Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

“BU DERNEĞİ ÜLKEYE HİZMETİN DEVAMI OLARAK KURDUK”

“BU DERNEĞİ ÜLKEYE HİZMETİN DEVAMI OLARAK KURDUK”
Em. P. Kd. Bnb Kıbrıs Gazisi TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, Türkiye Emekli Subaylar Derneğinin 35’inci Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla bir yazı kaleme aldı. Yamaner; “35’inci Kuruluş Yıldönümümüz Ülkemize, Milletimize ve üyelerimize kutlu olsun. Türkiye Emekli Subaylar Derneği 2849 sayılı yasa ile 05 Nisan 1984 tarihinde kurulmuş olup bu kanunla Kamu Yararına faaliyet gösteren dernekler kapsamına alınmıştır” dedi.

Haber: Aslı Akış                                                                                                                        

“ULUS, DEVLETİ YAŞATMANIN OLMAZSA OLMAZ KOŞULU”     

Derneğin amaçları anlatan TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner; “TESUD Bolu Şubesi olarak bizde derneğimizi 06 Nisan 1984 tarihinde kurduk.  Atatürk İlke ve İnkılaplarının takipçiliğini yapmayı, ülkenin ve ulusun bölünmez bütünlüğünü korumayı, birlik ve beraberliğimizin güçlendirilmesi çalışmalarını yapmayı, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiğinde Sivil Toplum Örgütü olarak yasalara uygun bir şekilde sesinin duyurulmasının sağlanmasıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; Ulus, Devleti yaşatmanın olmazsa olmaz koşulu “Yükümlülüğünün eşit derecede paylaşılmasıdır. Toplumun tüm kesimleri ile barışık ve onları birleştirici bireylerin tam güveninin kazanılması, etkin bir demokratik toplum kuruluşu olmayı amaçlamıştır” diye konuştu.

“ATATÜRK KİMDİR?”

Ahmet Şerafettin Yamaner; emekli, subayların en büyük hastalığının meslek hastalığı olduğunun altını çizerek, Türk silahlı kuvvetlerinin vatanı için seferber olduğunu söyledi. Yamaner;  “27 Kasım 1978 Tarihinde Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü ( UNESCO ) 152 ülkenin oybirliği ile yapmış ve dünyaya dağıtmış olduğu Atatürk tanımlaması şöyledir: Yayılmacılığa karşı savaşan ilk önder, İnsan haklarına saygılı, dünya Barışının öncüsü, renk, din, ırk ayırımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu’ dur.

31 Temmuz 1920 tarihinde Afyon Kolordu Dairesinde Subaylara hitaben şu konuşmayı yapmıştır.

“ Dünyada hayat için, insanca yaşamak için özgürlük lazımdır. Özgür olmak için kuvvetli olmak ve bunun varlığını ispatlamak gerekir. Kuvvet Ordudur. Ordu düşmanlarımızın birinci saldırı hedefi olmuştur. Orduyu imha etmek için kesinlikle Subayını yok etmek, küçük düşürmek gerekir. Bundan sonra milleti yok etmek için sorun ve engel kalmaz.” diyerek bütün oyunların subayların üzerinde oynanacağını, subaylara kurulan tuzağın millete kurulmuş olacağını belirtmiştir. Harbiyeliler olarak Ata’mızı her geçen gün daha çok özlüyoruz. Bütün olumsuzluklara rağmen; Hiçbir güç Türk Ulusunun Ordusuna güvenini sarsamaz.

“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ VATAN GÖREVİ İÇİN SEFERBERDİR”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk bakın ne diyor. Arkadaşlar Türkiye en zayıf sanıldığı bir zamanda en kuvvetli olduğunu ordusu ile kanıtlamıştır. Yeri geldiğinde “ Para Vardır – Para Yoktur, İster Olsun İster Olmasın Ordu Vardır.” “Bir Ordunun Kudreti zabıta ve Komuta heyetinin kıymeti ile ölçülür” diyen En Büyük Komutanımız. Türk Ordusuna ve Orduyu idare ve komuta eden Subaylara seslenmiştir. Emekli Subayların görülen en önemli sorunlarından birisi meslek hastalığıdır. Karda, Yağmurda, Çamurda, gece, gündüz görev yapan Komutanlık sorumluluğu omuzlarına yüklenmiş, her şeyin hesabı ondan sorulan Silahlı Kuvvetlere girerken demir gibi, çelik gibi olan insanlar ayrılınca kendilerini boşlukta bulmaktadırlar. Bir Pilot Subay uçuşta yukarı doğru hareketin sonucu 90 Kilo iken sırtına 800 Kilo yük biner. Kan beyninden çekilir. Bir dakika içinde beyninde 50.000 hücre ölür. Boksörün başına yumruk geldiği gibi. Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda vatan görevi için seferberdir.

“ASKERİN MORALİNİN YÜKSEK TUTULMASI ÖNEMLİ”

Şu anda Suriye’de, Kuzey Irak’ta, Kıbrıs’ta görevli Subay, Astsubay, Uzman Erbaş ve Erlerin eşleri, çocukları ve aileleri rahat uyku uyuyabiliyor mu? Evinin ihtiyacını soran var mı? Kamu Kurum ve Kuruluşlarındaki yetkililerin Subay Ailelerine bir ihtiyaçları olup olmadığı sorulmalı ve yanınızdayız mesajı verilmelidir diye düşünüyorum. Harbin soğuk yüzünü askerleri ile beraber yaşayan biri olarak Milletinden istediği moralinin yüksek tutulmasıdır.

Muharebede cephane ne kadar önemli ise Askerin moralinin de yüksek tutulması o kadar önemlidir.

