Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gerede Araştırmaları ve
Halk Kültürü Sempozyumu, üçüncü ve son gün gerçekleştirilen bilimsel ve sosyal
etkinliklerin ardından sona erdi.
Sempozyuma emek verenlere
Rektör Alişarlı’dan teşekkür
Bilimsel etkinlikler, ortak oturum programıyla tamamlandı.
Programda konuşan Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, BAİBÜ Bolu Halk Kültürünü
Araştırma ve Uygulama Merkezi BAMER öncülüğünde, Bolu Valiliği, Gerede Kaymakamlığı,
Gerede Belediyesi, Gerede Ticaret ve Sanayi Odası ile Gerede Kültür, Kalkınma
ve Dayanışma Vakfı GERKAV desteğiyle düzenlenen Gerede Araştırmaları ve Halk
Kültürü Sempozyumu’nun hazırlanmasında ve gerçekleştirilmesinde emeği
geçenlere, sempozyum düzenleme kurulu ve bilim insanlarına teşekkür etti.
Bolu’nun en büyük ilçesi Gerede’nin tüm yönleriyle ele alındığı, bilimsel,
kültürel ve sosyal etkinliklerle dolu dolu geçen sempozyumun başarıyla sona
ermesinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Rektör Alişarlı, sempozyum
kapsamındaki bilimsel çalışmaların, ilçe arşivine ve bilim dünyasına büyük
katkı sağlayacağını söyledi.
Gerede Belediye
Başkanı Allar’dan teşekkür konuşması
Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar ise, başta Bolu Abant
İzzet Baysal Üniversitesi ailesi ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı olmak
üzere, Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nun düzenlenmesinde
emeği geçenlere teşekkür konuşması yaptı. Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü
Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından
açıklandı.
GEREDE ARAŞTIRMALARI
VE HALK KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU SONUÇ RAPORU
Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nun amacı,
açılışta da vurgulandığı gibi, üniversite ile halkı buluşturmak, Gerede’nin
dericilik, turizm, halk kültürü, dini hayat, gastronomi hususlarında sahip
olduğu potansiyeli ortaya koymak ve ilçenin dinamiklerini ve değerlerini açığa
çıkararak Gerede arşivi bünyesinde kayıt altına almaktır. Sempozyuma 32 farklı
üniversiteden katılım sağlanmış olup, Sempozyum çerçevesinde 2 çalıştay
gerçekleştirildi. Çalıştaylarda 30, sempozyumlarda ise 25 oturumda 142 Bilim
insanının hazırladığı 119 bildiri sunuldu. 17 hoca önderliğinde 10 atölye, 10
ayrı sergi, 4 canlı performans, 1 müzik dinletisi, 1 defile ve 1 belgesel
gösterimi icra edildi. Bu amaçlar doğrultusunda değerli katılımcıların sunmuş
olduğu bildirilerin ve çalıştayların neticesinde ortaya çıkan sonuç ve öneriler
şöyle sıralanabilir:
Tarih ve Edebiyat
Gerede ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılar sonucunda elde
edilen buluntular, Gerede’nin tarihinin Roma ve Bizans dönemine kadar
uzandığını göstermektedir. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Türkmen
aşiretlerinin Anadolu’ya gelmesiyle birlikte Gerede ve çevresi de yoğun bir
yerleşime sahne olmuştur. Kayı, Avşar, Eymir, Salur ve Yapar gibi 24 Oğuz
boyuna ait adların Gerede’deki yerleşim birimlerine ad olarak verilmiş olması
bunun açık bir göstergesidir.
Bugün, Gerede ilim camiasında ve bürokraside yetiştirmiş
olduğu çok sayıda önemli şahsiyet ile öne çıkmaktadır. Sempozyumda sunulan
bildirilerden anlaşılmıştır ki bunun tarihi bir arka planı bulunmaktadır.
Sadece II. Abdülhamit döneminde devletin çeşitli kademelerinde görev alan 61
kişi tespit edilmiştir. Bunlardan 32’si bürokraside, 15’i sarayda, 14’ü ise
ulema sınıfında yer almıştır. Osmanlı’dan tevarüs ettiği geleneğe bağlı olarak
Gerede tekke ve tarikatların uhrevi havasını günümüze taşıyan ve Halvetilik’te
görüldüğü gibi bugün de bu değerleri muhafaza ederek yaşatan bir beldedir.
Ramazan Dede, Aziz Halil Efendi, Geredeli Abdullah, Geredevi Hasan Efendi,
Geredeli Abdülgani Efendi, Geredeli Ganizade Nadiri, Hacı Emin Efendi ve Ekrem
Doğanay gibi isimlerle inşa edilen manevi gelenek günümüzde de
sürdürülmektedir. Gerede’nin edebi geleneğinin oldukça köklü olduğu, önemli
divan ve halk şairlerinin yetiştiği, pek çok kurmaca eserde de Gerede’nin yer
aldığı belirtilmiştir. Geredeli Aşık Figânî’ye ait bir destan ilk defa bu
sempozyum vesilesiyle ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, Gerede’nin dinî musiki
alanında önemli bir bölge olduğu ve mutlaka saha araştırması yapılarak bu
alanın repertuarının genişletilmesi teklif edilmiştir. Kültür ve dilbilim
açısından Gerede’nin sözlü kültürünün yazılı kültüre dönüştürülmesi için
araştırmaların yapılması önerilmiştir. Gerede’nin sözlü kültür, tarih ve
edebiyatına yönelik çalışmalarına önem verilmelidir. Gerede’nin Osmanlı
Vakıfları açısından da önemli bir belde olduğu ortaya konulmuş ve bu geleneğin
GERKAV ile sürdürüldüğünün altı çizilmiştir.
Ticaret ve Dericilik
Dericilik üzerine düzenlenen çalıştayda Gerede’nin Avrupa
standartlarında deri üretim tesislerine sahip olması başta olmak üzere birçok
güçlü yanı vurgulanmış, bununla birlikte gelişmeye açık yönleri şu şekilde
belirtilmiştir:
Deri sektörüne dair veri eksikliği söz konusu olduğu için
güçlü ve geliştirmeye açık yanlar konusunda zayıf kalınmaktadır. Deri geri
dönüşümü kolay ve doğada çok çabuk çözülebilme özelliğine sahip olmasına rağmen
dünyada deriden üretilen ürün tüketimi %17’lere gerilerken imitasyon deriden
yapılan ürünlerin tüketimi %83’lere dayanmaktadır. Bu noktada Gerede’de deri
üretim fabrikalarından 25 tanesi daha büyük firma olma statüsüne geçerek bunun
127’ye çıkarılması hedeflenmektedir. Gerede’nin deri üretiminde arıtma
tesislerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda 2015 yılında yapımına başlanan 6
bin metreküplük ileri teknolojili arıtma tesisi devreye alınacaktır. Su
verimliliği ile ilgili çalışmalar da planlanmaktadır. Ayrıca Hollanda gibi
ülkelerdeki deri üretiminde arıtma tesislerinin yapıları incelenerek Gerede için
uygulama örnekleri analiz edilmektedir.
Deri sektöründe tesisler ve arıtma sistemleri ile ilgili
uluslararası kurumlarca verilen genel kabul görmüş belgelerin alınması
firmaların ve sektörün gelişmesi açısından önemlidir. Gerede Deri OSB’nde bu
belgeleri alma potansiyeli taşıyan çok sayıda firma bulunmaktadır. İlerleyen
yıllarda bunun artırılması planlanmaktadır. Helal sığır jelatin üretiminin
genişletilmesi ve deri üretiminin yan maddesi olarak ele alınan jelatin
üretimini talep eden firmaların buluşturulması Bununla birlikte kolajen üretim
alanlarının neler olabileceği ve kozmetik, sağlık, fizyoterapi, gıda ve askeri
alanlarda kullanılabilecek üretim tesislerine yönelik girişimler
hedeflenmektedir. Gerede’de deri üretiminde endüstriyel ürün üreticileri
markalaşma süreçlerini tercih etmeyerek Gerede’ye ait bir marka ortaya
çıkaramamaktadır. En yakın olarak kemer ve cüzdan üretiminde markalaşma süreci
tamamlanarak pazarlamasının yapılması planlanmaktadır. Ayrıca bu markalaşmayla
birlikte bir moda sisteminin de buna eklemlenmesi şarttır.
Alternatif uygulamalar olarak; unutulmaya yüz tutan
ayakkabıcılık, mesçilik ve tarakçılığın yeniden canlandırılması, endüstriyel
bir ürün olan deride markalaşmaya öncelik verilmesi (örneğin GEREDER gibi),
arıtma suyunun tekrar deri üretiminde kullanılması, kadınların istihdamıyla
derilerden kaynaklı atık ürünlerinin ticari değere dönüştürülmesi, Gerede Deri
İhtisas OSB’nin adının Gerede Ahî Evran Deri İhtisas OSB olarak değiştirilmesi,
her yıl 18-24 Eylül tarihleri arasında ahilik haftası kutlamalarında
debbağlıkla ilgili geleneksel uygulamalara yer verilmesi, Gerede’de derinin
geçmişten günümüze gelişimini anlatan bir müzenin kurulması ve bu müzenin
internete de taşınması ve Gerede’de dericilikle ilgili bilgi birikiminin arttırılması
için uluslararası dericilik sempozyumu yapılması, BAİBÜ ve ilgili diğer kurum
ve kuruluşlarla işbirliğinin arttırılması da önerilmiştir.
Gerek Bolu gerekse Gerede’nin zengin mantar kültürü
düşünüldüğünde Gerede yöresinde bir mantar fabrikası kurulması potansiyelinin
varlığına dikkat çekilmiştir.
Deprem
1944 depremi sonrasında oluşan ulaşım ve iletişim
problemleri ile afet müdahale organizasyonundan bahsedilerek afet yönetimi ile
ilgili tavsiyelerde bulunulmuş, TBDY (Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği) 2018
hakkında bilgiler verilmiş, yapısal hesaplar için adımlar ifade anlatılmıştır.
Deprem tasarım sınıfları, yatay elastik tasarım spektrumu vb. konular
hakkındaki detaylar üzerinde durularak AFAD sitesi yardımıyla bölgesel hatta
neredeyse noktasal tasarım değerlerinin bulunabileceği belirtilmiş ve bina
periyodunun TBDY 2018 özelindeki öneminin altı çizilerek, bina periyodunun
düşürülmesi hususunda perde kolonların önemi belirtilmiştir.
Deprem izolatörlü yapılar için örnekler verilmiş ve tanıtımı
yapılmış, güncel değeri ifade edilmiştir. Sıvılaşma etkisinin görülmesi için
zemin şartlarından bahsedilmiş ve sıvılaşmaya karşı zemin iyileştirme metotları
gösterilmiştir. ‘Dirençli Kent Gerede’ için sektörel desteğin önemi
vurgulanmış, sağlam zemin ve buna bağlı şehirleşmenin öneminden bahsedilmiştir.
Gerede ilçesi özelinde yapılaşmanın yakın geçmişteki durumu ve haritalandırması
gösterilmiş ve yol göstermesi açısından mevcut durum analizi yapılmıştır.
Geçmiş depremlerin Gerede’nin bölgesel kültürel mirasına etkisi hususu üzerinde
durularak Mikro bölgelendirme tarihi ve kültürel mirasın ihmal edildiği, bu
konuda çalışmalar yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca halkın deprem
konusunda bilinçlendirilmesi gerektiği, deprem gerçeğinin unutulmaması için
müzeler açılması, fay hattı üzerinde istasyonlar belirlenerek bilgilendirme
levhaları asılması teklif edilmiştir.
Turizm
Sempozyumda sunulan bildirilerde Cumhuriyetin ilk yıllarında
Bolu söz konusu olduğunda akla gelen iki turizm merkezinden birinin Abant,
diğerinin de Esentepe olduğu ortaya konulmuştur. Esentepe yerelde daha iyi
bilinmekle birlikte günümüzde bilinirlik açısından Abant’ın çok gerisinde
kalmıştır. Yapılacak çalışmalarla Esentepe’nin Abant, Gölcük, Yedigöller
seviyesine çıkarılması için gerekli çalışmalara daha fazla ağırlık
verilmelidir. Geçmişi 16. yüzyıla dayanan tarihi Gerede Panayırı, Gerede ve
çevresinde cazibesini hala sürdürmekle beraber bu ticari etkinliğin gelişime
açık olduğu görülmektedir. Sunulan bir bildiride bu yılki panayırda il dışından
katılımcı oranı yüzde 12 olarak ortaya konulmuştur. Bu oranı arttırmak için
ulusal düzeyde tanınırlığını arttıracak çalışmaların yapılması önerilmektedir.
