Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

Erhan BEYKOZ

23851 görüntüleme

Erhan BEYKOZ (Gazeteci-Bolu Belediye Meclis Üyesi)

Doğum: 1962

Okul: Erzurum’da başladığı ilkokulu Bolu Atatürk İlkokulunda tamamladı, 50. Yıl Ortaokulu, Bolu Atatürk Lisesi…

Meslek: Gazeteci

Bulunduğu görevler: Bolu Gazeteciler Cemiyeti Üyesi, Mudurnulular Derneği Üyesi, Halk Evi Üyesi, Atatürkçü Düşünce Derneği Disiplin Kurulu Üyesi, Amatör Spor Kulüpler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi, Cumhuriyet Halk Partisi Belediye Meclis Üyesi, Türk Kızılay’ına üye, Cumhuriyet Halk Partisi Merkez İlçe Gençlik Kolları Eski Başkanı (1987-1988), İl Gençlik Kolları Eski Başkanı (1989-1991), Esnaf Kefalet ve Kredi Kooperatifi Denetim Kurulu Üyesi (2001-2006)

 

‘NEREDEN NEREYE’ DEDİRTECEK BİR HAYAT HİKAYESİ

Mehmet Celal ile Sündüs Beykoz çiftinin Erzurum’un Hınıs ilçesinde dünyaya gelen 6 çocuğundan biri…

İlkokula doğduğu ilçede başladı fakat babasının işi sebebiyle Bolu’ya geldi ve eğitim hayatına burada devam etti…

Memleketinde oldukça lüks süren hayatı Bolu’ya geldiğinde bir anda değişti, yokluk başladı…

Daha ilkokul ikinci sınıftayken ailesine yardım edebilmek için ayakkabı boyadı, simit sattı, hem okudu, hem çalıştı…

En büyük hayali asker olmaktı. Askeri okul sınavlarında şansını denedi ama olmadı…

Lise dönemlerinde futbola merak sardı. Öyle ki; uzunca yıllar futbol oynadıktan sonra 1999 yılında meydana gelen iki depremin ardından futbolu bıraktı…

Sonra iş hayatına atıldı. İlk olarak abisi Maksut Beykoz ile porselen bayiliğine başladı ama çok uzun sürmedi...

Sonra oto yıkama, kantin işletmeciliği gibi birçok iş deneyimi yaşadı derken gazetecilik hayatı başladı 2001 yılında…

1976 yılında fiili olarak başladığı siyasi hayatında birçok görevlerde bulundu. Halen CHP Bolu Belediye Meclis Üyesi olarak görev yapmaya devam ediyor…

29 Ekim 2011 tarihinde dünya evine girdiği Özlem Dündar’la süren mutlu evliliği 2013 yılında Mustafa Kemal ismini verdiği oğlu ile taçlanan, Bolu’nun tanınmış, başarılı gazetecisi Erhan Beykoz’un soluksuz okuyacağınız hayat hikayesi…

Erzurum’un Hınıs ilçesinde başlayan hayat hikayesini yıllardır Bolu’da sürdüren ve artık Bolulu olan, ilimizin tanınmış gazetecisi ve siyasetçisi Erhan Beykoz hayat hikayesini şu şekilde özetledi;

YOLCULUK ERZURUM’DAN BAŞLADI

Mehmet Celal ile Sündüs Beykoz’un 6 çocuklarından ortancası olarak Erzurum İli Hınıs kazasında evde dünyaya geldi. Nesri, Maksut, Ali, Leyla ve Selda adında 5 kardeşi var.  Erzurum da yatılı bölge okulunda memur olarak çalışan babamı, 1969 yılında o dönem Ağır Ceza Reisi olarak görev yapan eniştesi Hüseyin Rauf Demirci, Bolu’ya çağırdı. Babam bizim Erzurum’da heba olamamamız için Bolu’ya gelmemizi istedi. İlkokula ilk olarak Erzurum’un Hınıs kazasında başladım ve 1 ay sonra Bolu’ya geldim. Bolu’da Atatürk ilkokuluna gittim. Erzurum’da herkese oranla bir lüks hayatımız vardı. Ancak Bolu’ya geldiğimiz de hiçbir şeyimiz yoktu. Ev kiraydı ve bir tek babamın memur maaşı vardı. O dönemde ablam, abim ve ben okuduğum için Bolu’ya ilk geldiğimiz zamanlarda bir bocalama dönemi yaşadık. Aileme destek olmak için ilkokul ikinci sınıfa giderken ayakkabı boyamaya, simit satmaya başladım. Ortaokulu Ellinci Yılda okudum. O dönemde tabi yine bir yandan okurken bir yandan da çalışmaya devam ediyordum. Liseyi o dönemki adıyla Bolu Atatürk Lisesinde Matematik bölümünde okudum ve 1980 yılında mezun oldum. En büyük hayalim asker olmaktı. İki kez harp okulu sınavlarına girdim. Birinde mülakatı geçmeme rağmen yazılı sınavda kaldım. İkincisinde ise Üniversite puanım yetmedi. Rahmetli Babam benim hep okumamı istemişti. Ancak Üniversiteyi kazandığında sana bakabilecek çok param yok, ona göre hayatını düzenleyeceksin, çalışacaksın ve okuyacaksın dedi. Babam böyle deyince tabi ister istemez bizde bu durum geri vites yaptırdı. Üniversiteyi kazanamayınca 1984 yılında askere gittim. 20 ay Tokat’ta eğitimci olarak askerliğimi yaptım. Biz 1 ayda kıtaya asker yetiştiriyorduk. Hatta PKK denen lanet terör örgütünün ilk şehit ettiği 4 kişiden biri benim manga arkadaşımdı. 

