Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

ALT YAPIDAN A TAKIMA

ALT YAPIDAN A TAKIMA
Boluspor’un genç yıldızı aylık yayınlanan Boluspor dergisine açıklamalarda bulundu. İstanbul’da tarla ve sokak aralarında çok ufak yaşlarda futbolla tanışan Umut Meraş, ilk olarak Şehreminispor Kulübü sayesinde futbola resmi adımını atıyor. Umut’un a

“FUTBOLA KENDİMİ BİLDİM BİLELİ AŞIĞIM”

Cengiz Umut Meraş, ailenin tek çocuğuyum. Yaşım 21, 20 Aralık 1995 tarihinde dünyaya gelmişim İstanbul Eminönü’nde. Aslen Muğlalıyız, ben İstanbul doğumluyum ve lise mezunuyum. Futbola kendimi bildim bileli aşığım, çocukluğumda tek oyuncağım futbol topuydu. Genelde futbol topu patlatır, yenisini aldırırdım, başka oyuncaklarla, arabalarla filan oynadığımı hatırlamıyorum. Çocukluğumda İstanbul’da bu kadar bina yoktu, sokak aralarında ve tarlalarda hep top oynardık. İki tane taş bulduk mu, kale yapar, oradan da araba geçmesin diye dua ederdik. Cola’sına maçlar meşhurdu. Küçüklüğümden beri gelen hevesim hep futbol oldu.

 

“FUTBOLA ŞEHREMİNİSPOR’DA BAŞLADIM”

Futbola Şehreminispor Kulübü’nde başladım ilk kez, 8-9 yaşlarındaydım. Sahamız kumdu, Şehreminispor kum sahada oynuyordu maçlarını. Babam ben çok küçük yaşlarda vefat etmişti, futbola da ilgim fazla olduğu için dedem beni sokakta oynarken hep izlerdi. Kendisinin futbolla da hiç işi yoktu ama benim onda bıraktığım izlenim, futbol isteğim onun beni futbola resmi bir kulüpte başlatmasına vesile oldu. Bir gün beni yanına alarak Şehreminispor’daki bir arkadaşına götürdü. Oradaki hoca bir baksın sana dedi. Ben tabii ki hevesle hemen tamam dedim. Sol ayağımı iyi kullandığımı gören hoca beni kulübe aldı, böylece futbol hayatımın ilk basamağına çıkmış oldum.

 

“ANNEM FORVET OYNARDI”

Asıl benim annem futbolcuydu. Çocukluğunda forvet oynuyormuş annem, o zamanlar bayanların futbol takımı Altın Tepsi diye bir takım varmış, orada oynamış. O da benim gibi dedemin vasıtasıyla gitmiş, kayıt olmuş. Dedem annemi de futbolculuk yaşamına vesile olan kişidir. Kadınlar futbol takımı kuruluyormuş, dedem de annemin futbolcu olmak için istek ve yeteneğini görünce onu Altın Tepsi takımına yazdırmış. Annem de forvet mevkiinde futbola böyle başlamış ve başarılı da olmuş.

 

“BEN BOLUSPORLUYUM”

Ailem Galatarasaylı ama ben Bolusporluyum, beni A takıma kadar getiren, profesyonel yapan bu camianın bir parçasıyım. 4 senedir buradayım. Boluspor altyapısına Sarıyer Kulübü’nden geldim. Ali Beykoz çalıştırıyordu o zaman Boluspor’u, beni beğendi ve aldı, devre arasıydı Boluspor’a gelişim. Ocak ayıydı, 16–17 yaşlarında Boluspor altyapısına geldim. Direkt A2 takımına geldim ama 17 yaşındaydım, benden büyüklerin arasında futbolumu geliştirmeye başladım. 95’liydim, o arkadaşlar 93-94’lülerdi. Benden büyüklerdi.

 

Boluspor’da profesyonel oldum. Her futbolcunun hayali profesyonel olabilmektir. Altyapıda olsun, A2’de olsun özverili ve hırslı bir şekilde çalıştım, hedefime ulaştım. Başkanlarımız olsun, hocalarımız olsun hepsi destek oldular. Profesyonel olmak çok farklı bir duygu, ancak profesyonellikten sonraki süreç çok önemli. Daha fazla çalışmam gerektiğini biliyorum. Belirli bir istikrar ve bir yerlere gelebilmek de çalışmakla olacaktır.

 

“ŞANS İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ”

Şans alınır, verilmez benim için ilkedir. Burada Reha hocamız görev yaparken ilk maçıma o çıkardı beni. Altınordu ile oynuyorduk ve Boluspor’un, dolayısıyla hocamızın gidişatı takım olarak iyi değildi, ancak o riski göze alıp beni oynattı. Normalde hocanın gidip gitmeyeceğinin belli olacağı bir maçtı diyebilirim. Bana şans verdi, iyi değerlendirdim ben o şansı. O süreçte benden başka sol bek oynayan iki arkadaşım daha vardı. Hocam beni oynattıktan sonra o formayı aldım ve bir daha bırakmadım.

 

Bolulu yatırımcılara son tavsiyeler     Bolulu yatırımcılara son tavsiyeler

Geçen senelere bakıldığında takımda ağabeyler daha fazlaydı, takımın yaş ortalaması açısından. Şimdi de abilerimiz mevcut ancak takımın yaşı daha genç. Abilerimiz de bize arkadaşlık yapıyorlar ve bu da bizleri daha mutlu ediyor. Takım uyumumuz çok güzel. Ertuğrul abi geldi mesela Fenerbahçe’den, kendisiyle aram çok iyi, bana çok yardımcı oluyor, psikolojik anlamda. Biz gençler onlardan çok şeyler öğreniyoruz. Tecrübelerinden sürekli faydalanmaya çalışıyorum. Andre Santos kaptanımız Arsenal’de oynadı, Birezilya Milli Takımı olsun, Fenerbahçe olsun hep büyük kulüplerde oynadı, sürekli onlardan bir şeyler öğreniyoruz ki, bu bizim için şanstır. Bu sene yeni abilerimiz ile takımımız süper uyum içinde.

 

“HEDEFLERİM VAR”

Hedeflerim var benim de. Çocukken sakladığım bir kağıt vardı, futbola başlamadan önce. İlk önce okulumu bitireceğim, ondan sonra futbol altyapısına başlayıp profesyonel olucam, futbolumu geliştirip Ümit Milli, sonra A Milli Takım’a gideceğim, oradan sonra da yurt dışına çıkıp Türkiye’yi orada da temsil edeceğim diye karaladığım bir not kağıdım vardı. Aşama aşama bunları yapabilme şansını yakaladığımı sanıyorum. Ümit Milli Takım’a kadar gittik, inşallah devamı da gelecek. Oynadığım mevki itibarıyla şansımın olacağını ümit ediyorum, çünkü bu mevkide oynayan fazla Türk futbolcu yok. Ümit Milli maceram şöyle; Avrupa Şampiyonası’nda Ümit Milli olarak Slovakya’ya gittik. Avrupa Şampiyonası elemelerinde ben de katıldım o kadroya. Sakatlık yüzünden daha sonraları gidemedim, şanssızlık oldu benim için. Hedefimiz Boluspor olarak belli, Süper Lig’e çıkmak, bunu da başarabiliriz. Sonra A Milli olabilmek kendi adıma, daha sonrası da yurt dışı inşallah.

 

“YEDEK KALMAK BENDE HIRS YARATIYOR”

Profesyonellikte yedek de kalabiliyorsunuz, bu durum kişiden kişiye değişen bir psikoloji yaratabilir futbolcular üzerinde ancak ben de tam aksi hırs oluşturuyor yedek kalmak. Yedek kalmak aslında futbolcu için, üzülmenin yanında daha da çalışıp o formayı kapmayı sağlamak için fırsat haline dönüşmeli. Hoca mutlaka performansa ve verdiği taktiğin uygulanıp uygulanmamasına bakmaktadır. Ben kendime özeleştiri çok yaparım, bu bende bir hırs oluşturuyor ve antrenmanlarda daha çok çalışıyorum. Eksiklerim var mı, nelerdir diyerek hocaya gider sorarım ve o yönde gelişmem için çalışırım.

 

Futbolcu olmasaydım, ben Egeli olduğum için yüzme ile alakalı yine spor üzerine bir girişimim olurdu diye düşünüyorum. Çünkü küçükken çok hareketli bir çocukmuşum. Yüzme ve dalgıçlık da ilgimi çok çeken spor dallarıdır. Hobilerimin başında tatilllerde güneşlenmek yerine çok sevdiğim yüzmeyi yaparım.

 

Kişisel gelişim konularını içeren kitaplarım var ve ben sürekli bu kitapları okurum. Mümin Sekman’ın kitaplarını okuyorum. Boş vakitlerde play-station oynarım, arada sırada çarşıya çıkarız arkadaşlarla.

 

“ALTYAPIDAKİ KARDEŞLERİMİZE ÖNERİLERİM VAR”

Boluspor altyapı olarak Türkiye’deki kulüplerin en önde olanıdır. Altyapıdaki kardeşlerimize vereceğim en önemli mesaj, çalışmalardan sonra veya hocanın verdiği günlük izinlerde Bolu’da bir yerlere gidemeyeceğiniz için ve burası bir futbolcu için veli-nimet olduğu bilinciyle hareket ederek ekstra çalışmalar yapın diyorum. Altyapıda belki saha şartları biraz daha iyi olmayabilir ancak neyin eksik olduğunu futbolcu adayı kardeşlerimizin öğrenerek, ona göre ekstra çalışmalar yapmalarını öneririm. Mesela oynadığı mevkiye göre oyun bilgisi mi eksik,  bu mevkide oynayan en iyi futbolcuları, hocalarına soracak, bilgisayardan bakacak, ortası eksikse antrenmandan sonra ilave çalışmalar yapacak.  Benim de eksiklerim var, ben hala antrenmanlardan sonra orta çalışıyorum, 70 – 80 ortalama orta çalışıyorum ki bu eksikliğimi bir şekilde giderebilmek için. Her futbolcunun bir eksiği vardır ve bu eksiklikler ancak çalışılarak giderilebilir. Yılmadan çalışmak önemli, o nedenle altyapıda olanların ekstra çalışmaları gerekiyor.