Bunların dışında Gerede’nin inanç turizmi, yayla turizmi ve kış turizminde
mevcut potansiyelini geliştirecek kapsamlı çalışmaların yapılması; özellikle de
tarihî mekânları, manevî şahsiyetleri, doğal güzellikleri, yerel ürünleri ve
yöresel lezzetlerinin tanıtımının, bilinirliğinin arttırılması için daha fazla
çaba sarf edilmesi teklif edilmiştir.
Tarım ve Hayvancılık
Gerede geleneksel dericilik üretiminin yanı sıra tarım ve
hayvancılık konusunda da zengin bir geçmişe sahiptir. Gerede’de tarım, günümüz
modern tarım teknikleri ve pazarlama stratejileriyle birleştiğinde, bölge için
ekonomik ivmeyi tetikleyebilme potansiyeline sahiptir. Toprağın verimliliği ve
coğrafi konum itibariyle, organik tarım, yerel tohumların/ata tohumlarının
korunması ve yeniden canlandırılması, hayvancılıkta sürdürülebilir yöntemlerin
yaygınlaştırıldığında ve doğa turizmi ile entegre edildiğinde tarımsal
faaliyetler, gelişime açık alanlar olarak ifade edilebilir. Sürdürülebilir bir
kaz yetiştiriciliği yapılabilmesi için üniversitemiz ve üniversitemize bağlı
araştırma merkezleri tarafından çalışma yapılması gerektiği ve bu doğrultuda
özel-kamu iş birliği, ortak projeleriyle yerli ve melez ırklar için çalışmalar
yapılması da önerilmiştir.
Türkiye’deki deri
üretiminin %30’unu karşılayan Gerede’de son 8 yılda hayvancılığın
%48 artmasına rağmen şehir sanayisinin en önemli ham maddesi
olan derinin %95’inin şehir dışından temin edildiği ve yine bunun önemli bir
miktarının da ithal ürünlerden oluştuğu belirtildi. Bu durum karşısında
Gerede’de hayvancılığın desteklenerek ham maddenin temininde yerlilik oranının
yükseltilmesi önerilmiş ve bunun yerelde hem Gerede halkının ekonomik gücünü
arttıracağı hem de istihdamı destekleyici olacağı ifade edilmiştir. Tarım
arazisi statüsünde olmayan, arıcılık ve hayvan yetiştirmenin yapılabileceği
alanların değerlendirilmesi gerektiğinden bahsedilerek bal ormanlarının
yapılması suretiyle, çiçek endüstrisinin ve arıcılığının Gerede’de
gelişebileceği dile getirilmiştir. Bunların dışında botanik saha çalışmaları
yapılarak ilçenin tıbbi ve aromatik bitki florasının da ortaya konulması ve
ticari değere dönüştürülmesi önerilmiştir.
Gastronomi
Gerede “Şak Şak Helvası” ve “Gerede Keşi”nden sonra
“Kıkırdaklı Pide”, “Tiridli Kızarmış Kaz” ve “Kedibatmaz” gibi coğrafi işaret
alınabilecek diğer ürünlerin tespiti için ivedilikle kapsamlı saha çalışmaları
yapılması teklif edilmiştir. Makarnalık, kızartmalık ve katık keşi olmak üzere
üç adet patentli keş üretimi bulunduğu aktarılmış ve keşin kullanım
alanının arttırılabileceği ve
pazar ağının genişletilebileceği, Gerede’nin altyapı
ve potansiyelinin buna uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Kaz
gastronomisindeki potansiyelin artırılması düşüncesinin altı çizilmiş ve bu
potansiyelin açığa çıkarılması için kaz yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi
yanında özellikle gastronomi çalışmaları ile reklam ve tanıtıma ağırlık
verilmesi önerilmiştir. Ayrıca yörede aşçılığın gelişip yaygınlaşması için
öğrencilere dönük bir uygulama restoranı ve yine kadınlar için bir uygulama
kooperatifinin hayata geçirilebileceği ifade edilmiştir. Geleneksel Gerede
yemeklerinin saha çalışmaları ile ortaya konulması, gastronomi çalışmaları ile
kayıt altına alınması ve turizm faaliyetleri ile yaygınlaştırılarak Gerede’nin
ekonomik değerleri arasına dahil edilmesi gerektiği önerilmiştir. Gerede’nin
coğrafi işaretli ürünlerin sayısının arttırılabileceği önerilmiştir.
