Dolar
ABD Doları 34.1048
Euro
Euro 38.0948
Sterling
Sterling 45.3949
Altın
Altın 2841.2000
BOLU HAFİF YAĞMURLU
3,6
HAFİF YAĞMURLU

Şiddeti Önleme Ve İzleme Merkezi Kadınlara Güç Veriyor

Şiddeti Önleme Ve İzleme Merkezi Kadınlara Güç Veriyor

Bolu
Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezinin, kadınların ve beraberindeki çocukların,
maruz kaldıkları her türlü şiddetten korunması, gereken tedbirlerin alınması,
kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesi ve nedenlerinin araştırılması için
hizmet verdiğinin altını çizen


Bolu
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Bekir Koçyiğit, “25 Kasım bir tarih
bir gün. Biz aile, Çalışma Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü olarak kadına karşı
şiddetle mücadele ediyoruz. Şiddete hayatın neresinde olursa olsun mutlaka dur
deyin. Şiddete uğrayan ailelerin çocuklarıyla şiddete uğramayan çocukları ile
hayata ortak bir alanda buluşuyoruz. Çocuklarını yetiştirirken ve hayata
hazırlarken asla cinsiyet ayrımı yapmayınız. Erkek ve Kız çocukları bu toplumun
temel taşlarıdır. Onlar yerlerinden oynarsa toplum yerinden oynar ve toplumun
geleceği karanlık olur” dedi.


Haber:
Aslı Akış


KADINA
VE AİLE BİREYLERİNE YÖNELİK ŞİDDET NEDİR?


Bolu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Bekir Koçyiğit,
kadına ve aile bireylerine yönelik şiddetin tanımını yaparak; “Eş, eski eş,
çocuk, yakın akrabalar gibi aile bireyleri arasında gerçekleşen; bireyin,
fiziksel, cinsel, ekonomik veya psikolojik zarar görmesiyle veya acı çekmesiyle
sonuçlanan veya sonuçlanması muhtemel hareketleri, buna yönelik tehdit ve
baskıyı ya da özgürlüğün keyfî engellenmesini de içeren, toplumsal veya özel
alanda meydana gelen, fiziksel, cinsel, psikolojik, sözlü veya ekonomik her
türlü tutum ve davranıştır. Kadınlara, yalnızca kadın oldukları için uygulanan
veya kadınları etkileyen cinsiyete dayalı bir ayrımcılık ile kadının insan
hakları ihlaline yol açan her türlü tutum ve davranış kadına yönelik şiddet
olarak tanımlanmıştır” şeklinde konuştu.


“ŞİDDETE
MARUZ KALAN KADINLARIN ORANI %35,6”


Koçyiğit, ülkemizde ve dünyada kadına şiddetin yaygınlığının
oranlarını anımsatarak; “Yapılan araştırmalarda Dünyada en az her 3 kadından
1’i fiziksel veya cinsel şiddete maruz kaldığı belirlenmiştir. Yaşamının
herhangi bir döneminde eşi veya birlikte yaşadığı kişi tarafından fiziksel veya
cinsel şiddete maruz kalan kadınların oranı ise; Dünya’da %35,6’dır, ülkemizde
bu oran %38 olarak belirlenmiştir. Afrika %45 ile en yüksek orana sahip kıta
iken Avrupa’nın %27,2 olduğu saptanmıştır. Bunun yanında şiddet mağdurlarının
herhangi bir resmi kuruma başvurma oranı ise ülkemizde %11’dir. Dünya
ortalamasının da ülkemizle aynı düzeyde olduğu yani %10 olduğu görülmektedir”
ifadelerini kullandı.


ŞİDDETİN
FİZİKSEL, SOSYAL VE PSİKOLOJİK ETKİLERİ


Kadına yönelik şiddetin kadın üzerindeki etkilerinden de bahseden
Bekir Koçyiğit; “Kadının fiziksel, psikolojik, cinsel ve toplumsal sağlığına
olumsuz etkileri vardır. Örneğin; yaşanan şiddet sonrası vücudun muhtelif
bölümlerinde çürük ve ezikler, kırıklar, yırtık ve kesikler oluşabilir.
Psikolojik olarak kendisine saygının azaldığı, utanç ve suçluluk yaşadığı,
travma sonrası stres bozukluğu meydana geldiği, depresyon, yeme ve uyku
bozuklukları, kaygı bozuklukları, sigara, alkol ya da madde kullanımının
attığı, intiha girişimlerinin olduğu görülmektedir. Cinsel sağlığı açısından
baktığımızda; cinsel yolla bulaşan hastalıklara maruz kaldığı, istemeyen
gebelikler meydana gelebildiği, düşük ya da erken doğum oluşabildiği
gözlenmektedir. Sosyal açıdan baktığımızda ise; toplum tarafından
dışlanabildiği ya da sosyal bir çevre, arkadaş ve akraba çevresi oluşturmasının
engellendiği, kendisinin ve çocuklarının bakımını yerine getiremediği, işe
devamlılığına zarar verdiği gibi sonuçlara neden olduğu görülmektedir” şeklinde
konuştu.


 “ÇOCUKLAR ÜZERİNDE DE OLUMSUZ BİRÇOK ETKİSİ
VARDIR”


Bekir Koçyiğit, kadına yönelik veya aile içi şiddetin çocuklar üzerine
yarattığı etkiyi de anlatarak; “Çocuklar üzerinde de olumsuz birçok etkisi
vardır. Çocuklar bu şiddetten doğrudan ya da dolaylı olarak etkilenebilirler.
Şiddet durdurulamadığında çocukların tekrarlayan maruziyetleri söz konusu olur.
Bu durumda çocukların anne ve babalarıyla ilişkileri olumsuz etkilenir ve
kendilerinde de bir çok psikolojik sorun ortaya çıkabilir (kendine güvenmeme,
aşırı pasiflik ya da hiperaktivite, uyum sorunları, iletişim sorunları vb.).
Bunun yanında tekrarlayan bir şiddet döngüsünün içerisinde yer alan çocuk
“erkeklerin şiddet uygulaması normaldir”, “şiddet çatışmaları çözmek için
kullanılan uygun bir yöntemdir”, “şiddet aile ilişkilerinin bir parçasıdır”,
“şiddet diğer insanları sindirmek, kontrol etmek için kullanılacak bir yoldur”,
“yakınlarına şiddet uygulayan kişiye genellikle bir ceza verilmez” gibi yanlış
inanç ve düşüncelere sahip olurlar. Bu durumda ilerleyen dönemde kız çocukları
açısından «potansiyel mağdur», erkek çocukları açısından «potansiyel şiddet
uygulayan» sonucunu doğurabilir. Bu da şiddetin normalleşmesine ve nesilden
nesile aktarılmasına sebebiyet verir” ifadelerini kullandı.


ŞİDDETE
MARUZ KALINDIĞINDA YA DA RİSK ALTINDAYKEN BAŞVURULABİLECEK KURUM VE KURULUŞLAR


Şiddete maruz kalındığında ya da risk altındayken başvurulabilecek
kurum ve kuruluşlar hakkında bilgiler veren Koçyiğit; “Valilik, Kaymakamlık,
Polis Merkezleri, Jandarma Karakolu, Adli Makamlar, Aile, Çalışma ve Sosyal
Hizmet İl Müdürlükleri, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, Sosyal Hizmet
Merkezleri, Sağlık Kuruluşları, Alo 183 Sosyal Destek Hattı ve KADES uygulaması
ile başvuruda bulunabilirler” dedi.


6284
SAYILI YASADAN KİMLER YARARLANABİLİR?


Bekir Koçyiğit, 6284 sayılı ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin
önlenmesine dair kanun ve kanundan nasıl yararlanılması gerektiğini, yasanın
korumasından kimlerin yararlanabileceğini ve kimlerin şikâyet ve ihbar
başvurusunda bulunabileceğini belirten


Koçyiğit; “Bu Kanunun amacı kadınları, çocukları, aile bireylerini
ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurlarını şiddete karşı korumaktır. Aile içi
şiddete maruz kalan eş ve çocuklar ile aynı çatı altında yaşayan diğer aile
bireyleri yararlanabilir. Bunun yanında tek taraflı ısrarlı takip mağdurları da
aynı kanunun maddelerinden faydalanır. Şiddete uğrayan kişi ya da buna tanık
olan, gören duyan herhangi biri (kardeş, çocuk, akraba, komşu, öğretmen, doktor
vb.) şikayet ya da ihbarda bulunabilir” diye konuştu.


KOÇYİĞİT
TEDBİR KARARLARINI ANLATTI


Kanun kapsamında şiddet mağduru ile ilgili olarak verilebilecek
tedbir kararlarıyla ilgili önemli paylaşımlar yapan Koçyiğit; “Korunan kişinin
işyerinin değiştirilmesine, korunan kişinin evli olması hâlinde müşterek
yerleşim yerinden ayrı bir yerleşim yeri belirlenmesine karar verebilir. Hayatî
tehlike bulunması hâlinde, şiddet mağduru geçici koruma altına alınabilir.
Çalışma yaşamına katılımını desteklemek amacıyla çocukları için kreş imkânı
sağlayabilir. Türk Medenî Kanunundaki şartların varlığı hâlinde ve talep
üzerine tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulabilir. Hâkim; şiddet mağdurunun
aydınlatılmış rızasına dayanarak kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerinin
değiştirilmesine hükmedebilir. Şiddet mağdurunun barınma talebi olması hâlinde,
şiddet mağduru ve çocuklarına uygun barınma yeri sağlar. Gerekli gördüğü
hallerde şiddet mağduruna maddi yardım yapılmasına geçici bir süre için karar
verebilir” ifadelerini kullandı.


“HAKİM
TARAFINDAN KARAR VERİLEBİLİR”


Son olarak kanun kapsamında şiddet uygulayan/uygulama ihtimali
bulunan kişi ile ilgili olarak verilebilecek tedbir kararlarına işaret eden
Koçyiğit; “Hâkim tarafından şiddet uygulayanın, korunan kişiye karşı şiddet
tehdidi, hakaret, aşağılama veya küçük düşürmeyi içeren söz ve davranışlarda
bulunmamasına ve iletişim araçları ile veya sair surette rahatsız etmemesine
karar verilebilir. Ortak yaşam alanından uzaklaştırılmasına, korunan kişilerin
bulunduğu konut, okul ve işyerine yaklaşmamasına yönelik karar verebilir.
Çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde
yapılmasına, kişisel ilişkinin sınırlanmasına ya da tümüyle kaldırılmasına
yönelik karar verilebilir. Şiddet uygulayanın silah veya benzeri araçlarını
kolluk kuvvetlerine teslim etmesi sağlanır. Silah taşıması zorunlu olan bir
kamu görevi ifa etse bile bu görevi nedeniyle zimmetinde bulunan silahı
kurumuna teslim etmesine de karar verilebilir. Şiddet uygulayan ya da uygulama
ihtimali bulunan kişinin bir sağlık kuruluşunda muayene veya tedavisinin
sağlanmasına yönelik tedbirlere hükmedebilir. Sayılan tedbirlerin yanı sıra
şiddet gören lehine nafaka ödeme yükümlülüğü getirilebilir” şeklinde konuştu. 

Bolu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Bekir Koçyiğit, 25 Kasım Kadınlara Yönelik Şiddetle Uluslararası Dayanışma ve Mücadele Gününde, Bolu Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) hakkında bilgiler verdi. Koçyiğit, şiddetle mücadele gerçekleştirilen çalışmaları aktardı.

Boludabolu Avatar
BoludaBolu
25 Kasım 2020
Paylaş:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir