Alt yapı konusuna
dikkat çeken Özen, Alt yapı hocaların temeli oyuncularına iyi vermesi
gerektiğini ifade ederken; “Boluspor altyapı olarak Türkiye’deki Süper Lig
ekipleri olmak üzere çok kulüpten oldukça önde” dedi.
U16 altyapıyı üstlenen Yılmaz Özen, futbolla tanıştığı
günden bugüne sürekli Boluspor’un hizmetinde olmuş. Futbolculuk döneminde ve
sonrasında devamlı Boluspor’a hizmet vermiş olan Özen, çalıştırdığı gruplardan
A takımına, A2’ye kadar yükselen ve başka kulüplere transfer olan oyuncularının
başarılarının kendisini çok mutlu ettiğini, altyapıda verilen temelin mutlaka
sağlam olması gerektiğini vurguluyor.
YILMAZ ÖZEN İLE
YAPILAN RÖPORTAJIN SATIR BAŞLARI ŞÖYLE:
“HEPSİNDEN BİR ŞEYLER
ALDIK”
1973 Bolu doğumluyum. Futbola ortaokulda rahmetli Adnan
hocam vardı matematik öğretmeni, okul maçlarında 50.Yıl Ortaokulu’nda oynarken
beni beğenip Boluspor’a yönlendirmesiyle oldu. Altyapıda bütün kategorilerinde
çalıştım. Cahit Sinan, Asım Tiftikçi, Şener hoca vardı, hepsi birbirinden
farklı kişiliklerdi. Hepsinden bir şeyler aldık, Cahit hoca disiplinliydi,
Şenol hocanın yaklaşımı daha yumuşak, Asım hoca daha ön görülüydü ve beni o
zamanlar yaş gruplarında yaş zorunluluğu yoktu, ben 2–3 yaş küçük olmama rağmen
büyüklerle beni yetiştirmeye başladı.
“34 YAŞIMDA
FUTBOLCULUĞUMU NOKTALADIM”
Takımımız o zamanda 1.Lig’deydi ve başımızda Şenol hoca
vardı, PAF Ligi maçları aynı sahada oynanıyordu, o da maçlarımızı takip
ediyordu. Şenol Güneş ile A takımı maceram başladı, daha 17 yaşımı
doldurmamıştım, 18’den önce profesyonel olunamıyordu o dönem. Fiziksel olarak
küçüktüm, kiralık dönemim oldu, sakatlıklar geçirdim, daha sonraki dönemde
Mehmet Başaygün hocayla beraber Marmarisspor maceram başladı. Sercan ve Müfit
abinin olduğu tecrübeli bir takıma gittik, orada şampiyon olduk. Türkiye
şampiyonasında gösterdiğim performansla şu anki Osmanlıspor’a geçtim. Orada 4
sene sonra Süper Lig’e çıktık. Üsküdar Anadolu, Kırşehir, Çankırıspor ve en son
Afyon’da 2007’de şampiyon olduk. Daha da devam etme durumum vardı ancak yeni
çocuğum olmuştu, ailemin yanında olmak duygusu ile 34 yaşımda futbolculuğumu
noktaladım.
AKTİF FUTBOLDAN
SONRASI
Aktif futbolculuğumu bırakınca kursa başvurdum. 2008’de UEFA
B belgesini aldım, daha sonra Necip Başkanımızın olduğu bir yönetim kurulumuz
vardı, o zaman altyapıda başladım 2009’da. Geldiğimde Akademi liglerinin
kurulduğu ilk zamandı. 15 yaş grubunda başladığım çalışmalarıma 2. Senemde 16
olarak devam ettim ve Türkiye 3.sü olduk Akademi Ligi’nde. Büyük bir başarıydı
bu, o zamanki şartlara göre. Bir Emre Kılınç bünyemizdeydi, onun takım
performansıyla yetenekleri birleşince o süreçte ilk meyvemiz olmuştu Emre
Kılınç. O zamanki takımdan profesyonel seviyede 3–4 oyuncumuz A takımda devam
ediyor. Abdullah Abat, Emin Semercioğlu, Mehmet İnceayan dönemlerinde de
çalıştım. Daha sonra Necip Başkan döneminde yine A takımı serüvenim oldu. Cihat
hocayla beraber hem altyapı hem de A takımla çalıştık.
“TÜRKİYE ŞAMPİYONU
OLDUK”
94 yaş grubunu teslim ettikten sonra 99 grubunu Bolu
içerisinde iyi bir taramayla, amatör takımlar, okul maçları, futbol okulu olsun
tüm çocukları buradan aldım. Onlarla beraber 2014’de Türkiye şampiyonu olduk. O
zaman Nike Premier diye Avrupa Şampiyonası vardı, Avusturya’ya katıldık. Çok
üst seviye bir turnuvaydı. Feyenord, Ajax gibi ünlü Avrupa takımlarının olduğu turnuvaydı.
Ben Boluspor’un A takımının o anki zor bir süreci olduğundan altyapıyla
gidemedim turnuvaya, son 6 maç vardı ve en az 4 galibiyet gerekiyordu.
Yardımcılarım Hasan ve Tayfun hoca ve oyuncu grubumuzla beraber takımımızı bu
ligde tuttuk.
Altyapıdaki takımımızla o senenin akabinde 2. Sene Türkiye
ikincisi olduk. Trabzon’da final oynadık ve uzatma penaltısıyla kaybettik, şu
anda altyapıda 3 tane Türkiye şampiyonluğu var. O çocuklarımız şu anda A2’nin
temelini oluşturmakta. Hakan Özkan, Kutay Aydın, Özgür Kazar vardı, kaleci
Ertuğrul Boluspor’a geldiğinde o Fenerbahçe’ye transfer oldu. Federasyon yeni
bir yapılanma yapıp beni burada görevlendirmişti, Bolu’daki yetenekli
oyuncuların bireysel antrenmanlarıyla ilgili gelişimlerini sağlamak için küçük
bir grup. 10 kişilik bir gruptu ve Futbol Okulumuzdan, amatörlerden aldığım
oyunculardı. Şu anda A takımda olan Furkan Demir, Mutlu, bunlar da o temelden
çıkan oyuncular. Daha sonra bir görev değişimi oldu. Metin Kumaş ve Adil
Semercioğlu ile yeni bir organizasyon gerçekleşti, tesislerin bakımı,
modernizasyonu, tekrardan yeni bir oluşum yapıldı. 2001 grubunu bana teslim
ettiler.
“HOCALARIN TEMELİ İYİ
VERMELERİ GEREK”
Hocaların temeli oyuncularına iyi vermesi gerekiyor,
beslenme olsun, antrenman düzeni olsun, sanki çocuk ilkokula başlar gibi temel
iyi verilirse, ileride fiziksel, koordinasyon anlamında eksiklerini
öğrendikleriyle birleştirdikleri zaman üst seviyelere geldiklerinde kendilerine
A takımda yer bulabilirler. A takım seviyesine gelen oyuncunun pozisyon
bilgisi, mevkiindeki bire bir oyunları, saha organizasyonları önemlidir.
Kuvvetlenme ve yeterlilik seviyesi üst takımlarda belli bir seviyeye girer.
Oyuncu başarılıysa bunda temelinde aldığı doğruların önem büyüktür, burada da
hocanın katkısı ön plana çıkar. Zor bir grubumuz var, bu grupta 5–6 tane takım
Süper Lig altyapı takımları. 1. Hafta itibarıyla takımımız lider. U16 olarak bu
önemli, çünkü o yaş grubu ergenlik yaşında olan çocuklarımız, oynadığı iyi
futbol, aldığı zevk ve sonuç bu çocukların daha ileri seviyelere hazırlayan
etkenler.
2001 grubumuzun çoğunluğu Bolu’dan. Benim şöyle bir kavramım
var; dışarıdan aldığımız oyuncu eğer varsa, içeriden aldığımız oyunculardan
bunların bir tık daha iyi olması lazım. Ben o konuda biraz katıyımdır.
Dışarıdan gelen oyuncunun Boluspor Kulübü’ne masrafı var, sorumluluğu daha
fazla, aileler size teslim ediyor, o nedenle ben 7–8 senedir buradayım, o
nedenle dışarıdan aldığım oyuncu sayısı 6’yı geçmez. Bu oyunculardan en alt
seviyede aldığım oyuncuların çoğu profesyonel liglerde görev yapmakta. İyi bir
grubuz.
“BOLUSPOR BİZİM
MARKAMIZDIR”
Boluspor bizim takımımız, her türlü şartta verilen görevden
asla kaçmayız, ben Boluspor’da Abdullah Abat döneminde Oğuz hocadan sonra,
başka yönetim zamanında gene geldik, son altı maç görev aldık, Necip Başkan
döneminde Fuat Çapa’dan sonra kupa maçında tekrar geldik, ben hangi şartlar
olursa olsun bu işin içinden geldiğimden ve Boluspor’a verebileceğimiz hizmetlerden
asla geri durmadım. Her zaman da hizmet etmeye hazırım. A takımında 12 maç
yapmışım 3 mağlubiyet almışım 8–9 galibiyet almışım, şans da diyebiliriz,
kısmette. Bu aldığım sonuçlar Bolu’da beni daha da sevilir bir insan konumuna
getirdi, bu da beni çok mutlu ediyor. İzzet Baysal ve Boluspor şehrimizin
gerçek markalarıdır. O nedenle ne mutlu bizlere ki, Boluspor’un bize kattıkları
şehir ile bütünleşmemize fayda sağlamıştır.
“16 YAŞ GRUBU EN ZOR
GRUPTUR”
16 yaş grubu en zor gruptur. Benim bu grup 3. yaş grubumdur.
Oyuncu ergenlik yaş grubu olduğundan her an kimlik değiştirebilecek bir
vaziyette. Asi bir ruh yapısı içindeler ve her an kavgaya hazırdırlar. Bazı an
olur, onu futbolu bırakmaya götürebilir. Kan dolaşımları farklı, bir hafta kötü
oynar, onu 2–3 haftaya götürebilme durumu olur. Burada hocanın onlarla zaman
zaman aynı seviyeye inerek destek olması gerekir. Kafa yapısı olarak mental
olarak katkı vermesi gerekir. Bunlar yarışmacı bir kimlik taşırlar. Bazı
oyucular yetenekleriyle bazıları takım oyununu benimseyerek öne çıkarlar. Çok
etkili bir ön grubum vardı eki çalıştırdığım bir grupta. 4’lü olarak çok
etkiliydiler. Gol atan her zaman ön planda görülür, ancak onun haricinde benim
o dönem oyunu doğru oynayan oyuncularım da vardı. Kimsenin beklemediği bir
oyuncum vardı onlardan, şu an A2 takımında, sezon başı bu çocuğumuzu Fenerbahçe
istedi. Hiç kimse bu oyuncumuzu hesaba katmıyordu. Karakteristik özellikleri,
çalışma temposu, çabukluğu, eki olması, pozisyon bilgisi Fenerbahçe’nin
dikkatini çekmişti. Üst seviyelerdeki hocalar bu tür oyuncuları ister. İşi
doğru öğrenen oyuncular kıymetli oyunculardır.
“SAİT HOCA ALTYAPI
TECRÜBESİYLE BOLUSPOR İÇİN AVANTAJ”
Altyapı hocalarımızla gruplarımızdaki oyuncularımızın
durumlarını paylaşıyoruz. Bazen görev değişimleri tabii ki yapılıyor, yaş
grupları da değişebiliyor. Devamlılık sağlanabilmesi ve ileriye dönük ışık
veren çocuklarımızın değerlendirilebilmesi açısından tüm altyapı
çalıştırıcıları birbirleriyle kontak halindedirler. Sait hocanın altyapılarda
uzun süre çalıştığını biliyoruz. Almanya, Hollanda, İtalya ve İspanya’da,
İngiltere’de futbolu bırakanlar önce altyapılarda görev alıyorlar. Futbolun üst
seviyelerde oynandığı ülkelerde önce altyapıya, örneğin Guardiola Barcelonalı
dünyaca ünlü futbolcu, futbolu bıraktı, altyapıda başladı, Liverpool’da Gerard
futbolu bıraktı altyapıda hocalığa başladı. Bunlar tecrübelerini ve bilgilerini
temele yayacaklar. Almanya’da bütün hocaların Akademik liglerde görev alıp bu
takımların başına geçtiğini görürsünüz. Sait hoca da altyapı kültürü olan bir
hoca, o konuda bilgi sahibi. Yaptığımız toplantılar o nedenle önemli. A takım
seviyesinde olan hocanın bizlere zaman ayırması da çok zordur. O bizim çalışma
şartlarımızı aşağı yukarı tahmin eder. Yukarıya gelen oyuncularımıza nasıl davranılması
gerektiğini bilen değerli bir hoca. Bu bizim için büyük avantajdır. Alttan A
takıma gelen oyuncu büyük bir heyecanla oraya gidiyor, onu orada yumuşatmak,
başını okşamak, rahat olması için ilgi alaka göstermek Sait hocanın ve
oyuncularımızın artı avantajıdır. Bu bizlere ve Boluspor’a pozitif bir kazanım
olacaktır.
“BOLUSPOR ALTYAPI
OLARAK OLDUKÇA İLERİ”
Boluspor altyapı olarak Türkiye’deki Süper Lig ekipleri
olmak üzere çok kulüpten oldukça önde. Umut Meraş, Burak Asan, Cengizhan,
Furkan, Mutlu ve daha önce ismini saydığım bu gençleri altyapısından A takımına
çıkarmış bulunmakta. Her sene bu sürecin içine dahil olan oyuncularımız var.
Sistemimiz böyle devam ettiği süreçte Boluspor Kulübü’nün başarısı daha da
ileriye gidecektir. Başkanımız tecrübeli bir insan, o da görüyor, bu ekonomik
şartlarda Bolusporumuzun altyapısından oyuncu yetiştirebilmesi ve Türk
futboluna kazandırılması anlamında altyapıya oldukça önem vermekteler.
Altyapıya da belirli bir kriterler getirilmeli, hocalar anlamında, denetlemeler
anlamında, maçların takibi hakkında federasyonun da iyi takip etmesi gerekiyor.
Deplasmanlara gidiyoruz, gittiğimiz deplasmanlarda denetleyici olmadığı zaman,
sahalar değişiyor, hakemler yetersiz kalabiliyor, bizi ve rakibi denetleyen
olmadığı zaman işiniz Allah’a kalıyor. Örneğin Eskişehir’e gittik, rakip öne
geçti. Top toplayıcı yok, kalelerin arkası
vuruyorsun, yola gidiyor. Böyle bir sahaya atmışlar bizi, neden, biz lideriz
diye. Kulüplere iş düşüyor ancak federasyonun da sorumluluk alması gerekiyor
diye düşünüyorum.
“PRO LİSANS BAŞRURUM
VAR”
Görevim doğru oyuncu bulmak, yetiştirmek. Ben Boluspor
Kulübü’nde yetiştim, altyapım burası, A takıma burada çıktım. Ailem ve çevrem
burada, Yılmaz Özen olarak biliniyorsam, sebebi Boluspor’dur. Hiçbir zaman
kimseye borçlu kalmayı istemeyen yapıdayım. Bana hangi görev verildiyse hak
ederek yaptığımı düşünüyorum. Her zaman da görevimi namuslu ve dürüst yapmaya
çalıştım ve yaparım. Pro lisansla ilgili başvurum var, onun sonucunu
bekliyorum. Çocuklarımın ve ailemin doğru yetişmeleri açısından ilerleyen süreç
nasip – kısmet belki şansımı denemek istiyorum. Özverili olarak Boluspor’a her
zaman hizmet ettiğime inanıyorum. Zamanında Milli Takımlar için Fatih Terim
tarafından çağırıldım, ancak Boluspor’un zor süreçlerinde buna iştirak
edemedim. Son haftaydı Denizlispor maçı öncesiydi. O dönem benle çalışan Nedim
hoca şu an Milli Takımlarda görev yapmakta. Futbolda acı-tatlı şeyler
yaşanabiliyor. Öbür sene ise yönetim değişimi ile görevime son verildi. Ben her
zaman görevimi layıkıyla yaptım, her zaman Boluspor’un başarılı olması, hem
altyapıda hem de profesyonel anlamda Bolumuz için, spor için önemlidir.
