Haber: Aslı Akış
Türk Sağlık Sen Bolu Şubesi kadın üyeleri bir araya gelerek,
sağlık sektöründe çalışan kadınların sesi oldu. Sorunların çözülmesi, kadın
çalışanlarımızın taleplerinin karşılanması temennisinde bulunan Türk Sağlık Sen
Bolu Şubesi Kadın Kolları Başkanı Hülya Coşar, pozitif ayrımcılığın metinlerde
kalmamasını diledi.
Coşar, “Pozitif
ayrımcılığın metinlerde kaldığı, taciz, şiddet ve cinayet gibi asla kabul
edilemeyecek saldırıların rutinleştiği bir dönem yaşıyoruz. Toplumsal hayatta
kadınlarımız ağır sorunlarla karşılaşıyor; aynı şekilde çalışma hayatında da
ağır sorunlarla yüz yüze kalıyorlar.” diye konuştu.
“SERT TEDBİRLER
UYGULANARAK ÖNLEM ALINMALIDIR”
Sağlık sektöründe çalışan kadınlara uygulanan şiddete
örnekler veren Coşar; “Daha geçtiğimiz haftalarda hamile bir hemşire
arkadaşımız görev yaptığı esnada karnı tekmelenerek şiddete uğradı, Bir kadın
doktorumuz boğulmaya çalışıldı. İşte, evde, sokakta kısacası hayatın olduğu her
alanda kadınların şiddete uğraması, üzerinde düşünülmekten ziyade acil çözüm
üretilmesi gereken bir meseledir. Bu meseleyi ötelemek Türk milletinin
sosyolojisinde ağır tahribatlara neden olmaktadır. En sert tedbirler
uygulanarak önlem alınmalıdır. Çünkü Türkiye’nin geleceğinin bağlı olduğu
sosyal meselelerden birisi budur.” İfadelerini kullandı.
“SAĞLIK ÇALIŞANI
KADINLARIN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ”
Çözüme kavuşturulması gereken pek çok sorunu dile getiren
Coşar, çalışma hayatındaki olumsuzluklardan bahsetti. Coşar; “Kadınların % 76’sı işyerinde cinsiyeti
nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldığını düşünmekteyken, %67’si ise cinsiyetinden
dolayı kendini dezavantajlı hissetmektedir” diyen Hülya Coşar, “Sağlık
sektöründe görev yapan kadın sayısı daha fazla olduğu halde, yönetici olarak
görevlendirmelerde kadınlar parmakla gösterilecek kadar azdır.
Aşırı iş yükü, sonu gelmeyen nöbetler aile ve sosyal
hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Sözleşmeli kadro gibi ucube istihdam
modelleri aileleri ayırmaktadır. Çalışan annenin en önemli sorunlarından olan
ve zaman zaman trajedilere yol açan kreş eksikliğine kamu çare üretmelidir. Süt
ve gebelik izni süresi arttırılmalıdır.
Pandemi döneminde özellikle sağlık çalışanı annelerin
çocuklarının bakımı ile karşılaştıkları güçlükler, aile hayatlarına salgının
olumsuz yansıması gibi durumlar da düşünüldüğünde kadınlarımızın çalışma
hayatlarının aile ve sosyal hayatlarında karşılaştıkları sorunların çözümüne
yönelik düzenlemeler yapılmalıdır.”
şeklinde konuştu.
“SORUNLARI TESPİT
EDİYOR VE ÇÖZÜM ÖNERİYOR, ÜRETİYORUZ”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk kadını omuzlar üstünde
göklere yükselmeye layıktır.” Sözünü de hatırlatan Coşar; “Türk Sağlık-Sen
olarak özellikle ifade etmeliyiz ki, kadın sağlık çalışanlarımızın her zaman
yanlarında ve onların destekçisiyiz. Kadın kurultayları, araştırmalar ve
anketler yaparak sorunları tespit ediyor ve çözüm öneriyor, üretiyoruz. Kadın
komisyonlarımız aktif olarak illerimizde çalışıyor.
Biz diyoruz ki kadın çalışanlarımız sizler; sorunların
çözümü için sendikal mücadelede aktif olarak yer almalısınız. Hizmet kolumuzda
görev yapan tüm kadın çalışma arkadaşlarımızı birlikte mücadeleye ve
haklarımızı beraber kazanmaya çağırıyoruz. Sorunların çözülmesi, kadın
çalışanlarımızın taleplerinin karşılanması temennisi ile tüm kadınlarımızın 8
Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlarız.” Sözlerini tamamladı.