Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

Özgecan'nın adı Bolu'da ölümsüzleşti

Özgecan'nın adı Bolu'da ölümsüzleşti
CHP Kadın Kolları, kadına yönelik şiddetle mücadele için hayata geçirdikleri, “Yaşam Hak Projesi” kapsamında, Bolu Belediyesi tarafından katledilen kadınların isimlerinin verildiği caddeleri ziyaret etti. Ardından 2015 yılında katledilen Özgecan Aslan’ın isminin verildiği caddenin açılışı yapıldı.
CHP Kadın Kolları’nın kadına yönelik şiddetle mücadele etmek için ilk olarak Eskişehir ziyaretiyle başlayan Yaşam Hak Projesi’nin ikinci durağı Bolu oldu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka ve beraberindeki kadın kolları üyeleri, ilk olarak Bolu Belediyesi’ni ziyaret etti.

Daha sonra Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, CHP Bolu Kadın Kolları Başkanı Zuhal Işın Toker ve kadın kollarının da eşlik ettiği heyet tarafından, Özgecan Aslan, Münevver Karabulut ile Emine Bulut’un isimlerinin verildiği caddeler ziyaret edildi.

11 Şubat 2015’te tecavüz girişimine direndiği için bir minibüste öldürülen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın Yaşamkent Mahallesi’nde isminin verildiği caddenin açılışı yapılarak bir program gerçekleştirildi.

“GELECEKTE ÖNEMLİ BİR CADDE OLACAK”

Programda konuşan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Özgecan Aslan’ın isminin verildiği caddenin ileride önemli bir cadde haline geleceğine işaret ederek, “Biz, kadına karşı şiddetle ilgili duyarlılığımızı gösterme adına; katledilen 3 kadın kardeşimiz ile ilgili cadde isimlerimizi vermiştik. Bolu’nun yeni gelişim alanı içerisinde bulunan ve gelecekte Bolu nüfusunun çoğunluğunun taşınacağı önemli bir caddemizin adını Özgecan Aslan koyduk. Devamında, Münevver Karabulut ve Emine Bulut caddelerini göreceğiz. Sembolik olarak bugün, Özgecan Aslan Caddesi’nin açılışını yapacağız” diye konuştu.

Başkan Özcan’ın ardından CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, ilk olarak Eskişehir ile başladıkları “Yaşam Hak Projesi”ne ilişkin bilgiler vererek, “Bugünkü etkinliği çok önemsiyoruz. Çok anlamlı buluyoruz. Dün de yine Eskişehir’de katledilmiş olan kız kardeşlerimizin adını yaşatan yaşamak ormanımızı açılışını yaptık. Ve orada kız kardeşlerimizin ağaçlar, fidanlar diktik. Bugünde gene kız kardeşlerimizin adına cadde ve sokak isimlerini veren belediye başkanımıza ve bu teklifte onay veren belediye meclis üyelerimize bu süreçte emeği geçen herkese teşekkür ederim” diye konuştu.

“ADALET HAK ETTİĞİ CEZAYI VERDİ”

Katledilen kadınlar; Münevver Karabulut, Özgecan Aslan ve Emine Bulut’u örnek veren Nazlıaka, daha fazla kadının katledilmemesi için 81 ili gezerek farkındalık oluşturmayı amaçladıklarını dile getirerek, “Bildiğiniz gibi Münevver Karabulut 2009 yılında henüz lise öğrencisi iken hunharca katledilmişti. O yaşamını kaybettiğinde ülkeyi yönetenler, ‘kızını serbest bırakırsan ya davulcuya ya da zurnacıya gider’ demişti. Adeta Münevver Karabulut’un ölümü hak ettiği ifade edilmişti. Çünkü verdikleri her mesajda kadınları ve bu ülkede yaşayan halkı tetkikleştirmeye çalışıyorlardı. Kadınların ne giyeceğini, ne içeceğini, kaç çocuk doğuracağını o çocukları nasıl dünyaya getireceklerini üzerine dayatmaya çalıştırıyorlar. Biz o gün de Münevver kardeşimizin arkasında durmuştuk. Ailesine yine sahip çıkmıştık. Ve bu kız kardeşimizin haklarını savunmuştuk. Ne yazık ki katil güçlü bir aileden geldiği için ve zaman zaman Türkiye’de hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukuku olduğu için önce tutuksuz yargılandı ancak daha sonra adalet ona hak ettiği cezayı verdi. Bugünde o günde basına bir talebimiz olmuştu. Demiştik ki kadın cinayetleri detaylarını açıklamayın. Çünkü bu detayları bilmek bazı potansiyel katilleri, tecavüzcüleri de cesaretlendiriyor. Onlara yol haritası çiziyor. Ve o günden bugüne kadar basınımızın bu yönde çok daha hassasiyet gösterdiğini görüyorum. Ve bu nedenle de bu duyarlılığı gösteren tüm basın mensuplarına ayrıca teşekkür ederim.

