Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

BÜYÜK ZAFERİN 97’İNCİ YILDÖNÜMÜ

BÜYÜK ZAFERİN 97’İNCİ YILDÖNÜMÜ
TESUD Bolu Şube Başkanı Em.P.Kd.Bnb. Kıbrıs Gazisi Ahmet Şerafettin Yamaner, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 97’inci yılı nedeniyle ilgili paylaşımda bulundu.

TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, 30 Ağustos Zaferi’nin kahraman askerlerimizin cesareti ve fedakarlığı sayesinde kazanıldığını vurgulayarak; “30 Ağustos 1922’de kazanılan bu zafer şanlı ordumuzun yazdığı destanlardan biridir” dedi.

Ahmet Şerafettin Yamaner; “30 Ağustos Zaferi; 1000 yıllık Türk yurdu Anadolu’yu istila etmek isteyen emperyalist güçlere karşı 19 Mayıs 1919 “Ya İstiklal Ya Ölüm” parolasıyla yola çıkan Mustafa Kemal’in ve ona yürekten bağlı ulusunun inanç ve azminin zaferidir” diyerek şunları kaydetti:

Meydan muharebesi denilince biz Türklerin aklına Sakarya ve Dumlupınar Meydan Muharebeleri gelir. Halk dilinde böyle kesin sonuçlu muharebelere ölüm kalım savaşı denir. Meydan muharebelerinin sonucunda bazen devletler ya batar veya devletler doğar. 97 yıl önce öldüler, bittiler denilen Türkler Anadolu’nun ortasında, bir yıl içinde iki büyük Meydan Muharebesi kazanarak bu günkü Cumhuriyet Devletini kurmuşlardır. Bu iki meydan muharebesi Türkler ve Yunanlılar arasında olmuştur. Yunanlılar her zaman bizim zayıf tarafımızı bularak fırsat kollamaktadır.

“ATATÜRK GİBİ DÜNYA LİDERİMİZİN SAYESİNDE VARLIĞIMIZ DEVAM ETMEKTEDİR”  

Bu gün ülkemizde hür olarak yaşıyorsak, minarelerimizde ezan seslerini duyuyorsak, Atatürk gibi dünya liderimizin sayesinde varlığımız devam etmektedir. Mustafa Kemal Paşanın taarruz planındaki ustalık Yunanlıları şaşkına çevirecek kadar mükemmeldir. Hatta İngilizler Yunan savunma mevzilerini inceleyip “Eğer Türkler bu mevzileri altı ayda yarabilirse, altı saatte yıkmış gibi övünebilirler.” demişlerdir. Bu zafer; Yüce Türk Ulusunun Hürriyet ve İstiklal uğrunda, Türk birlik ve beraberliğinin, Türk kudret ve kabiliyetinin neler yapmaya muktedir olduğunun göstergesi eşsiz bir zaferdir. Bu zaferle Emperyalist güçlerin işgalinden 3 yıl 3 ay sonra İzmir başta olmak üzere, Ege’nin tüm şehir ve kasabaları, köyleri düşman işgalinden kurtarılmıştır.

“KARA GÜNLERİ BİLMEYEN ÖZGÜRLÜĞÜN KIYMETİNİ BİLEMEZ”

Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa büyük Taarruzu başlatırken “15 gün sonra İzmir’de olacağız.” Demişti. Ordularımız 14 gün sonra hedefe ulaşmayı başardılar. Basın mensupları “Paşam 15 gün demiştiniz 14 günde temizlediniz.” Dediklerinde Gazi Paşa “Bu benim kabahatim değil Yunan ordusunun hatasıdır diye cevaplamıştır.

Afyon-İzmir karayolu 325 km’dir. Türk ordusu Piyadeleri, Süvarileri ile birlikte bu mesafeyi muharebe ederek kat etmişlerdir. Bu işin uzmanları muharebede 50 metrelik bir mesafeyi günlerce alamadıklarını ilerleyemediklerini belirtmektedir. Bunun sebebi; Türk Askerinin kurtarma aşkının yanında, o Askere Komuta eden başkomutanların büyüklüğünde aramak gerekir. Bu meydan muharebelerinin kazanılmasında verilen emekleri, akıtılan kanları ve alın terlerini yeni nesillere hiç yılmadan anlatmalıyız. Zira O kara günleri bilmeyen bir millet vatanın, devletin, bayrağın ve özgürlüğün kıymetini bilemez.

Büyük Taarruzda 02 Eylül 1922 günü Yunan Ordusu Başkomutanı Trikopis’in esir edildiğinde, yanında 2nci Kolordu Komutanı General Digenis, 4üncü Tüm Komutanı General Dimaras, 12inci Tüm Komutanı Alb. Kallidopulus, 13üncü Tüm Komutanı Alb. Kalpalis ve yardımcıları vardı. Türk Ordusu onbeş günde dörtyüzelli kilometre yol kat ederek 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’e giriş yaptı.

“HER ŞEYİ 30 AĞUSTOS ZAFERİNE BORÇLUYUZ”

Falih Rıfkı Atay şöyle diyor; “Nemiz varsa, eğer bağımsız bir devlet kurmuşsak hür vatandaşlar olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu batının pençesinden, vicdanımızı ve düşüncelerimizi doğunun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyorsak, bu topraklarda ana bağrının sıcaklığını duyuyorsak, nefes alıyorsak, hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferine borçluyuz.”

“BU ZAFER ŞANLI ORDUMUZUN YAZDIĞI DESTANLARDAN BİRİDİR””

Sakarya Meydan Muharebesiyle Türk milleti 1699 Karlofça Antlaşmasından beri ilk defa toprak kazanmaya başlıyordu Türk ordusu savunma durumundan Taarruz durumuna Sakarya Savaşı ile başlamış oluyordu. Atatürk yalnız bizim kurtarıcımız ve liderimiz olarak değil diğer devletlere de örnek olan bir devlet adamıdır.

Meydan muharebesi yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Milletlerin çarpışmasıdır. Mustafa Kemal’in halkına güven duyması, birleştiriciliği; halkın da ona kurtarıcı gözüyle bakması kurtuluş hızını artırmıştır. Bu savaşlar subaylar savaşı olarak da tarihe geçmiştir.30 Ağustos 1922’de kazanılan bu zafer şanlı ordumuzun yazdığı destanlardan biridir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan bu zafer Kahraman ordumuzun cesaret ve fedakarlığı sayesinde kazanılmıştır. Bu güzel vatanı canları ve kanları pahasına bizlere emanet eden başta en büyük komutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.