Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

BOLUSPOR KALESİ EMİN ELLERDE

BOLUSPOR KALESİ EMİN ELLERDE


Boluspor’un tecrübeli kalecisi Gökhan Değirmenci kulübün resmi yayın organı olan Boluspor dergisine açıklamalarda bulundu. Kariyeri ve takım hakkında bilgiler veren Gökhan Değirmenci “Hiçbir zaman hedefimi kaybetmedim hep mücadelemi hedefler içinde yaptım” derken Boluspor forması altında milli takıma seçilmek için mücadele ettiğini de söyledi. ‘Spor toto 1.lig den  İstanbulspor’dan Okan Koç’u aldılar, demek ki alınabiliyor’ diyen  Gökhan Değirmenci Milli Takımada mesaj gönderdi    

Boluspor’un tecrübeli file bekçisi Gökhan Değirmenci ile yapılan röportajdan satır başları şöyle:

BOLUSPOR KALESİ EMİN ELLERDE…

Futbola Altay altyapısında başlayan Gökhan, bu kulüpte uzun yıllar altyapıda oynadıktan sonra aynı kulüpte profesyonel olarak 3 yıl daha görev yaptı. Önce Kayserispor, Erciyesspor, daha sonra Göztepe derken Boluspor tarafından transfer edildi.

Kaleciliğe Altay altyapısında başladım. O sıralar spor okulu vardı, 9 yaşımdaydım. Aslında ilk Altay altyapısına forvet olarak girmiştim, bir gün kaleci gelmemişti, babam da futbolla çok ilgiliydi, her antrenmanı izlerdi rahmetli. O gün babam da antrenmana gelmemişti, ben de kaleci olmadığından o gün kaleye geçtim. Sonra baktım kalede rahatım, atlıyorum, zıplıyorum derken antrenman bitti. Eve akşam gittiğimde babama “bugün kaleye geçtim, kaleci yoktu, hoca da çok beğendi beni” dedim, aslında hoca bana bir şey dememişti. Babam da hiç itiraz etmedi, ne gerekiyor dedi. Eldiven, eşofman alt-üst deyince, tamam dedi. Ertesi gün kaleci olarak gittim antrenmana. Oradan da spor okulundan Altay altyapısına girdim. Bu şekilde kalecilik hayatım başlamış oldu.

İlk lisansım Altay’dan çıktı, bugüne geldiğimde de iyi ki böyle bir şey söylemişim babama ama beyaz bir yalan oldu bu. Babam aslında fazla kaleciliği sevmiyordu ama böyle bir gelişme karşısında itiraz etmemesi sayesinde belki de bugünlere geldim.

“BOLUSPOR TERCİHİM OLDU”

16 yaşımda Altay’da profesyonel oldum, 3 sene sonra Süper Lig’e Kayserispor’a gittim, belli dönem oynadım en nihayetinde Boluspor’a geldim. Boluspor beni isteyerek aldı, bir sene önce de Boluspor ile bir görüşmemiz olmuştu kısmet o zaman olmadı. Boluspor’un beni çok istemesi bir faktör oldu, çünkü ben Süper Lig’e gitmeyi istiyordum Gaziantepspor’dan sonra ama gelinen noktada beklemeden Boluspor’un teklifine evet dedim. Bu kulüple ilgili duyduklarımız, düzgün bir kulüp olduğu, hedefleri olduğu şeklindeydi, Başkanın çok dürüst ve sözünün eri olduğu, sporu çok sevdiği etken oldu. İyi ki de gelmişim.

“BOLUSPOR’DA AİLE ORTAMI VAR”

Diğer kulüplerden farklı olarak Boluspor yönetim olsun, personel olsun, ağabeylerimiz, ablalarımız, oyuncu grubu buraya gelince bir aile ortamının içinde buluyor kendini. Başka kulüplerde bu havayı bulamazsınız. Güzel bir ortamımız var, şehir küçük ancak çok güzel bir kent. Doğa ile iç içe. Abant, Gölcük, Narven çok güzel yerler. Evliyim 22 aylık bir kız çocuğumuz var, Nilsu adında. Ailemle Bolu’da çok mutluyuz. Eşim tesislere geliyor, Başkanımız selam veriyor, aynı şekilde yöneticilerimiz hal hatır soruyor. Bunlar bence çok önemli şeyler. Basit, normal olması gereken şeyler aslında ama Başkan seviyesinde birisinin aileme saygı göstermesi, gördüğünde selam vermesi çok güzel şeyler. Eşim mesela bana söylüyor, Başkan gördü, selam verdi diye. O da mutlu, ben de mutlu oluyorum tabii. İşte dediğim bu, aile ortamı bu. İnşallah ilk yarının ortalarından sonuna doğru yakaladığımız çıkışımızı ikinci yarı daha da fazla gösterirsek, bu mutluluğu daha da güzel yaşarız başarı olarak. En büyük temennim Süper Lig’e çıkmak. Boluspor formasıyla o lige çıkmak hedefimiz. Hem takım olarak, hem de şehir olarak yıllardır Boluspor Süper Lig’e çıkma mücadelesi veriyor. Biraz tarihini okudum, biraz uzun yıllar olmuş Süper Lig’e çıkamaması. İnşallah bu bizlere nasip olur. Bu açlık inşallah sezon sonunda taçlanır, bu başarı yakalandığında, tadı, hafızalarda kalması başka hiçbir yerde olamaz.

“KÖTÜ BAŞLADIK, İYİ GİDİYORUZ”

Kötü başlamıştık sezona ve kötü günler geçirdik. Başkanından aşçısına kadar herkes mutsuzdu. Başarı bir türlü gelmeyince güven de kaybı yaşanıyordu. Sonuçta sezon başında bir hedef konarak yapılanma yapılmıştı. Bizleri buraya boşu boşuna almamışlardır. Geçen sene play-off yaşamış bir kulüp çıtayı daha da artırarak transferler yapmıştı. Ancak nedense sezon başı bazı şeyler oturmadı. Yeni hoca değişimi, onun konuşmaları, oyuncularla bire bir ikili ilişkileri çok iyi, bir oyuncuya o öz güveni verdiğiniz an, desteği arkasında hissettiği an oyuncu daha farklı oluyor. Futbolcu olarak bizlerin kendi aramızda yaptığımız konuşmalar, bu işin şakası olmadığı, bizleri buralara boşuna getirmediklerini, artık bizlerin de bir şeyler yapması hususunda konuşmalar gerçekleştirdik. Kenetlendik diyebilirim. Başarılı olursak bundan herkesin faydalanacağını, başarısızlıkta ise hepimizin bundan zarar göreceği bilinciyle neticeler alınmaya başladı. Aslında ilk yarı arasına girmeye üzüldük, ancak takım olarak her şeyin farkına vardık. Neticesinde hedeflerimiz doğrultusunda sezon sonu Süper Lig’e çıkacağız.

“BAZEN OLMUYOR”

Fuat hocanın kurduğu bir takımız, ancak bazı hocaların bazı oyuncu gruplarına kendi de takımı kursa başarı gelmeyebiliyor, olmayabiliyor. Takım iyi çalışsa da başarı sonuçlarla ilgili. Maya tutmuyor yani. Sait hoca geldikten sonra ikili ilişkileri, değişik antrenman uygulamaları şimdilik takımda tutmuş görünüyor. Neşeli antrenmanlar yapıyoruz, hocayla iyi bir iletişim kuruldu oyuncular arasında. Herkes hocayı seviyor, oynayan, oynamayan, kimse kırılmıyor aksine forma yarışı var takımda. Kendimden örnek vermem gerekirse, Ben Göztepe’ye transfer oldum, orada olmadı, tutmadı, başka sebepler de vardı annemin rahatsızlığı derken olmadı.

“BİZ OLDUĞUMUZ SÜRECE TAKIM BAŞARIR”

Sözleşmem 2 yıl, inşallah bu sene Süper Lig’e çıkarız ve uzun yıllar Bolu’ya hizmet ederim. Takımımız oyuncu grubu olarak eksikliği yok. Kadromuz hem zengin, hem de kuvvetli. Genç kardeşlerimiz de yetenekliler. Baktığımızda kupada ve ligde 2 takım çıkarabiliyoruz. Bu bizim avantajımız ama bu bilinçle her maça ayrı konsantre olarak çıkmalıyız. Denizli maçında ben kalede kafayı yedim diyebilirim. Rakibe bakıyorum, bizim takıma bakıyorum, rahat yenmemiz gerek ancak sahaya bu bilinçle çıkıp takım oyunumuzu sergilersek yenemeyeceğimiz rakip yok bu ligde. Bencil değil biz olarak hareket etmeliyiz, her topun kıymeti var. Takım için oynandığında hepimiz kazanacağız, takım kazanacak, camia kazanacak. Çoğu maçta bunu başardık, her maça yaymalıyız bunu. Boluspor aslında bu lige fazla. Kalitemiz var, hepimiz “biz” oldukça bu sonuca yansıyacak inşallah. Son 7 maçta 5 galibiyet, 1 mağlubiyet, 1 beraberliğimiz var. 4 hafta üst üste gol yemedik, beni eşimi, eski hocalarım, spor adamları arıyor, bu ligde 4 maç gol yememek zor yani diyorlar. Maçlardan sonra karşılaşmalarımı izliyorum, özgüven ve konsantrem had safhada, bu da başarının bir parçasıdır herhalde.

“İYİ Kİ EVLENMİŞİM”

Ben 24 yaşımda evlendim, bir futbolcu için belki erken denilebilir ama iyi ki evlenmişim, gayet mutluyum, dünya tatlısı bir kız çocuğum var. Çocuğumu galip geldikten sonra o tribünden almak, kucağıma almak çok mutlu ediyor beni. Tarifsiz bir duygu bu. Ailen ve çocuğunla birlikte bu mutluluğu yaşamak muhteşem bir his. Aksi oldu diyelim, yenildin, maç sonunda eve gittin, çocuğunu görünce yine de her şeyi unutuyor, morali evladınla yakalıyorsun. Her şeyi unutuyorsun, o nedenle evlilik ve çocuk çok güzel bir şey bekar arkadaşlarıma tavsiye ederim. Ayrıca sporcunun düzgün bir aile yaşantısı olması, sahada göstereceği performansı da olumlu etkiliyor. Futbolcu olduğumuzdan kamplar, antrenmanlar ve deplasman maçları ailemizden biraz uzak kaldığımız anlar. Sonuçta eşim bunların hepsini bilerek evlendi benimle. Tabii ki zor oluyor ayrılıklar, ancak işimiz bu, severek yapıyoruz, ekmek paramızı buradan sağlıyoruz. Bunlar olmazsa olmaz. Fazla sıkıntı olmuyor. Benden önce futbolla bir ilgisi yokmuş eşimin, benden sonra şimdi yorumlar yapıyor, “şöyle olsa böyle olsaydı” diye. Ofsayt nasıl oluyor diye bazen ona soruyorum, hakaret kabul ediyor artık kendine bunu. Biliyor, ilgili yani, yorumları oluyor maçlardan sonra. Farklı bir düşüncem de var. Herkesin karakteri ve yapısı farklıdır. Kendini bilen, sorumluluğu olan bir kişi erken evlenmese de olur. Profesyonelce yaşayan, futbolu mesleği olarak gören, gece hayatlarına kaymayan, çevre arkadaş ve grubunu iyi insanlardan oluşturan bir insanın evlenmek için acele etmesine de gerek yoktur diye düşünüyorum.

“HEDEFLERİM SÜPER LİG VE MİLLİ TAKIM”

Birinci hedefim Boluspor’la Süper Lig’e çıkabilmek ve orada Boluspor formasını giymek. Çıktığımız zaman yaşayacağımız haz, kariyerimiz açısından da önemli. Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş gibi büyük takımlar Bolu’ya gelecekler. Şehir bir renk kazanacak, esnafından taraftarına ayrı duygular tadılacak. Uzun vadede büyük hedeflerim de var. Kaleci için genç bir yaşım var, Boluspor’daki performansımla A Milli Takım’a seçilebilirim inşallah. Eskiden daha zordu, mesela İstanbulspor’dan Okan Koç’u aldılar, demek ki alınabiliyor. Şansım var diyorum, neden olmasın?

“SABRİ VE CENGİZ ÇOK YETENEKLİLER”

İki tane takımımızda genç kalecimiz var altyapıdan gelen Sabri ve Cengiz. Yetenekliler, ben diğer takımlardayken de genç kaleciler çıkıyorlardı A takımlarına. Kıyaslama yaptığım zaman bu kardeşlerimiz gerçekten yetenekliler. Hem fiziki yapıları, hem de kaleci teknikleri olarak. İlerleyen süreçte şans bulduklarında Bolu’da, olmazsa başka takımlarda kiralık olaraktan, azmedip sabrederek mutlaka başarılı olacaklar. Çok saygılı ve iyi niyetli kardeşlerimiz. Sürekli fikir alışverişlerimiz oluyor. Boluspor için iki tane yetenekli kaleci yetiştiğini düşünüyorum.

 

Etiketler: