Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

BELEDİYE İŞÇİLERİ İÇİN NE DEDİ?

BELEDİYE İŞÇİLERİ İÇİN NE DEDİ?
Cumhuriyet Halk Partisi Bolu Belediye Başkan Adayı Tanju Özcan, Sağlık Mahallesi’ndeki konteynerde kurulan seçim bürosu ile ilgili kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verdi. Sağlık Mahallesi’ndeki seçim bürosunda açıklamalarda bulunan Özcan, konteyner için arazi sahibinden izin alındığını, elektriği de ücreti karşılığında izin alınarak SEDAŞ’tan aldıklarını kaydetti.

Belediye işçileri ile ilgili eleştirileri de buradaki açıklamasında cevaplayan Özcan, “Bir atasözümüz var ‘Söz Uçar Yazı Kalır’. Cuma günü kalktım gittim notere ‘Ben bir beyanda bulunmak istiyorum. Eğer belediye başkanı seçilirsem hiçbir belediye çalışanımızın ekmeği ile oynamayacağım. İşten çıkartmayacağım’ dedim.” şeklinde konuştu. 

MEHMET FATİH YALINIZ 

CHP Bolu Belediye Başkan Adayı Tanju Özcan, partisinin Sağlık Mahallesindeki seçim bürosunda basın mensupları ile bir araya geldi. Buradaki açıklamasında konteynerle ilgili eleştirileri de cevaplayan Özcan, konteynerin kurulumunda herhangi kaçak bir durum olmadığını, arazi sahibinden izin alındığını, elektriğin de izin alınarak ve ücreti ödenerek SEDAŞ’tan temin edildiğini söyledi. 

Sağlık Mahallesi’ni önemsedikleri için seçim bürosu oluşturma ihtiyacı duyduklarını ifade eden Özcan şöyle konuştu; “Sağlık Mahallesi benim hayatımın önemli bir kısmının geçtiği mahalle, çalışmalarımızın yoğunlaştığı bir mahalle. Sadece seçim döneminde değil, seçim harici dönemlerde de geldiğimiz bir mahalle. Bu dönemde de son 3.5 ayın yaklaşık 2 ayını geçirdiğim bir mahalle burası. Son günlerde de bu mahallemizde bir irtibat ofisimiz olsun istedik. Biz Bolu’yu bir bütün olarak gördük, Sağlık Mahallesi’nin bizim açımızdan bir önemi var. Sağlık Mahallesi bu dönemde bizi daha çok bağrına bastı. Bütün mahallelerimiz, bütün Bolu’muz daha çok bağrına bastı ama Sağlık Mahallelilerimizle özel bir hukukumuz daha oluştu, daha güçlü bir hukukumuz oluştu. Son günlerde bir anlamda siyasi karargahımızı burası olarak belirledik. Burada da bulunduğumuz alana bu konteyneri koyduk. Bunu koyarken de mal sahibimizden gerekli muvaffakatı aldık, Allah razı olsun. Elektrikle ilgili SEDAŞ’a müracaat ettik, SEDAŞ’tan da ücretini ödeyerek elektrik talep ettik. Dolayısıyla, burada birileri bir şey söylüyor ama kaçak göçek bir şey yok. Bu zaten 4 – 5 günlüğüne konulmuş, Cumartesi günü de kaldırılacak bir geçici seçim bürosu. Bundan niye rahatsız olunduğunu aslında ben anlıyorum. Sağlık Mahallesi’ni birileri kalesi gibi görüyordu. Ama şu anda Tanju Özcan’ın kalesi gibi olduğu için bundan dolayı bir rahatsızlık var. Bizimle ilgili söyleyecek başka bir şey bulamadılar. Böyle şeyler söylüyorlar, biz en başından beri bildiğiniz gibi polemiğe girmiyoruz. Kaybetme psikolojisi ile söylenen sözler olarak görüyoruz. Çok da ciddiye almıyoruz önümüze bakıyoruz. Yaptığımız iş yasal bir iş.”

“Boluluların da duymak istedikleri polemik değil”
Seçim süreci boyunca polemikten kaçındıklarını söyleyerek açıklamasına devam eden Özcan, “Bolu’nun her tarafında büro açmışlar zaten 15 – 16 tane seçim bürosu açmışlar. Açsınlar, 20 tane daha açsınlar, şehrin merkezi noktalarına, meydanlarına kimseden izin almadan her şeyi koymuşlar. Biz sesimizi çıkartmadık. Çıkartmayız da bundan sonra. Bütün billboardları kapatmışlar, bir tane bile billboard yok. Biz bunu buraya koyduk, suç mu oldu şimdi? Bunlar konuşulacak laflar bile değil. Dolayısıyla, biz başından itibaren söyledik, polemikten uzak duracağız dedik. Bolu için yapacaklarımızı, Sağlık Mahallesi için yapacaklarımızı, Sümer Mahallesi için düşündüklerimizi, Bolu’daki gençlerimize nasıl iş bulacağımızı en başından itibaren bunları öne çıkarttık. Bolu’yu nasıl sanayi kenti yapabiliriz? Bunun üzerine yorumlar yaptık. Bugüne kadar da hiçbir aday arkadaşımızla ilgili, sen niye şunu söyledin? Niye şunu söylemedin? Gibi bir eleştiride de bulunmadık. Bu bizim tarzımız. Böyle olması gerekiyordu. Boluluların da duymak istedikleri polemik değil. Belediye başkan adaylarından nasıl bir Bolu hayal ettiklerini, neler yapacaklarını duymak dinlemek istiyorlar diye düşündük. Bugüne kadar da bu düşüncemizin doğru olduğunu görüyoruz. İnşallah Pazar günü sandıklar kapanıp, oylar sayılınca, netice ortaya çıkacak. Ama Allah’ın izni ve milletimizin teveccühü ile ben biliyorum Bolu’nun belediye başkanı olacağımı. Bu konuda bir tereddüdüm yok. Bütün anketlerde ortak olarak çıkan bir sonuç var. Bu sonucu bazı arkadaşlar da görüyor. Bu sonucu değiştirebilme adına bizleri karalamaya, çamur atmaya çalışıyorlar. Bugüne kadar bundan bir menfaat da sağlamadılar. Bolu Halkı böyle şeylere prim vermiyor, bundan sonra da vermez. Bu son günlerde yapacaklarını anlatmaya yoğunlaşmalarını ben tavsiye ediyorum. Ben böyle yaptım ve böyle yapmaya da devam edeceğim.” diye konuştu. 

