Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

SP’Lİ CİHANGİR İSLAM, “ÇARE VAR!” DEDİ

SP’Lİ CİHANGİR İSLAM, “ÇARE VAR!” DEDİ
Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nazır Cihangir İslam, konferans vermek üzere Bolu’ya geldi.

HABER: ASLI AKIŞ

Saadet Partisi Bolu İl Başkanlığı, İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nazır Cihangir İslam’ın katılımıyla ‘Çare var’ konferansı düzenledi.

Bolu Öğretmenevinde düzenlenen toplantıya Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Dr. Nazır Cihangir İslam, Saadet Partisi İl Başkanı Veysel Çetinkaya, CHP Bolu İl Başkanı Kazım Karsu, CHP Bolu Belediye Başkan Adayı Tanju Özcan, İYİ Parti Bolu il teşkilatı ve partililer katıldı.

“TEK DERDİMİZ ADİL BİR YÖNETİM SERGİLEMEK”

Konferansın açılış konuşmasını yapan Saadet Partisi İl Başkanı Veysel Çetinkaya, Saadet partisi olarak, mazlumun yanında olup zulmü ortadan kaldırmak istediklerini ifade ederek;  “Bizim derdimiz makam, mevki,  ihale kazanmak, yakınlarımızı bir yerlere yerleştirmek de değildir. Bizim tek derdimiz var hakkı hakim kılmak, zulmü ortadan kaldırmak, mazlumun sesi, kimsesizin yanında olmak, adil bir yönetim sergileyerek herkesin hak ettiğini eline vermek ve bu konuda haksızlığa göz yummamak. Saadet Partisi, milli görüş olarak Türkiye siyasetinde 50 yıllık derdimiz budur. Bunun için mücadele ediyoruz ve sahadayız. Hakkı yenen insanlar eğer bugün en çok kazananlar bankalar ise bunlar da faizden kazanıyorsa demek ki emeğiniz sömürülüyor. İşte biz bunun için siyaset yapıyoruz” diye konuştu.

“HALKIMIZIN TEVECCÜHÜNÜ KAZANMAK İSTİYORUZ”

Çetinkaya, ülkenin birliği ve bütünlüğünü koruyarak siyaset yaptıklarının altını çizerek; “Bu seçimde ittifak yapıyor musunuz, aday çıkartıyor musunuz diyorlar. Şundan herkes emin olsun,  Saadet Partisi 50 yıldır her seçime girmiş her seçim bölgesinde adayını, vekilini çıkartmış. Bu seçimlerde de Bolumuzda ve Türkiye’nin her bölgesinde adayımızı çıkartıyoruz ve seçime giriyoruz. Allah’ın izniyle de kazanmak için sonuna kadar mücadele ediyoruz. Bunu yaparken hiç kimseye sataşmıyor, gayri ahlaki söz söylemiyoruz, kırıcı, ayrıştırıcı olmuyoruz. Ülkemizin birliğini bütünlüğünü koruyarak siyaset yapmaya devam ediyoruz. Bizim özümüzde karşısındaki muhataba saygı var. Bu seçimlerde çok yakın zamanda adayımızı tespit edip ilan edeceğiz ve sahaya inerek görüşümüzü, vaatlerimiz, yönetim biçimimizi halkımıza anlatarak onların teveccühünü kazanmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

“HAKKA DEĞİNMEYEN NAMERTTİR”

Konferansa konuşmacı olarak katılan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Dr. Nazır Cihangir İslam ise,

Öncelikle memlekette Sayın Genel Başkanımız, Sayın Temel Karamollaoğlu’nun size selamlarını ileteyim.  Ben akademide yetişmiş bütün eleştirilere açık bir insanım. Fikirlerin eleştirilerek inceltildiğini ve doğrunun yanlışlanarak bulunduğunun farkında olan biriyim. Bu şekilde vekilliğe devam edeceğim. Bunlar bizi daha sağlam kılıyor. 16 yıl sonra meclise girme imkanı buldum. Kendi adıma teşekkür ediyorum bize bu görevi teslim ettiğiniz için. Yaşanan olayları seyrettiniz. Her şey sizlerin gözleri önünde oldu.  Bu hikâye nerede ne şekilde biter sizde bilmiyorsunuz ben de bilmiyorum. Ama bildiğim bir şey var size sözüm söz her zamanda ve zeminde hakka değinmeyen namerttir.  Bu güne kadar bende kötü söz duymadınız duymayacaksınız da buna gayret ediyorum” diye konuştu.

“MUHALEFETİZ ÇÜNKÜ İYİ ŞEYLER YAPILMIYOR”

Cihangir İslam, muhalefet yapmalarının nedeni olarak iyi şeyler yapılmadığını iddia ederek; “Türkiye siyasetine bakın en üstten başlamak üzere hakaretin, aşağılamanın, ayrımcılığın ve bu toplumu kutuplaştırmanın dilde olduğunu görüyorsunuz. Topluma rol model olması gereken en üst makamların yaptığı siyasetin seviyesini görüyorsunuz. Mecliste buna da itiraz ettik. 24 Haziran’da konulan millet ittifakına zillet ittifakı dedi. Sözünü geri al çık SP, CHP, İYİ Parti ve Demokrat Parti’den özür dile dedik. Çünkü hakaret ediyorsun. Biz sana isim takmaktan aciz değiliz ama bizi bağlayan ahlak var. Özür dilemende yetmiyor birde tövbe et dedik. Ama hala bekliyoruz o tövbeyi ve özrü. Beklemeye de devam edeceğiz. Her yerde de bunu hatırlatacağız. Neden muhalefet ediyoruz çünkü iyi şeyler yapılmıyor.  İyi şeyler yaptıklarında biz arkasında durmamazlık etmedik. Bu ülkede demokratikleşmeyi, insan hakları gündeme getirdiler tamam devam edin dedik. İyi ya da kötü doğru ya da yanlış çözüm meselesini gündeme getirdiler çözün bu meseleyi dedik. Neticede masayı deviren onlar oldu” şeklinde konuştu.

“ÜLKE MESELELERİNE BAKIN İKTİDARIN CEZAEVİNDE SONUÇLANAN HİKÂYESİNİ GÖRÜRSÜNÜZ”

Antalya’da Döşeme altı ilçesinde iki tane şantiyeyi örnek gösteren Cihangir İslam Hipodrom ve cezaevi ayrıntısına dikkat çekti. İslam; “Antalya’nın Döşeme altı diye bir ilçesi var.  Döşeme altı’na baktığınız zaman iki tane şantiye görürsünüz. Bunlardan bir tanesi hipodrom inşaatı karşısında cezaevi. Cezaevi bugünün artık alametifarikasıdır. Her kesimden muhaliflerin içeri tıkıldığı adeta hukukun cezalandırma aracı olarak kullanıldığı, yargının siyasileştirildiği mekânların sonuçlarının yaşandığı yerle soğuk cezaevleri. Yani bize gel buraya adam gibi paranı yatır. Kumarda kim kazanır? Oynatan. Paranı burada teslim et. Eğer paranı teslim etmez bize vermez isen sokağa çıkar meseleler hakkında düşünmeye başlarsan tam karşıda seni cezaevi bekliyor. Bu ikisi arasında gidip gelirsin. Bizim özetimiz Döşeme altı. Hayata, siyasete, ülke meselelerine bakın 16 yıldır iktidarın cezaevinde sonuçlanan hikâyesini görürsünüz. ” ifadelerini kullandı.

“YENİDEN İNŞA ETMEK BOYNUMUZUN BORCUDUR”

Konuşmasının sonunda, Türkiye’de yapıla siyasetin adil olmadığını belirterek; “Türkiye’de siyaset ve yönetim açısında ne duruma gelmişiz bakalım. Bir ülkede demokrasi var diyorsanız dürüst, adil seçim yapılıyor mu, İnsan hakları yürüklükte mi, hukuk devleti işlerlikte mi bakacaksınız. Hukuk devleti kendi gücünü de anayasa ve yasalarla sınırlayan bir devlet demektir. Cumhurbaşkanı dahil herkesin hukuka tabi olduğu anlayışta hukukun üstünlüğü anlayışı diyoruz. Yargının değişik enteresan kararlarını görüyoruz. Seçim, insan hakları, hukuk, hukukun üstünlüğü dedik bitmedi. Senin içerde nasıl yönettiğin, hangi kararı ne için aldığın, kimi nereye getirdiğini ben vatandaş olarak göreceğim. Arkanı dönüp gizli saklı bir takım icraatlar yapmayacaksın. Şeffaflık diye bir şey var mı? Yok. Bir de hesap sorabilirlilik var. Yöneticiye biz vatandaşlar olarak hesap sorabiliyor muyuz? Bunları yeniden inşa etmek Saadet Partisi olarak bizim boynumuzun borcudur” değerlendirmesinde bulundu.