Haber: Aslı Akış
Kıbrıs
Gazisi Emekli Piyade Komando Binbaşı Ahmet Şerafettin Yamaner, Bolu’ya gelişinin
bayram coşkusunda kutlanması gerektiğini ifade ederek; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Bolu’ya
gelişinin 86’ncı yıldönümünde salgın hastalık nedeni ile bu sene gereken ilgi
ve aktiviteler gerektiği şekilde yapılamayacaktır. Atatürk’ün Bolu’ya gelişi
milli bayram coşkusunda kutlanması gerektiğini düşünüyorum. Şimdiye kadar öyle
oldu” dedi.
“ATATÜRK BOLU’YU ÇOK SEVDİ”
Ahmet
Şerafettin Yamaner, Atatürk’ün Bolu’ya ilk defa 1922 Haziran ayında geldiğini
belirterek; “Gazi Mustafa Kemal Atatürk Bolu’ya ilk defa 1922 yılı Haziran
ayında gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı sıfatı o tarihte yoktu. 17 Temmuz 1934
yılında Cumhurbaşkanı sıfatı ile ilk defa gelmiş oldu. Geldiğinde fırka
dediğimiz tepe de (şimdi Kültür ve Turizm Müdürlüğünün bulunduğu yer) Halk Evi
vardı. Halk evinde bir gece misafir edildi. Yemeklerini de kendi özel aşçısı
olan Bolulu aşçımız ikramda bulundu.
Atatürk
Halkevi önünden Aladağlara baktığında yemyeşil ormanlar içinde Bolu’yu görünce
“Keşke Ankara’dan evvel ben Bolu’ya gelmiş olsaydım.” demiştir. Tarihçiler bu
şekilde yazmıştır. Bu sözlerinden dolayı da Bolu’yu çok sevdiği hatta başkent
yapabilirdi düşüncesi de akla gelmektedir” şeklinde konuştu.
“ATATÜRK’ÜN BOLU’YA GELİŞ TARİHİNDE
BAYRAKLARA ASILMALIDIR”
Yamaner, “Atatürk’ün
Bolu’ya geliş tarihinde bütün kurum ve kuruluşlarda Bayraklar asılmalı Milli Bayram
etkinlikleri coşku ile yaşanmalıdır” diyerek ; “Atamızın Yurtta Barış, Dünyada
Barış sözü yalnız ülkemizde değil dünyanın dört bir tarafında yer almıştır. Dünya
çapında onun kadar saygı duyulan bir lider olmadığını görmekteyiz. Atatürk
cumhuriyeti kurduğu zaman hür parlamentosu olan tek İslam devleti yoktu. 21
inci yüzyıla girerken bile Türkiye Cumhuriyeti dışında demokrasi ile idare
edilen İslam ülkesi bulunmamaktadır.
“MUSTAFA KEMAL PAŞAYI YÜKSEK BARIŞ ÖDÜLÜNE
ADAY GÖSTERİLMİŞ”
Atatürk “ Güneşin doğduğunu nasıl görüyorsam mazlum milletlerin kurtulacaklarını öyle görüyorum.” Demiştir. Egemenlik savaşı veren Cezayirliler göğüslerine Atatürk’ün resimlerini işlemişlerdir. Yaptığı savaşlarda hiç yenilgi görmeyen Atatürk’ ün yurt dışında geniş yankılar uyandıran çeşitli alanlardaki başarılarını, onun devlet adamı niteliğinin askeri gücünden daha üstün ve ileri görüşlü olduğunu kanıtlamaktadır. Elindeki yetki ve silahlar alındığı halde; zafere ulaşan Atatürk ile ilgili olarak Yunan Başbakanı Venizelos 12 Ocak 1934’te Mustafa Kemal Paşayı Yüksek Barış Ödülüne aday göstermiştir. Dünya devletleri içinde 35 ülkede Atatürk’ün heykelleri ve altlarında da Ata’nın özdeyiş ve sözleri aynen yazılmıştır. Dinimiz İslam, kitabımız Kur-an, Peygamberimiz Hz. Muhammed bizi birleştirir. Ancak bazı değerler ve din adamlarımızın da birleştirici ve etkileyici olduklarını bilmeliyiz.
“ATATÜRK’ÜN BOLU’YA GELİŞİNDE DE BÜYÜK BİR
MERASİM YAPILDI”
Atatürk’ün
Bolu’ya gelişinde de büyük bir merasim yapıldığını da hatırlatan Yamaner; “Atatürk
Milli Kurtuluş davamız için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan sonra 15
Haziran 1919’da Amasya’ya gitti. Amasya Müftüsü Hoca Tevfik Efendi, Atatürk’ü
çok iyi karşılattırdı. Tevfik Hoca “ Hocalar, Vaizler, Müftüler ve Din Adamları
Ata’ya çok ilgi göstereceksiniz. Vatanı müdafaa edenler dinimize sahip çıkar.”
Cümlesini burada kullanmıştır. Her gittiği yerde din adamlarımız tarafından
karşılanmıştır. Hatta Amasya öyle bir süslendi ki kırımızı beyaz balonlar,
bayraklar ve bayram coşkusunda karşıladılar. Atatürk’ün Bolu’ya gelişinde de
büyük bir merasim yapıldı. Belediye reisi Reşat Bey, Bolu Milletvekilleri,
Manisa Milletvekili Tahir Hitit Bey de Atatürk’ü karşılayan heyet içindeydi. Ziyaret sırasında önemli bir sıkıntı oluyor.
Gece Atatürk’ü nerede misafir edelim? Evde mi? Halk Evinde mi? Halk evi yeni
yapılmış içi tefriş edilmemiş. Evlerden yatak, yorgan ve örtüler getirilmiş.
Acele ile banyo hazırlanmış. Neticede halk evi binasında misafir ediliyor. Aynı
gece Mussoli’nin bir münasebetsizliği ile gemi hadisesi oluyor. Bu nedenle
Atatürk 18 Temmuz günü Bolu’dan ayrılarak İstanbul’a gitmek zorunda kalıyor”
diye konuştu.
“MİLLETVEKİLİ SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ”
KAZANILMASI TEMELİ BURADA ATILMIŞTIR”
Ahmet
Şerafettin Yamaner, 17 Temmuz 1934 Atatürk’ün Bolu’ya geliş tarihinin Türk kadını
ve Türk siyasi hayatı için önemi olduğuna dikkat çekerek; “Ülkemizde rahat ve
huzur içinde yaşayabiliyorsak, ibadetlerimizi eksiksiz yapabiliyorsak bu ülkeyi
ve Cumhuriyeti bizlere emanet eden Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk
liderliğinde olmuştur. 17 Temmuz 1934 Atatürk’ün Bolu’ya geliş tarihi aynı
zamanda Türk Kadını ve Türk siyasi Hayatı için ayrı ve çok özel bir önemi
vardır. Türk kadınının siyasi hayatta en belirgin hakkı olan “Milletvekili
seçme ve seçilme hakkının” kazanılması temeli burada atılmıştır.
“ATATÜRK’ÜN ÖLÜMÜ BÜYÜK KAYIPTIR”
Atatürk
zamanın İçişleri Bakanı Şükrü Kayaya bu konuda bir kanun teklifi hazırlayarak
meclise getirmesini Bolu’da emretmiş ve kadınların milletvekili seçme ve
seçilme hakları da 5 Aralık 1934 tarihinde mecliste kabul edilmiştir. Bu
kanunun kabulünden sonra yapılan ilk milletvekili seçiminde (8 Şubat 1935) Bolu
Belediye üyesi Bediz Morova’da Konya’dan Milletvekili seçilmiştir. Bu seçimden
sonra 1 Mart 1935 tarihinde toplanan Büyük Millet Meclisinde toplam 18 kadın
milletvekili bulunuyordu. Savaşta Türkiye’yi
kurtaran savaştan sonra da Türk ulusunu yeniden dirilten Atatürk’ün ölümü
yalnız yurdu için değil tüm dünya devletleri içinde büyük kayıptır” dedi.
“ATATÜRK İÇİN NE YAPILSA NE YAZILSA AZDIR”
Gazi Mustafa
Kemal Atatürk ve bu ülke için canını feda eden tüm şehitleri minnette anarak; “Atatürk
için ne yapılsa ne yazılsa azdır. Atatürk’ün dünya görüşü ve felsefesi
evrenseldir. 1920’lerden sonra söyledikleri bugün hala geçerliliğini korumakta
ve koruyacaktır. Çünkü yüzyıllar sonrasını görebilen özelliklere sahiptir. Dünkü
ışığı ile bugünümüzü aydınlatmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Türk
Milletinin kurtarıcısı başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülke için
canını ve kanını veren tüm şehit ve gazilerimiz minnet ve şükranla anıyorum.
Hepsinin mekânı cennet olsun” ifadelerini kullandı.