31 Mart yerel seçimi öncesinde Bolu Belediyesi’nin farklı
birimlerine 97 işçi alınmıştı. 22 Nisan Pazartesi günü 97 işçinin iş akdine son
verilmişti. Yaşanan olayın sonrasında yaklaşık 20 işçi, bağlı bulundukları
sendika temsilcileriyle sabah saatlerinde belediye binası önüne gelerek eylem
yaptı.
İşçiler, Hizmet-İş Sendikası öncülüğünde düzenlenen
eylemde Başkan Özcan’ın seçimlerden önce dağıttığı, işçilerin yerlerinin keyfi olarak
değiştirilmeyeceğini beyan eden noter onaylı belgeyi göstererek tepkilerini
dile getirdiler ve Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın kararını geri almasını
istediler.
Topluluk adına basın açıklaması yapan Hizmet- iş
Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Halil Özdemir şunları kaydetti: “31 Mart
seçimleri sonrası CHP’ye geçen Bolu Belediyesi’nde, üyemiz emekçilere yönelik
baskılar artarak devam etmektedir. Daha mazbatanın verilmediği günlerde
başlayan baskılar, artık tahammül boyutunu aşmış bulunmaktadır. 1 Nisan’da
dolaylı baskılarla başlayan emek düşmanlığı, yıllardır “büro personeli” ve
“zabıta” olarak çalışan emekçilerin park ve bahçelerde görevlendirilmesiyle
devam etmiş, biri engelli 127 arkadaşımızın iş akitlerinin feshedilmesiyle
sürdürülmektedir. 250’yi aşkın çocuk, 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı buruk yaşadı.
Çünkü anne ve babaları işten atıldılar. Bir arkadaşımız işini kaybetmenin
acısıyla, 2 çocuğunu ve eşini geride bırakarak canına kıymaya kalktı. Daha kaç
emekçi işten atılacak, kaç kişi daha canına kıymaya kalkacak, bilmiyoruz. Ama
görünen bir gerçek var ki; Bolu’da çok ailenin yuvası dağılacak.
“SİZE OY VERENLERİ
MAHCUP ETMEYİN”
18 Nisan’da biz, Belediye Başkanı Tanju Özcan’ı
uyarmıştık. İşyeri barışını dinamitlemeyin, huzuru bozmayın, emekçilerin onuru
ve ekmeğiyle oynamayın, size oy verenleri mahcup ve pişman etmeyin, demiştik. Ama
nafileymiş. Sayın Özcan, seçim öncesi, “Belediyede çalışan işçileri işten çıkarmayacağınızı
ve keyfi olarak yer değiştirme yapmayacağınızı” Noter huzurunda taahhüt
ettiniz? Taahhüt belgesi burada, siz neredesiniz? Bilesiniz ki mazbata bu
belgeyi yok saymaz, toplum unutmaz. Kur’an-ı Kerim’e el basarak göreve
başladınız. Sözünüzü unuttunuz mu? Şimdi herkes, sizin emriniz altında
çalışanlara yaptığınız zulümden bahsediyor.
“ŞEHR-İ EMİN
OLARAK GÖRMEK İSTİYORUZ”
Sayın Özcan, özrünüz kabahatinizden daha büyük. Belediye
bütçesini gerekçe göstererek, işçilere zulmetmek akıl karı değil. Burada sizden
önce belediye başkanları da vardı. Hem hizmet üretiliyor hem de ücretler tıkır
tıkır ödeniyordu. Kimin bütçesini kimden kaçırıyorsunuz? İnsanları işten
atarak, ekmeğiyle oynayarak tasarruf edilmez. Başkan Özcan’a bulunduğu konumu
hatırlatmak istiyoruz: Belediye başkanı şehreminidir. Yani şehrin emanet
edildiği kişidir. Bolu’nun emanet edildiği şahsın, şehri 3 haftadır zulümle
idare ediyor olmasını anlamakta zorluk çekiyoruz. Sadece işçi statüsünde
çalışanlar değil, belediyede çalışan memurlar da tedirgin. Kimse yarınından
emin değil. Belediyenin bütün çalışanları, yarın ne tür bir zulümle
karşılaşabilecekleri düşüncesi içerisindeler. Bundan sonra ücretlerini alıp
alamayacaklarının tedirginliği içindeler. Bugün bu zulme dur demezsek, yarın
burası kaotik bir şehre dönüşecek. Sizi, şehr-i emin olarak görmek istiyoruz.
“TEK ÇABAMIZ
ÇALIŞANLARIN HAKKINI KORUMAK”
Biz Hizmet-İş olarak, milletin verdiği oylarla seçilen
Belediye Başkanlarına saygı duyuyoruz. Belediye Başkanlarının da bizim saygı
duyacağımız şekilde davranmalarını istiyoruz. Bizim tek çabamız, çalışanların
hakkını ve hukukunu korumaktır. Bu yüzden emekçilere yönelik baskı ve zulme bir
an önce son verilmesini istiyoruz. Sayın başkan, gelin, iş barışını bozan
davranışlardan vazgeçin Emekçilerin kutsal alın teriyle oynamayın! Size, güvenmek
istiyoruz. Emeğin ve emekçinin yanında olmasını istiyoruz. Emekçinin alın teri
ve akıl teri kutsaldır; zulmetmemesini istiyoruz. Baskı ve zulümle abad
olunmaz.
“EYLEMİMİZ SON
UYARIMIZDIR”
Eylemimiz, Sayın Belediye Başkanı Tanju Özcan’a son
uyarımızdır. Eğer ki, kendisi sözünde durmasa da biz duracağız. HİZMET-İŞ
Sendikası olarak, emek ve ekmek kavgası için burada bir oturma eylemi
başlattık. Üyelerimizin yanında yerimizi aldık ve arkadaşlarımıza haklı
eylemlerinde destek olmak için buradayız. Emekçi kardeşlerimizin hakkını
yedirmemek için sonuna kadar mücadele edeceğiz. Dimdik duracağız.
“HİÇBİR ÜYEMİZ
ENDİŞE ETMESİN”
Belediye başkanları gelip geçicidir. Belediyelerin asıl
sahibi işçilerdir, emekçilerdir. Her kim olursa olsun, kimsenin kimseyi ekmek
teknesinden uzaklaştırmasına müsaade etmeyeceğiz. Üyemiz işçilerin
sendikamızdan istifa ettirilerek bir kısmının DİSK’e bağlı Genel-İş
Sendikası’na, bir kısmının da Türk-İş’e bağlı Belediye-İş sendikasına zorla üye
yapıldığını görüyor ve uyarıyoruz. Ne üyemiz işçileri ne de sendikamızı tasfiye
ettirmeyeceğiz. Hiçbir üyemiz endişe etmesin!
“ÜYELERİMİZİN
HAKLARI HİZMET-İŞ GÜVENCESİ ALTINDADIR”
HİZMET-İŞ Sendikasının en yetkili kişileri olarak biz
buradayız. Savcılığa suç duyurusuna bulunacak, üyelerimizle birlikte her türlü
yasal girişim ve eylemi yerine getirmekten çekinmeyeceğiz. 3 haftadır zulme
karşı bizlerle birlikte ve bizimle birlikte yürüyecek olan bütün
arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Üyelerimizin hakları HİZMET-İŞ güvencesi
altındadır. Başlattığımız eylemimizi üyelerimiz işine dönene değin, bu zulüm
son bulana kadar sürdüreceğimizi deklare ediyoruz.”
“KENDİ
İMKÂNLARIMLA GELDİM”
Hizmet-İş Genel Başkan Yardımcısı Halil Özdemir’in
yaptığı açıklama sonrasında Nermin Alkış isimli işçi, Belediye-İş
Sendikası’nın, çalışanlara baskı yaptığı iddia ederek; “Belediye-İş Sendikası Başkanı Sinan Ay “Bize
geçeceksiniz” dedi .“Geçmeyeceğiz” dedik. O da
“2020’de sizin sendikanız bitiyor, o zaman almam” dedi. Ben de, “Size güvenmiyorum” Sinan Bey. Gelip
bizzat kendi de konuşabilir. Benim oğlum Sinan Bey yüzünden 4 yıl işsiz kaldı.
Belediye-İş Sendikası’na üye olmuştu, işten atıldı ve o zaman da 120 kişilerdi.
Hala çocuk daha kendine gelemedi. O da belediye personeliydi. Onu attıkları
için beni zaten kabul etmedi. En son ben kendi imkânlarımla geldim. Benim de
işime son verdiler” ifadelerini kullandı.
İşçiler açıklamanın ardından belediye binası önünde
oturma eylemine başladı.