Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

Uğur ÖZKOÇ

20410 görüntüleme

Uğur ÖZKOÇ (Kar Palas Otel Genel Müdürü)

 

Doğum: 1979 Bolu

Okul: Bolu Atatürk İlkokulu, Bolu Atatürk Ortaokulu, Mahalli İdareler Lisesi…

Meslek: Genel Müdür

Bulunduğu Görevler: Turizm Yöneticileri Derneğinde görevli, Türkiye Otelciler Birliğinde görevli. Turizm Yazarları Derneği üyesi. Bir dönem TÜRSAB’da görevli idi. Profesyonel Otel Yöneticileri Derneğinde imzası var…

 

BAŞARILI BİR TURİZMCİ

 

Köroğlu Mahallesinde dünyaya geldi, bu yüzden mahalle kültürüyle büyüdü…

Lise eğitimini bitirir bitirmez soluğu Bodrum’da aldı ve yazlık otellerde çalışmaya başladı…

Turizmciliğe Bolu’da devam etmek istedi, memleketine geri döndü…

Bolu’da birçok otelde çeşitli görevler aldı…

Bir ara kendi organizasyon şirketini kurdu; tanıtım, reklam, organizasyon, açılış, temel atma, festival, tören gibi birçok işe imza attı…

İlk esnaflık işiydi ama başarılı olamadı…

Şimdi tekrar turizm sektöründe başarılı çalışmalara imza atıyor…

Futbolu ve mesleğinden de anlaşılacağı üzere yemek yapmayı çok seviyor…

Bolu’nun başarılı turizmcilerinden, Kar Palas Otel’in genç genel müdürü Uğur Özkoç’un hayat hikayesi…

 

1979’da Bolu’da dünyaya gelen Uğur Özkoç, hayat hikayesini şöyle özetliyor;

MAHALLE KÜLTÜRÜ İLE BÜYÜDÜ

Köroğlu Mahallesi’nde doğdum, hep de orada yaşadım. İlkokul, ortaokul, yine aynı mahallemizde Atatürk Ortaokulunda geçti. Liseye Mahalli İdareler Lisesinde başladım. Mahalli İdareler Lisesi Bolu’da olmayan bir liseydi. Oradaki kobaylar da bizdik zaten. Türkiye’de beş tane denendi, denenen şehir de Bolu’ydu, okul beş mezun verdi bunlardan biri de benim. Temelinde muhasebe olan bir yapıydı ama tüm dersleri İngilizce gördük. Mahalle kültürü ile büyüdük. Mahalle maçları, mahalleler arası kavgalar, bütün grupların içinde var olduk, hep a takımında bulunan birisi oldum. 

