Kıbrıs Gazisi Em.Kd.Bnb. Ahmet
Şerafettin Yamaner yayımladığı mesajında;
“Yıl 1923 Osmanlı Devleti yıkılmış, Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti
kurulmuştur. Anadolu nüfusu 9.229.000, bunun 5.750.000 ‘i kadın geri kalanı
yaşlı erkek, hastalıklı, sakat ve çocuk, %95’i okuma yazma bilmeyen eğitimden
yoksun Türk Milleti. Atatürk’ün Cumhuriyeti; yoksul, perişan, cahil, yılgın,
moralsiz ve emperyalizmle kuşatılmış ve kışkırtılmış bir topluluktan; önce “birlik” sonra “ordu” sonra bir “millet”
yaratmıştır. 1911-1922 yılları arasında 11 yıl süren yıkıcı savaşlar
yapılmıştır. Balkan savaşlarında 750.000, 1nci Dünya savaşında 550.000 den
fazla kayıp verilmiştir. Ölenlerin çoğu 15-35 yaş arasındaki gençlerdir.
Kurtuluş savaşı sırasında 850 köy tümüyle, 930 köy kısmı düşman tarafından
yıkılmıştır.
“3 MART 1924’TE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞINI
KURDURMUŞTUR”
Türkiye’deki toplam karayolu uzunluğu
2500 km, demir yolu uzunluğu 3756 km olmasına rağmen bir metresi bile bizim
değildir. Tamamen emperyalist ülkelerin kullanımındadır. Tüm Türkiye’de 337
doktor, 150 ilçede doktor yok. Doktor başına 30.000 kişi düşüyor. 40.000 köye
karşı ebe sayımız 136, toplam eczane sayımız 60, ekonomik hayatımız içler acısı
kapitülasyonlar belimizi bükmüş. Millet mekteplerinde hiç okuma yazma bilmeyen
458.000 köylü kadından 152.968’ine okur-yazar belgesi verilmiştir. Atatürk;
halkın dini gerçekleri hiçbir aracıya ihtiyaç duymadan anlaması için kutsal
kitabımız Kuran-ı Kerimi ve sağlam hadis kaynaklarını Türkçe ’ye tercüme
ettirmiştir. Tarikatların, cemaatlerin, din istismarcılarının dini kendi
kontrollerine almalarının engellemek için 3 Mart 1924’te Diyanet İşleri
Başkanlığını kurdurmuştur. 1919 yılında başlayıp 1927 yılına kadar kendisinin
ve silah arkadaşlarının çalışmalarını; Vatanı nasıl kurtardıklarını ve
Cumhuriyeti nasıl kurduklarını otuzaltıbuçuk saat Mecliste anlatarak,
bilgilerini belgelerle sunmuştur.
“ATATÜRK’Ü SEVMEK; ONU TANIMAK VE ANLAMAKLA
OLUR”
Türkiye Cumhuriyet’inin ilelebet
muhafaza ve müdafaa etmek görevi; kurucusu, yüce önder Gazi Mustafa Kemal
Atatürk tarafından Türk gençliğine verilmiştir. Atatürk diyor ki; “Cumhuriyet: fikren, ilmen ve bedenen
kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister.’’ ‘’Benim naçiz vücudum bir gün
elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’’
‘’Türk Milletinin karakterine ve adetlerine en uygun idare Cumhuriyet
idaresidir.‘’ Cumhuriyetin değerini anlamak için onun ne şartlarda, nelere
rağmen ve ne pahasına bu günlere getirildiğini bilmek gerekir. Atatürk’ü
sevmek; onu tanımak ve anlamakla olur. Cumhuriyet tarihini öğrendikten sonra ve
devrimlerinin öncesini, amaçlarını ve getirdiklerini değerlendikten sonra Türkiye’nin
parçalanması için sahnelenen ve bugünde devam eden uluslararası ve iç oyunlara
Türkiye’nin çıkarlarına karşı girişilen planlara karşı ülkesini seven hiçbir
Türk’ün seyirci, duyarsız kalacağı düşünülemez.
“BÜYÜK TAARRUZLA DÜŞMAN DENİZE DÖKÜLMÜŞTÜR”
Zorlu savaş yıllarının yenilgisiz
komutanı Mustafa Kemal Paşa, Mondros mütarekesinin imzalanmasından sonra
geldiği İstanbul’da Padişah Vahdettin ile görüşmesinin ardından “O gün anladım ki padişahlar milletlerin
kaderini değil, ancak şahısların huzurunu düşünürler.” “O gün Türkiye’yi ancak
Cumhuriyet’in kurtaracağına iman ettim.” Diyerek bu iman ve inançla Samsuna
çıkıp Milli Mücadeleyi başlatmıştır. Sakarya savaşından önce 05 Ağustos 1921’de
Başkomutanlık görevini almasını müteakip, 7-8 Ağustos günlerinde yayınladığı TEKÂLİF-İ MİLLİYE (Milli Vergiler)
başlıklı 10 emrin yurttaşların yiyecek ve giyecekleri ile ilgili kalemlerinin
el konulan kısımlarını içeren iki emirde “Bedeli
sonradan ödenmek üzere el koydum.” İfadelerine yer verilmiştir. Ve bu
sözler yerine getirilmiştir. Başkomutan Mustafa Kemal’in komutasında ve
liderliğinde 26 Ağustos 1922 tarihinde başlattığı Büyük Taarruzla düşman denize
dökülmüştür.
“YAŞASIN CUMHURİYET’’
Mustafa Kemal 22 Eylül 1923’te ‘’Nene
Treie Presse’’ adlı Viyana gazetesi Muhabirine; 23 Nisan 1920’de kurulan sistemin
Cumhuriyet olduğunu fakat adının açıklanmadığını belirtip yapılacak işin
yalnızca isim koymak olduğunu söyledi. Yeni
Devletin Başkentinin merkezi güvenli bir yer olan Ankara olması 13 Ekim’de
Mecliste oy çokluğu ile kabul edildi. Mustafa Kemal 28 Ekim gecesi Çankaya’da
İsmet Paşa (İnönü) ve bazı kimseleri
toplantıya çağırdı. ’’Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.’’ diyerek kararını
açıkladı. 29 Ekim 1923 saat 18.45’de yaptığı toplantıdan sonra 20.30’da ‘’
YAŞASIN CUMHURİYET’’ sesleri arasında Cumhuriyet ilan edildi. Yeni Türk
Devletinin adı ‘’TÜRKİYE CUMHURİYETİ’’ hemen arkasından da Türk ulusunun
kurtarıcısı Gazi Mustafa Kemal ‘’Oy Birliği’’ ile Cumhurbaşkanı seçildi. Egemenlik
kayıtsız şartsız millete verilerek imparatorluk yönetimi son bulmuştur.
“CUMHURİYETİMİZİN KURULUŞUNUN 99. YILI
HEPİMİZE KUTLU OLSUN”
Türk ulusunun kurtarıcısı ve bugün ki
yaşantımızın mimarı Mustafa Kemal; Türkiye’nin siyasal yapısının değiştirmenin
ilk adımının Saltanatın kaldırılmasını sağlamakla attı. (01 Kasım 1922) Türkiye
Cumhuriyeti, vatan evlatlarının canları ve kanları pahasına kurulmuş,
Cumhuriyet sistemi ile tüm vatandaşlara, Milletvekili, Bakan, Başbakan,
Cumhurbaşkanı seçme ve seçilme hak ve ödevi verilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti
parlamenter sisteme dayalı olarak, çağın gereklerine ayak uyduramayan
imparatorluğun enkazı üzerine kurularak dünya ülkelerine örnek olmuştur. Bu
gerçeklere dayanarak Atatürk’ün “
Gençliğe hitabesinde” de belirttiği gibi bu güzel ülkeyi bizlere emanet
edip, ebediyete intikal eden başta büyük devlet adamı, büyük asker, Mareşal
Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimizi
rahmetle anar, yaşayan Gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler dilerim. CUMHURİYETİMİZİN
KURULUŞUNUN 99’UNCU Yılı hepimize kutlu olsun 29 Ekim 2022.”