Bolu Haber, Gazete ve Firma Rehberi

Bolu ile ilgili internette aradığınız tüm soruların cevabını bulabileceğiniz internet sitesi.

BAŞKAN YILMAZ’I ANLATTI

BAŞKAN YILMAZ’I ANLATTI
Bolulu duayen Gazeteci Osman Altınışık, Sabah Gazetesi’nde bugün yer alan köşe yazısında Bolu belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz’ın hayat hikayesine yer verdi. Altınışık köşe yazısında, ‘Bolu aşığı Başkan Alaaddin Yılmaz’ başlığı ile Yılmaz’ın çocukluğundan Belediye Başkanlığına kadar olan sürecini işledi…

İşte Osman Altınışık’ın Sabah Gazetesi’nde yer alan köşe yazısı…

 26 Ocak 2018, Cuma

 

OSMAN ALTINIŞIK (ANKARA)

 Bolu aşığı başkan Alaaddin Yılmaz

 ‘Ben bir Bolu aşığıyım’ diyen Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, kente hizmet etmek için yurtdışından tekrar Türkiye’ye döndüğünü söyledi

 O kendini Bolu'da doğup, büyümüş ve kente hizmet etme lütfuna erişmiş bir 'Bolu aşığı' olarak tanımlıyor.

 En büyük hayali okumak olan bir köy çocuğuydu Alaaddin Yılmaz... Maddi imkansızlıklarla geçti çocukluk ve gençlik yılları... Buna rağmen asla yüreğinden kopmayan öğrenme tutkusu, Bolu'ya olan sevgisi ve çalışma azmi ona önce öğretmenlik, sonra mühendislik ve nihayet Bolu Belediye Başkanlığı yolunu açtı. Bu çetin ama dolu dolu geçen yaşam öyküsünü, 'Proje Fabrikası' olarak anılan Bolu'nun 'Halka hizmet Hakk'a hizmet' ilkesi ile çalışan Alaaddin Başkanı'yla konuştuk.

  Çocukluğunuzu anlatır mısınız, nasıldı Alaaddin Yılmaz'ın çocukluğu?

 Çok zor, çok hızlı ama çok mutlu geçti çocukluğum. "Hızlı" diyorum çünkü çok çabuk büyümek zorunda kaldım. Elimin ekmek tutması gerekiyordu. 1952 yılında Seben'in Değirmenkaya Köyü'nde doğdum.

 Babam çiftçiydi. Ama çiftçi derken bırakın tarlayı, bir dönümlük arazimiz bile yoktu.

 1957 Depremi'nde evimiz yıkıldı. Bir süre çadırda kaldık, sonra babam derme çatma ahşap bir ev yaptı. Yiyecek ekmeğimiz, yakacak kömürümüz yoktu; köyümüzde okul yoktu. Sabah ezanında elimde balta, eşekle dağa gider kurumuş meşe kökleri toplar, köye gider satardım. Zor bir çocukluktu.

 Ama birbirine çok bağlı mutlu bir aileydik. En büyük hayalim okumak, ailemi düzlüğe çıkarmak ve memleketine hayırlı bir insan olmaktı. Başarabildiysek ne mutlu..

  

HER GÜN 26 KİLOMETRE YÜRÜDÜM

 öyde okul yoktu dediniz? İlkokulu uzakta mı okudunuz?

 Köy camisinin bir göz odası okul gibi kullanılıyordu.

 7 yaşına gelen çocuklara 10 yaşına kadar orada okuma, yazma ve matematik falan öğretiliyordu. Ben çok hevesliyim tabii. Eğitmen yaşım küçük diye beni sınıfa almıyor. O sınıftan atıyor ben geri geliyorum, o atıyor ben dönüyorum. Ben kazandım, sonunda beni de sınıfa kabul etti. 3 yıl orada eğitim gördüm. Şahadetnamemi yani ilk diplomamı aldım. Sonra okuldan birkaç arkadaş köyden 13 kilometre uzakta, Seben İlkokulu'na gitmeye başladık. Kar, boran, yağmur, çamur, soğuk demeden her gün 26 kilometre yol yürüdük. Ara sıra Seben'deki bazı akrabalarımız bizi yanlarında yatılı misafir ederdi. Çok çileli yıllardı ama çok şükür sonunda ilkokul diplomam elimdeydi.

