Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

GÖLCÜK PLATFORMUNDAN GÖLCÜK AÇIKLAMASI

GÖLCÜK PLATFORMUNDAN GÖLCÜK AÇIKLAMASI
Gölcük’te yürütmenin durdurulması ile ilgili Gölcük Platformu adına açıklama yapan Platform Üyesi ve dava avukatı Begüm Tunçel, Bolu’nun turizmde gelişmesine karşı bir duruş içerisinde olmadıklarının altını çizerek,

Gölcük’te yürütmenin durdurulması ile ilgili Gölcük Platformu adına açıklama yapan Platform Üyesi ve dava avukatı Begüm Tunçel, Bolu’nun turizmde gelişmesine karşı bir duruş içerisinde olmadıklarının altını çizerek, “Turizm alanında gelişmeyi sağlarken doğal yapıyı da bozmamak gereklidir ve mevcut haliyle korumanın getirisi uzun vadede çok daha yüksektir. Otelin doğaya zararı dokunmayacak Karacasu Bölgesine yapılması, buradan ring seferler ile insanların Gölcük’e taşınması önerisi, kesinlikle değerlendirilmeye alınmalıdır.” diye konuştu.

Gölcük Platformu adına Platform Üyesi ve Dava avukatı Begüm Tunçel, yürütmeyi durdurma karar ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tunçel açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Bolu Gölcük Tabiat Parkında 100 yatak kapasiteli idare ve konuk evi, 25 adet serender tipi ev ve bu tesisler için ilave otopark alanları ile ilave kır lokantası, teleferik ve dağ kızağı tesisi yapılmasına imkan veren bir gelişme revizyon planı hazırlanarak 2016 yılında Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından onaylanmış, söz konusu işlemden haberdar olmamız üzerine, plan kararlarının mevcut yasal düzenlemeler ve bu konuda tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere aykırı olarak Tabiat Parkının yapılaşmaya açılmasına yol açtığı, plan kararlarına göre yapılaşmanın öngörüldüğü alanın, insan baskısı ve etkilerinin en çok hissedileceği alan olan ve dolayısıyla en riskli bölgesini oluşturan gölet çevresinde yoğunlaştığı, yaban hayatı için önemli alanların, orman örtüsünün ve bitki türlerinin gelişmesi, yaşaması için gerekli alanların korunmadığı, planlama yapılırken doğal bitki örtüsü ve yaban hayatının Tabiat parkı bütünü içerisindeki anlamını ortadan kaldıran ve önemsizleştiren bir yaklaşım izlendiği, Tabiat Parkı bütünü içinde manzara bütünlüğü, biyo çeşitlilik ve endemik türlerin varlığını tehdit edecek düzenlemelere gidildiği, özellikle burada yapılması öngörülen konaklamalı tesislerin, bölgede gece de aydınlatma yapılması anlamını taşıdığı, bu tesisler ile birlikte bölgenin sürekli aydınlık olmasının yaban hayatını engelleyeceği, hayvanların uzaklaşmasına neden olacağı, geceleri bölgenin aydınlatılmasının, bitkilerin fotosentez yapmasına engel olarak zamanla buradaki ağaç ve bitkilerin kurumasına neden olacağı, özel sektöre devredilecek bu tesislerin, turizm işletmeciliği mantığı ile çalıştırılacak olmaları sebebiyle kısa sürede buralarda konaklamayan diğer insanların kullanımının engellenerek Tabiat Parkının bu bölümlerinin sadece parası olan belirli bir grubun hizmet alacağı bir yer haline geleceği, bu tesislerin atık suların ne şekilde bertaraf edileceğine ilişkin bir planlama da yapılmadığı, tesisler için temiz su temini için hangi kaynağın kullanılacağı, alandaki kaynak suların artan insan kapasitesinin ihtiyaçlarını karşılar mahiyette olup olmadığı konusunda da herhangi bir çalışma yapılmaksızın plan kararları alındığı, kararların uygulanması ile birlikte toprak erozyonu ve orman dokusunda tahribatın kendiliğinden ortaya çıkacağı, ekolojik dengenin bozulmasının her gün çevrenin gittikçe çoraklaşmasına, besin zincirinde yer alan yaban hayatını besleyen canlı popülasyonunun yitiminin de gittikçe Tabiat Parkının yok olmasına neden olacağı, kısaca planda öngörülen yatırım/yapılaşma kararlarının aslında su-toprak ve insan ilişkilerinin düzenlenmesini önleyerek, yüzey su kaynakları göl, akarsu, ıslak alan-yer altı suyu kaynakları, topraklar, ormanlar, çayır, mera, yayla ve madenler, mülkiyeti, üretken ve mekansal kullanım hakları, ekolojik dengenin korunması, yeryüzünün üretkenliğinin ve yaşana bilirliğinin sürdürülmesini ortadan kaldırmakta olduğu belirtilerek hukuka aykırılığından bahisle tarafımızca dava açılmıştır.

Davanın açılmasından sonra bölgede, plan kararları uyarınca 25 adet bungalov evin (serender tipi ev); yapımına hızla başlanmış, yargılama sırasında yapılan keşif sırasında yapımı devam eden bu evlerin mevcut ağaç gövdeleri ve ağaç köklerinde yarattığı tahribat gözlemlenebilmiştir. Nitekim keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda da bu hususa değinilerek kır evleri olarak yapımına başlanan bu yapıların ağaç kesilmeden ve tek katlı olarak yapılacak olsalar da orman alanı içerisinde yapılmakta olmaları ve belirli bir yüksekliklerinin bulunması sebebiyle ağaç dalları ve ağaç köklerinin bu inşa sürecinden olumsuz etkilendiklerinin görüldüğü, kır evlerine ulaşımı sağlamak üzere oluşturulacak yürüyüş yollarına uygulanacak kaplama malzemesi ve bu malzemenin altına uygulanacak betonun orman toprağı üzerinde tahribata yol açacağı, alanın gece de insan kullanımına açılmasının yaban hayatı açısından yaşamsal öneme sahip Gölcük Göleti’nin yaban hayatının kullanımından çıkartılması anlamına geleceği ve yaban hayatını olumsuz yönde etkileyeceği, konaklama imkanının aynı zamanda alanın tel örgü ile çevrilmesi gibi güvenlik önlemlerinin alınmasını da gerektireceği, tabiat parkı sınırlarının tel örgü ile çevrilerek alan içerisine yaban hayatını engellemenin de tabiat parkı olarak belirleme kriterlerine sahip olmaktan uzaklaştıracağına vurgu yapılmış, idare ve konuk evi olarak adlandırılan tesis ile ilgili olarak ise 250,00 m² taban oturumuna, 925,00 m² kullanım alanına sahip olmak üzere projelendirilen bu tesisin kısmen ağaçlık alana isabet ettiği, tabiat parkı içerisinde genel anlamda bir idare binasına ihtiyaç bulunacağı değerlendirilmekle birlikte yerleşim birimine olan yakınlığı nedeniyle kısa süreli de olsa tesis bünyesinde planlanan büyüklükte konaklama imkanı yaratılmasını gerekli ve zorunlu kılan bir hususun bulunmadığı, tabiat parkının bu bölgesinde yeni yapı yapılmak yerine ana giriş kontrol noktası çevresindeki mevcut atıl yapıların tadil edilerek ve gerekirse yerinde bir miktar büyütülerek kullanılmasının tabiat parkı özelliğinin ve mevcut ekosistemin korunması adına daha uygun bir yaklaşım olacağı belirtilmiştir.

Raporda ilave kır lokantası, dağ kızağı ve teleferik üniteleri için ise alanı kullanacak ziyaretçilerin ihtiyaçlarına yönelik ve tabiat parkı içerisindeki yer seçim kararlarının uygun olduğuna değinilmiştir.

Raporu ve davanın taraflarının rapora olan itirazlarını değerlendiren Bolu İdare Mahkemesince 05.12.2018 tarihinde idare ve konuk evi binası ile 25 adet serender tipi ev yönünden plan hakkında yürütmenin durdurulmasına, ilave kır evi, dağ kızağı ve teleferik için ise söz konusu tesislerin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 27. maddesinde aranan şartlar gerçekleşmediğinden yürütmenin durdurulması talebimizin reddine karar verilmiştir.

Yürütmenin durdurulması kararı tarafımıza 27.12.2018 tarihi itibariyle tebliğ edilmiştir. Kararla birlikte davalı Orman ve Su İşleri Bakanlığı serender tipi evleri henüz yıkmayacak olmakla birlikte en azından yapımı duracak, tahribatın önü kesilecektir. Bundan sonraki aşamada tarafların yürütmenin durdurulması kararına yahut kısmen ret kararına itirazları olur ise Ankara Bölge İdare Mahkemesi tarafından değerlendirilecektir.

Bir kez daha ifade etmek isteriz ki bizler, Bolu’nun turizmde gelişmesine karşı bir duruş içerisinde değiliz. Bu alanda gelişmek, Bolu’nun ulusal ve uluslararası alanda daha fazla tanınması, hepimizin ortak arzusudur; ancak bu gelişmeyi sağlarken doğal yapıyı da bozmamak gereklidir ve mevcut haliyle korumanın getirisi, yukarıda ifade etmeye çalıştığımız üzere uzun vadede çok daha yüksektir. Otelin doğaya zararı dokunmayacak Karacasu Bölgesine yapılması, buradan ring seferler ile insanların Gölcük’e taşınması önerisi, kesinlikle değerlendirilmeye alınmalıdır. Bu önerinin değerlendirilmesi, projenin Gölcük’te uygulanması halinde meydana çıkacak olan son derece maliyetli kanalizasyon, su gibi alt yapı hizmetleri maliyeti ve sorunlarını da minimuma indirecektir. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”