Moral savaşma gücünü artırır. Sağduyusuna güvendiğimiz yazılı ve görsel basınımızı milli menfaatler ve çıkarlar doğrultusunda konuyu değerlendirirken çok dikkatli ve hassas davranmasını bekliyoruz.

Subay Harp Okulundan mezun olurken şu yeminine sadık kalacağını çok iyi bilmektedir ve o karakterdedir.

“Barışta ve savaşta, Karada, Denizde ve Havada her zaman ve her yerde Milletine ve Cumhuriyetine doğruluk ve muhabbetle, hizmet ve kanunlara ve nizamlara ve emirlerine itaat edeceğine ve askerliğin namusunu Türk Sancağının şanını canından aziz bilip icabında Vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim.” der.

“Biz emekli subaylar bu yemine sadık kalarak huzur içinde hizmetimizi tamamladık. Emekli olduktan sonra birlik beraberliğimizin temini ve ülkeye hizmetin devamı olarak bu derneği kurduk” diyen TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner şunları kaydetti:

BİRLİK VE BERABERLİK ÜZERİNE

Vatan Görevini yapmaya gelen her erkek Kışla içerisine girer girmez Askeri elbiseyi giyer. Asker elbisesi içinde herkesin hedefi aynıdır. Vatanın bütünlüğü, Milletin Birliği. Türkiye’nin coğrafi yapısından dolayı Türk’ü, Kürt’ü, Lazı, Çerkezi, Abazası, Gürcüsü, Alevisi, Sunnisi bizim için aynıdır. Herkes kanunlar önünde eşittir, insandır. Kimse giyiminden, kılık kıyafetinden, dininden, siyasi görüşünden dolayı kınanamaz. Sorgulanamaz. Hepsi Türk Vatandaşıdır.1970 yılında Manisa’da Er Eğitim Alayında Teğmen olarak görev yapmaktayım. Askerlerimizin içinde Türkçe konuşamayan askerlerimizin yanına birer çavuş vererek Türkçe öğrenmesini sağlardık. Gece derslerinde Türkçe öğretirdik. Biz bu askerlerimizle ülkenin çıkarları doğrultusunda Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşında Kıbrıs’ta savaşa katıldık. Başarı kazandık. Her atılan mermi hedefe isabet ettiğinde Komutanım Vurdum diye sevinçten üzerime atlarlardı.

“BİR ANIMI SİZLE PAYLAŞMAK İSTERİM”

Bundan bir kaç sene önce Türkiye Muharip Gaziler Dernek Başkanları toplantısı Genel Başkanlıkça Bolu Termal Otelde yapıldı. Bende Bolu’da Tek Gazi Subay olmanın dolayısıyla bu toplantıya davet edildim. Salonda boylu poslu, gösterişli madalyalı üç Gazi karşıma gelip selam verdiler. “Komutanım biz Kıbrıs Harekâtında Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında Askerinizdik dediler. Birisi ben Trabzon Muharip Gaziler Dernek Başkanıyım, birisi Bursa, birisi Şanlı Urfa Muharip Gaziler Dernek Başkanıyım diye tekmil verdiler.

Şanlı Urfa Muharip Gaziler Dernek Başkanı Hasan Arslan kendini tanıtırken  “Komutanım benim anam Kürt, babam Kürt, bende Kürt çocuğuyum.” deyip ceketinin sol iç cebini göstererek iç cebine Türk Bayrağı diktiğini görünce çok duygulandım ve kendisini kucakladım. Bana “ Komutanım ben Türk Vatandaşıyım. Siz emredin sizinle her yerde düşmana karşı savaşırım. Sizin emrinizle Şanlı Urfa’dan Bolu’ya koşarak gelirim. Urfa’da Valilik ve Belediyeden sonra en büyük Türk Bayrağı Bizim Muharip Gaziler Derneği Bayrağımızdır.” deyince inanın çok duygulandım.

İşte Türk Vatandaşı olmanın gururunu yaşayan bir Kürt çocuğumuz. Bu güzel konuyu Liselerde verdiğim Kıbrıs Konulu Konferanslarında cep telefonumla öğrencilere hep dinlettim. Öğrencilerimizde Gazi Hasan Arslan’ı çılgınca alkışladılar. Hasan Arslan “Bizi Bölücülerle, Teröristlerle bir tutmasınlar, Karıştırmasınlar.” diye isteklerini iletmiştir. Siyasetle uğraşan siyasilerimiz de konuşmalarında seciyeli ve seviyeli siyaset yapmalıdırlar.

Dinimiz, Dilimiz, Kültürümüz, Vatanımız her şeyimiz birken siyasi görüş farklılıkları dolayısıyla insanlarımızın kutuplaşmasından kaçınmalıyız. Siyaset olmayınca Demokrasi olur mu? Eşitlik, Adalet olur mu? Elbette olmaz. Ancak siyaseten parçalanmamız kimin işine yarar. Tabii ki Türkiye’yi parçalamak, işgal etmek isteyen emperyalist güçlerin işine yarar. Bazen ülkemizin siyaset dünyasında gördüğüm bu durumdan dolayı çok ama çok üzülüyorum. İnşallah kendimizi gelecekte daha ılımlı, seviyeli ve seciyeli hale getiririz. Herkes tarafından bilinmelidir ki; Türk Silahlı Kuvvetleri daha nice Şehitler verse de Yüce Türk Milletinin birlik ve Vatanının bütünlüğünü koruma azim ve kararlılığındadır.

Bu duygu ve düşüncelerle bu güzel yurdu düşmanlardan kurtaran ve bizlere emanet eden başta Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu en büyük Komutanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm Şehit ve Gazilerimizi rahmetle anarken yaşayan Gazilerimize de sağlıklı mutlu günler geçirmelerini dilerim.”