
idam taraftarıydım. İpini ben çekerim diyordum. O gece yaşadıklarımdan sonra
sistemi de sorguladım. O günden sonra amansız bir idam karşıtıyım. İdam cezası
yasalarımızda olsa bile bugünkü anlayışla yargılasak bu adamların hiçbiri
asılmazdı” dedi.


“Erdal Eren’in
yaşı küçük değildi”


Erdal Eren’in yaşı üzerinde yapılan tartışmayla ilgili
Eren’in ceza aldığında 18 yaşını bitirdiğini ifade eden Camgöz, “Pehlivanoğlu
ve Adalı’dan 1.5 ay sonra da Erdal Eren’i astık. Yaşı küçük değildi. Erdal
Eren’in annesi öğretmendi. Hastanede doğmuş. Doğum belgesi hazırlanmış. Cezayı
aldığında 18 yaşını bitirmiş ama 18 olsa ne yazar 22 olsa ne yazar. Genç
çocuklar bunlar. O nesli harcadık gitti. Ben önceden çok ağlamak nedir bilmezdim.
Kolay kolay ağlamazdım. Çok duygulandım. O duygu yüklü anla 1 saat ağladım.
Kolay değil. Senin yaşında insan sağlam geliyor, 15 dakika sonra tabuta koyarak
çıkarıyorsun. Bundan etkilenmemek mümkün değil. Şu yada bu görüştendi hiçbir
değeri kalmıyor. O üzüntüyle 1 hafta boyunca ne yemek yiyebildim ne de uyku
uyuyabildim. Sarhoş gibi gezdim. Benim hayatımı çok etkiledi” diye konuştu.


“Normal bir
yargılama olsa asılmazlardı”


Türkiye’de idam edilenlerin normal bir yargılama olsa
asılmayacaklarını söyleyen Vehbi Camgöz, “İdam ettiklerimizi 2 gün sonra
kahraman ilan ediyoruz. Menderes’ler normal bir yargılama ile yargılansalardı
böyle mi olurdu? İstiklal Mahkemesi’nde yargılanıp asılanlar normal bir
yargılanmaya yargılansalar böyle mi olurdu? 12 Eylül’dekiler böyle mi olurdu?
Normal bir hapis cezasında telafisi mümkün. Ama idam ettikten sonra telafisi
yok ki. Kusura bakma yanlış asmışız demenin kimseye bir faydası yok”
ifadelerini kullandı.


“O anları yaşamak
çok kötü bir şey”


İdamları izlemek zorunda kaldığı için fenalaştığını
anlatan Camgöz, “3 idamda da eks olması 13 ila 17 dakika arasında sürüyor.
Tutanağa imza atmak için o süreyi seyretmek zorundasın. Hayatımın en zor
dönemiydi. Baba yiğit adamdım. Yanımda adam kesseler umursamam derdim ama onu
seyretmek gerçekten de fecaat bir durumdu. Fenalaştım. Ağrı kesici almak
zorunda kaldım. İnşallah bizden sonra da kimse yaşamaz. O anları yaşamak çok
kötü bir şey. Canın istiyor ki, “Bırakın. Böyle ceza mı olur? Alayım şunu
buradan” diyorsun. Ama yetkin yok. Yapamıyorsun. Ondan sonra için içini yiyor”
şeklinde konuştu.


Camgöz, idamların bir kez daha yaşanmamasını istediğini
belirterek, “Temennim bir daha ne 12 Eylül’ler olsun. Ne herhangi bir darbe,
darbe teşebbüsü, muhtıra olmasın. Bu memlekette idam olmasın” dedi.

12 Eylül 1980 darbesi sonrası ilk idamların gerçekleştiği Ulucanlar Cezaevi’nin müdürü olan Vehbi Camgöz, 42 yıldır hafızasından silinmeyen o günleri anlattı. Camgöz, “O üzüntüyle 1 hafta boyunca ne yemek yiyebildim ne de uyku uyuyabildim. Sarhoş gibi gezdim. Benim hayatımı çok etkiledi” dedi.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
12 Eylül 2022
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir