Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

Yüksel Ceylan 12 Kasım Depremini Anlattı

Yüksel Ceylan 12 Kasım Depremini Anlattı
12 Kasım 1999 Depreminde Bolu Belediye Başkanlığı görevinde bulunan Yüksel Ceylan, 12 Kasım depreminde yaşananları bir bir anlattı. Çok zor zamanlar geçirdiklerini belirten Ceylan, “Şehirde binaların %46’sı depremden etkilendi. Tabi zor bir süreçti, çok zor şartlar altında 1,5 yıl gibi kısa bir sürede Bolu’yu toparladık” ifadelerini kullandı.

12 Kasım 1999’da Düzce merkezli 7,2 büyüklüğünde meydana gelen depremde ilimizde 48 vatandaşımız hayatını kaybederken, 353 vatandaşımız da yaralanmıştı. 21 yıl önce meydana gelen felaketin izleri hala hafızalarımızdan silinmezken, dönemin Bolu Belediye Başkanı Yüksel Ceylan, depremde Bolu’da yaşananları bir bir anlattı. 


“ZOR BİR SÜREÇTİ ÇOK ZOR”

Zor şartlar altında 1,5 yıl içerisinde Bolu’yu toparladıklarını belirten dönemin Bolu Belediye Başkanı Yüksel Ceylan, “1999 yılında yapılan seçimlerde, 18 Nisan’da seçim yapıldı. Ben görevi 22 Nisan’da devraldım. 22 Nisan’dan 4 ay sonra 17 Ağustos depremi oldu. Düzce’de Bolu’ya bağlı bir ilçeydi o zaman tabi. Düzce’de hasarlar oldu, Bolu’da da depremden etkilendi ama herhangibir hasar oluşmamıştı. Daha sonra 3 ay sonra 12 Kasım depremini yaşadık. Bolu’da da baya bir hasar oldu. Şehirde binaların %46’sı depremden etkilendi. Tabi zor bir süreçti. Çok zor şartlar altında 1,5 yıl gibi kısa sürede Bolu’yu toparladık. Önce çadır kentleri kurduk daha sonra prefabrik konutlarını ardından kalıcı konutları yaptık. 1,5 yıl içerisinde hak sahiplerini konutlarına oturturduk.  Tabi bu süreçte gerek hükümetin gerekse Bolulu vatandaşlarımızın dayanışması içinde diğer deprem bölgelerine göre daha kısa sürede yaraları sardık. Ve Bolu’da depremin izlerini bırakmadık.  O yanı ile de ben o zamanki bayındırlık bakanını, başbakanını, başkan yardımcılarına teşekkür ediyorum. Bolulu hemşerilerime teşekkür ediyorum. Allah bir daha böyle bir deprem felaketi Bolu’muza yaşatmasın” dedi. 


“KOLON DÖNMEYE BAŞLADI; ADETA DANS ETTİ” 

Depreme yakalandığı anı anlatan Ceylan, “Ben Belediyede makam odasındayken yakalandım depreme. Böyle bir deprem olacağı hissi vardı bizde. 17 Ağustos depreminden dolayı ondan etkilenmiştik. İlk sallanmaya başlayınca makam masasının yanında kolon vardı onu tuttum.  Özel kalemimde Yücel vardı. O’da geldi ikimiz kolonu tutuk. Kolon dönmeye başladı. Adeta dans etti. Dönmeye başlayınca bende korktum. Niye ben burayı tuttum diye. Keşke masanın altına girseydim dedim. O arada makam şoförüm de yukarıya çıkıyormuş sesleniyor bana bağırıyor. Yalnız sesi çok derinden geliyor bende dedim her halde koridor falan yıkıldı. Sonra geldi şoför. O arada masanın üzerinden ben nasıl bulduysam çakmağımı aldım. Böyle çağmağı yakarak ışığı ile aşağıya indik. Aşağı inince ben korktum.  Her taraf toz duman, insanlar bağırıyor, trafik sıkışmış. Oradan çıktık ben Köroğlu sitesinde oturuyordum evin oradan doğru geçtik. Komşulara sorduk bizim çocukları; oğlan aldı gitti dediler. Ondan sonra itfaiyenin oraya gittik. Tabi sık sık artçı depremler oluyor.  O arada da çok yangın oluştu. Kıştı zaten. Yangın ihbarları geliyor onlara yönlendiriyoruz. Çok şükür o yangınlardan her hangi bir kayıp vermeden kurtulduk.  Gece Valiliğe gittim. O zaman Sağlık Meslek Lisesinin oradaydı valilik.  Orada kriz masası oluşturulmuş orada çalışmaya başladık.  O ara Bolu’yu dolaştım, yıkılan binalarda kurtarma çalışmalarına katıldık” ifadelerini kullandı. 


“HAKİKATTEN ZOR BİR SÜREÇ”

Depremden sonra tarifsiz bir psikoloji içerisinde olduğunu belirten Ceylan, “O an insanda hem acı oluyor, hem korku oluyor hepsini yaşıyorsunuz. Onu tarif edemem yalnız şöyle söyleyeyim o gün ben bayındırlık bakanlığından gelen bir sürü insan ile görüşmüştüm. Daha sonra iller bankasına gittim, Afet işlerini gittim kapıdan girerken bana herkes başkanım hoş geldin diyor. Ben ama adamları tanımıyorum.  Dedim ben buraya gelmedim siz beni nereden tanıyorsunuz. Biri dedi sabah görüştük biri dedi öğlen şurada görüştük. Düşünüyorum hatırlamıyorum. Psikolojimi şöyle anlatayım; Öyle bir psikolojiye girmişim ki o gün depremin ilk bir haftasında görüştüğümün insanları hatırlamıyorum. Hakikatten zor bir süreç” ifadelerini kullandı. 


“HAMİLE KADININ KOLUNU KESEREK ÇIKARDILAR”  

Depremde unutamadığı anları anlatan dönemin belediye başkanı Yüksel Ceylan, “Yeni sokak var Karamanlı Mahallesinde. Orada kapının girişinde altında kahvehane varmıştı. Kahveden kaçarlarken benim bir tane akrabam var protez ayağı var. Ayağı dönmüş çıkarken o yere düşünce arkadan gelenlerde onun üstüne düşmüş ve bina onların üstüne çökmüş. Ama onları oradan sağ salim çıkardık. Yine o aynı binada polis ekiplerinin terörle mücadelede kullandıkları araç var içinde her şey var. O bina da hamile bir bayan kaldı. O bayanı tünel açarak oradan çıkardılar. Yalnız tabi kolu kolonun altında kalmış. Eğer o kolonu kımıldatırlarsa bina tamamen üzerine çökebilir. Kadının kolunu kestiler orada operasyonu yaptılar ve çıkardılar orada. O kadın çocuğunu doğurdu bize de getirmişti o zaman. Uğur Mumcu parkını geçtikten sonra bir bina yıkılmıştı orada sıkıntılar olmuştu.  Karamanlıda Yıldız blokları vardı orada yıkılmamış bir binanın balkonunda adam kalmış felçli. Dediler ki bunu indirelim adam balkonda, bizimde şnorkel var. İtfaiye dedim. İtfaiye amiri ‘biz bunu kullanamayız’ dedi. Bende ne demek kullanamam adam kalmış kullanacaksın dedim. Adamı bindirdik. İndirdik bina yıkıldı. Adamı kurtardık”  ifadelerine yer verdi. 


“DÜZCE BOLU’DAN KÖTÜYDÜ”

12 Kasım 1999 depreminde Bolu’ya bağlı olan Düzce’nin Bolu’dan daha kötü bir halede olduğunu belirten Ceylan,  “Depremde ben oransal olarak bir baktım Bolu’daki binaların %46’sı hasar almıştı. Aştık o süreçleri zor bir süreçti. O zaman Düzce Bolu’ya bağlıydı Düzce’ye gittim. Düzce Bolu’dan kötüydü, tabi iki defa deprem yaşayınca yerle bir olmuştu. Çok kötüydü” dedi. 


“ANA FAY KIRILSA DAHA KÖTÜ BİR ŞEY OLABİLİRDİ”

Yaşanan depremde . Ana tali fayın kırıldığını ve o yüzden Bolu’da daha az hasar olduğunu ana fay kırılsaydı daha fazla hasarların oluşabileceğini belirten dönemin belediye başkanı Ceylan, “Bu depremde kırılan fay ana fay değildi. Tali bir faydı. O; tünelden gelip Bahçelievler, Konuralp Caddesi ve oradan Sağlık Mahallesine geçen tali fay. Bu tali fay kırıldığı için böyle bir şey oldu. Yukarıdan dağın eteklerinden geçen bir fay daha var. O fay kırılmadı. Şimdi farkındaysanız Çömlekçiler köyü falan küçük küçük depremler oluyor. Oradaki ana faydan. Depremde Bolu Dağının faydası olmuş olabilir ama ben sonradan uzmanlarla konuştum. Tali fay kırıldığı için Bolu’da bu kadar hasar az oldu. Yoksa ana fay kırılsa daha kötü bir şey olabilirdi” ifadelerini kullandı. 


“İZZET BAYSAL CADDESİNDEN GEÇERKEN BEN AĞLARDIM”

Depremde yönetici olarak daima dik durmak gerektiğini belirten Ceylan, “İnsanların yanında soğukkanlı duruyorsunuz. Ama kendi başınıza kaldığınız zaman üzülüyorsunuz. Deprem zamanı arabayla İzzet Baysal Caddesinden geçerken ben ağlardım. Üzülüyordum. Dik durmanız gerekiyor yönetici olarak, metanetli olmak gerekiyor. İnsanlara bu korkuyu veya işte çaresizliği aşılamamanız gerekiyor. Çare var diye gösteriyorsunuz. Zor bir süreç, belki içinizden öyle geçmiyor ama yönetici olarak öyle durmanız gerekiyor. Şöyle bir şeyde anlatayım; Depremde valiliğe gittim. Valinin yüzü yem yeşil. ‘Sayın Valim İyi misin?’ dedim. ‘Ne oldu iyiyim’ dedi. Bende ‘Suratınız yem yeşil olmuş’ dedim. ‘Sen kendi suratına baktın mı?’ dedi” ifadelerine yer verdi. 


“BARINMA SORUNU YAŞANDI BİRAZ AMA GIDA SORUNU YAŞANMADI”

Son olarak depremde yaşanan sıkıntılar hakkında bilgi veren dönemin Bolu Belediye Başkanı Yüksel Ceylan,“12 Kasım depreminde ilk zamanlar barınma sorunu yaşandı. Gıda sorunu yaşanmadı. Gıda ile ilgili Kızılay geldi, stadyumun oraya aşevi kurdu. İşte Ankara Büyük Şehir Belediyesi Melih Gökçek hemen ekmek gönderdi. Bizde fırınımızı çalıştırdık o dönem. Pek gıda ile ilgili sıkıntı yaşanmadı. Biraz çadır kentler falan kurulurken az barınma sıkıntısı yaşandı.  Biraz çadırlar geç geldi ama Komando Tugay’ının burada olması burada avantaj. Askerler çadırın alt yapısını hazırladığı zaman bin çadırı bir günde kuruyor. Onlar biliyordu sistemini. Ama ilk akşam Kızılay’ın yazlık çadırlarını dağıttık. İçi görünüyordu. Ama bir müddet kaldılar. Biz hemen belediye olarak oralara tuvaletler yaptık su getirdik.  Sonra çadır kentler kurulunca rahat ettiler” ifadelerini kullandı.

Haber: Melih Mermer