LİSE BİTTİ BODRUM’A GİTTİ

Lise Cuma günü bitti, Cumartesi günü ben Bodrum’daydım. Orada meslek hayatım başladı. 1996 yılının Haziran ayının 15’inci günü. Meslek hayatıma önce mutfakta başladım. Burada Bolu’da aşçı olan bir abimizin aracılığı ile Bodrum’da. Üç ay sonra üniversite sınavlarına girmiştim. Anadolu Üniversitesi Muhasebe Finansman bölümünü kazandım. İki sene orada okudum. Beraberinde de çalıştım. Bodrum’da 1998 yılına kadar devam ettim. Mutfaktan kısa bir süre sonra 3 – 4 ay sonra resepsiyona geçiş yaptım. O yıllardan sonra hep, resepsiyon, satış pazarlama, ön büro ve yönetim kademelerinde çalıştım hiç bırakmadım hep aynı alanda devam ettim. 1998 yılında Bolu’ya döndüm. Bolu’da Koru Otel’de göreve başladım. Ege, Akdeniz’in yapısı biraz daha çalışma odaklı olduğu için, Koru Otel’deki resepsiyonist arkadaşların üzerinde bir iş bilgim vardı. Kısa süre içinde orada resepsiyon şefi oldum. Bu dönemde muhasebe finansman bölümünü bitirmiştim, işletmeye geçiş yaptım. 2001 yılının sonunda askere gittim. Şırnak’ta bir yıl kaldım. 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığında tümen komutanı ile beraberdim. Altı ay bir paşa ile ikinci altı ay diğer paşamızla görevimizi tamamladık. Döndüğümde Kastamonu Ilgaz’da Kastamonu Holdingin bir iştirakinde satış pazarlama ve ön büro müdürü olarak göreve başladım. Yaklaşık iki yıl orada çalıştım, sonrasında Bolu’da Göynük’te beş ortaklı bir yatırım iştirakimiz oldu. Burayı Eskişehir Anadolu Üniversitesinden, Bolu Valiliğine devrini yapıp, il özel idare aracılığıyla kiralamasını yapıp burada bir yatırım yaptık. 65 odalı yaklaşık 117 dönüm bir arazi üzerinde il özel idaremizin bir binasının otele çevirdik. Yaklaşık 4 – 5 yıl kadar burayı çalıştırdık. Aynı zamanda Bolu’da yine bir seyahat acentesi açtım. Bolu Organizasyon ve Papatya Turizm diye. Yine belediyemizin, valiliğimizin, ticaret odamızın, ilgili kurum kuruluşların tamamının, tanıtım, reklam, organizasyon, açılış, temel atma, festival tören tarzında bütün işlerini yaptım. Daha sonra oteli Fenerbahçe Spor Kulübüne sattık. Fenerbahçe Spor Kulübü o dönemde Topuk Yaylasındaki yatırımını da devam ettiriyordu. Aziz Yıldırım’ın içeriye alınması bir iki yıl cezaevinde yatması, bizden aldıkları otelin yatırımını durdurdu. Onun projesiydi o. Fenerbahçe Voleybol Kulübüne devrettiler, daha sonra da satılmış diye biliyorum.

KENDİ İŞİNDE BAŞARILI OLAMADI

Bolu Merkez’de farklı turizm seyahat acentesi ve organizasyon firması üzerine farklı organizasyonlar üzerine yoğunlaşmaya başladık. Bu şahsi olarak benim ilk esnaflık deneyimimdi. Çok da başarılı olduğum söylenemez. Bitişi şu tarih itibarıyla 10 yıl oldu. 2009 yılının sonu, 2010 yılının başında çok beceremediğim için kapatmıştım. Batmanın ne demek olduğunu o yıllarda orada öğrendik. Büyük işler yaptık ama biz bugüne kadar hep başkasının parasını yönetmeyi iyi öğrenmişiz, kendi paramızı yönetemedik. Başkasının parası olunca doğru yönetiyoruz, son kuruşuna kadar çıkartmaya çalışıyoruz ama kendi paramız olunca, çok doğru yönetmedik. Bu bize çok ciddi bir çevre kazandırdı, ciddi bir ticaretin, esnaflığın ne olduğunu öğretti ama bir yandan da gerileme sürecinde ciddi zararlar da verdi tabi.  2010 yılında ben tekrar maaşlı çalışmaya, otelciliğe geri dönüş yaptım. Yaklaşık 2 yıl kadar Mardin’de Eczacıbaşı ve Procter & Gamble’ın bir projesinde görev yaptım. Orası yine beş yıldızlı ultra lüks bir oteldi. Oranın satış pazarlama ve operasyon müdürlüğünü yaptım. Akabinde Dedeman Grubuna geçiş yaptım. Dedeman Grubunda Zonguldak Merkez’de, Türkiye’deki bir çok otelin satış pazarlama ağında Dedeman Otelinde etkin faaliyetlerim oldu. Daha sonra Konya ve Karaman’da iki oteli bulunan bir grubun iki otelinin genel müdürlüğünü teklif etmişlerdi, tabi, bizde title ve sınıf atlamak parasal değerden ziyade yaptıklarının bir yere ulaştığını gördüğünü hissettiğin için genel müdürlük bana avantajlı gelmişti. Mevcut görevimden istifa ettim ve orada genel müdür olarak göreve başladım. 103 odalı o zaman bir oteldi. Bölgenin en büyük kapasitesi en yüksek oteldi. İkinci yıl ikinci otelini de yaptık oranın. Her iki otelin de yaklaşık 3 yıl kadar genel müdürlük pozisyonunda yönetimini yaptım. 

NARVEN’DE ÇALIŞTI

2016 yılında Bolu’da kurulan Narven Termal Tesislerinin Şubat ayı itibariyle açılmıştı, açılışından yaklaşık bir 10 – 15 gün sonra işletme müdürü olarak orada göreve başladım. Orada da bizim alışık olduğumuz bildiğimiz yapının dışında bir alan. Devremülk yönetimi, devremülk sistemi. Otelciliğe yakın ama otelcilikten farklı bir yapı idi. Yılsonuna kadar orada görev yaptım. Çok da bize uyan bir yapı olduğunu düşünmüyorum tamamen farklı bir sektör. Çünkü misafirler, kendi mülklerinde konaklama yapıyorlar ama sizden hizmet alıyorlar. Tabi, beklentiler farklı, işletme yapısı farklı, böyle olunca bize çok uyan bizim alışık olduğumuz sistem değildi. Dolayısıyla çok da uzun sürmedi, bir yıl bile olmadan oradaki görevimden de ayrıldım.

KAR PALAS OTEL’DE GENEL MÜDÜR

Yaklaşık üç ay sonra şu an halen devam ettiğimiz Karpalas Otel’de inşaat aşamasında iken Mustafa Yaman önderliğinde, Emrah Bey’in yönetim kurulu başkanlığını üstlendiği şirkette genel müdür olarak göreve başladım. Yaklaşık 17 – 18 aydır, tesisimizi devam ettiriyoruz. Biz Bolu’da yeni bir marka yarattık, Bolu’ya yeni bir konaklama kültürünün son trend şeklini getirmeye çalıştık. Gerek kullandığımız malzeme ve ürünler, beş yıldız konaklama hizmeti sunuyoruz şu an. Online internet kanallarında şu an dünyanın 125 ülkesinde Bolu adı altında Karpalas Markasını pazarlamaya devam ediyoruz. Dünyanın birçok kıtasından misafirlerimiz var. Endonezya’dan, Malezya’dan, Singapur’dan, Tayvan’dan, Ortadoğu ve körfez ülkelerinin tamamından, Avrupa’nın belli ülkelerinden, spor amaçlı, tatil amaçlı, gezi amaçlı, iş amaçlı, birçok misafirimiz var. Bunlarla ilgili şehrin yeni bir destinasyon haline gelmesi ile ilgili gerek bakanlık nezdinde, gerek, valiliğimiz ilgili kurumlar nezdinde ciddi çalışmalarım ve ciddi projelerim var. Bunun geçmiş yıllardaki örneklerini Konya’da, Çatalhöyük Neotarım Köyü projesinde edinmiş olduğum birçok bilgi vardı ki, bunları şehrimize yönlendirmek için şu an altyapısını hazırladığımız projeler var. Yine, sağlık turizmi ile alakalı Avrupa’nın birçok ülkesinde ülkemizden sağlık hizmeti almak isteyen kurum, kuruluş ve seyahat acenteleri ile görüşmelerimiz var. Bunlarla ilgili de yakın tarihte hayata geçireceğimiz bir projemiz var. Şehrin ekonomisine katma değer katmak adına gerek şirketimiz, gerek şahsım, sürekli proje geliştirip, geliştirdiğimiz projeleri hayata geçirmek katma değer sağlamak adına çalışmalarımız devam ediyor. Bu geçen 23 yıllık süre içinde de edindiğimiz bilgi beceri ve deneyimlerimize şu an sektöre atılan, sektörde var olan arkadaşlarımıza aktarıyoruz, öğretiyoruz. Bilgi bizimle mezara gidecek değil, muhakkak bizim de birilerinden aldık, birilerine aktarmamız gerekiyor. Bu bilinçle, bu düsturla hareket ediyoruz.

YEMEK YAPMAYI SEVİYOR

Futbol bizim için sanki bir yaşam tarzı diyebiliriz. Artık oynamıyorum ama iyi bir seyirciyim. Ben Galatasaray’ı tutuyorum ama Boluspor da tabi ki ikinci takımımız diyebiliriz. Hem ticari olarak takip ediyoruz, hem de sevgiden dolayı takip ediyoruz. İşim haricinde ben yemek yapmayı çok severim. Değişik yemekler denemeyi severim. İlk başladığım yer mutfak olduğu için, yeni lezzetler, yeni tatlar. Onla ilgili de otelimizde de bir projemiz vardı. Unutulmuş lezzetler korumamız altında diye yola çıkmıştık ama tüketici bunu çok benimseyemediği için o biraz askıda kalan bir proje oldu. Geçmişten günümüze, Osmanlı’dan bugüne gelen lezzetleri bir korumamız altında tutup burada insanlara o hali ile servis edelim istedik ama tüketici bunu benimseyemedi. Benim şahsımın da bir projesiydi bu ama altyapı gerekli. Zemin oluşmadığı için şu an askıda duruyor. 

İŞİNİ SEVİYOR

Katı ve sert çizgileri olan bir sektörde değiliz. Tamamen eğilmeyi bilen, tamamen yerinde dönebilen bir sektör olduğumuz için bu ister istemez bizim kişiliğimize ve karakterimize de yansıyor. Yaşamımıza da yansıyor. Bizim sektörde çok katı çizgiler, sert duruş olamıyor, böyle olursa memnuniyetsizlik yaratmış oluyorsunuz. Gerek personelde, gerek misafirde veya son tüketicide o verimi alamıyorsunuz. Her zaman için güler yüzlü, her zaman için sempatik, her zaman için temiz, bakımlı, düzgün her an her şeye hazır bir yapıda olmanız gerekiyor. Dolayısıyla o resmi, kravatlı yapı bize çok uymuyor. Uzun yıllardır da bu üzerimize yapıştığı için bu karakterimize de işlemiş durumda.

AİLE HAYATI

Ben üç kardeşim. Baba öğretmen, annem de ilk başlangıçta eğitimci ama daha sonra sivil taraftan bir emekliliği var. Annem babam emekli. Abim var, abim sanayici, uzun yıllardır, hatta staj yılından beri hala aynı Organize Sanayide Başoğlu Kabloda çalışıyor. Kız kardeşim okul öncesi öğretmeni, o da Bolu’da yine. Her ikisi de evli. Ben de evliyim. Henüz çocuğum yok. Bundan sonraki yaşamımı Bolu’da sürdürmeye, Bolu’da devam etmeye çalışacağım.

HEDEFLERİ

Çok hayal kurmayı sevmem. Kurduğumuz hayallerin hiçbiri gerçekleşmediği için daha gerçekçi olmayı seviyorum. Hedeflerimiz, şu an çalıştığımız yerin daha başarılı olması. İkinci, üçüncü bir zincir, bir tesis haline gelmesi için elimizden gelen bilgi ve beceri ile birleştirip emekle bunu çoğaltmanın düşüncesindeyiz. Böyle bir projenin başında olmak da gurur verici. Demek ki, edindiğimiz bilgiler boş değilmiş, boşuna kürek sallamamışız diyebileceğiz. Planlarımız da hep bu yönde. Böyle bir projeyi yönetmek de kesinlikle güzel, anlamlı ve onur verici.