FUTBOL HAYATI

Lisede okuduğum sıralarda 15-16 yaşlarında rahmetli Cahit Sinan hoca tarafından Boluspor Genç takımına başladım. O dönemlerde Boluspor A takımı Ali Sami Yen’de, Kadıköy’de Galatasaray ve Fenerbahçe ile maç yapacağı zaman önce biz oradaki 40 bin tarafın önüne çıkardık. O dönemlerde bu bize çok büyük heyecan verirdi.  Daha sonra Tokat’ta askerlik yaptığım sıralarda Tokatspor, futbol seçmeleri düzenledi. Komutanlarım benimde bu seçmelere gitmemi istedi. Seçmelerde ben Boluspor’dan geliyorum dedim.  O yıllarda Boluspor’un ‘İyi Ahlak İyi Spor İşte Boluspor’ adlı dergisi vardı. Bizimde o dergiye fotoğrafımız çektiler. Bu dergi her futbol takımda bulunurdu. Tokatspor’lu yöneticilerde o dergiye bakarak, benim ismimi görünce profesyonel sözleşme imzaladık. O dönemde Tokatspor, bugün ki BAL liginde oynuyordu. Hem askerliğimi yapıyordum hem de futbol oynuyordum. Askerliğim bittikten sonra Çankırı’ya transfer oldum ve 1 yıl orada top oynadım. Sonra Konya Seydişehir Eti Alüminyum’a transfer oldum. 1 buçuk yıl boyunca burada da oynadıktan sonra ani bir kararla profesyonel futbol hayatımı noktaladım ve Bolu’ya döndüm.  Bir süre futboldan uzak kaldıktan sonra ORİS ile amatörde tekrar top oynamaya başladım. Üç yıl burada oynadıktan sonra 2 yıl PTT’de oynadım.  Sonra 4 yıl Polis Gücünde top oynadım. Yaklaşık 4-5 yıl Bolu Belediyespor’da futbol oynadım.  Son olarak Yeniçağaspor’la anlaştım ve antrenmanlara çıkmaya başladım. Ancak 1999 yılında tam lig başlayacağı sırada 17 Ağustos ve 12 Kasım depremleri meydana geldi. Bende bundan sonra spor hayatımı bitirdim. 

İŞ HAYATI

Kardeşim Ali Bursaspor’a transfer olduğunda 1991 yılında bize destek oldu ve ağabeyim Maksut ile birlikte Karamanoğlu pasajında yarımca porselenin bayiliğini açıktık. Daha sonra dükkan da bir takım değişiklikler yaparak, hediyelik eşyalar satmaya başladık. Sonra ağabeyim evlenince ben dükkanı bıraktım çıktım. Çünkü sorumlu olduğu bir hayatı vardı. Ardından çocukluk arkadaşlarımla bir takım işler yapmaya başladık. Ancak bir takım anlaşmazlıklar çıkınca kendi kendime ceza verdim. Çelik Pençe ticarette 3 ay boyunca çalıştım. Arkasından kardeşim gibi yakın olan Sabahattin Akman’ın Cemre Gıda adlı dükkanın da 9 ay çalıştım. Sonra 92-93 yılları arasında kendi iş yerimi kurarak bir yıl lokal işlettim. Lokali bıraktıktan sonra 94-2001 yılı arasında Karaçayır da Yedi Emin parkını açarak oto yıkama işi yaptım. Ayrıca bu arada birde Gazi Paşa ilk okulunun kantinin kurdum.  Bir süre burayı işlettikten sonra Okul yönetimine teslim ettim. O yıllar arasında 99 yılında Belediyenin üst tarafında bulunan o zamanın adıyla neskül kafeyi ihale ile alarak düğün salonu olarak aldım. Düğün salonunun 16 Kasım da açılışını yapacağım zamanda 12 Kasımda deprem oldu. Hayat normale döndüğü zaman düğün salonunu 5 sene boyunca işlettim. Orayı bir yıl kadar lokanta olarak işlettikten sonra orayı da kapattım.

GAZETECİLİK HAYATI

91 yılında ağabeyim Türkiye’nin 29’ncu radyosunu kurdu. Oto yıkamadan her ağabeyimin yanına gittiğimde bu mesleğe merak sarmaya başladım. Çünkü bu mecra çok farklı bir yer. Her gün bir gazete çıkarmayı düşündüm ve 2001 yılında Allah bana bunu nasip etti. Gazetenin isminin ne olsun diye düşündüğümüz zamanlarda Bursa da İsmail Korkmaz diye bir arkadaşımız vardı. Onun yanına gittiğimizde gazetenin isminin olay olmasını istedi. Böylece 23 Nisan 2001 yılında haftalık olarak Bolu Olay gazetesini kurdum.  Yaklaşık 1 yıl sonra 2002 yılının Mayıs ayında günlük olarak gazeteye çıkarmaya başladık. 2016 yılına kadar tek başıma bu gazeteyi çıkardım. Ancak Bolu’ya basın ilan kurumunun gelmesiyle ve o dönem ki mevcutlar şartlar gereği günlük olarak çıkan 7 gazeteden biri 6 gazete tarafından satın alarak kapatıldı. Geri kalan 6 gazeteden Köroğlu bir gazeteyi daha satın aldı. Böylece Ekspres gazetesi -Takip ile bende Bolu Gündem gazetesiyle birleştim. Böylece günlük olarak 3 gazete ilimizde yayın yapmaya başladı. Bir süre olay olarak devam ettikten sonra gazetenin ismi Olay- Gündem oldu. Bugüne kadar ismi bu şekilde hayata devam ediyor. 

SİYASET HAYATI

1976 yılında ortaokula giderken Bolu’dan 2 milletvekili 1 senatör çıkardık. O dönemde Cumhuriyet Halk Partisinde yaşanan bu sevinci birebir yaşadım. İşte o zaman fiili olarak siyasi hayatım başladı. O zamanlarda 3 kişi yan yana geldiği zaman memleket kurtarıyordu. Benim görüşüm Dev yola daha yakındı. O dönemlerde Halkın Kurtuluşunun ve Dev Yolun seminerlerine de katılırdım. Lise döneminde de bu seminerlere giderdim. Oradaki bilgilerle ve gece gündüz kitap okuyarak, kendi yolumuzu, hayat tarzımızı çizdik. Siyasi yasaklar başladığı zaman önce SODEP’le siyasi hayatımıza devam ettik. Ardından SODES kendini kapatınca SHP’ye geçince, otomatikman bizde geçtik. SHP gençlik kollarında 1987 yılında fiili olarak çalışmaya başladım. Kısa bir sonrada Merkez İlçe Gençlik kollarının başkanlığını yaptım. 1989 yılında gerçekleşen seçimle de 1994 yılına kadar İl Gençlik kolları başkanlığı yaptım. 1994 yılında Nihat Başer’le SHP’nin Merkez İlçe yönetimine geçtim. 1999 yılına kadar merkez ilçede görev yaptım. 99 yaşında il yönetimine geçerek Gençlik Kollarından sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini yaptım. 2003 yılında Merkez İlçe Başkanlığına aday oldum. Ancak 27 oyla Sinan Ayhan’a karşı seçimi kaybettim. 2004 yılında Belediye Meclis üyeliğine aday oldum. Ancak 19’ncu sırada olduğum için istifa etti. 2009 yılına kadar parti de görev almadım. Ancak partiyle olan bağlarımı koparmadım. 2009 yılında Tanju Özcan ile yola çıktık. 10’ncu sıradan Belediye Meclis Üyeliğine aday gösterildim. Seçimlerde 13 kişi Belediye Meclis üyesi oldu ve bunlardan birde bendim. Biz muhalefet görevini yerine getirmek için Belediye Meclisine girdik. 2014 yılında da Mehtap Mısırlıoğlu ile girdiğimiz seçimlerde Belediye Meclis üyeliğine 6’ncı sıradan seçildim ve görevim halen devam ediyor.

AŞK HAYATI

2010 yılında bir Pazar günü gazeteye erken geldim. Gazetedeki arkadaşlarım birilerini gelip benimle tanışmak istediğini söyledi. Taşkesti’den 3 beyefendi 1 kadın geldiler. Bunlar o zamanda  ‘ Meydan okuma kitap oku’ diye bir proje geliştirmişler. Bu projeyi geliştirenlerde birde Özlem Dündar’dı. Benden bu projeyi desteklememi istediler. Bende böyle bir sosyal projeye seve seve destek vereceğimi söyledim. Bu proje sayesinde Özlem’le görüşmeye başladık. 1 yıl sonra 30 Ağustos günü ben Özlem’e evlenme teklifi ettim.  29 Ekim 2011 tarihinde de Dünya evine girdik. 2013 yılında Mustafa adında yakışıklı oğlum dünyaya geldi. Bu arada oğlumun isminin Mustafa Kemal olmasını ben istedim. Çünkü benim en büyük hayalimdi. İçimize, hücrelerimize işlemiş bir Atatürk sevgisini oğlumda yaşatalım istedim. Sağ olsun eşimde benim bu kararıma itiraz etmedi. Aksine oda bu ismi çok istedi. Mustafa Kemal şuanda bizim için çok büyük bir kaynaktır. Şükürler olsun ki böyle güzel bir aileye sahip olduğum için çok mutluyum.