Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

17 TEMMUZ 1934 GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN BOLU’YA GELİŞİ

17 TEMMUZ 1934 GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN BOLU’YA GELİŞİ
Kıbrıs Gazisi Emekli Piyade Komando Binbaşı ve TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bolu’ya gelişinin 86’ncı yıl dönümünde günün anlam ve önemini anlattı.

Haber: Aslı Akış

 

Kıbrıs Gazisi Emekli Piyade Komando Binbaşı Ahmet Şerafettin Yamaner, Bolu’ya gelişinin bayram coşkusunda kutlanması gerektiğini ifade ederek;  “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bolu’ya gelişinin 86’ncı yıldönümünde salgın hastalık nedeni ile bu sene gereken ilgi ve aktiviteler gerektiği şekilde yapılamayacaktır. Atatürk’ün Bolu’ya gelişi milli bayram coşkusunda kutlanması gerektiğini düşünüyorum. Şimdiye kadar öyle oldu” dedi.

 

“ATATÜRK BOLU’YU ÇOK SEVDİ”

Ahmet Şerafettin Yamaner, Atatürk’ün Bolu’ya ilk defa 1922 Haziran ayında geldiğini belirterek; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bolu’ya ilk defa 1922 yılı Haziran ayında gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı sıfatı o tarihte yoktu. 17 Temmuz 1934 yılında Cumhurbaşkanı sıfatı ile ilk defa gelmiş oldu. Geldiğinde fırka dediğimiz tepe de (şimdi Kültür ve Turizm Müdürlüğünün bulunduğu yer) Halk Evi vardı. Halk evinde bir gece misafir edildi. Yemeklerini de kendi özel aşçısı olan Bolulu aşçımız ikramda bulundu.

Atatürk Halkevi önünden Aladağlara baktığında yemyeşil ormanlar içinde Bolu’yu görünce “Keşke Ankara’dan evvel ben Bolu’ya gelmiş olsaydım.” demiştir. Tarihçiler bu şekilde yazmıştır. Bu sözlerinden dolayı da Bolu’yu çok sevdiği hatta başkent yapabilirdi düşüncesi de akla gelmektedir” şeklinde konuştu.

 

“ATATÜRK’ÜN BOLU’YA GELİŞ TARİHİNDE BAYRAKLARA ASILMALIDIR”

Yamaner, “Atatürk’ün Bolu’ya geliş tarihinde bütün kurum ve kuruluşlarda Bayraklar asılmalı Milli Bayram etkinlikleri coşku ile yaşanmalıdır” diyerek ; “Atamızın Yurtta Barış, Dünyada Barış sözü yalnız ülkemizde değil dünyanın dört bir tarafında yer almıştır. Dünya çapında onun kadar saygı duyulan bir lider olmadığını görmekteyiz. Atatürk cumhuriyeti kurduğu zaman hür parlamentosu olan tek İslam devleti yoktu. 21 inci yüzyıla girerken bile Türkiye Cumhuriyeti dışında demokrasi ile idare edilen İslam ülkesi bulunmamaktadır.

 

“MUSTAFA KEMAL PAŞAYI YÜKSEK BARIŞ ÖDÜLÜNE ADAY GÖSTERİLMİŞ”

Atatürk “ Güneşin doğduğunu nasıl görüyorsam mazlum milletlerin kurtulacaklarını öyle görüyorum.” Demiştir. Egemenlik savaşı veren Cezayirliler göğüslerine Atatürk’ün resimlerini işlemişlerdir. Yaptığı savaşlarda hiç yenilgi görmeyen Atatürk’ ün yurt dışında geniş yankılar uyandıran çeşitli alanlardaki başarılarını, onun devlet adamı niteliğinin askeri gücünden daha üstün ve ileri görüşlü olduğunu kanıtlamaktadır. Elindeki yetki ve silahlar alındığı halde; zafere ulaşan Atatürk ile ilgili olarak Yunan Başbakanı Venizelos 12 Ocak 1934’te Mustafa Kemal Paşayı Yüksek Barış Ödülüne aday göstermiştir. Dünya devletleri içinde 35 ülkede Atatürk’ün heykelleri ve altlarında da Ata’nın özdeyiş ve sözleri aynen yazılmıştır. Dinimiz İslam, kitabımız Kur-an, Peygamberimiz Hz. Muhammed bizi birleştirir. Ancak bazı değerler ve din adamlarımızın da birleştirici ve etkileyici olduklarını bilmeliyiz.

 

“ATATÜRK’ÜN BOLU’YA GELİŞİNDE DE BÜYÜK BİR MERASİM YAPILDI”

Atatürk’ün Bolu’ya gelişinde de büyük bir merasim yapıldığını da hatırlatan Yamaner; “Atatürk Milli Kurtuluş davamız için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan sonra 15 Haziran 1919’da Amasya’ya gitti. Amasya Müftüsü Hoca Tevfik Efendi, Atatürk’ü çok iyi karşılattırdı. Tevfik Hoca “ Hocalar, Vaizler, Müftüler ve Din Adamları Ata’ya çok ilgi göstereceksiniz. Vatanı müdafaa edenler dinimize sahip çıkar.” Cümlesini burada kullanmıştır. Her gittiği yerde din adamlarımız tarafından karşılanmıştır. Hatta Amasya öyle bir süslendi ki kırımızı beyaz balonlar, bayraklar ve bayram coşkusunda karşıladılar. Atatürk’ün Bolu’ya gelişinde de büyük bir merasim yapıldı. Belediye reisi Reşat Bey, Bolu Milletvekilleri, Manisa Milletvekili Tahir Hitit Bey de Atatürk’ü karşılayan heyet içindeydi.  Ziyaret sırasında önemli bir sıkıntı oluyor. Gece Atatürk’ü nerede misafir edelim? Evde mi? Halk Evinde mi? Halk evi yeni yapılmış içi tefriş edilmemiş. Evlerden yatak, yorgan ve örtüler getirilmiş. Acele ile banyo hazırlanmış. Neticede halk evi binasında misafir ediliyor. Aynı gece Mussoli’nin bir münasebetsizliği ile gemi hadisesi oluyor. Bu nedenle Atatürk 18 Temmuz günü Bolu’dan ayrılarak İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor” diye konuştu.

 

 “MİLLETVEKİLİ SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ” KAZANILMASI TEMELİ BURADA ATILMIŞTIR”

Ahmet Şerafettin Yamaner, 17 Temmuz 1934 Atatürk’ün Bolu’ya geliş tarihinin Türk kadını ve Türk siyasi hayatı için önemi olduğuna dikkat çekerek; “Ülkemizde rahat ve huzur içinde yaşayabiliyorsak, ibadetlerimizi eksiksiz yapabiliyorsak bu ülkeyi ve Cumhuriyeti bizlere emanet eden Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde olmuştur. 17 Temmuz 1934 Atatürk’ün Bolu’ya geliş tarihi aynı zamanda Türk Kadını ve Türk siyasi Hayatı için ayrı ve çok özel bir önemi vardır. Türk kadınının siyasi hayatta en belirgin hakkı olan “Milletvekili seçme ve seçilme hakkının” kazanılması temeli burada atılmıştır.

 

“ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ BÜYÜK KAYIPTIR”

Atatürk zamanın İçişleri Bakanı Şükrü Kayaya bu konuda bir kanun teklifi hazırlayarak meclise getirmesini Bolu’da emretmiş ve kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları da 5 Aralık 1934 tarihinde mecliste kabul edilmiştir. Bu kanunun kabulünden sonra yapılan ilk milletvekili seçiminde (8 Şubat 1935) Bolu Belediye üyesi Bediz Morova’da Konya’dan Milletvekili seçilmiştir. Bu seçimden sonra 1 Mart 1935 tarihinde toplanan Büyük Millet Meclisinde toplam 18 kadın milletvekili bulunuyordu.  Savaşta Türkiye’yi kurtaran savaştan sonra da Türk ulusunu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü yalnız yurdu için değil tüm dünya devletleri içinde büyük kayıptır” dedi.

 

“ATATÜRK İÇİN NE YAPILSA NE YAZILSA AZDIR”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve bu ülke için canını feda eden tüm şehitleri minnette anarak; “Atatürk için ne yapılsa ne yazılsa azdır. Atatürk’ün dünya görüşü ve felsefesi evrenseldir. 1920’lerden sonra söyledikleri bugün hala geçerliliğini korumakta ve koruyacaktır. Çünkü yüzyıllar sonrasını görebilen özelliklere sahiptir. Dünkü ışığı ile bugünümüzü aydınlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türk Milletinin kurtarıcısı başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülke için canını ve kanını veren tüm şehit ve gazilerimiz minnet ve şükranla anıyorum. Hepsinin mekânı cennet olsun” ifadelerini kullandı.