Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

GEREDE DEPREMİNİN 76.YILI

GEREDE DEPREMİNİN 76.YILI
Bolu’nun ilçesinde meydana gelen ve literatüre “1944 Bolu-Gerede Depremi” olarak geçen depremde toplam 4 bin 270 kişi öldü. Deprem başta Bolu olmak üzere Çankırı, Zonguldak ve Ankara’da büyük hasara neden oldu.

Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Fatih Özçelik tarafından 2017 yılında yayımlanan ‘1944 Bolu-Gerede Depremi ve Sonuçları’ adlı araştırmasında depremin o dönem ki resmi kayıtları ve gazete arşivlerinden alınan bilgilerle, depremin bilinmeyenlerini gözler önüne seriyor.

1 Şubat 1944 tarihinde, sabah saat 06.23’de 7.4 şiddetinde meydana gelen deprem, başta Gerede olmak üzere, Bolu’nun bütün ilçelerinde, Ankara’nın bir bölümünde, Zonguldak ve Çankırı’da şiddetli bir biçimde hissedilmiştir.

Cumhuriyet döneminin en şiddetli ve en yıkıcı depremlerinden biri 1 Şubat 1944 günü meydana geldi. 7.4 şiddetinde ki bu depremin merkez üssü Bolu’nun Gerede ilçesiydi. Deprem sabah 06:23’te meydana geldi. Yurdun geniş bir kısmında hissedildi. Deprem, Abant’tan Ilgaz’a kadar 200 km uzunluğunda ve 25 km genişliğinde bir alan içerisinde gerçekleşti. Büyük can kaybı ve ağır yapı hasarı bu alan içerisinde gerçekleşti. Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre de aynı gün akşam saatlerine kadar 22 irili ufaklı artçı sarsıntı meydana geldi.

Deprem; Çanakkale, Dikili, Kula, Simav, Yenişehir, Kayseri, Turhal, Sinop, Sivas, İzmir, Antalya, Terme, Şarkikaraağaç, Gümüşhane ve Erzincan’da hafif hissedildi. Depremin şiddetli fakat diğer yerlere göre daha az zararlı geçtiği yerler Kastamonu, Çorum, Zonguldak, Amasya, Bursa, Kırşehir, Sivrihisar, Eskişehir ve İstanbul’dur. Depremde insan ve bina kayıplarının fazla olduğu yerler: Bolu, Gerede ve Düzce kazaları, Çankırı’nın Çerkeş, Zonguldak vilayetinin Safranbolu kazası. Deprem ülkemizin adeta dört bir yanında hissedilmişti.

Telgraf ve telefon hatlarının depremden zarar görmesi nedeniyle Gerede’de deki durum hakkında ilk etapta bilgi almak mümkün olamadı. Ayrıca depremin kış mevsiminde meydana gelmesi, yolların karla kaplı olması ve kar yağışının aralıksız sürmesi depremin etkilediği mıntıkalardan istenen bilgilerin geç gelmesine de sebep oluyordu. Hatta bazı köy yollarının aşırı kar yağışı dolayısı ile kapanmış olması köylerden uzun süre haber alınmasına da engel oldu. Yetkililerce Gerede ve köylerinde ev hasarının oldukça fazla olduğu, insan kaybının az olduğu düşünülmekteydi. İçişleri Bakanlığı’nın Başkanlığa gönderdiği bir yazıda deprem bölgesinden gelen ilk bilgilere göre Gerede’de 100 ölü, 200 yaralı vardı. İçişleri Bakanlığı depremi haber alır almaz Bolu Valisi’ne Gerede’ye gitmesi ve Vali’nin koordinasyonu oradan yapmasını istedi. Ancak yoğun kar yağışı Bolu Valisi’nin Gerede’ye ulaşmasını bir hayli geciktirdi. Adapazarı-Gerede yolu yoğun kar yağışı nedeni ile 3 gün kapalı kaldı. Bu durum İstanbul yönünden gelecek yardımların Gerede ve diğer deprem bölgelerine ulaşmasına engel oldu. Yolun açılmasını sağlamak ve depremzedelere yardım etmek amacıyla askerler kamyonlarla Gerede’ye yardıma gönderildi. Yolun açılmasıyla birlikte yardım malzemeleri Gerede’ye ulaşmaya başladı. Ayrıca Kızılay tarafından da bir hastane açılarak yaralıların tedavisine kısa sürede başlandı. İlk 24 saat içinde 200 yaralının tedavisi yapıldı. Yine Kızılay tarafından bölgeye ilk etapta 500 çadır ve çeşitli malzemeler gönderildi. Ankara’dan 2 sıhhi ekip daha görevlendirildi.

Deprem neticesinde ölen kişi sayısı her geçen gün artıyordu. 2 Şubat günü 310 olan ölü sayısı 5 Şubat itibariyle 514’e ulaştı. Gerede’de tüm binalar yıkılmış yalnız Cumhuriyet Halk Partisi binası sağlam kalmıştı. Bu binada hastane binası hâline getirildi. Ortancalar, Denizciler, Sediller, Kaliller, Çitliler köylerinde zaiyat ve yıkıntı diğer yerlere göre nispeten daha fazlaydı. Depremin üzerinden beş gün geçmiş olmasına rağmen hâlâ enkaz altında bulunan insanlar vardı. Tekkeköy halkından bir vatandaş Kızılay müfettişini bularak “Köyümüzün bütün halkı enkaz altındadır. Aman bizi kurtarın” diyerek yalvarmış ve ağlamıştır. Başmüfettiş de derhal 20 süvari ve bir sıhhiye ekibiyle Gerede’ye 6 saat mesafede bulunan köye hareket ederek enkaz altında kalanların çıkartılmasını sağlamıştır.

Gerede’ye 200 çadır gönderilmiş olmasına rağmen köylere çadır gönderilemedi. Köylerdeki felaketzedelere ve şehir merkezinde çadır verilemeyeceklere baraka yapılması gerekiyordu. Bundan dolayı Gerede’ye birkaç ton çivi gönderilmesi istendi. İstenilen çivi miktarı hakkında net bir bilgi söylenemiyordu. Çünkü bir kısım halk kendi enkazlarından çıkardıkları çivileri kullanıyordu. Ayrıca deprem nedeniyle memlekette çivi tedarikinde sıkıntılar da başladı. Devlet bu konuda türlü tedbirlere başvurdu. Bu durumdan istifade etmeye çalışan bazı fırsatçılar ellerindeki az miktardaki çivileri 285 kuruşa kadar sattıkları duyuldu. Filmaşin,29 tel ve çivi ihtiyacı bulunuyordu. Her ne kadar ülkede tedarik etmek istenilen kadar çivi üretebilecek yer olsa da filmaşin tel üretecek bir tesis bulunmuyordu. Bundan dolayı Amerika’dan 3 bin ton filmaşin tel alımı talep edildi.

8 Şubat itibariyle Gerede’de yavaş yavaş normal hayata dönülmeye başlandı. Çarşı açıldı ve geçici baraka inşasına başlandı. Çadır kurma işine de devam edildi. Gerede’de yıkılmamış evler dahi oturulamayacak bir hâlde bulunduğundan halk tamamen çadırlarda ya da yapılan barakalarda yaşamlarını sürdürmeye çalışıyordu. Köylerdeki ağır yaralılar da merkeze getiriliyor; ihtiyaç duyulursa da peyderpey İstanbul veya Ankara’ya sevkleri gerçekleştiriliyordu.

Bolu- Merkez

Depremde Gerede’den sonra en çok zarar gören yer Bolu oldu. Şehre elektrik veren direklerin sarsıntıda zarar görmesi nedeniyle elektrikler kesildi. Telgraf ve telefon hatları da zarar gördü ve kullanılamaz hâle geldi. Bu durum Bolu’dan uzunca müddet sağlıklı bir haber alınmasına engel oldu. Bu sebeple de İstanbul ve Ankara’ya depremin meydana getirdiği zarar hakkında birbirini tutmayan haberler gidiyordu. Kar yağışının yoğun bir şekilde sürmesinden ötürü de yollar kapalıydı. Ancak gün içerisinde büyük gayret sarf edilerek yolların açılması sağlandı ve yardım ekipleri öğleden sonra Bolu şehir merkezine ulaşabildi. Ancak Bolu’ya bağlı 197 köyün pek azından haber alınıyordu. Bolu’nun acil çadır, gaz ve yiyecek ihtiyacı vardı. Memleket hastanesi de sarsıntıda hasar aldı.

İlk belirlemelere göre Bolu şehir merkezinde 29 ölü vardı. Asıl kayıplar köylerdeydi. Haber alınabilen köylerden gelen bilgilere göre ölü sayısı 804’ü bulmuştu. Bu sayı zaman geçtikçe daha da arttı. 4 Şubat itibariyle Bolu vilayetinde ölü sayısı 1200’e ulaştı.

İçişleri Bakanı Bolu'ya geldi

İçişleri Bakanı Hilmi Uran 7 Şubat 1944 günü otomobille deprem bölgesine gelerek incelemelerde bulundu. Önce Gerede’ye sonrasında Bolu’ya giderek geceyi burada geçirdi. Aynı gün depremin verdiği zararla ilgili Başbakanlığa kendi izlenimlerinin bulunduğu bir yazı gönderdi. İçişleri Bakanı’nın gönderdiği yazıda şunlar yazılıydı:

  1. Bolu’da mevcut 1951 evden 150’si tamamen yıkılmış ve 900’ü de içinde oturulmayacak hâlde hasara uğramıştır. Merkez kazasının 197 köyünden şimdiye kadar %70 evin tamamıyla ve %30 evinde tamamen harap olduğu tespit edilmiştir. Kasaba da 29 ölü ve 12 yaralı vardır. Yaralılar tamamıyla tedavi altındadır. Köylerde şimdiye kadar 1458 ölü ve 705 ağır yaralı tespit edilmiştir. Köylerdeki ağır yaralıların merkezi celbi için dün tertibat alınmıştır. Buralardan da bir kısım ağır yaralılar bugün doğruca İstanbul›a sevk edilmektedir. İlaç ihtiyacı yoktur.
  2. Hastanenin içinde barınılamayacağının anlaşılması üzerine hastaları çadıra almak zarureti hâsıl olmuş ve çadırlar kurulmuştur. Sıhhi ekipler ancak köyleri taramak için iaşe durumu iyidir ve birkaç fırın çalışmaktadır.
  3. Elektrik tesisatı haraptır ve gaz sarsıntısı devamlı olduğundan halk baraka yapma gayretinde dünkü şiddetli fırtınadan sonra sabaha kadar sürekli yağmur yağmıştır.
  4. Çarşı açtırılmaktadır. Resmi dairenin esaslıca barakalara yerleşmesinde zaruret vardır. Bunu ya Erzincan’da olduğu gibi Kızılay’ın veya Adapazarı’nda olduğu gibi Nafia’nın yapmasında fayda vardır. Memur aileleri ile halkın muhtaç kısmına küçük barakalar için kereste ve çivi yardımı yapılacaktır. Bu maksat için İnhisar vekâletinin kerestesi kullanılmaktadır. İhtiyaca göre kullanılması için vilayet emrine yeniden 20 000 lira gönderilmesini lüzumlu bulurum.
  5. Burada resmi daire ve mektep gibi hiçbir bina iyi bir durumda değildir. Bugün Düzce’ye geçeceğimi arz ederim.

Resmi daireler zarar görmelerinden ötürü çalışamıyordu. Hükümet binası yıkılmış ve içinden hiçbir eşya alınamamıştı. Depremden sonra ilk ele alınan konulardan birisi de acil olarak idari ve adli işlerin işleyebilmesiydi. Bunun için ihtiyaca göre çeşitli boyutlarda baraka yaptırılma kararı alındı.

Bolu’dan İstanbul’a kamyonlarla ağır yaralı 16 vatandaş gönderildi. Yaralılar araba vapuru ile kamyonlardan hiç indirilmeden doğruca Cerrahpaşa ile Haseki hastanelerine götürüldü. Hariciye koğuşunda hazırlanan hususi yataklara yatırıldılar. Deprem felaketi üzerinden günler geçmiş olmasına rağmen haber alınamayan 100’e yakın köy vardı. Bolu’nun Çaydurt nahiyesine bağlı 24 köy de bunlar arasındaydı. Bu köylerden haber alınamaması, yetkililerde kaybın çok büyük olduğu endişesi uyandırıyordu. Hatta bu köylere yardım amacıyla gönderilen ekiplerden de haber alınamıyordu. Bu esnada 7 Şubat 1944 günü Bolu’da şiddetli bir fırtına meydana geldi. Bu fırtınada hasar gören bazı binalar yıkıldı.  Ayrıca depremin artçı şokları da belli aralıklarla devam ediyordu. Kandilli Rasathanesi 11 Şubat tarihinde saat 15’i 6 dakika 5 saniye geçe şiddetli bir deprem daha kaydetti. Bunun merkez üssü de son deprem bölgesiydi. Bu sarsıntı ilk büyük depremden sonra gelen sarsıntıların en kuvvetlisiydi.

Bolu’da çok şiddetli bir şekilde hissedildi. Bu deprem sonrasında sarsıntılar aralıklarla devam etti. 12 Şubat günü sabah saat 07.15’te birbirini takip eden 3’er saniyelik şiddetli sarsıntılar oldu. Bunun sonucunda önceden hasar görmüş binaların bir kısmı daha yıkıldı.

Deprem nedeniyle Bolu’daki birçok fırın yıkılmış veya ağır hasar almıştı. Bundan dolayı şehirde ekmek sıkıntısı yaşanıyordu. Kızılay halkın ekmek ihtiyacı sıkıntısını ortadan kaldırmak için Bolu’ya 200 çuval un gönderdi. Ayrıca 8 kamyonla 200 çadır, 5 ton çivi, 150 gemici feneri, 4 sandık ilaç, sıhhi malzeme ile fazla miktarda tetanos serumu ve muhtelif giyim eşyası da gönderdi. Bunun yanında İzmit Kağıt Fabrikası da tomruk nakliye işlerini yapan kamyonlarını Bolu ve civarı felaketzedelerine yapılacak yardımlara tahsis etti.

Bakanlar kurulu tarafından depremde zarar gören Bolu vilayeti halkının zaruri ihtiyaçlarını karşılamak üzere felaketzedelere T.C. Ziraat Bankası tarafından uzun vadeli kredi kullandırılması kararı verildi.

Kararın T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesi üzerine Genel Müdürlük, felaket mıntıkası içinde kalan banka müdürlüklerine gereken tebligatı yaptı. Tebligatta, depremden zarar gören Bolu vilayeti çiftçilerinin zirai ihtiyaçlarının karşılanması ve çift hayvanları telef olanların öngörülen kredi yardımlarından istifade ettirilmesi isteniyordu.

Depremden dolayı meydana gelen hasarı tetkik etmek ve yapılacak işlerin tanzimi için Bayındırlık Bakanlığı Yapı ve İmar İşleri Reisi ve Fen Heyeti 15 Şubat 1944 tarihinde Bolu’ya gelerek hasar tespitini yaptılar. Depremde yıkılan ve hasar gören binaların tamiratına acilen başlamak için 1944 yılı mali bütçesinden genel harcamalar için 20.000, Gerede’ye tahsis edilmek üzere 10.000, resmi binaların tamiri için 80.000, Bolu Hükümet konağının enkazını kaldırmak için 10.000 lira olmak üzere toplamda 120.000 lira gönderildi. Nafia vekilliğinin 12/7/944 tarih ve yapı imar işleri deprem şubesi 7776/8319 sayılı yazısı ile de zarar gören okullar için 80.000 lira ayrıldı.

Depremin sayısal olarak bilançosu:

Bolu’da 2501 ölü, 1815 yaralı, 2212 yıkılan ev, 4284 ağır ve orta hasarlı ev;

Çankırı’da 1314 ölü, 381 yaralı, 4217 yıkılan ev, 2745 ağır ve orta hasarlı ev;

Zonguldak’ta 330 ölü, 371 yaralı, 1072 yıkılan ev, 640 ağır ve orta hasarlı ev;

Ankara’da 125 ölü, 158 yaralı, 1450 yıkılan ev, 2722 ağır ve orta hasarlı ev şeklindeydi.