“RESMİ BELGELERE GÖRE 7 BİN 500 KIZ KARDEŞİMİZ KATLEDİLDİ”

Münevver Karabulut’un katledilmesin sonra ne yazık ki kadına yönelik cinayet hiç son bulmadı. AKP iktidarı döneminde 7 bin 500 kız kardeşimiz bu sadece resmi belgelere göre katledildi. Birde resmi olmayan veriler var. Ve şüpheli ölümler var. Özgecan aslan oda bir üniversite öğrencisiydi geleceğe dair umutları hayalleri vardı. Bir gün bir minibüse binde hayatında hiç tanımadığı, hiç görmediği, hiç konuşmadığı bir kişi tarafından katledildi. Özgecan’ın tecavüze karşı direnmesi sonrasında ne yazık ki yanmış bedeni bulundu. Bugün o günün külleri halen hepimizin genzimi yakıyor. Hepimizin nefes almasını zorlaştırıyor. Ve biz hiçbir zaman bir kadın daha katledilmesin diye, hiçbir kadın en temel hakkı olan yaşamak hakkından mahrum kalmasın diye cumhuriyet halk partisi kadın kolları olarak yollara düştük. Bu ilk yolculuğumuzda yanımızda Genel Başkan Yardımcımız Gökçe Gökçen de bizlere eşlik ediyor.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ONAYLANSAYDI BUGÜN HAYATTA OLACAKLARDI”

Başka bir sokak ismi verilen bir kardeşimizden de sizlere bahsetmek istiyorum. O da Emine Bulut. Hepiniz onun ölmek istemiyorum çığlıklarını hatırlıyorsunuzdur. Halen onun o çığlıkları ve 10 yaşındaki evladını  “anne” diye bağırışı hepimizin kulaklarında çınlıyor. Eğer İstanbul sözleşmesi onaylansaydı bugün bu 3 kız kardeşim hayatta olacaktı. Çünkü emine bulut katledilmeden henüz 4 saat önce karakoldaydı ve ifade verip şikâyette bulunmuştu. Ama ne yazık ki gereğini yapmayan karakoldaki görevliler hakkında bile en ufak bir işlem yapılmadı” şeklinde konuştu.

“MEVCUT İKTİDAR GERİYE GERİYE YÜRÜMEYE DEVAM EDİYOR”

Aylin Nazlıaka, kadın-erkek eşitliği ve kadınların özgürlüğü açısından İstanbul Sözleşmesi’nin önemli olduğuna değinerek, “İşte bizler hep ileriye giderken, “siyasi partiler yasasındaki değişiklik yapılsın, kadın temsili eşitlensin” derken, Bolu Belediyesi kendisine vizyon olsun diye kadın çalışan sayısını eşitlemeyi hedef koymuşken, kadını özgürleştirecek olan projeye imza atarken, mevcut iktidar hep geriye geriye yürümeye devam ediyor. Oysaki 2011 yılında İstanbul sözleşmesi imzalandığında da 2014 yılında genel kurulda onaylandığında da milletvekili olduğum için çok mutlu olmuştum. Ve tüm partiler de destek olmuştu bu sözleşmeye. Ama bugün ne yazık ki bu sözleşmeyi tartışmaya açan bir iktidarla karşı karşıyayız. İşte bizim mücadelemiz bundan sonra hiçbir kız kardeşimizin kirpiği yere düşmesin diyedir. Bizim mücadelemiz bundan sonra hiçbir kız kardeşimizin feryadı havaya asıl kalmaması diyedir. Bizim mücadelemiz toplumsal cinsiyet eşitliğini var edeceğimiz ve bu mücadeleyi kadın erkek hep bir arada vereceğimiz aydınlık, özgür, laik günler içindir” sözlerine yer verdi.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİZLERE ÇOK NET BİR YOL HARİTASI ÇİZİYORDU”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen ise İstanbul Sözleşmesi’nin artan kadın cinayetlerinin durması noktasında en önemli yol haritası olduğunu söyleyerek, “Geçtiğimiz günlerde bir duruşmada duyduğum sözü hatırlatarak başlamak isterim. Anayasal haklarını kullanarak tamamen barışçıl bir şekilde düşüncelerini ifade ettikleri için yargılanan öğrencilerden birisi; “Ben iki aydır ev hapsindeyim, bileğimde elektronik kelepçe var. Ben bu kelepçeye baktığım zaman elektronik kelepçilerin Türkiye’ye nasıl getirildiğini hatırlıyorum.  Türkiye’ye elektronik kelepçeler getirilirken denmişti ki bizlere; “Kadına yönelik şiddette kullanılacak, kadına yönelik şiddet meydana geldiği zaman ya da gelme tehlikesi olduğu zaman, faile uygulanacak. Böylelikle kadına yönelik şiddetle topyekûn mücadele edeceğiz demişlerdi. Ben bakıyorum kadın katillerine hiçbir şekilde elektronik kelepçe uygulaması yok ve benim bileğimde bir elektronik kelepçe var” dedi. Şimdi oraya bakıyorum, bir de bugüne kadar meydana gelen kadın cinayetlerine bakıyorum. Özellikle son yıllarda gittikçe artan kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, “Nasıl çözülür?” diye sorduğumuzda, İstanbul Sözleşmesi aslında bizlere çok net bir yol haritası çiziyordu. Ne diyordu İstanbul sözleşmesi? “Kadına yönelik şiddeti önle. Kadını koru. Eğer bir şiddet gerçekleştiyse etkili bir şekilde soruştur. Faili cezalandır ve bütüncül politikalarla toplumsal cinsiyet eşitliğini sağla” ifadelerini kullandı.

“ÖRNEK DAVRANIŞI İÇİN BELEDİYE BAŞKANIMIZA TEŞEKKÜR EDERİM”

Yaşam Hak Projesi’ne destek vermek için CHP Kadın Kolları’na eşlik ettiğinden söz eden Gökçen, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’a da teşekkür ederek, “Kadın kollarımız, 81 ilde kadına yönelik şiddete son demek için bir çalışma başlattı. “Yaşam Hak Otobüsü” ile yollara çıktı. Ankara’dan Eskişehir’e, Eskişehir’den de Bolu, ikinci durağımız. Bende ilk günlerde bu çalışmaya katılmak istedim. Çünkü yurdun her bir yerinde “Kadına yönelik şiddete son!” demek ve İstanbul Sözleşmesi “Bizimdir, yürürlüktedir!” demek çok kıymetli. Sadece kadınlar için kıymetli değil, yalınızca 42 milyon kadın için kıymetli değil, aynı zamanda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin oy birliği ile ortaya koymuş olduğu iradeye sahip çıkmak açısından da kıymetli. Bu nedenle ben hem kadın kollarımıza teşekkür ediyorum. Hem de bugün burada bulunma sebebimiz olarak katledilen kadınların ismini yaşatmak ve iktidarın ortaya koyduğu siyasi tercihin tam aksi yönde kadınların yanında, yaşam hakkının yanında durarak örnek bir davranış sergileyen, bu duyarlılığı arttırmak için, kadınlar için çalışmalar yapan Belediye Başkanımıza da teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Programda yapılan konuşmaların ardından Özgecan Aslan Caddesi’nin açılışı yapılarak, Özgecan Aslan’ın fotoğrafının da yer aldığı tabelaya karanfil bırakıldı.