Spor
Gerede’nin unutulmaya yüz tutmuş ve canlandırılması gereken
önemli değerlerinden biri de rahvan atçılığıdır. Bu değerin yaşatılması ve
geliştirilmesi için Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi bünyesinde açılan
binicilik dersleriyle başlatılan çabaların daha da genişletilerek sürdürülmesi
teklif edilmiştir. Gerede’nin sportif alanda unutulmaya yüz tutmuş
değerlerinden birisi de yağlı güreş geleneğidir. Bu geleneği yaşatmak için
şenlik ve panayırlarda yağlı güreşlere de yer verilebileceği, çocuklarımızın daha
erken yaşlarda yağlı güreşle tanışması sağlanabileceği ifade edilmiş, bu
maksatla Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde
güreş derslerinin yanı sıra yağlı güreş dersleri de açılması önerilmiştir.
Düzenlenen Arkut Dağı Çalıştayı’nda, buranın gelişimine katkı sağlayacak
konular konuşulmuş ve şu hususlar teklif edilmiştir. Arkut Dağı’na suni karlama
sisteminin kurulması, Kayaklı koşu pisti ve 5 km’lik kış pistinin akşam
antrenmanları ve spor faaliyetlerinin devamlılığı için aydınlatılması, Yaz-kış
kayak yapılabilecek kapalı tünel yapılması, Kayaklı koşu branşına yönelik
tematik spor okullarının açılması, Wax kabinlerinin yapılması, Kayak sporunun
daha çok kişiye tanıtılması için halka yönelik projelerin yapılması.
Halk Kültürü
Halk Kültürü alanı ile ilgili yapılmış çalışmaları kapsayan
oturumda, Gerede’nin, geleneksel adet ve inanışlar bakımından oldukça zengin
bir kültüre sahip olduğu ifade edilmiş, şifalı bitkiler ve bu bitkilerin
kullanımı ile ilgili alana katkıda bulunmuş tarihsel kişiliklerin de bu
coğrafyada yaşadığı ve çalışmaları ile ilgili bilgi aktarımının yapıldığı
araştırmalar ile tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda, Gerede’nin
zirai, kültürel ve sosyal anlamda zengin inanış ve pratiklere sahip olduğu
anlaşılmıştır.
El Sanatları
El sanatları alanında yapılmış çalışmaları kapsayan
oturumda, Gerede bölgesine ait çorap ve patik çeşitlerinin motif ve desenlerin
oldukça zengin olduğu aktarılmış, patik ve çorap üretimi ve örme teknikleri
üzerinde durulmuş ve günümüzde çoraptan ziyade patik üretiminin daha fazla
olduğu tespit edilmiştir. Gerede bölgesinin yöresel ve kültürel zenginliğine
dikkat çekmek ve koruma altına almak amacıyla farklı çalışmaların yapılması
gerektiği ifade edilmiştir. Çeşitli dantel örnekleri gösterilerek, yapım
teknikleri üzerinde durulmuştur. Kültürel mirasın toplum tarafından kabul
edilip korunduğu sürece var olabileceği vurgusu yapılmıştır. Ayrıca, Gerede
çeyiz gelenekleri bağlamında örücülük tekniği ile yapılmış çalışmalardan
örnekler gösterilmiş ve teknik bilgiler verilmiştir. Gerede çeyiz gelenekleri
tarihsel bağlamda ele alınmıştır. Gerede bölgesinde yapılan kanaviçe işleme ve
yöresel giysi örnekleri gösterilmiş teknik bilgiler sağlanmıştır. Bunların
gelecek nesillere iletilmesinin önemi vurgulanmıştır.
Sanat ve Mimari
Oturum boyunca yapılan tüm sunumların ortak noktası olarak
Gerede’nin nitelikli bir mimari yapı stoğuna sahip olduğu ifade edilmiş,
özellikle Osmanlı Dönemi konut-konaklama yapılarının hızlı bir strateji
geliştirilerek koruma altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Sayıları hızla
azalan Gerede geleneksel konut mimarisi örneklerinden hiç değilse birkaçının
tarihi belge niteliğini yitirmeden korunması ve çağdaş yaşamla
bütünleştirilerek geleceğe taşınması hususu vurgulanmış, bunun Geredelilerin
sadece gelecek kuşaklarına karşı değil aynı zamanda insanlığın ortak mirasına
saygılarının da gereği olduğu vurgulanmıştır. Gerede köylerinin kırsal mimari
mirasını anlamak için ciddi bir potansiyele sahip olduğu ve çalışılması
gerektiği vurgulanarak Gerede için kırsal gelişme önerileri üretilmesi
gerektiği, mimari mirasın Gerede’nin fiziksel boyutta güçlü ve gelişime açık en
önemli yönlerinden biri olduğu ifade edilmiştir. Öğrencilerin stüdyo
çalışmaları ile Gerede’nin köylerinin tanıması ve farklılaşan kırsal yaşam
modeli üretilmesi için çeşitli öneriler sunulmuştur.
Eski Halkevi binası ile ona bitişik durumundaki 203 nolu ada
üzerindeki Gerede Arastası’nın bir bölümünü oluşturan tarihi dükkân yapıları
yıkılmıştır. Yıkılan Halkevi binası ve orijinal dükkanlar yerine, Bolu
yöresinde örneklerine rastlamadığımız daha çok Ankara Hacı Bayram bölgesinde
örneklerini görebildiğimiz betonarme karkas üzerine yapılan eklektik bir
tipoloji ile iki katlı yeni dükkânlar, Kiliseli Tüccar Han’ın hemen önünde ve
onunla aynı yükseklikte yapılmıştır. Kültürel mirasın korunması ve gelecek
kuşaklara aktarılması ile uygunluk göstermeyen bu davranış, özünde yeni bir AVM
binası yapılmasından çok daha yanlıştır. Zira gerek gelecek nesillerin aidiyet
ve kimlik kaygısında ve gerekse buraya gelmesi beklenen turistler için
Gerede’nin gerçekte sahip olduğu orijinal dükkân tipolojisi, taban oturumu, kat
yükseklikleri, konstrüksiyonu, yapı malzemesi ve detayları yerine
tipleştirildiğinden benzerlerini ülkenin her yerinde görebileceğimiz geleneksel
mimari adı verilen sahte imajlar var olacaktır.
Gerede Arastası, Bolu ve Mudurnu arastalarındaki zemin
kattaki dükkan ve üst kattaki dükkan sahibinin evi veya deposu şeklinde bazen
tek, bazen 1.5 katlı bazen de 2 katlı olarak, 10 m2 ile 20 m2 arasında değişen
çok dar bir taban alanı oturumu olan iki katlı dükkan tipolojisine benzemekle
birlikte benzerlerinden farklı olarak tahta ve metal kepenkleri, metal dükkân
gölgelikleri ve demir bağlantı elemanları, taş kapı-pencere söveleri ve
tuğladan kirpi veya profilli taş saçak bitişleri gibi özgün detayları koruyan
dükkânlara sahiptir. Gerede’nin somut kültürel mirasının gelecek nesillere
aktarılmasında çok önemli bir yere sahip olan tarihi hanlar ve dükkanların
oluşturduğu bütünsel dokuyu başarmak için tescil edilmiş veya edilmemiş tüm
Arasta dükkânlarının uzman kişilerce yapılacak röleveler, farklı dönemlerde
çekilmiş fotoğraflar, çizimler ve gravürler gibi görsel ve yazılı belgelere
dayanarak mutlaka aslına uygun şekilde, yine bu konuda yetkin kişilerin
denetiminde restorasyonunun yapılması, Gerede’nin sahip olduğu deri
işletmeciliği, el sanatları ve mutfak kültürü gibi alanlarındaki turizm
potansiyeli dikkate alınarak kafe, geleneksel el sanatları imalat ve satış
mağazaları vb. ile işlevlendirilmesi tavsiye edilmiştir.