“Söz uçar yazı kalır” 
Belediye işçilerine verdiği noter tasdikli taahhütle ilgili kendisine yöneltilen eleştirileri de cevaplayan Özcan, emekten yana olduklarını ifade etti. Özcan şöyle devam etti; “18 Aralık’ta adaylığım ilan edildi.19 Aralık’ta Bolu’ya geldim. Sonra ilk konuşmamda belediye çalışanı arkadaşlarımız tedirgin olmasın. Bizden kaynaklı hiç tedirginlik olmasın. Türkiye’de belediye başkanları değişeceği zaman çalışanlarda bir tedirginlik olur. Ama işinizle, ekmeğinizle ilgili bizden yana kaygınız olmasın. Belediye çalışanlarımız bize itibar ettiler Allah razı olsun. Çünkü bu işlerde geçmişin çok önemi var. Geçmişte o 117 kişi işten atılırken onlara en çok sahip çıkanın Tanju Özcan olduğunu bütün Bolu biliyor. O 117 arkadaşımız ile biz hala ondan dolayı dostluk ilişkilerimiz sürdürüyoruz. Ailece oturmaya gidip geldiklerimiz var. Bizim dün tavrımız emekten yanaydı bugün de emekten yana yarında emekten yana olacak. Bunu her yerde söylüyoruz. 
Bir atasözümüz var “Söz Uçar Yazı Kalır”. Cuma günü kalktım gittim notere “Ben bir beyanda bulunmak istiyorum. Eğer belediye başkanı seçilirsem hiçbir belediye çalışanımızın ekmeği ile oynamayacağım. İşten çıkartmayacağım” dedim. Bunu da arkadaşlarıma verdim koyun cebinize, saklayın dedim. Devamında; Eskişehir modelini benimseyeceğiz.3,5 aydır bunu anlatıyorum. Eskişehir modeli üreten bir belediye demek. Eskişehir belediyesi üretiyor, ürettiği hizmeti başka belediyeye, il özel idarelere ve üniversitelere satıyor. Büyük para kazanıyor. Daha çok insan istihdam ediyor. 
Benim amacım belediyede çalışan 1000 civarında kardeşimin ekmeği ile oynamak değil, onun üzerine üreten belediyecilik anlayışını getirerek bu 1000 çalışan üzerine 1000 çalışan daha koyabilmek. 1000 kişinin daha belediye aracılığı ile evine ekmek götürmesini sağlamak. Bunu yapmaya çalışıyorum. Belediyedeki çalışan arkadaşlarıma bunu verdim onlarda teşekkür ettiler. Katlayıp ceplerine koydular. Biz bunu saklayacağız Tanju Bey dediler. Güzel olan bu. Peki bunu eleştirenler niye bunu eleştiriyor? Ben bunu anlamıyorum. Ben işçiyi çıkartmayacağım diyorum. Benden önceki belediye başkanlarından bir tek Alaaddin Yılmaz dışında Bolu Belediye Başkanlarının hiç biri bir önceki dönemde alınan insanları işten çıkartmamış ki. Bir tek 117 işçi ile ilgili Bolu’da sıkıntı yaşandı geçmişte. Bizde Alaaddin Bey’den önceki, belediye başkanlarını bu yönüyle örnek alacağız. Kimsenin ekmeği ile oynamayacağız. Buradaki rahatsızlık nedir inanın çözemedim.

“CHP iktidara geldi de ben mi yapmadım?” 
2015 Genel Seçimlerinde Gerede’deki deri işçilerine verdiği noter tasdikli taahhütle ilgili de konuşan Özcan, o dönemki taahhüdünü CHP’nin iktidara gelmesi halinde yerine getireceğini beyan ettiğini sözlerine ekledi. Deri işçileri adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde konuşmalar yaptığını söyleyen Özcan şöyle konuştu; “Biz o zaman diyoruz ki, milletvekili adayı Sayın Yusuf Renkli ile notere gittik. Dedik ki, biz milletvekili adayıyız, o zaman parlamenter sistem var, partimiz iktidara gelirse, biz şunları taahhüt ediyoruz demişiz. Bunları da samimiyetle işçi arkadaşlarımıza dağıtmışız. Ama milletimiz bize değil, bizim partimize değil, bir başka partiye ülkeyi yönetme görevi verdi. Ama biz buna rağmen o taahhüt ettiklerimizi Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden dile getirmeye devam etmişiz. Orada ne yazıldığını okuma yazması olan herkes, rahatça okuyup anlayabilir. O taahhüdün arkasındayım, geçmişte bunu söyledik. Üstelik deri işçileri ile ilgili bana söylenebilecek hiçbir şey olduğu kanaatinde de değilim. Gerede’deki deri işçilerinin sorunlarına sahip çıkan da bendim. Tek milletvekiliydim. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde defalarca konuşa konuşa bugün deri işçilerimizin bir kısım sorunlarını çözdük. Biz o problemleri çok iyi biliyoruz 3/4’ü sigortalı bile değil. 
Biz o zaman demişiz ki CHP iktidara gelirse, CHP iktidara geldi de ben mi yapmadım? Diye sorarım elbette. Şimdi de diyoruz ki, ben belediye başkanı seçilirsem işten çıkartmayacağız diyorum. Buna itiraz eden niye itiraz ediyor. Buna itiraz edenlerin farklı bir düşüncesi mi var belediye işçileri ile ilgili? Bu soruların aslında muhatabı ben olmamalıyım, bu soruyu soranlar buna cevap vermeli.”