Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

“VELİLERİMİZ KAYGILI VE ÖFKELİ”

“VELİLERİMİZ KAYGILI VE ÖFKELİ”

Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, LGS Yerleştirme sonuçları ile alakalı olarak açıklamalarda bulundu. Gezici; “Bolu ilinde en az 350 ile 400 arasında akademik başarısı yüksek öğrencimiz herhangi bir okul türüne yerleştirilememiştir. Yerleştirmenin nasıl bir kriterle yapıldığı konusunda velilerimiz oldukça kaygılı ve öfkeli” dedi.

Zehra Kulalı Gezici, açıklanan sonuçların öğrenciler de umutsuzluk velilerde çaresizlik yarattığını belirterek; “Teog yerine getirilen yeni sistemin öğrenci ve veli tercihlerine rağmen İmam hatip ve Meslek lisesine zorunlu kaydı dayattığını en başında söyledik. Veli ve öğrenci tercihlerinin akademik eğitimden yana olduğunu bu değişiklikle öğrencilerin istediği okul türüne yerleştirilmesinin mümkün olmadığını söyledik. Bu sistemle istediği okul türüne giremeyen öğrencinin parası varsa özel okul yoksa da açık lise gibi çocuklarımızı örgün eğitimin dışında bırakacak sonuçları olacağını söyledik. Yaşanan süreç tüm uyarılarımızı maalesef haklı çıkardı. Veliler çaresiz ve öfkeli, çocuklarımız umutsuz kaldı. Bu durum en temel yurttaşlık hakkımız olan eğitim hakkının ihlaldir.

Yerel yerleştirme sonuçlarına göre Anadolu liselerinin doluluk oranı % 95,1; mesleki ve teknik Anadolu liselerinin doluluk oranı % 55,5, Anadolu imam hatip liselerinin doluluk oranı % 52,3 olmuştur. Bu veriler dahi MEB’in okullaşma politikasının neden şu an olduğu gibi olmaması gerektiğini açığa çıkarmaktadır. Bakanlığın yapması gereken öğrencilerin ilgi, istek, gereksinim ve tercihlerine dayalı bir okullaşma politikası oluşturmaktır. Bunu yapmak yerine, okullaşmayı siyasi iktidarın kendini yeniden üretebilmesinin aracı olarak kurgularsanız işte bugünkü tablo karşınıza çıkar” diye konuştu.

“ÖĞRENCİNİN İRADESİNİ YOK SAYIYORLAR”

Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, yerleştirme sonuçlarını eleştirerek şunları kaydetti: “Yukarıda ifade edilen duruma “Yerleştirme Kılavuzu” aracılığı ile aynı okul türünden en fazla üç tercih yapma sınırı eklendiğinde durum daha da vahimleşmektir. Yerel yerleştirme sonucunda yerleşmeyen öğrenci sayısı 91.687’dir. Bu sayıya 4. ve 5. tercihine yerleşen 92.010 öğrenci de eklendiğinde öncelikle tercih ettiği lisede okuma şansını baştan kaybetmiş 183.697 öğrenciden bahsetmek mümkündür. Bunların 21.070 tanesi boş kalan Anadolu liselerine yerleşse dahi geriye 162.627 öğrenci kalmaktadır. Öncelikle hiç yerleşemeyen 91.687 öğrenci “Nakil ve Yerleştirme Komisyonu” tarafından, tercihleri dahi alınmadan boş kontenjanlara yerleştirilecektir. Öğrencilerin iradesini yok sayarak yapılacak olan bu yerleştirme çocuk haklarına da insan haklarına da aykırıdır.

“ZORUNLU YERLEŞTİRME”

Yerleştirme sonuçları dikkatle incelendiğinde ortaya çıkan bir diğer sonuç ise “merkezi yerleştirme” ile yerleşen 127.480 öğrencinin toplam merkezi yerleştirme tercihi yapan 437.070 öğrenciye olan oranının % 29,1 olmasıdır. Diğer bir ifade ile merkezi olarak yerleşmek isteyen öğrencilerin %70,9’u tercihlerinden birine yerleşememiştir. Bunlardan kaçı yerel yerleştirmede istediği bir okula yerleşmiş veya hiç yerleşememiştir? Bu konu ile ilgili MEB bir bilgi açıklamamıştır. Bu durumda bulunan 309.590 öğrencinin zorunlu olarak yerel yerleştirme tercihinde bulunduğu dikkate alındığında, rakamların ne kadar yanıltıcı olabileceği gerçeği ile karşılaşmaktayız.

Bolu ilinde en az 350 ile 400 arasında akademik başarısı ( Orta öğretim başarı puanı )yüksek öğrencimiz herhangi bir okul türüne yerleştirilememiştir. Yerleştirmenin nasıl bir kriterle yapıldığı konusunda velilerimiz oldukça kaygılı ve öfkeli. Sendikamızı arayıp yardım ve bilgi isteyen velilerin tepkileri: “her gün Milli Eğitim Müdürlüğüne onlarca veli gidiyoruz ancak bizleri ikna etmeleri mümkün değil, bize doğru bilgi verdiklerini düşünmüyoruz, başlarından savıp gönderiyorlar ‘’ şeklinde oldu.

“YENİ TERCİH HAKKI VERİLMELİ”

MEB yaşanan bunca soruna seyirci kalmamalı ve hızla adım atmalıdır. Öncelikle öğrencilerin tercihlerinin akademik eğitim almaktan yana olduğu gerçeğinden hareketle okulların kontenjanlarının artırılması sağlanmalıdır. “Yerleştirme Kılavuzu” ile tercihe getirilen sayı ve okul türü sınırlandırılması kaldırılarak, öğrencilere yeniden tercih hakkı verilmelidir.  Tek bir öğrencinin bile istemediği bir okul türüne gitmesine izin verilmemelidir. Yerleşemeyen veya yerleştiği okuldan başka bir okula geçmek isteyen öğrencilerin tercihlerini sağlıklı şekilde yapabilmeleri için okulların açık olan kontenjanları ilan edilmelidir. Ayrıca “Öğrenci Nakil Ve Yerleştirme Komisyonu” tarafından 10-14 Eylül 2018 tarihleri arasında hiçbir ortaöğretim kurumuna yerleşememiş öğrencilerin başvuruları alınacaktır. Yayınlanan takvime göre bu başvuruların sonucunda yerleştirme işlemlerinin 16 Eylül 2018 tarihine kadar sonlandırılması gerekmektedir. “Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği” başvuru ve yerleştirme işlemlerinin öğrencilerin tercihlerine göre yapılmasını düzenlerken, “Ortaöğretime Geçiş, Tercih ve Yerleştirme Kılavuzu” öğrencilerin tercih hakkını yok saymaktadır. Yönetmelik ile tanınan bir hakkın kılavuz ile sınırlandırılması hukuken mümkün değildir. Aksi durumda öğrenciler kendilerinin değil, komisyonun tercih ettiği okullara yerleşmek zorunda kalacaklardır. Bu durum eğitim hakkının engellenmesi anlamına gelir.

“ÖĞRENCİ İSTEDİĞİ OKULA GİTSİN”

En önemlisi ise öğrencilerin ilgi, istek, tercih ve gereksinimlerini yok sayan bu “Ortaöğretime Geçiş Sistemi Uygulamasının ” derhal sonlandırılması ve her öğrencinin istediği okul türünde ve okulda eğitim almasına olanak sağlayacak bir sistemin inşası için tartışma başlatılmasıdır.

“BU DURUMUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”

Ancak bu ağır sorunların altından MEB’e yapılan çağrılarla kalkılamayacağı da ortadadır. Yaşanan bu vahim durum ve öğrencilerimizin mağduriyeti biz eğitim emekçilerine, öğrenci velilerine, eğitim alanında çalışma yürüten tüm kitle örgütlerine, derneklere, vakıflara ve diğer kesimlere ağır sorumluluklar yüklemektedir. Öncelikle yapılması gereken yaşanan mağduriyetleri kayıt altına almak ve kamuoyunun bilgilendirilmesini sağlamaktır. Bu nedenle tanık olduğunuz, sizlere iletilen tüm soru ve sorunları bizlere iletin. Emin olun ki Eğitim Sen sonuna dek bunların takipçisi olacaktır.

“ÇOCUKLARIMIZIN SESİ OLMALIYIZ”

Yapılması gereken tüm mağdurların ve yaşananlardan hoşnut olmayanların, itirazı olanların, başka bir dünya mümkün diyenlerin yan yana gelerek bu olumsuzluğa dur demesi ve çocuklarımızın çıkaramadığı ses olmasıdır. Çocuklarımızın düşleri ve umutları için sorumluluk bizdedir, hepimizdedir’’

Etiketler: