Haber:
Aslı Akış
“Kadına şiddeti” kınamak için düzenlenen basın
açıklamasına, Bolu Belediye Başkan Yardımcısı Rasim Özdemir, CHP Bolu İl
Başkanı Kazım Karsu, CHP Merkez İlçe Başkanı Ersan Türkoğlu, CHP Kadın Kolları
Başkanı Zuhal Işın Toker, CHP kadın Kolları üyeleri ve partililer katıldı.
Cumhuriyet Halk Partisi Bolu İl Kadın Kolları,
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’de her
geçen gün kadına yönelik fiziki ve sözlü şiddetin yanında cinsel istismar olaylarının
arttığına vurgu yaparak basın açıklaması düzenledi.
Etkinlikte “Şiddet, Kadınların Kaderi
Olmasın”, “Ölmek İstemiyorsan Haykır”, “Şiddet Yetersiz
Kimsenin Son Barınağıdır”, “Korkma Gücünün Farkında Ol Sıra Sana Gelmeden
Sesini Çıkart” yazılı dövizler ile kadına karşı şiddete dikkat çekildi.
“MİRABEL
KARDEŞLER İNSAN
HAKLARI VE DEMOKRASİ MÜCADELESİNİN SEMBOLÜ OLDULAR”
Kadınlar adına konuşan CHP Bolu Kadın Kolları
Başkanı Zuhal Işın Toker; Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve
Dayanışma Gününün tarihçesi hakkında bilgiler vererek; “Bundan tam 60 yıl önce
Dominik Cumhuriyeti’nde yaşayan ve tarihe Kelebekler olarak geçen üç kız
kardeş; Mirabel kardeşler, ülkedeki diktatörlüğe karşı direndiler.
Hapsedildiler, tutuklandılar, ağır işkencelere maruz kaldılar. Var güçleriyle
30 yıldır süren diktatörlüğe meydan okudular. 25 Kasım tarihinde iktidar
güçleri tarafından tecavüz edilerek öldürüldüler. Cansız bedenleri bir uçurumun
dibinde bulundu. Kadınların baskıya karşı mücadelesini, Mirabel kardeşleri yok
ederek sindireceğini sanan diktatör, onların katliamının ardından patlayan ve
ülkeyi saran öfke seli ile devrildi.
Mirabel Kardeşler, her 25 Kasım’da Kadına
Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nün, dolayısıyla insan hakları
ve demokrasi mücadelesinin sembolü oldular. Bütün dünyada kadınlar, bu üç kız
kardeşten aldığı mücadele bayrağını daha da ileri taşımanın inancı ve
dayanışması içinde CEDAW’dan, İstanbul Sözleşmesi’ne kadar önemli uluslararası
anlaşmaların hayata geçirilmesini sağladı” ifadelerini kullandı.
“HAYKIRMAYI
SÜRDÜRECEĞİZ”
Kadına şiddetin politik olduğunu söyleyen Toker,
kadınların kazanılmış haklarına göz diken, kadınları “fıtrat ve kader” arasına
sıkıştıran bir iktidarla mücadele ettiklerini ifade ederek; “Bu yıl 25 Kasım’ı
pandemi koşullarının gölgesinde karşılıyoruz. Ancak hepimiz biliyoruz ki;
ülkemizde kadına yönelik şiddet, ayrımcılık ve hak ihlalleri artarak devam
ediyor. Kadınlar şiddete, istismara, yoksulluğa, güvencesizliğe sıkıştırılmış
hayatlar yaşıyor. Pandemi döneminde bu sorunların daha da büyümesi yetmezmiş
gibi; kazanılmış haklarımıza dahi göz diken, kadınları “fıtrat ve kader”
arasına sıkıştıran bir iktidarla mücadele ediyoruz. Kadınların kıyafetinden kaç
çocuk doğuracağına, nafaka hakkından İstanbul Sözleşmesi’ne kadar uzanan
ellere, gereken cevabı her gün büyüttüğümüz örgütlü mücadelemiz ile veriyoruz,
vermeye de devam edeceğiz. “Kadına yönelik şiddet politiktir” diye
haykırmayı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
“EŞİT,
ÖZGÜR VE DEMOKRATİK BİR GELECEK BİZ KADINLARIN ELLERİNDE YÜKSELECEK”
Toker,
eşit, özgür ve demokratik bir geleceğin kadınların ellerinde
yükseleceğini belirterek; “Bizler Halide Edipler’den, Bahriye Üçoklar’dan,
Türkan Saylanlar’dan aldığımız ilhamla, kadınların demokrasi, eşitlik ve insan
hakkı mücadelesini uluslararası dayanışma içinde sürdüreceğiz. Sokakları,
meydanları, kampüsleri, fabrikaları, tarlaları terk etmeyeceğiz. Hayatı
kurduğumuz her alanda sözümüzü çoğaltacağız. Siyaset yapmaktan da emeğimizin
hakkını savunmaktan da vazgeçmeyeceğiz. Eşit, özgür ve demokratik bir gelecek;
biz kadınların ellerinde yükselecek.
“AZİM
BİZİZ, EMEK BİZİZ”
Yaşamın her köşesini sevgiyle, barışla,
kardeşlikle, güvenli bir gelecekle donatacağız. El ele verip, önce eril
zihniyeti sonra dünyayı değiştireceğiz. Cesaret biziz. Azim biziz. Emek biziz.
Biz kadınlarız. Biz her iki kişiden biriyiz. Bu 25 Kasım hepimize; kardeşliğin,
dayanışmanın, eşitliğin, mücadelenin ve kazanımların habercisi olsun! Eşitlikle
ve sevgiyle” dedi.