 Ya ortaokul, lise yılları?

 Benim okuma azmim olmasaydı Allah karşıma bu kadar iyi insan çıkarır mıydı bilmem. Bize sık sık misafirliğe gelen 'Kadir Dayı' dediğimiz bir amcamız vardı. Benim okuma hevesimi fark edip babama "Sen bu çocuğu okutamazsın ben alıp okutacağım" dedi. Bir bohça bazlama, yorgan, bir sepet de üzüm koydu annem yanıma ve Kadir Dayı ile Bolu'ya gittim.

 Sonra başka bir aile bana destek oldu.

 Onların yanında okumaya devam ettim. Öğretmen okulu sınavlarına girdim, Kızılçullu Okulu'nu kazandım;

 Vakıflar Yurdu'nda kalmaya başladım.

 Yurtta sabah kahvaltılarında çay, zeytin, peynir, reçel çıkardı.

 Tarhana, bulgur ve bazlamaya alışkın olan bana göre ziyafetti o kahvaltılar.

 6 yılda mezun oldum öğretmen okulundan. Seben'de öğretmen açığı vardı. Sonunda okuduğum ilkokula öğretmen olarak döndüm.

 HEDEF BOLU'YU DÜNYANIN EN YAŞANABİLİR 10 KENTİNDEN BİRİ YAPMAK

 14 yılda Bolu'da ne değişti?

 Çok şey değişti. Göreve geldiğimizde belediyenin bütçesi 30 milyon liraydı. Bunun yüzde 90'ı İller Bankası'ndan geliyor ve yüzde 95'i de personel giderlerine harcanıyordu. Bugün 275 milyon lira bütçesi olan bir belediyeyiz. İller Bankası'nın payı yüzde 39'a düşmüş durumda. Projelerimiz ve yatırımlarımız kendi kendini amorti ediyor.

 Bolu'nun bundan sonraki 50 yılını planladık biz. Bolu göç de alsa, nüfusu da artsa halkının refahında geriye gidiş olmayacak.

 Bakın Karadere Suları diye bir projeyi hayata geçirdik. Önceden arsenikli yeraltı suyu içen Bolu'ya Türkiye'nin en büyük su yatırımını yaptık. İçme suyu şebekelerini tamamen değiştirdik. 3 bin 624 metrelik tüneli tamamlamak üzereyiz. 300 metre gibi az bir mesafemiz kaldı. Bolu'da her hane, musluğundan kaynak suyu içecek. Eskiden Büyüksu'da kokudan durulamazdı. Şimdi balık tutabilirsiniz orada. Yakın bir gelecekte yüzülecek de.

 Çöplerimizi AB standartlarında muhafazalı çöp depolama alanlarına atıyor; çöpten elektrik üretiyoruz.

 Bolu'nun kent kimliği, dokusunu, çehresini güzelleştirmek, refahı arttırmak.

 Hedefimiz Türkiye'nin en iyi şehirleri sıralamasında ilk 10'da yer alan Bolu'yu dünyanın en yaşanabilir 10 kentinden biri yapmak. Bunun için de Bolu'yu doğa, spor ve sağlık turizmi cazibe merkezine dönüştürecek vizyon projelerimizi bir bir hayata geçiriyoruz.


"TELEFONUMU BOLU'DA HERKES BİLİR"

Sizce Alaaddin Başkan'ın başarısının sırrı ne?

İnsanlar geçici, hizmetler kalıcıdır. Halkımız çalışanı her zaman takdir eder, hizmetin kıymetini bilir.

Bunu açık ve şeffaf yapıyorsanız, kul hakkı yemiyor, kimseye haksız menfaat sağlamıyorsanız o zaman başarırsınız. Herkesi kucaklarsanız başarırsınız. Bakın Bolu'da Hayır Çarşımız, Gıda Bankamız, Aşevimiz, Umut Evlerimiz, etüt merkezlerimiz, Engelli Koordinasyon Merkezimiz, meslek edindirme kurslarımız, sanat kulüplerimiz ve hayvan dostları için geliştirdiğimiz projeler her kesimi kucaklar niteliktedir.

Belediyecilik en başta gönülleri imar etme sanatıdır.

Benim telefon numaramı Bolu'da herkes bilir.

Arayıp da ulaşamayan, geri dönüş alamayan vatandaşımız yoktur. "Hep birlikte başaralım, bir olalım, iri olalım, diri olalım" diyoruz biz.

Babam, "Üniversiteye gidip komünist mi olacaksın?" dedi

Neden öğretmen olarak kalmadınız?

Öğretmen okulunda matematik öğretmenim "Mutlaka üniversite okumalısın" dedi. Ama o zamanlar öğretmen okulunu bitirenler, üniversite sınavına giremiyordu. Ben de liseyi dışarıdan bitirdim ve sınava girdim. Eskişehir Ticari Bilimler Akademisi'ni kazandım. Tam kaydımı yaptıracağım, Sakarya Üniversitesi'nde asistanlık yapan eski matematik öğretmenimden bir telgraf geldi, "Acele Adapazarı'na gel" diye. Beni Sakarya Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi İnşaat Mühendisliği bölümüne kaydettiler ve tekrar öğrenci oldum. Babama, "Sakarya'da okumaya başlıyorum" dediğimde "Komünist mi olacaksın?" dedi. "Baba, bu üniversite değil akademi" deyince, "Haa, o zaman farklı" deyip, razı oldu. Akademiyi 1976'da birincilikle bitirdim ve mühendis çıktım.

"AİLEMLE KÖPRÜ YIKTIK, KÖPRÜ YAPTIK"

 Mühendislik yıllarınız nasıldı?

 Askerden sonra Bolu'da bir mühendislik bürosu açtım. DSİ'nin bir ihalesine girdim; çimento ve betonu devlet veriyor; kereste ve işçilik ise senden. Ama benim ne param, ne müşterim, ne çalışanım var. Selin zarar verdiği bir köprü yıkılacak, yerine yenisi yapılacak. İhaleyi ben aldım. Köprüyü, annem, babam, abim, yengem hep birlikte yıktık, yerine yenisini yaptık. İlk inşaatımı böylece tamamlamış oldum. 1983'te Suudi Arabistan'a gittim, 3 yıl burada çalıştım. Mısır, İspanya, Fransa, Almanya, Hollanda, Belçika ve Brezilya gibi birçok ülkede, şehircilik ve belediyecilikle ilgili işleri gözlemleme fırsatım oldu. Oralardan edindiğim gözlem ve deneyimle Bolu'ya baktım. Havasıyla, suyuyla, dağıyla, ovasıyla, yaylasıyla ne eşsiz bir cennetmiş Bolu, bunun farkına ilk kez bilinçli şekilde vardım. "Bolu'da, Bolu için çalışacağım" dedim ve Türkiye'ye döndüm.

 BAŞKAN YILMAZ, AK PARTİ'NİN KURUCULARI ARASINDA

 Peki ya Bolu Belediye Başkanlığı?

 Ben kendimi bildim bileli Bolu aşığıydım.

 Tabii farklı ülkeleri yerinde inceleme imkanım olunca, bu aşka profesyonel gözle bakmaya başladım. Bir coğrafyanın sahip olduğu doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel değerleri kent hayatı ile harmanlamanın, koruma kullanma dengesi gözeterek sürdürebilir kılmanın, doğayla şehri bütünleştirmenin önemini daha iyi kavradım. 10 yıl Bolu Belediyesi'nde meclis üyeliği yaparak belediyecilik deneyimi kazandım. 2001 yılında AK Parti'nin kurucuları arasında yer aldım. 2004 yılı yerel seçimlerinde, AK Parti tarafından Bolu Belediye Başkanı olarak aday gösterildim ve seçildim. Bizim için makam mevki önemli değil. Hepimizin amacı bu ülkeye hizmet etmektir. Liderimiz, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın işaret ettiği gibi Türkiye'yi söz söyleyen ve sözü dinlenen bir ülke yapmak;

 Türkiye'ye çağ atlatmaktır. Ben de bu hedefle Tabiatın Kalbi'nin ve halkımın hizmetkarı olarak çalışmanın, fikir ve projeler üretmenin mutluluğunu yaşıyorum.

Etiketler: